Kategori: Sosyal Gündem Page 3 of 37

Kültür iflası mı yaşıyoruz?

Uzman Klinik Psikolog Melek Abca: “Öz değerlerimize sahip çıkmak, gelenek göreneklerimizi yaşatarak gelecek nesillere aktarmak hepimizin toplumsal görevi…” Abca: “Birlik ve beraberlik bağlarının güçlenmesine vesile olan bayramları fırsat bilmeli; bir arada olmanın, paylaşmanın, kültürel değerlerimizi yaşatmanın önemini hatırlamalıyız”

Ramazan Bayramı yaklaşıyor. Türk kültüründe önemli bir yere sahip olan birlik, beraberlik, paylaşma ve dayanışma gibi duyguların arttığı bayramların, insanların birbirine yakınlaşması için fırsat olarak görülmesi gerektiğini ifade eden Memorial Ankara Hastanesi uzmanlarından Klinik Psikolog Melek Abca, “Köklerimizin, geldiğimiz toprakların, atalarımızın bize bıraktığı manevi zenginliklerin kıymetini bilmeli, bunları hatırlamak için bayramları iyi değerlendirmeliyiz” açıklamalarında bulundu.




2000’li yıllardan itibaren, milenyum çağının getirdiği teknolojik imkanların da insanları daha çok koşuşturmaya, yanı sıra bireyselleşmeye ittiğini söyleyen Abca, şöyle konuştu: “Yeni çağın getirileri bizi kendi farkındalığımızdan uzaklaştırdı; geleneklerimizden, kültürümüzden, masallardan, hikayelerden, o bilgelik boyutumuzdan uzaklaştırdı. Teknolojinin nimetlerini yaşamak varken onu yanlış kullandık. Yaşanan pandemi süreci bize yeniden birlik olmanın, birbirimizle paylaşmanın, kültürümüze sahip çıkmanın önemini hatırlattı. Şimdi hatırladıklarımızı tekrar yaşatma, öğrendiklerimizi sonraki nesillere aktarma vakti…”

Ciddi bir kültür iflası yaşandığını belirten Abca, “Ekosistemlere baktığımızda her varlığın, her nesnenin birbirine bir aidiyeti var, bütünlüğü var. Biz bu bütünlük içerisinde sadece birbirimizle değil, doğada birçok şeyin; ağacın, toprağın, güneşin farkındalığını unuttuk. Şükran duymayı unuttuk, şükretmeyi unuttuk. Hep “Anılarım geride kaldı, çocukluğum, büyüklerimiz geride kaldı’’ diye yakınıyoruz, ancak bu gidişatı da değiştirmemiz gerekiyor” diye konuştu.




“Çocuklarımıza manevi rehber olmalıyız”

Günümüzde abartılı bir “kendi kendine yeterlilik” durumunun yaşandığını belirten Abca, “Atalar ve derin aile hikayelerinin unutulması, birbirimizle, dünyayla, vefat eden aile bireylerimizle ve geçmişimizle nasıl yaşayacağımıza dair hiçbir yönergenin olmayışı ciddi bir sorun. Bizi bağlayan ve birleştiren ortak hikayelerle, atalarımızın topraklarıyla bağlantımızı yeniden kurmalı, çocuklarımızı da yönlendirerek onlara manevi rehber olmalıyız. Onların kişisel gelişimine katkı sağlarken, onlara birlikte var olmayı da öğretmeliyiz. Çocuklarımızla film izleyelim sabah kahvaltıları yapalım. Ama tek başına bunlar yetmiyor. Bizim geleneklerimizi, masallarımızı, kadim bilgileri bilge büyüklerimizden alıp, çocuklarımıza da aktarmalıyız” açıklamalarında bulundu.




