Kategori: Sosyal Gündem Page 15 of 37

The Economist’in kapağı dikkat çekti. Yapay zeka melek mi şeytan mı!

The Economist dergisi, her yılın başında kehanet diye nitelendirilebilecek kapaklar ortaya çıkarıyor. Toplumun geneline bakıldığında ise bu kehanetlerin çoğunun doğru olduğu düşünülüyor. The Economist kapakları çıkar çıkmaz hemen yorumlanıyor. Kapaktaki gizli mesajlar, birçok uzman ve komplo teorisyenleri tarafından inceleniyor. Son olarak derginin Nisan 2023 kapağı gündeme geldi.




The Economist yeni kapağında, yapay zeka yani “Artificial Intelligence” kısaltmasına ‘melek’ ve ‘şeytan’ amblemleri koydu. The Economist dergisi son zamanlarda tartışmaların merkezinde yer alan, pek çok sektörde kullanımı yaygınlaşan yapay zekayı kapağına taşıdı. Economist’in kapağında yapay zeka, “Melek mi şeytan mı” mesajı verilerek vurgulandı.

Twitter karar değiştirdi, 1 milyon’dan fazla takipçisi olan hesaplara mavi tik ücretsiz oldu!

Elon Musk’ın satın aldığı sosyal medya platformu Twitter’da sular durulmuyor. Geçtiğimiz günlerde bütün profillerdeki ücretsiz olarak bulunan doğrulama işareti ”mavi tik” kaldırıldı. Bu karar birçok ünlü ismi sinirlendirdi. Ünlü isimler tepkilerini sosyal medya üzerinden dile getirdi. Twitter, bugün itibariyle 1 milyondan fazla takipçisi olan hesaplara rozetlerini geri vermeye başladı.




Bir milyondan fazla takipçisi olan bazı Twitter hesaplarının mavi tik rozetleri, abone olmak için ödeme yapmalarına gerek kalmadan yeniden verildi. Beyoncé, Harry Kane ve Victoria Beckham gibi bazı isimlerin profillerinde yeniden onay işaretleri görülmeye başlandı. Ödeme yapmadan altın rengi rozeti yeniden gelen BBC News’un haberine göre, 20 Nisan’dan itibaren rozetleri alınan bazı hesaplar hakkında Elon Musk fikrini değiştirdi.

1,1 milyon takipçisi olan yayıncı James O’Brien, mavi tik’ini kaybettikten sonra şimdi geri alanlardan biri. Hesabı için ödeme yapmadığını doğruladı. Ayrıca O’Brien, 1 milyondan daha az takipçisi olan bazı hesapların da mavi tiklerinin tamamen Elon Musk’ın takdirine bağlı olarak geri yüklendiğini belirtti.

Globelink Ünimar, Şile Belediyesi iş birliğiyle deniz yüzeyi temizleme araçlarını faaliyete geçirdi!

Türkiye’de lojistik sektörünün öncülerinden Globelink Ünimar, doğanın korunmasına dikkat çekmek amacıyla yeni bir adım atarak, Şile Belediyesi iş birliğiyle deniz yüzeyi temizleme araçlarını suyla buluşturdu. Şile’de iki farklı bölgeye konumlandırılan araçların, bölgedeki temizlik faaliyetlerine destek olması hedefleniyor.




30 yıla yaklaşan tecrübesiyle lojistik ve tedarik zinciri sektörünün öncüleri arasında yer alan Globelink Ünimar, sosyal sorumluluk alanında projeler geliştirmeye devam ediyor. İş süreçlerinde çevrenin ve doğal kaynakların korunmasını ön plana alan Globelink Ünimar, şimdi de Şile Belediyesi’yle ortaklaşa yürütülen proje kapsamında Şile’de deniz yüzeyinin temizlenmesi adına önemli bir adım attı. Bu kapsamda, 19 Nisan’da Globelink Ünimar İcra Kurulu Üyeleri Koray Çıtak, Selçuk Uray ve Pazarlama Süpervizörü Efe Çıvgın ile Şile Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü Aydagül İpek Akyol’un katılımıyla gerçekleştirilen lansmanla birlikte kıyı ve deniz temizliği yapabilen insansız deniz yüzeyi temizleme araçları bölgedeki faaliyetlerine başladı. Her biri toplamda 120 litre katı 15 litre sıvı atık kapasitesine sahip olan iki araç Şile Belediyesi’nin destekleriyle çalışmaya devam edecek.

