Evde olduğumuzda yada vaktimizi en iyi şekilde değerlendirmek için yapabileceğimiz en iyi aktivitelerden biri de kitap okumaktır. Gerek anlattıkları hikayelerle, gerekse unutulmaz karakterleriyle mutlaka okumanız gereken 5 kitabı sizin için Esra Taşpınar seçti.
1) Guguk Kuşu / Ken Kesey “Düşünsene, belki de insan ne kadar deliyse o kadar güç sahibi olur.” “Muhteşem bir ilk roman… İnsanın içindeki iyilik ve kötülüğe dair sağlam, samimi bir hikâye… Kesey’nin bu kitabı, orta düzeyde kültürlü bir toplumun ‘kurallarına’ ve bunları dayatan görünmez ‘hükümdarlara’ karşı atılan bir başkaldırı çığlığı niteliğinde.” Time “Bu dünya… güçlülerin dünyası arkadaş! Var oluş ritüelimizin temelinde, güçlünün zayıfı yutarak daha da güçlenmesi yatıyor. Buna göğüs germeliyiz. Doğrusu da bu zaten. Doğal dünyanın bir kanunu olarak kabul etmeyi öğrenmeliyiz bu gerçeği. Bir tavşan bu ritüelin içindeki rolünü kabullenir ve kurdu güçlü beller. Kurt yakınındayken tavşan kendini savunmak için sinsileşir, korkaklaşır, atikleşir, kendine delik kazar ve saklanır. Böylece sebat eder ve hayatını sürdürür. Yerini bilir. Kurda asla ve asla meydan okumaz. Akıllılık olur mu hiç öylesi? Söylesene, olur mu?” Amerikalı yazar Ken Kesey’nin en önemli eseri kabul edilen ve aynı isimle sinemaya uyarlandığında büyük ses getiren Guguk Kuşu, en kısa tabirle, bir düzene başkaldırma hikâyesidir. Akıl hastanesindeki mahkûmlar onca yıldır kendilerine dayatılan düzeni açıkça sorgulamaya başladıklarında her şey hızla değişime uğrayacaktır…
2) Açlık / Knut Hamsun Unlu bir yazar olma sevdasıyla yanıp tutuşurken, bir yandan da açlıkla pençelesen bir gencin gerçekten duygulandırıcı öyküsü olan bu kitap, dünya edebiyatının başyapıtları arasında anılmaktadır.
3) Koku / Patrick Suskind Patrick Süskind’in, Almanya’da ilk yayımlanışında tam anlamıyla olay yaratan, aylarca liste başlarında kalan Koku adlı bu romanı, gerçekte alışılagelmiş çoksatarların oldukça dışında kalan, tarihsel boyutlarda kapsamlı bir toplum eleştirisini sergileyen bir kitap. Olay, 18. yüzyıl Fransasında geçer; kitabın kahramanı Jean-Baptiste Grenouille ise tüm insani duyumlardan ve duygulardan yoksun, salt kokulara karşı görülmedik ölçüde duyarlı ve istediği kokuları üretebilmek için cinayet işlemekten kesinlikle çekinmeyen bir katildir. Herkesin ve her şeyin kokusunu almakta, tüm kokuları üretmekte gerçek bir dâhi olan Grenouille, kendi kokusunun bulunmadığını, onun bulunduğu yerlerde insanların insan kokusunu alamadıklarını anladığı gün, dünyasını da yitirir. Kendisi için tek çıkar yol, başkalarına onun için sanki insanmış izlenimini verebilecek kokular sürünmektir. Toplum içinde bireyselliğini hiçbir zaman edinememiş toplum tekini, kendi benliğinin dışında her şeyi yaratabilmiş dâhiyi sergileyen bu görkemli alegorinin olağanüstü bir akıcılıkla erişilen son bölümü, benzeri herhalde ancak bir Kafka’da görülebilecek bir insanlık trajedisinin simgesidir.
4) Bir İdam Mahkumunun Son Günü / Victor Hugo Bir İdam Mahkumunun Son Günü kitabı, Romantizmin temsilcilerinden olan Fransız şair, romancı ve oyun yazarı Victor Hugo tarafından henüz 26 yaşındayken kaleme alınmıştır ve 1829 yılında yayımlanmıştır. Yazar eserinde kamu vicdanını etkilemeyi ve idam cezasına karşı bir protesto hareketi başlatmayı amaçlamıştır. Eser yazıldığı dönemde büyük ses getirmiş ve idam cezasının kaldırılması için tartışılmaların başlamasına neden olmuştur. Victor Hugo, edebiyat dünyasında klasik kabul edilen eserler yazmış en ünlü Fransız yazarlardandır. Kitap içerisinde adı hatta tam olarak neden ölüm cezasına çarptırıldığı bilinmeyen bir mahkumun giyotin ile idama gitmeden önceki son günlerini anlatılmaktadır.
5) Korku / Stefan Zweig Rahat ve korunaklı bir yaşam süren saygın bir kadın, sekiz yıllık evliliğinden sıkılmış, burjuva dünyasının kozasından çıkarak kendini genç bir piyanistin kollarına atmıştır. Ancak bu gizli ilişkiden haberdar olan bir şantajcının ansızın zuhur etmesiyle, hayatında yeni farkına vardığı bütün güzellikleri yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalır ve kahredici bir korkunun pençesine düşer. Korku insanı bilinç dışına itilmiş utanç verici deneyimlerden, bastırılmış pişmanlıklardan özgürleştirebilecek güçte bir yapıt.
 

DS Kültür Sanat / Edebiyat
Esra Taşpınar