“Bayram, aile bağlarını pekiştirmek için çok önemli bir fırsat”

Bayramda, ailenin tüm üyelerinin bir araya geldiği etkinliklerin, aile bağlarının pekiştirilmesi için çok önemli bir fırsat olduğunu söyleyen Abca, “Geniş aile olarak tanımlanan büyükanne, büyükbaba başta aile büyükleri ve yakınlara ziyaretler düzenlemek, eskiden olduğu gibi bayram kahvaltılarında bir araya gelmek, çocukların psikolojik gelişimine de katkı sağlar. Çünkü çocuklar her zaman sadece ebeveynlerinin değil diğer aile büyüklerinin de yaşam deneyimlerine ve rehberliklerine ihtiyaç duyarlar. Memleket ziyaretleri aile bireylerine doğdukları, büyüdükleri yerleri görme, anılarını tazeleme ve paylaşma olanağı da sağlar. Bu fırsatları iyi değerlendirmeli, kültürümüze sahip çıkmalıyız” dedi.

Dünyanın en iyi 7 doktoru arasında gösterilen Türk doktor Yadigar Genç!

Almanya’da yaşayan Türk Doktor Yadigar Genç Kanserle mücadele de geliştirdiği Lazer ile tedavi ve onkolojik tedavi ile dünyanın gündemine oturdu. Kanser ile mücadele de dünyanın en iyi yedi doktoru arasında gösterilmekte. Türkiye ‘de üye olduğu bilim kurulu üyelikleri ile de Türk sağlık sektörünün yakından tanıdığı Yadigar Genç. Lazerle kanser tedavisinin ikinci aşamasında Onkolojik tedavi yöntemi ile de birçok ülkeden gelen hastaların umut kaynağı oldu.




2024 yılında 5 durumu olmayan hastayı da tedavi edeceğini belirten Yadigar Genç, imkanlarımız el vermesi durumunda bu sayının Türk hasta sayısının 10 ve üzeri olarak tedavilerini üstleneceğini ve başta Türk olmak üzere diğer hastalarında yaşama tutunması için eklinden geleni yapacağını belirtti. Dr. Yadigar Genç; “Onkolojik tedavi yönteminin kanser tedavisinde başarı oranı diğer tedavi yöntemlerine göre % 70 daha fazla. Ve daha kısa sürede cevaplar vermekte. Onkolojik virüsler, kanser tedavisinde giderek daha fazla ilgi gören bir alanı temsil eder. Bu tedavi stratejisi, virüslerin genetik olarak modifiye edilmesini içerir, böylece özellikle kanser hücrelerini hedef alır ve bunları yok ederken sağlıklı hücrelere zarar vermez.”




”Onkolojik virüslerin kullanımı, kanser hücrelerini seçici olarak enfekte ederek, içlerinde çoğalır ve nihayetinde patlayarak hücrelerin ölümüne yol açar. Bu süreç, immün sistem yanıtını artırarak ve anti-tümör etki sağlayarak kanserle mücadeleyi destekler. Onkolojik virüs tedavisi, geleneksel kanser tedavilerine yanıt vermeyen veya yan etkileri tolere edemeyen hastalar için umut vadeden bir alternatif olarak görülmektedir. Sonuç olarak, onkolojik virüslerin kanser tedavisindeki büyük potansiyel çekmektedir ve gelecekte kanser tedavisi stratejilerinde önemli bir rol oynamamaktadır. Onkolitik kanser virüs tedavisi Almanya’da Dr. Yadigar Genç bünyesinde Genç Medical merkezinde uygulanmaktadır, modern innovativ kanser tedavi opsiyonu olarak hastalar için daha etkili ve daha az invaziv tedavi seçeneğini sağlamaktadır.”

İstinyepark İstanbul’un tamamı orjin gayrimenkul grubuna geçti!

Orjin ve Doğuş gruplarının ortaklığı ile 2007 yılında faaliyete başlayan İstinyePark İstanbul Alışveriş Merkezi’nin % 58 payına sahip olan Orjin Gayrimenkul Grubu, %42 paya sahip olan Doğuş Turizm Sağlık Yatırımları Şirketi’nin hisselerinin de tamamını satın alarak İstinyePark İstanbul Alışveriş Merkezi’nin tamamının tek sahibi oldu.