Proje kapsamında, Globelink Ünimar ve Şile Belediyesi’nin ortak çalışmaları sonucunda deniz yüzeyi temizleme araçlarının aktif olarak çalışacağı iki bölge belirlendi. Bu kapsamda, ilk aracın çalıştırılması için belediye tarafından etkinlikler, festivaller gibi önemli organizasyonlarda kullanılan ve birçok ziyaretçiye ev sahipliği yapan Şile Limanı seçildi. Ayrıca, turizm anlamında oldukça aktif bir alan olan Ağva oteller bölgesi de ikinci aracın konumlandırılacağı bölge oldu.

“Daha temiz bir çevre için çalışmaya devam edeceğiz”

Şile Belediyesi’yle gerçekleştirilen iş birliğine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Globelink Ünimar İcra Kurulu Üyesi Koray Çıtak, “Globelink Ünimar olarak, gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir çevre bırakmak için projeler üretmeye ve değer yaratmaya devam ediyoruz. Bununla birlikte, topluma değer sağlayacak projeler için çeşitli kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapmaya da devam ediyoruz. Bu kapsamda, Şile Belediyesi iş birliğiyle yürüttüğümüz projeyle deniz yüzeyi temizleme araçlarımızı suyla buluşturuyor olmaktan dolayı oldukça mutluyuz. Bu gelişmeyle birlikte iki bölgede aktif olan araçlarımızla daha temiz bir doğa için çalışmaya devam edeceğiz. Projenin ilerleyen dönemlerinde daha farklı başlıklarda iş birliğimizi kuvvetlendireceğiz. Değerli destekleri için Şile Belediyesi’ne teşekkür ediyoruz” diye konuştu.




“Daha yeşil bir çevre için yenilikçi çalışmalar yürütüyoruz.”

Globelink Ünimar ile gerçekleştirilen iş birliği ve projeye dair görüşlerini aktaran Şile Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü Aydagül İpek Akyol, “Şile Belediyesi olarak, halkımıza daha temiz bir çevre sunabilmek adına yoğun çaba sarf ediyoruz. Belediyemiz bünyesinde çalışan mesai arkadaşlarımızla da kendi sorumlu olduğumuz alan içerisinde daha yeşil bir çevre için yenilikçi çalışmalar yürütüyoruz. Şimdi de yaptığımız iş birliği doğrultusunda deniz yüzeyi temizleme araçlarının kullanıma geçirilmesinde ciddi mesai harcayan Globelink Ünimar’a bölgedeki deniz temizleme faaliyetlerine sunduğu katkılardan ötürü teşekkür ediyor, iş birliğimizin artarak devamını diliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Deprem bölgesine yardım gönderen markalar!

6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde yaşanan iki deprem sonrası kamusal ve kurumsal markalar aynî ve nakdî yardımlarla depremzedelere olan desteğini gösterdi. Deprem bölgesine yardım gönderen markalar ise Branding Türkiye tarafından Kırmızı Pelerinli Markalar başlığıyla listelendi!

6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler tüm Türkiye’yi kedere boğdu. Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Elazığ, Malatya ve Hatay başta olmak üzere birçok ilde hissedilen depremler aynı zamanda Suriye, Mısır, Lübnan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Irak’ta da hissedildi. On binlerce vatandaşın hayatını kaybettiği ve sayısı on binlerle ifade edilen insanın yaralandığı Kahramanmaraş merkezli bu depremler sonrası Türkiye her afette olduğu gibi yine tek yürek oldu.




