Eğer kalem elindeyse yazılmalı diye düşündüm. Bir müzisyenin hikayesi anlatmalı.Bir yılı geçkin süredir yaşadığımız pandemi sürecinde en çok etkilenen sektörlerin çalışanları arasında müzisyenler; melodilere hayat veren sesiyle veya enstrümanı ile ne zorlu dönemden geçmekteler. Bu arada o müzisyenlerden birtanesi de bu yazıyı kaleme alan Çilem Duman. İlk günlerde hadi dedim bir ay içinde toparlar karantinaya dikkat edelim maskemizi kullanalım çabucak geçer biter. Bu düşüncelerde olalı şöyle şu an bi baktım bir yılı geçmiş.
Peki ne yaptı bu süreçte müzisyenler? Hepsi evlerde süreci stresle izledi. Ama yılmadılar en, umutsuz anlarında dahi enstrümanlarına, sarıldılar. Ya da, şarkılar söylediler. Belki bir sosyal medya hesabından belki bir online konser ağından belki de evde kendisiyle kaldığı anlarda moral olsun istedi. İşte müzisyen olmak böyle bir duygu hali. Teselliyi yine kendinde müziğinde aradı buldu. Müziği de olmasaydı ne yapardı? Müziksiz bir yaşam kim ister ki? O zaman biraz daha müziğe müzisyene sahip çıkmalı… Konser alanları yaratmalı. Müzisyenin sanatçının motivasyonu alkış takdir edilmektir. Pandemi sürecindeyiz ve uzun süre daha bu devam edecek gibi…Herkesten bu anlamda biraz ince düşünerek biz müzisyenleri varlığını yaşatacak projeleri gerek siyasetçilerimizden gerekse belli makam mevkide ki değerli büyüklerimizden beklemekteyiz.
Online dünyada da olsa bize konser imkanları ile nefes olun… Bu arada bir kitap önerim de olacak değerli yazar Aynur Ayaz ve “Samiminiyet” kitabı günümüzde niyetin önemini güzelliğini anlatıyor. Buarada yeni single projem “YaralıKalbim” şarkımı dinleyin klibimi izleyin isterim canlar. İşte Pandemide müzisyen olmak böyle birşey biraz, takdir biraz alkış beğeni bizi daha da motive ediyor. Sözlerime burda son verirken kalın sağlıcakla Pandemisiz günlere canlar. Bizleri müzisyenleri yaşatın canlar.