Böylece Orjin Gayrimenkul Grubu 2021 yılında açtığı İstinyePark İzmir AVM’ den sonra İstinyePark İstanbul AVM’nin hisselerinin de tümünün sahibi oldu. İmza töreninde konuşan Orjin Grup Eş Başkanları Zafer Kurşun ve Zafer Yıldırım, İstinyePark markasının bilinirliğinin ülkemiz sınırlarını aştığını, her yıl dünyanın dört bir köşesinden milyonlarca yabancı turisti ağırladığını, İstinyePark İstanbul ve İstinyePark İzmir alışveriş merkezlerinin konseptleri ve marka karmaları açısından tüm ziyaretçilerin beğenisini ve takdirini kazandığını belirttiler.




Eş Başkanlar; İstinyePark İstanbul’da devam eden yenileme projesi kapsamında Haziran ayında yeni restoranların, kafelerin ve mağazaların faaliyete geçeceğini, bu sayede ziyaretçilere yeni lezzetler ve deneyim alanları sunacaklarını vurguladılar. Bundan sonraki hedeflerinin ise İstinyePark’ı bir Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’na dönüştürerek halka arz etmek olduğunu ifade ettiler. Orjin Gayrimenkul Grubu, sahibi bulunduğu İstinyePark Alışveriş Merkezleri’nin yanı sıra, ofis binaları, oteller, cadde mağazaları, lojistik ve üretim tesisleri ile Türkiye’nin en büyük ticari gayrimenkul portföylerinden birinin sahibi durumunda.

Osmanlı mirası ”Diş kirası” ile Filistin’e umut!

Tarih ve modernliğin kesişim noktasında, Osmanlı Devleti’nin asırlık ‘Diş Kirası’ geleneğini yaşatan Nilhan Sultan Köşkü Paşalimanı, bu Ramazan ayında anlamlı bir farkındalık projesine imza atıyor. Köşk, Filistin halkının yaşadığı sıkıntılara dikkat çekmek ve onların sesini dünyaya duyurmak amacıyla, geleneksel diş kirası uygulamasını bir bilinçlendirme aracı olarak sunuyor.




Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze miras kalan ve zengin bir tarihi dokuya sahip olan ‘Diş Kirası’ geleneği, Nilhan Sultan Köşkü Paşalimanı’nda benzersiz bir deneyimle misafirlerine sunuluyor. Köşk, bu gelenek kapsamında misafirlerine, İsrail’in zulmü altında yaşayan Filistin halkına destek olmak amacıyla tasarlanmış ‘karpuz dilimli broşunu’ hediye ediyor. Bu özel broş, Filistin bayrağının renklerinden ilham alarak, direniş ve umudun bir simgesi olarak tasarlandı.

ABD’li şair Aracelis Girmay’ın “Karpuza Övgü” adlı şiirinden alıntı yapılarak, karpuz diliminin Filistin halkının direnişindeki önemi vurgulanıyor: “Ve Filistin’de, Filistin bayrağını dalgalandırmanın suç sayıldığı Filistinde/Karpuz dilimleri yükseltilir/ İsrail askerlerine karşı/Filistin’in kırmızısı, beyazı, siyahı, yeşili için/Kabuğunun renkleriyle/ Seviyorum seni/ Sonsuza kadar.”




Nilhan Sultan Köşkü Paşalimanı tarafından yapılan açıklamada, Ramazan ayının ruhuna uygun bir şekilde, misafirlerine sundukları bu küçük ama anlamlı hediye ile Filistin halkının direnişine ve onların sesinin daha fazla duyulmasına katkı sağlamayı hedefledikleri belirtildi. Köşk, bu geleneği sürdürürken, Filistin halkının maruz kaldığı zulme ve mücadelesine dikkat çekmeyi amaçlıyor.