Bir taraftan enkaz kaldırma çalışmaları sürerken bir yandan da bölgenin ihtiyacı olan aynî ve nakdî destekler organize edildi. Depremin ilk anından itibaren Türkiye’nin her yerinden milyonlarca vatandaş, deprem bölgesi için destekte bulunurken kurumlar da bu süreçte üzerine düşeni yaptı. Birçok marka aynî ve nakdî yardımda bulunarak desteklerini sürdürürken sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumları da tüm bu yardımların deprem bölgesine güvenli bir şekilde ulaştırılmasını sağladı.

Peki hangi markalar deprem bölgesine yardım gönderdi? Hangi marka ne kadar yardımda bulundu? İşte deprem bölgesine yardım gönderen markalar hakkında tüm detaylar!

Deprem Bölgesine Yardım Gönderen Markalar
Kurumsal yardımlarda öncü olan, afet sürecinde hızlı hareket ederek ihtiyaç bölgesine destekte bulunan ve yardım organizasyonlarına katkı sağlayan markalar Kahramanmaraş Depremi için de aynı özveriyle hareket ederek takdir topladı.

6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde yaşanan iki deprem sonrası bölgenin ihtiyacı olan aynî ve nakdî yardımlar için destekte bulunan markaların unutulmaması içinse Branding Türkiye anlamlı bir çalışmaya imza attı. Bu çalışmayla birlikte deprem bölgesine yardım gönderen markalar listelendi. Kırmızı Pelerinli Markalar Listesi adıyla duyurulan listede çeşitli sektörlerden onlarca marka bulunuyor.




Tüketicilerin kurumsal yardımlarda öncü olarak gördüğü markalardan beklentisi olan o “süper kahraman” metaforuna özdeş bir ifade olarak Mürsel Ferhat Sağlam tarafından kavramsallaştırılarak literatüre kazandırılan “Kırmızı Pelerinli Markalar” kavramı, deprem yardımlarının önemine farkındalık kazandırmakla kalmadı. Bu kavram aynı zamanda kurumsal sosyal sorumluluk olgusuna da yeni bir pencere açtı.

Kırmızı Pelerinli Markalar Listesi
Deprem bölgesine ilk günden itibaren aynî ve nakdî destekte bulunan markaların yer aldığı Kırmızı Pelerinli Markalar Listesi, Branding Türkiye tarafından belirli periyotlarda güncellendiği için listeyi buraya tıklayarak inceleyebilirsiniz.

En çok kahve tüketen ülkeler belli oldu: Finlandiya birinci!

Kahve, global çapta en popüler içeceklerden biri olurken, birçok ülkede önemli bir kültürel sembol haline geldi ve hem yerel hem de global pazarlardaki ticaret hacmi arttı. Tedarik ettiği kahveleri tüketicilere dünya standartlarında ulaştıran yerli marka, sektöre dair değerlendirmede bulundu. Dünya genelinde kahve tüketimi giderek artıyor. Kahve en çok ABD’de tüketilirken, yıllık kişi başına kahve tüketiminde 12 kilogram ile Finlandiya ilk sırada geliyor. Onu 9,9 ile Norveç ve 9 kilogram ile İzlanda izliyor. 10 yıl öncesine kadar kahvenin kişi başı tüketim miktarı 350 gram olan ülkemizde ise bu oranın günümüzde 1,1 kilograma ulaştığı görülüyor. Ticaret hacmiyle birlikte her yıl %4,47 büyümesi beklenen küresel pazarda da öne çıkan yereldeki sektör oyuncuları ise Türkiye’de kahve kültürünü hızla yaygınlaştırıyor.




Gourme Coffee Roasting olarak kaliteli kahve tedarikine ve kavurmasına adanmış kurum kültürüyle Türkiye’nin en önde gelen kahve markalarından biri olma yolunda emin adımlarla ilerlediklerini söyleyen Gourme Coffee Kurucusu Akın Kılıç, 20 yılı aşkın tecrübesiyle ve dünya çapında çiftliklerle kurduğu iş ağıyla, müşterilerine en kaliteli ve taze kahveyi sunmayı hedefliyor. “Kahve, benim hayatımda her zaman önemli bir yere sahipti” diyen Kılıç, küresel kahve pazarı ve Türkiye’deki kahve tüketimi hakkında da değerlendirmede bulundu.

