Written By Samet Tosun
Categories:

Samet Tosun: Merhabalar Ömer Faruk Bey, öncelikle bizleri kırmadığınız için çok teşekkür ederiz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Ömer Faruk Özcan kimdir?

Ömer Faruk Özcan: 1977 İzmir doğumluyum. İlginç bir eğitim hayatım oldu. Beş buçuk yaşında başladığım ilköğretim hayatımın ardından Sağlık meslek lisesinde eğitim gördüm. Ardından ikisi de Ege Üniversitesi’nde olmak üzere önce İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık, sonrasında da birincilikle kazandığım ve yine birincilikle mezun olduğum,  Devlet Türk Müziği Konservatuarı Ses Eğitimi bölümü. Bu arada 1995 yılında Urla Devlet Hastanesi’nde başladığım, Adnan Menderes Havalimanı Sağlık Denetle Merkezi’nde devam eden 24 yıllık bir çalışma hayatı. Eğitim ve çalışma hayatını ve sonrasında müzikal yaşantımı bugüne değin birlikte yürüte geldim.

Samet Tosun: Müzik hayatına nasıl girdi ve senin için nasıl bir öneme sahip ?

Ömer Faruk Özcan: Konuşmaya başladığım andan itibaren müziğe karşı çok ilgili olduğumu ifade edebilirim. İlkokuldan itibaren -hele ki 80’lerde- “küçük” sanatçıların furya olduğu dönemlerde, hem okul ve sınıf ortamında hem de aile çevresinde sesim nedeniyle her daim şarkı-türkü söylemekle görevlendirilmişimdir. Nazarî manada bilinçli bir müzik eğitimine ise ancak 25 yaşında, ikinci üniversite olarak girdiğim Konservatuvarda erişebildim. Mezun olduktan sonra bugüne değin profesyonel olarak hep sahne ve konserlerde yer aldım. Kısaca müzik hayatımda hep varoldu.

Samet Tosun: zeytin gözlüm sana meylim nedendir, sana ne ifade ediyor ?

Ömer Faruk Özcan: Anne ve Babamın ifadesiyle TRT’nin tek kanal olduğu yıllarda, müzik programlarından dinleyerek öğrendiğim ve henüz 3 yaşındayken yarım yamalak okumaya çalıştığım ilk Türk Sanat Müziği eserdir “Zeytin gözlüm sana meylim nedendir”… Yıllar sonra bu eserin bestekârı Erol SAYAN Hocamla tanışmak ve Manisa’da bir konserde birlikte yer almak ise benim için ayrı bir gurur ve mutluluk  vesilesi olmuştur.

Samet Tosun: Müzikten arta kalan zamanlarını nasıl değerlendiriyosun ?

Ömer Faruk Özcan: Müzik, programlar ve sahne dışında memuriyet hayatım devam etmekte.24 saat nöbet esasına göre çalıştığım için müzikle iş hayatını birlikte yürütmek bugüne kadar zor olmadı çok şükür. Bu arada hayatımın merkezinde yer alan aileme; eşime, 11 yaşındaki kızım ve 6 yaşındaki oğluma zaman ayırıyorum.

Samet Tosun: Bugüne kadar katılmış olduğun yarışma programlarından bahsedelim, sana nasıl bir katkısı oldu?

Ömer Faruk Özcan: Bugüne kadar epey bir müzikal yarışma deneyimim oldu. 2003’te henüz Konservatuvar 2. Sınıfta iken katıldığım Buca Belediyesi Tsm Ses yarışması İzmir ikinciliği, 2009’da Türk Eğitim Vakfı Sed yarışması Türkiye dördüncülüğü ve 2010 yılında TRT Ankara Radyosu Tsm ses yarışması Türkiye birinciliği… Bu arada popüler alanda “O Ses Türkiye” yarışmasında da üç tur devam etmişliğim var. Yine Trt Müzik kanalında yayınlanan “ Sıra Sende Türkiye “ yarışmasını da dördüncülükle tamamladım. Tüm bu yarışmalar bana sahne performansı anlamında büyük tecrübeler kazandırdı. Aynı zamanda internet ortamında yarışma performanslarımın video kayıtları da şahsım adına önemli bir kazanım oldu.

 

Samet Tosun: Avrupa müzik ile nasıl tanıştın ? anlatırmısın?

Ömer Faruk Özcan: Gerek aile ortamım, gerekse kendi yaşantım itibariyle mütedeyyin bir kişiliğe sahibim. Bu nedenle tasavvuf içerikli bir albüm çalışması yapmak, hep hayalimdi. Bu anlayış ile İbrahim Hakkı Hz.’nin “Hakk şerleri hayreyler” şiirine yaptığım besteyi, can dostum ünlü aranjör Alper ATAKAN ile Marşandiz stüdyolarında demo olarak hazırladık. Bu demoyu Alper’in eşi Süperfm müzik direktörü canım kardeşim Duygu ATAKAN da Avrupa Müzik sahibi Deniz ERDEM’e dinletmiş. Deniz Bey’in çalışmamıza teveccüh göstermesiyle Avrupa Müzik’ten yayınladığımız “Sufi Aşk” isimli albümümüzün çıkış hikayesi böylece başlamış oldu.

Samet Tosun: Birazdan albümünden bahsedelim, üzerinden uzunca bir zaman geçmesine rağmen sıkılmadan dinlediğim nadir albümlerden bir tanesi diyebilirim. Peki bu albümün muhakkak bir hikayesi vardır. Biraz bahseder misin?