Kültür ve Dayanışma El Ele

‘Diş Kirası’ geleneği, Osmanlı konaklarında misafirperverliğin ve zarafetin bir göstergesi olarak asırlardır devam ediyor. Nilhan Sultan Köşkü Paşalimanı, bu geleneği, modern dünyada insan haklarına dikkat çekmek ve kültürel mirası korurken aynı zamanda toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla kullanıyor.




Nilhan Sultan Köşkü Paşalimanı’nın bu özel girişimi, hem tarihi bir gelenekten ilham alıyor hem de günümüzde hala devam eden ve çözüm bekleyen bir toplumsal meseleye ışık tutuyor. Köşk, bu projeyi hayata geçirirken, Ramazan ayının getirdiği birlik, beraberlik ve yardımlaşma ruhunu da pekiştirmeyi amaçlıyor.

Muhsin Yazıcıoğlu, ölümünün 15. yıldönümünde anıldı!

Muhsin Yazıcıoğlu, şehadetinin 15. yıldönümünde Anda Derneği tarafından 697 kişilik arama ve kurtarma gönüllüsü ile Keş Dağı’na gerçekleştirilen 7 kilometrelik tırmanışla anıldı. 15 yıl önce Keş Dağı olarak bilinen bölgede şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının hayatını kaybettiği Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesine bağlı Keş Dağı eteklerinde 697 kişilik ekip ile 7 kilometrelik tırmanış gerçekleştirildi.




O anları sosyal medya hesabı üzerinden paylaşan Anda Derneği, paylaşımına: ”Anda Derneği olarak; liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun 15 yıl önce şehadete erdiği Muhsin Dağı’na, 697 arama ve kurtarma gönüllümüz ile 7 kilometrelik rotanın ardından tırmanışımızı tamamladık ve şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nu saygı ve rahmetle andık. Emeği geçen ve katılan bütün gönüllülerimize teşekkür ederiz” notunu düştü.

Can Dost Doğaseverler, iftar yemeğinde buluştu!

Manisa Can Dost Doğaseverler Grubu tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen iftar yemeği renkli geçti. Dualarla başlayan iftar yemeğinde grup başkanı Yaman Üzeyir, başkan yardımcıları ve yönetim kurulu üyeleri, katılan davetlilerle yakından ilgilendiler. İftar programında kültürümüzün önemli bir rengi olan, Hacivat-Karagöz tiplemelerine ilişkin orta oyunu sergilendi.




Oyunu başarıyla gerçekleştiren grubun en küçük üyeleri olan yetenekli kardeşler beğeniyle izlendi. Ardından türkü dinletisi ile keyifli dakikalar yaşandı. Davete katılan grup üyeleri ve misafirler, Başkan Yaman Üzeyir ve yönetim kurulu üyelerine teşekkür ettiler. Ayrıca çok memnun kaldıklarını, her yıl düzenlenen iftar programının devamını talep ettiler. Can Dost Doğaseverler Başkanı Yaman Üzeyir, ” 7 yıldır gerçekleştirdiğimiz iftar yemeğimizin düzenlenmesinde emeği geçen yönetim kurulu arkadaşlarıma, katkıda bulunanlara, iftar yemeğimizi onurlandıran üyelerimize ve misafirlerimize teşekkür ediyorum” dedi.

Haber: Hasret Dilek Delier

‘Türkiye’de Geçim Şartları’ anketinden çarpıcı sonuçlar!

NG Araştırma’nın 20 Şubat – 11 Mart 2024 tarihleri arasında 18 yaş üzeri 1737 kişinin katılımıyla Türkiye genelinde ‘Türkiye’de Geçim Şartları’ konulu yaptığı ankette çarpıcı sonuçlar çıktı. NG Araştırma’nın yaptığı ankete göre emeklilerin %86’sı emekli maaşına yapılan zammı az bulurken katılımcıların %37’si asgari ücretle bir kişinin dahi temel ihtiyaçlarını karşılayamayacağını düşünüyor. NG Araştırma tarafından yapılan anket, 20 Şubat – 11 Mart 2024 tarihleri arasında Türkiye genelinde 18 yaş üzeri, farklı sosyo-ekonomik gruplardan 1737 kişinin katılımı ile online araştırma platformu benderimki.com üzerinde gerçekleştirildi.