“Kahvenin topraktan başlayıp fincana ulaşan yolculuğunun her aşamasında varız”

Kahvenin kalitesini etkileyen tüm süreci yakından takip ettiklerini vurgulayan Gourme Coffee Kurucusu Akın Kılıç, bu süreci şöyle anlattı: “Kahvenin topraktan fincana uzanan yolculuğunun her aşamasında lezzetini ve kalitesini nelerin etkilediğini çok iyi biliyoruz. Bu nedenle titizlikle seçilmiş dünyanın en özel ham kahve çekirdeklerini Türkiye’ye getiriyoruz. Getirdiğimiz çekirdekleri, uzun yıllara dayanan bilgi birikimimizle ve yüksek teknolojili makinelerimizle dünya standartlarında kavuruyoruz. En yüksek kaliteye ulaşan kahvelerimizi bölgesine, çiftliğine, türüne, kavurma derecesine, tat özelliklerine ve skoruna göre ayırarak en doğru fiyat politikası ile tüketicilerimizle buluşturuyoruz. Çalışanlarımızın ve müşterilerimizin içtikleri kahveyi öğrenebilmeleri için kahvelerimiz hakkında detaylı bilgi veriyoruz. Bu sayede zamanla büyük bir aileye dönüştük, iyinin tutkunları olarak yeni hasatların en heyecanlı takipçileri haline geldik.”

“Toptan kahvecilikte ilk akla gelen isim olmak istiyoruz”

“Ülkemizdeki kahveseverler markamızı gördüklerinde en iyi koşullarda toplanmış, kurutulmuş ve kavrulmuş çekirdeklerden hazırlanan bir kahve içtiklerine emin olabilir. Kahvelerimizin hem dokusunda hem tadında bu motivasyon ve tutkunun izleri var” diyen Akın Kılıç, sözlerine şöyle devam etti: “20 yılı aşkın tecrübemizle ve ilk günkü heyecanla en iyi çekirdekleri ve kavurma yöntemlerini Türkiye’deki tüketicilerle buluşturmak için sürekli araştırma yapıyoruz. Kaliteli ve yenilikçi kahve çeşitlerimizle Türkiye’deki kahve kültürünü dünya standartlarına taşımak en büyük motivasyonumuz. Bizim için kahveseverleri kaliteli kahveyle buluşturma tutkusu her şeyden önce geliyor.”




Hedefleri sektörde zirveye ulaşmak

Toptan kahvecilikte büyümek istediklerini aktaran Akın Kılıç, “Gourme Coffee olarak Türkiye’deki kahve pazarının hızla büyümesinde önemli bir rol oynadığımızı düşünüyoruz. Müşterilerimize dünya standartlarında kahve sunmanın yanı sıra, kahve dükkanımız Gallo Rosso’da kahve demleme ekipmanları, ömür boyu garantili termoslar, kahve öğütücüler ve kahve makineleri gibi aksesuarlar da sunuyoruz. Hedefimiz kahve denince akla ilk gelen, ürün ve hizmet kalitesiyle rakiplerinden hep bir adım öne çıkan bir marka olmak” ifadelerini kullandı.

Sedat Anar: ”Önce Hak sonra halk için müzik yaparım”

Fatih Savaş’ın sunumuyla ekranlara gelen “İftarı Beklerken” programı, santur sanatçısı Sedat Anar’ı ağırladı. Anar, programda santurla tanışma hikâyesini ve müzik yolculuğunu anlatarak pek çok eser icra etti. Anar, “Ben önce Hak sonra halk için müzik yaparım” dedi. Esenler Belediyesi yayın organı Şehir Ekranı TV’de Ramazan ayı boyunca her akşam izleyiciyle buluşan “İftarı Beklerken” programının konuğu santur sanatçısı Sedat Anar oldu. Sokak müziği ile başladığı sanat yolculuğunu izleyicilerle paylaşan Anar, Savaş’ın sorularını yanıtladı. Programda Kur’an-ı Kerim tilaveti ise Habib İspirli tarafından verildi.




