Dünyanın her yerinde karşınıza çıkabilecek bir grup insan var; siyah giymeye meraklı, rock, heavy metal ya da punk müzik dinleyen ve karanlık görünüşlü bir topluluk… Peki, ülkemizde de göze çarpan bu topluluk Türkiye yakın tarihi içinde hangi yollardan geçti, nasıl bir dönüşüme uğradı ve müzik tarihimizde nasıl yer etti?

Toplamda otuz dokuz yıllık bir süreci anlatan Türkiye’de Ağır Müziğin Geçmişi, rock kültürünü tanımak isteyen herkes için bir kaynak kitap olmasının yanı sıra bu türlerin takipçileri için de kendi yaşantılarının dönüm noktalarından izler bulacakları eşsiz bir başucu kitabı.

“Türkiye’de Ağır Müziğin Geçmişi kitabı, Adnan Alper Demirci’nin uzun bir geçmişe dayanan ‘rock’çılığının’, müzikseverliğinin, araştırmacılığının, arşivciliğinin, yazarlığının, titizliğinin hatta kasetlerinin, konser biletlerinin, kısacası varlık sebeplerinden birinin; ‘ağır müzik’ten aldıklarına karşılık vermek için gösterdiği çabanın sonucu. Kültür sanat alanı için tarihsel ve belgesel olduğu kadar samimi ve ‘içerden’ bir tanıklık aynı zamanda. Türkiye’de bu müziğin; ne büyük ağırlıklar sırtlandığını, uğruna nelerin göze alındığını, nerelerden nerelere hangi dönemeçlerden geçerek ulaştığını anlatırken o günleri yaşayan, yaşayamayan herkesi bu hikayeye ortak ediyor.”
– Tolga Akyıldız




Türkiye’de Ağır Müziğin Geçmişi, Barış Akpolat’ın yazdığı Ezhel – Kazıdım Tırnaklarla kitabının ardından Müzikmentor Kitaplığı’nın ikinci kitabı olarak okurla buluştu.

Adnan Alper Demirci’nin yazdığı Türkiye’de Ağır Müziğin Geçmişi Karakarga Yayınları’ndan çıktı.

Arka Kapak Yazısı:

Tam 11 yıl önce Facebook üzerinde başlayıp kısa sürede geniş bir rock sever kitleye ulaşan Türkiye’de Ağır Müziğin Geçmişi (TAMG) 2019 itibariyle Twitter, YouTube, podcast ve web sitesi üzerinde de ses getirmeyi başardı. Türkiye’de rock ve heavy metal müziğin geçmişine belgeler ve anılar eşliğinde analitik fakat samimi bir tanıklık yaptı. İşte şu anda elinizde tuttuğunuz kitabın hikâyesi bu.

Kitap, 1981 yılından bugüne, “hafif müzik” kategorisine zıt giden rock, heavy metal ve punk gibi tarzların Türkiye’de nasıl yayıldığına ve geliştiğine odaklanırken kâh hikâyeleri kâh durum değerlendirmeleriyle mevzuyu 2020’lere bağlıyor.

Bu yolculuğa müzisyenler, dinleyiciler, fanzinciler, organizatörler, kasetçiler, tişörtçüler, radyocular başta olmak üzere yolu ağır müzikten geçen yüzlerce kişi eşlik ediyor.

Toplamda 39 yıllık bir dönemi konu edinen TÜRKİYE’DE AĞIR MÜZİĞİN GEÇMİŞİ kitabı, gücünü arşivinden, dergi/fanzin/kaset koleksiyonundan ve dönemin tanıklarını içeren kaynakların ısrarla araştırılmasından alan bir tarihsel anlatı ortaya koyuyor. Böylece Türkiye’nin yakın kültür tarihinde önemli bir boşluğu dolduruyor.