Türkiye’de geçim şartları
NG Araştırma halkın bakış açısından geçim şartlarını değerlendiren bir kamuoyu araştırması gerçekleştirdi. 20 Şubat – 11 Mart 2024 tarihleri arasında 18 yaş üzeri 1737 kişinin katılımıyla Türkiye genelinde yapılan kamuoyu araştırmasının ilginç sonuçları var.

Son zamanlarda ardı ardına gelen zamlar ve zorlaşan hayat şartları birçoğumuzun gündeminde. Hemen her kesimden insanı etkileyen bu zamlar çok konuşulup tartışılıyor. Peki, yapılan zamlar halkın bakış açısından hayatı nasıl etkiledi? Alım gücü ne durumda? Ekonomik durumumuzdan ne kadar memnunuz? NG Araştırma olarak bu soruların cevaplarını öğrenmek için 20 Şubat – 11 Mart 2024 tarihleri arasında, benderimki.com aracılığıyla 18 yaş üzeri Türkiye geneli 1737 kişinin katıldığı bir kamuoyu araştırması yaptık.

Yaptığımız araştırmaya katılanların çalışma durumları şu şekilde:
Aktif Çalışan : %48
İşsiz : %16
Ev Hanımı : %14
Emekli (Çalışmayan) : %11
Öğrenci : %6
Emekli (Çalışmaya devam eden) : %5

Emekliler geçinebiliyor mu?
2024 yılında emekli maaşlarına yapılan %49,25 oranındaki zam emeklilerin beklentisini karşıladı mı?

Emeklilerin %86’sı, yapılan zammın beklediğinden az olduğunu belirtti. Katılımcılar arasındaki her 2 emekliden 1’inin emekli maaşı dışında başka bir geliri bulunuyor. Ek gelire de gerçekten ihtiyaçları olduğunu belirttiler. Çünkü ek geliri olan her 10 emekliden 9’u sadece emekli maaşıyla geçinemeyeceğini söylüyor. Emekli maaşı dışında ek geliri olmayanların %70’i ise geçinemediğini belirtti. 2001 yılında asgari ücretin 1,6 katı olan en düşük emekli maaşı, 22 yıl sonra net asgari ücretin 0,6 katına düştü1.




Asgari ücrete gelen zam yeterli mi?
Asgari ücrete yapılan %49 oranındaki zam çok konuşuldu. Peki, bu zam asgari ücretlinin rahat bir nefes almasını sağladı mı?

Her 10 kişiden 6’sı yapılan zammın beklediğinden az olduğunu belirtirken, 3’ü ise beklediği oranda bir zam olduğunu belirtti.

Asgari ücretle kaç kişi geçinebilir?
Geçim şartlarını daha iyi anlayabilmek için katılımcılara, kirada yaşayan ve tüm geliri asgari ücret olan kaç kişilik bir ailenin borçlanmadan temel ihtiyaçlarını karşılayabileceğini sorduk.

Katılımcıların %37’si asgari ücretle bir kişinin dahi temel ihtiyaçlarını karşılayamayacağını düşünüyor. %26’sı 1 kişi derken, 2 kişi diyenlerin oranı %16. 4 kişilik bir ailenin geçinebileceğini belirtenlerin oranı ise %7. Ayrıca 5 veya daha fazla kişinin geçinebileceğini belirtenlerin toplam oranı ise %4. Yaklaşık olarak oranladığımızda her 3 kişiden 1’i, tek kişinin bile asgari maaşla geçinemeyeceğini belirtti. Her 3 kişiden 2’si ise iki kişinin geçinemeyeceğini yani yeni bir hanede yeni bir aile kurulamayacağını belirtti.

Zamlar yaşamı nasıl etkiledi?
Son zamanlarda gelen zamların geçim şartları üzerindeki etkilerini sorduğumuzda gelen yanıtlar oldukça dikkat çekiciydi.