8 yıla aşkın bir süre sokakta müzik yaptığını ifade eden Anar, “O dönemlerde sokak müziği çok yaygın değildi. Bir avuç insandık. Bir arkadaşım vesilesiyle santurla tanıştım ve santuru öğrenmek içim İran’a gittim. Benim araştırmalarıma göre santurun çıkış yeri Mısır. Çok iyi bir divan şairi okuyucusuyum. Özellikle mutasavvıf şairlerin şiirlerini severek okuyorum. Ben ölmüşlerin değil hiç ölmemişlerin şiirlerini besteliyorum. Benim için Mevlana Hazretleri, Yunus Emre, Yaman Dedeler hiç ölmedi. 2016 yılına kadar sokakta çaldım. İstanbul’a geldikten sonra sokakta çalmaya ara verdim. Albümlerim yayınlandı ve bir dinleyici kitlem oluştu. Salonlarda konserler vermeye başladım. Derken buralara kadar geldik. Sokaktayken herkesin bildiği şeyleri çalıyordum. Ben Âşık Veysel hastası bir adamım. İlk söylediklerim de muhtemelen ‘Uzun İnce Bir Yoldayım’dır. Ben ilahileri, naatları modern üslupla söylüyorum. Eskiyi yeniye uyarlayıp bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Kendime göre bir şive ve dil oluşturup öyle çalışıyorum. Ben önce Hak sonra halk için müzik yaparım” dedi.

Çok Kadim ve Eski Bir Çalgı

Santurun dışında bağlama da çaldığını sözlerine ekleyen Anar, “Lise sondan itibaren gitarla haşır neşir olmaya başladım. Def ve erbani çaldım. Nenem falan da ağıtçıdır. Cenazelerde ağıt yakar. Onun da kayıtlarını aldım. O da def ve erbani çalardı. Üniversiteye gelince lavta çalmaya başladım. Şehir Ekranı TV’de de “Enstrümanların Dili” adlı bir program yaptım. Çalabildiğim bütün enstrümanları çalıp bilgi vermeye çalıştım. Benimle örtüşen çalgı santur. Başka bir tınısı var. Santur aynı zamanda piyanonun atası. Santur çok kadim ve eski bir çalgı. Tevrat’ta bile bahsedilen bir çalgı” ifadelerini kullandı.

Hatay’da “İyilik Çadırı”nda depremzedeler iftarda bir araya geldi!

Haraparası Mahallesi’nde bulunan çadır kente gelen Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Genel Müdür Yardımcısı Abdurrahman Çetin, iftar öncesi burada kalan ailelerle sohbet etti. Çetin, daha sonra, depremzede çocuklar için düzenlenen etkinliklere katıldı. Boşnak asıllı Avustralyalı oyuncu Reshad Strik de katıldığı etkinliklerde çocuklarla eğlenceli dakikalar geçirdi.




Çetin ve Strik, daha sonra “İyilik Çadırı”nda vatandaşlarla iftar yaptı. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki depremlerden etkilenen illerde Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfınca kurulup iftar ile sahur verilen “İyilik Çadırları”nda, afetzede çocuklara yönelik Karagöz ve meddah gösterileriyle çeşitli eğlenceler düzenleniyor.

Gıda Yüksek Müh. Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı ve Beslenme Uzmanı Dilara Koçak’tan Ramazan ayına özel beslenme önerileri!

Ramazan ayı, beslenme ve yaşam şeklinin değiştiği bir dönemdir. Öğün sayısının azalması, yaklaşık 14-15 saati bulan açlık süresiyle birlikte günlük alınan enerji, besin öğesi çeşitliliği ve sıvı tüketiminin azalması gibi beslenme değişiklikleri, yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesini zorlaştırabilir. Bu sebeple, iftar ve sahur olmak üzere en az 2 öğünün sağlıklı besinlerle tamamlanması önemlidir.




Ramazan ayında düzenli propolis tüketimi, kan şekerinin dengelenmesine yardımcı oluyor.

