Written By DS Kültür Sanat
Categories:

13 Ocak 1989 tarihinde dünyaya geldim.  Şarkı söylemeye çok küçük yaşta başladım. Flüt ile degişik makamdaki şarkıları kulaktan duyma çıkarır ve büyük bir zevkle çalardım. Henüz 9 yaşımdayken müzik öğretmenim benim ileride çok başarılı bir sanatçı olabileceğimi söyleyerek beni daha da onure etti. Teneffüs aralarında solfej dersi verirdi. Onun sayesinde müziğe devam ettim. İlk öğrendiğim şarkı Türk Sanat Müziğinden “Ömrümüzün Son Demi “ idi. 9 yaşındaki bir çocuktan beklenen en zor şey bu olsa gerek. 30 yaşındayım. Evli ve 3 erkek çocuk annesiyim. Aynı anda 2 üniversite okuyorum. Hem Atatürk Üniversitesi AÖF Çocuk Gelişimi hem de Anadolu Üniversitesi AÖF Radyo ve Televizyon programcılığı bölümlerini aynı anda okuyorum.




Sanırım ortanca oğlum Kayra bana çekecek, su an konuşamıyor ama şarkı söylerken sessizce beni izler. Eşim kamu personeli. 3 oğluma da esimin ismini verdim ikinci isimleri olarak. 8 Ekim 2006 tarihinde Pazar günü tanıştık eşimle. 20 Mayıs 2011de Çatalhöyük’ün bağlı olduğu Konya’nın Çumra ilçesinde evlendik. Severek evlendik. Dünyaya bir daha gelsem yine onunla evlenirim. O benim dünyam, destekçim, herşeyim. Cok duygusalım. Haksızlıklara yalana tahammülüm yok. Bu yüzden cok kişiye rest çekmişimdir. Büyük oğlum Tuğra, ortanca oğlum Kayra, en minikleri Buğra. Ah görseniz ne tatlılar. Yalan dünyadaki tek gerçeklerim 5 kişilik minik ailem. İşte ben de böyleyim.




Azıcık uçuk, birazcık kaçık deli dolu bir anneyim. 3 oğlumu dünyadaki herşeyden cok sevdiğim için “Annem” şarkısının bende cok büyük bir önemi var. Oğullarıma en azından olurda ölürsem bu anlamlı şarkıyı sesimi miras bırak isterim. Sadece sesim degil, onlar için hayatımı feda etmeye her zaman hazırım. Bir çocuk bir kâinata bedeldir. İnsan olarak öncelikle insanlara değer vermeliyiz. Eşimin cok güzel bir sözü var. “ İnsan sevgisi olmadan ne Allah sevgisi olur, ne vatan sevgisi olur, ne de hayvan sevgisi “ Bundan dolayı önceliğimiz her zaman insan olmalı.