Ev kiralarındaki artış katılımcıların %68’ini olumsuz yönde etkilerken, faturalardaki (elektrik, doğalgaz, su) artış ise katılımcıların %88’ini olumsuz yönde etkiledi. Fiyat artışlarından olumsuz etkilenmeyen oldukça azınlık bir kesim var. Benzin fiyatlarındaki artıştan olumsuz yönde etkilenenlerin oranı ise %87. Ayrıca, katılımcıların %92’si gıda ürünlerindeki artıştan olumsuz yönde etkilendiklerini belirtti.




Ev kiralarındaki artışın etkileri neler?
Kirada yaşayan katılımcılara, oturdukları evin kirası ile ilgili görüşlerini sorduk.

Yaklaşık olarak her 3 kiracıdan 2’si ev kirasının beklediğinden çok fazla olduğunu belirtirken, beklediğim gibi diyenlerin oranı ise her 4 kişiden 1’i oldu. Kirada oturuyorum diyenlerin Türkiye genelinde ödediği aylık kira tutarının ortalaması 8.737 TL. Bu veriyi detaylı incelediğimizde İstanbul, Ankara ve İzmir aylık kira ortalaması ise 14.321 TL olarak dikkat çekti.

Ev sahibi olmayanlara, ‘Oturduğun ev senin olsa sen evini ne kadara kiraya verirdin?’ diye sorduğumuzda ise gelen yanıtların ortalaması 5.711 TL.

Akaryakıt zamları sürücüleri nasıl etkiliyor?
Akaryakıta zamlar gelmeye devam ediyor. Peki, bu durum araba kullanma alışkanlığımızı değiştirdi mi?

Arabası olan her 10 kişiden 8’i son zamlardan sonra araç kullanım sıklığını azalttığını belirtti. Arabası olmayan kişilere ise araba almama sebebini sorduğumuzda gelen yanıtlar yine ekonomik sorunları işaret ediyor. Katılımcıların %41’i kişisel ekonomik durumunun kötü olmasını sebep gösterirken, %39’u ise araba fiyatlarının çok yüksek olmasından kaynaklandığını belirtti.

Birikim yapabiliyor muyuz?
Bir çoğumuz geleceğimiz için birikim yapmanın önemli olduğunu düşünür ve bunun için çaba gösteririz. Peki, gerçekten birikim yapabiliyor muyuz?

Her 10 kişiden 8’i birikim yapamadığını belirtirken, 2’si ise düzenli olarak birikim yapabiliyor.

Aylık gelir, giderleri karşılıyor mu?
Zamlar, enflasyon derken Türkiye’de ailelerin aylık geliri, temel ihtiyaçlarını karşılamaya yetiyor mu?

Aylık gelirinin, temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını söyleyenlerin oranı yaklaşık olarak her 2 kişiden 1’i.

Serkan Candaş, inovasyonun ve liderliğin simgesi!

22 yıllık kariyer, yurt içi ve yurt dışından 23 ödül, sayısız plaket, teşekkür belgesi ve başarı.. Türkiye’nin önde gelen basın danışmanı ve menajerlerinden biri olan Serkan Candaş, sektördeki etkileyici kariyerine bir yenisini ekliyor. Candaş, başarıları ve liderlik vasıflarıyla dikkat çekmeye ve örnek olmaya devam ediyor. Serkan Candaş, uzun yıllardır medya ve iş dünyasında önemli projelere imza atmış, birçok ünlü ismin kariyer yönetimini başarıyla üstlenmiştir. Candaş’ın danışmanlık ve menajerlik alanındaki deneyimi, onu sektörde tanınan ve başarılı bir isim haline getirmiştir.