Arı Ürünleri Uzmanı Gıda Yüksek Mühendisi Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı “İftara yakın saatlerde çok düşük seviyelere düşen kan şekeri, iftar yemeği ile birlikte hızlı bir artışa geçiyor. Doygunluk hissinin sağlanamaması ve tatlı tüketme ihtiyacı ise kan şekerinin bu denli hızlı yükselmesinden kaynaklanıyor. Literatürde tip 2 diyabetli bireylerde yapılmış bilimsel çalışmalar gösteriyor ki propolisin düzenli tüketimi kan şekerinin dengelenmesine yardımcı oluyor. Mevsimsel geçiş dönemine rastlayan ramazan ayı içerisinde de fenolik ve flavonoidlerin beslenmeye dahil edilmesi ve kan şekerinin normal seviyelerine destek olması için yetişkinlerin her gün en az 20 damla saf Anadolu propolisi içeren bir özütten tüketmesini öneririm.”

Sahur öğünü atlanmamalı.

Sahur, günün daha verimli geçirilebilmesi için ihtiyaç duyulan enerji ve protein ihtiyacının karşılanması bakımından önemlidir. Beslenme Uzmanı Dilara Koçak “Sahur öğününün atlanması, açlık süresinin uzamasına, bireyin gün içerisinde daha yorgun, halsiz ve bitkin hissetmesine, metabolizma hızının yavaşlamasına sebep olabilir. Bu sebeple, sahur öğününün mutlaka yapılması, ramazan ayını daha rahat geçirmeye yardımcı olur” diyor ve ekliyor “Sahurda süt, yoğurt, peynir, yumurta, yulaf, tam tahıllı ekmekler, polen, arı ekmeği, meyve gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı önerilmektedir. Şarküteri ürünleri gibi yüksek yağ ve yüksek tuz içeren besinlerden uzak durulmalıdır. Sahuru tatlı ile bitirmek isteyenler ise ham ballar ile tüm besleyici içeriği korunmuş halde sahur sofralarını tatlandırabilir.”

Uzun açlık nedeniyle özellikle gün içerisinde zorlanan bireylerin, daha uzun süre tok tutabilecek, lif ve protein içeriği yüksek gıdaları tüketmesini öneren Arı Ürünleri Uzmanı Gıda Yüksek Mühendisi Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı ise “Kompleks karbonhidratları içeren tam tahıllı ekmek, yulaf, meyveler, sebzeler ve polen sahur öğününde yer alabilecek gıdalardır. Literatürde tek tam gıda olarak bilinen polen; A, C, E, D, K ve B grubu vitaminler, amino asitler, yağlar, lifler, karbonhidratlar, proteinler, polifenoller, fenolik ve flavonoid bileşenler, çinko, selenyum, magnezyum, kalsiyum, demir gibi önemli mineraller ve gerekli tüm elzem besin öğelerini içeriğinde doğal olarak bulundurur. Yapılan araştırmalar polenin yaklaşık %30 oranında protein içeriğine sahip olduğunu belirtmektedir. Ramazan ayında oluşabilecek vitamin ve mineral eksikliklerine karşı sahurda 2-4 tatlı kaşığı polen tüketerek hem daha uzun süre tok kalmaya katkıda bulunabilir, hem de vitamin mineral ihtiyacınızın karşılanmasına destek olabilirsiniz” diyor.




Orucu açtıktan sonra mutlaka 10-15 dakika ara verilmeli.

İftara yakın saatlerde, kan şekeri çok düşük seviyelerde olduğundan, iftar saatiyle birlikte kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğabilmektedir. Beslenme Uzmanı Dilara Koçak’a göre; dengeli ve yeterli bir iftar yemeğinde, küçük porsiyonlu ve enerji içeriği yoğun olmayan yiyecek ve içecekler tüketilmelidir. Orucu açtıktan sonra 1 büyük bardak su, ardından bir kase çorba tüketilmesi, ardından bir 10-15 dakika ara verilmesi önerilir. Akabinde ana yemekle birlikte mutlaka salata/sebze tüketilmesi de önemlidir. Gün içerisinde düşük seyreden kan şekerinin bir anda artışı ile iftardan sonra yaşanabilecek yorgunluk, halsizlik ve uyku halinin önüne geçmek için ana yemekte aşırıya kaçılmamalı ve yiyecekler mümkün olduğunca çok çiğnenerek, yavaş yavaş yenmelidir. Kızartılmış ve yağlı besinler yerine ızgara, fırın veya tencerede pişmiş yiyecekler tercih edilmelidir. İftarda ramazan pidesi de kontrollü tüketilmesi gereken gıdalardan biridir.