Ömer Faruk Özcan: “Sufi Aşk” albümüm, biri bana ait olmak üzere 3 yeni beste, 3 tanesi TRT repertuvarında yer alan sanat müziği eser, biri halk müziği türkü ve 4 tane de anonim ilahiden oluşan 10 eserlik nir Tasavvuf albümü… Albümün en göze çarpan özelliği, şarkı formunda bestelenmiş sanat müziği eserler olmasına rağmen, güfteleri itibarıyla sufi hislerle ve ilahi aşk ile yapılmış eserlerin de içinde olduğu bir albüm olması. Bunların en dikkat çekici olanı Sadettin KAYNAK’ın bir sabah namazı vaktinde rüyasında kendisini Ravzayı Mutahharede görüp, bunun üzerine Peygamber efendimiz için bestelediği “Muhabbet bağı” eseri. Herkesin dilinde olan fakat bu yönünü hemen hemen kimsenin bilmediği bu şarkıyı ruhuna uygun olarak bir tasavvuf albümünde okumak ilk kez bize nasip oldu. Albümümüzün bu hikayesi de ulusal medyada oldukça ses getirdi.

Samet Tosun: İlk klip ilk heyecan, ‘’Hak şerleri hayr eyler’’ in çekimlerinden bahsedelim, bizlere anlatırmısın?

Ömer Faruk Özcan: İlk klibimizi benim bestem olan “Hakk şerleri hayr eyler” eserine çektik. Kilbimizi stüdyo ortamında Kemal KEKEVA’nın yönetmenliğinde gerçekleştirdik. Oldukça heyecan verici ve keyifli bir çalışma oldu ve epey beğenildi.

Samet Tosun: Yeni projelerden konuşalım birazda, varmı müzikseverleri bekleyen yeni sürprizler ?

Ömer Faruk Özcan: En fazla maxi single çalışmasından öteye geçilmeyen müzik piyasasında büyük emeklerle hazırldığımız 10 eserlik albümümüzün bir süre daha takdir görmesi öncelikli hedefim. Ramazan ayı boyunca yaptığımız bir çok farklı şehirdeki konserlerimizde eserlerimizi halkımızla paylaşma imkanı bulduk. Fakat önümüzdeki süreçte herkese hitap edecek bir eseri single olarak çıkarmak istiyorum. Çünkü programlarımda Türk Müziğinin her tarzından eserler seslendiriyorum. Bunun yanında “Bir İz Bırakanlar” isimli şiir ve müziği bir arada sunan, gençlerimizde milli ve manevi bir şuur oluşturmayı amaçlayan kültürel etkinlik projemizi de Türkiye’nin birçok yerinde sunacağız. Bu proje beni çok heyecanlandırıyor. Kültür hayatımıza çok önemli katkıları olcağını düşünüyorum.

Samet Tosun: Kimleri dinliyorsun, eğer teklif gelirse bir proje albümde yer almak ister misin?

Ömer Faruk Özcan: Nitelikli olarak hazırlanan her tür yeni çalışmayı dinlemekle beraber, açıkçası hala eski sanat müziği ve halk müziği kayutlarını dinlemekten çok daha fazla keyif aldığımı söylemeliyim. Müzik kültürümüze katkısı olacak her projede yer almakran da onur duyarım.

Samet Tosun: Elinde bir imkan olsaydı dünyaya nasıl bir mesaj vermek isterdin ?

Ömer Faruk Özcan: İmkanım olsa verebileceğim mesaj ancak Yavuz Sultan Selim’in veciz sözünü tüm insanlara aktarmak olurdu; “Demine demlenip olma mağrur, gamına gamlanıp olma mahzun. Ne dem bâki, ne gam bâki. Edep ta Hu!!!”…

Samet Tosun: Kitaplarla aran nasıl? En son hangi kitabı okudun?

Ömer Faruk Özcan: Kitap okumayı hobi değil hayatın gerekliliği görenlerdenim. Son okuduğum kitap Mustafa ARMAĞAN’ın yazdığı “İnsan yüzlü şehirler”

Samet Tosun: Kahvenin günlük hayatındaki yeri hakkında neler söylemek istersin ?

Ömer Faruk Özcan: Çok zengin bir kahve kültürüm yok mâlesef. Fakat son zamanlarda sade içmeye alıştığım türk kahvesini, eşimle birlikte evde olduğumuzda, günde bir fincan da olsa tüketme alışkanlığı edindik.

Samet Tosun: Son olarak da DS kültür sanat hakkında neler söylemek ister siniz ?

Ömer Faruk Özcan: DSKültür Sanat; hem müzik gündemini rakip ettiğimiz, hem de edebiyat ve sinema dallarında günceli yakaladığımız, kültür ve sanat haberciliğinde büyük katkılar sunan bir digital medya organı oldunuz. Emeklerinize sağlık diyorum.

Samet Tosun: Bu güzel ve bir okadar keyifli sohbet için teşekkür ederiz. İnşallah daha güzel yerlerde görüşmek dileğiyle.

Ömer Faruk Özcan: Kendimi ve müzik çalışmalarımı anlatma fırsatı sunduğunuz için ben size çok teşekkür ederim.  Yepyeni çalışmalar ve kültürel projelerde buluşmak dileğiyle tüm okurlara ve müzik severlere selâm ve muhabbetlerimi arz ederim…

 

Samet Tosun

samettsn@yahoo.com