Serkan Candaş, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Kariyerim boyunca pek çok değerli isme, kuruma ve büyük şirketlere destek olma fırsatı buldum ve bu süreçte iş dünyasının farklı yönlerini keşfetme imkânı elde ettim. Şimdi yeni projeler ve hedefler doğrultusunda yurt içi ve yurt dışında ilerlemeye devam ediyorum. Çalıştığım ülke sayısını 9’a çıkarttım ve bu ülkelerde de başarılarımı hız kesmeden devam ettiriyorum. İşimi severek ve büyük bir aşkla yapıyorum, tabii gazetecilikten gelmemde iletişim danışmanlığı konusunda bana büyük bir avantaj sağlıyor. İşinizi severek yaparsanız ve kendinizi geliştirerek devam ederseniz zaten başarı kaçınılmazdır.”

Lösev’den geleneksel iftar buluşması!

Yıl boyunca Lösemi ve kanser hastalarına ayni ve nakdi yardımlarını ulaştıran LÖSEV, Ramazan Ayı’nda bağışçılarının destekleriyle bir taraftan hastalarının iftar sofralarına sıcak yemekler ulaştırırken diğer taraftan düzenlediği büyük iftar buluşmalarıyla, yüzlerce kanser hastasını aynı masa etrafında bir araya getiriyor. Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı LÖSEV, Ramazan Ayı’nın sevgi, saygı, hoşgörü ve paylaşma ruhunu lösemi ve kanser mücadelesi veren hastalarının evlerine taşımakla kalmıyor, düzenlediği büyük iftar buluşmalarıyla kanser hastalarıyla aynı masada bir araya geliyor.




LÖSEV, yüzlerce kanser hastası ve ailesinin katıldığı büyük iftar yemekleri ile kanser hastalarına moral vermeyi, dayanışma duygusunu yaşatmayı, ekonomik zorluklar içinde uzun bir tedavi sürecinde kendilerinin yalnız olmadıklarını hissettirmeyi amaçlıyor. Bu kapsamda, Manisa’da düzenlenen LÖSEV’in geleneksel iftar yemeğinde, lösemi ve kanser hastası çocukların ve aileleri ile birlikte yetişkin kanser hastaları ve iyileşmiş gençler bir araya geldi.




Fitre, Fidye ve Zekâtlarınızla Önce Çocuklar İyileşsin
Ramazan ayı boyunca yapılan fitre, fidye bağışları ile kuru gıdadan et ve et ürünlerine kadar birçok gıda desteği ailelerin evlerine kadar gönderiliyor. Ayrıca Zekât bağışları ile sosyal hizmet uzmanlarınca yoksunluğu tespit edilmiş lösemi ve kanserle mücadele eden çocuklar ve annelerinin banka hesaplarına 12 ay boyunca nakit yardım olarak iletiliyor. Tüm bu desteklerin yanı sıra LÖSEV’in LÖSANTE Hastanesinde ise ihtiyaçlı lösemi ve kanser hastası çocuklara tamamen ücretsiz tedavi sunuluyor. Ramazan Bayramı bağışlarıyla yoğun bakımdan kan ve trombositlerine, yurtdışı ilaçlarından o ilaçları koyacakları buzdolaplarına kadar Lösemili Çocukların ve ailelerinin tüm ihtiyaçları karşılanıyor.




Sizler de Ramazan Ayı’nda Türkiye’deki bütün banka şubelerinin bağış ekranlarından, ülkemizin her köşesindeki PTT şubelerinden, LÖSEV Ofislerini arayarak ya da ziyaret ederek, tüm faturalı hatlardan 3406’ya LÖSEV, BAĞIŞ, MÜCADELE, CAN, TUĞLA ya da 1998’e FİTRE yazıp bir SMS göndererek bağışınızı gerçekleştirebilir, 0312 447 06 60 numaralı telefondan bilgi alabilirsiniz.

Gül suyu ile yıkanan Taksim Camii’nde Ramazan hazırlıkları tamamlandı!