Arı ekmeği doğal bir probiyotiktir.

Arı Ürünleri Uzmanı Gıda Yüksek Mühendisi Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı’nın verdiği bilgiye göre; arı ekmeği de doğal probiyotik bir gıda olması nedeniyle iftar sonrası ara öğünde tercih edilebilecek doğal bir gıdadır. Anadolu arı ekmeği, içeriğindeki probiyotik mikroorganizmalar sayesinde sindirim sistemini düzenlemeye ve bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olur. Ara öğünlere 1-2 tatlı kaşığı BEE’O Arı Ekmeği eklenmesi önerilir.

İftar ve sahur arasındaki artan tatlı ihtiyacı için ham bal tüketilebilir

İftar ve sahur arasında, yeterli su/sıvı alımı sağlanması dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biridir. Arı Ürünleri Uzmanı Gıda Yüksek Mühendisi Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı “İftar sonrası şeker ve şekerli besinlerin tüketmeye eğilim artmaktadır. Buna karşılık, özellikle şerbetli tatlı gibi ağır tatlılar yerine ham bal ve ham bal içeren tariflerle iftar sonrası tatlı ihtiyacınızı bastırabilir, daha sağlıklı bir ramazan ayı geçirebilirsiniz” diyor. Ramazan ayında mide ve bağırsak problemleri yaşanabileceğinden günde ortalama en az 2-2,5 litre su içmeye, sıvı ihtiyacını karşılayacak ayran, sade maden suyu, kefir vb. tüketmeye de özen gösterilmelidir.

Sabah gazetesi yazı işleri müdürü Şaban Arslan hayatını kaybetti!

Turkuvaz Medya bünyesinde faaliyet gösteren Sabah Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Şaban Arslan geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Sabah gazetesi bu olayı ”Gazetemizin acı kaybı” başlığı ile duyurdu. Sabah gazetesi paylaşımında: ”Sabah Gazetesi’nde uzun seneler Haber Müdürlüğü, Haber Koordinatörlüğü görevinde bulunan ve daha sonra Yazı İşleri Müdürlüğü görevini üstlenen Şaban Arslan geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.” ifadelerine yer verdi.




Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında Şaban Arslan için başsağlığı diledi. Altun, “Uzun yıllar medya sektöründe hizmet veren değerli gazeteci, Sabah Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Şaban Arslan’ın vefatını büyük bir üzüntüyle öğrendim. Şaban Arslan’a Allah’tan rahmet, yakınlarına, Turkuvaz Medya ailesine ve medya camiamıza başsağlığı diliyorum.” ifadelerini kullandı.

Gani Kürklü, yayınlandığı şarkı ile bir döneme damgasını vurdu!

Gani Kürklü’nün yayınlandığı dönemde büyük ses getiren ”Gelinliğinle gel” isimli albümü, hala en çok dinlenenler arasında yer alıyor. Sevilen şarkıcı 2004 tarihinde 10 şarkıdan oluşan bir albüm yayınladı.




”Gelinliğinle gel” ismini verdiği albümde en çok dinlenen şarkı albümede ismini veren ”Gelinliğinle gel” isimli şarkısı oldu. Yayınlandığı dönem’de milyonlarca kez dinlenerek yayınlandığı döneme damgasını vurdu. Sözleri Hüseyin Yapıcı’ya ait olan şarkının müziğini Turgay Tekinaslan hazırladı.

Page 15 of 37

Powered by WordPress & Theme by Anders Norén