İstanbul’un önemli sembolleri arasında yer alan Taksim Camii, bir Ramazan ayına daha özenle hazırlandı. Ramazan hazırlıklarının mahya asımıyla başladığı Taksim Camii’nde çok özel bir temizlik ve kokulandırma çalışması gerçekleştirildi. İçi ve dışı gül suyu ile yıkanarak Ramazan’da vatandaşların daha hijyenik ve ferah bir ortamda ibadet etmesi için hazırlanan Taksim Camii ve Külliyesi’nde ay boyunca dini, kültürel ve sosyal etkinlikler de düzenlenecek.




Ramazan ayına sayılı günler kala Taksim Camii’ndeki hazırlıklar tamamlandı. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da mahya asımıyla başlayan hummalı çalışmalar temizlik ve kokulandırma işlemleriyle devam etti. Taksim Camii İslam Eğitim Kültür ve Sanat Vakfı’nın Beyoğlu Belediyesi desteğiyle gerçekleştirdiği çalışma kapsamında caminin içi ve dışı gül suyu ile yıkandı. Ramazan’da vatandaşların daha hijyenik ve ferah bir ortamda ibadet edebilmesi için hazırlanan Taksim Camii ve Külliyesi’nde ay boyunca gerçekleştirilecek dini, kültürel ve sosyal etkinlikler de planlandı.

Her milletten Müslümanı ağırlıyor

Beyoğlu Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Mehmet Akpınar, Taksim Camii’nin her Ramazan ayında her milletten on binlerce Müslümanı ağırladığını belirterek “Ziyaretçilerimizin Ramazan’ın manevi iklimini en iyi şekilde yaşamaları için tüm hazırlıklarımızı tamamladık. Daha hijyenik ve ferah bir ortamda ibadet imkanı sunmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz temizlik ve kokulandırma çalışmasıyla camimizin dışını gül suyuyla yıkadık, iç kısımda da temizlik ve kokulandırma çalışmaları yaptık” dedi.

Dijital mahya asıldı

Önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da Taksim Camii’nde dijital mahya uygulaması gerçekleştirdiklerini ifade eden Taksim Camii İslam Eğitim Kültür ve Sanat Vakfı Genel Müdürü Muhammet Furkan Gümüş “Bir Osmanlı geleneği olan mahyalar, artık daha teknolojik hale geldi. Bizim de uyguladığımız dijital mahya ile bütün Ramazan boyunca bir mesaj değil birden çok mesaj vermemiz mümkün. Mahyamızda bu yıl ilk olarak ‘La İlahe İllallah’ yazacak” diye konuştu.




Günde iki kez mukabele okunacak

Taksim Camii girişinde binlerce kişiye Ramazan ayı boyunca Taksim Camii Vakfı Aşevi’nin çorba, ekmek, su ve hurmadan oluşan iftariyelik dağıtımı yapacağını da dile getiren Gümüş, şöyle devam etti: “Ayrıca Ramazan boyunca teravih namazları, sohbet programları dışında Taksim Camii’nde öğle ve ikindi namazı vaktinde mukabele okumaları gerçekleştireceğiz. Taksim Camii Kültür Sanat Merkezi’nde ise kültür sanat etkinlikleri planlandı. Bunlardan ilki, 8 Mart-7 Nisan tarihleri arasında gezilebilecek olan ‘Güzel Ahlak” isimli hat sergimiz olacak. Ziyaretçilerimiz bu sergide Albaraka Türk Uluslararası 6. Hat Yarışması’nın ödüllü eserlerini görebilecek.”

Çocuklar da unutulmadı

Ramazan programında çocukları da unutmadıklarını dile getiren Muhammet Furkan Gümüş “Arife Günü, yani 10 Mart Pazar günü Taksim Camii Çok Amaçlı Salonu’nda, Beyoğlu’nda ikamet eden 700 yetim çocuğumuzun Ramazan’a mutlu girmeleri için Beyoğlu Kaymakamlığı, Beyoğlu Belediyesi ve Beyoğlu Müftülüğü iş birliği ile çeşitli etkinliklerin düzenleneceği ve hediyelerin verileceği bir programa ev sahipliği yapacağız” açıklamasında bulundu.

Page 3 of 37

Powered by WordPress & Theme by Anders Norén