Gökhan Türkmen’den yaza enerjik bir dokunuş “Bir başkası” (KXRGX Remix)

Türk müziğinin sevilen ismi Gökhan Türkmen, hit şarkısı Bir Başkası’nı elektronik altyapılarla yeniden yorumlayarak yaz enerjisini yükseltiyor. DJ ve prodüktör KXRGX dokunuşuyla hazırlanan Bir Başkası (Remix), 18 Temmuz’da GTR Müzik etiketiyle tüm dijital platformlarda dinleyicilerle buluştu.




Orijinal versiyonundaki duygusal yoğunluğu dans pistlerine taşıyan bu remix, retro synth’ler, güçlü beat’ler ve KXRGX’nın dinamik prodüksiyon stiliyle birleşerek farklı müzik türlerini seven dinleyicileri bir araya getiriyor. Gökhan Türkmen’in vokaliyle KXRGX’nın elektronik evreni bu projede ilk kez buluşuyor.




Yaza damgasını vuracak bu yeni versiyon, hem Gökhan Türkmen dinleyicilerine hem de elektronik müzik severlere taze bir keşif alanı sunuyor.

Ünlü şarkıcı Özgün Van’da hayranlarıyla buluştu!

Van’ın İpekyolu ilçesindeki Atatürk Kültür Parkı, unutulmaz bir konsere ev sahipliği yaptı. Etkinlikte ilk olarak sahneye çıkan şarkıcı Pınar Dikmen, seslendirdiği sevilen parçalarla izleyicilere keyifli anlar yaşattı.




Gecenin ilerleyen saatlerinde ise ünlü sanatçı Özgün, hayranlarıyla buluştu. Sanatçı, hit şarkılarının yanı sıra Türk pop müziğinin seçkin eserlerini seslendirerek konsere renk kattı. Alanı dolduran binlerce müziksever, şarkılara hep bir ağızdan eşlik etti. Coşkulu geçen konser, Vanlılara unutulmaz bir gece yaşattı.

Korkunun anlamı yeniden yazılıyor: Zikir!

Türk korku sinemasında kalıpları yıkan, psikolojik gerilim dozu yüksek bir yapım vizyona girmeye hazırlanıyor. Zikir, yalnızca korkutmakla yetinmeyen izleyiciyi kendi zihninin karanlık dehlizlerine sürükleyen sıra dışı bir deneyim vadediyor. Yönetmenliğini, daha önce Zebun filmiyle dikkatleri üzerine çeken ve türün müdavimleri tarafından beğeniyle anılan Hakan Yusufoğulları ve Mesut Erbaş üstleniyor. Korku sinemasının bu iki deneyimli ismi, yeni projeleri Zikir ile hem sinema sektöründe hem de seyircide derin bir iz bırakmaya hazırlanıyor. Film, aynı zamanda uzun soluklu bir serinin ilk adımı olma özelliğini taşıyor.




Başrollerinde Burak Küçük, Onur Azad Yılmaz, Züleyha Hamza ve Çağla Mandıra gibi yetenekli oyuncuların yer aldığı yapım, daha fragmanı yayınlanır yayınlanmaz sinema gündeminin en çok konuşulanları arasına girdi. Afiş tasarımıyla da merak uyandıran film, sinema salonlarına farklı bir atmosfer getirmeye hazırlanıyor.

Gerçek olaylardan esinlendi!

Zikir’i diğer korku filmlerinden ayıran en önemli özelliklerden biri de senaryosunun gerçek olaylardan esinlenmiş olması. Film, geleneksel korku unsurlarını sadece bir araç olarak kullanmakla kalmıyor; aynı zamanda bireyin inançla, bilinçle ve bastırılmış korkularla yüzleşmesini merkezine alıyor. Seyirci, sadece bir korku hikâyesi izlemeyecek aynı zamanda zihinsel ve ruhsal bir yolculuğa da çıkacak.

Yeni bir korku dili!

Zikir, korkunun yalnızca ani sıçrayışlardan ibaret olmadığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Film, metaforlarla örülü yapısı, sembollerle bezenmiş sahneleri ve ağır psikolojik atmosferiyle türüne yeni bir soluk getiriyor. Geleneksel cin ve büyü anlatılarının dışına çıkan yapım, korkuyu daha kişisel, daha içsel ve daha etkileyici bir boyutta ele alıyor. Zikir, yalnızca bir film değil; bir uyarı, bir çağrı, bir yüzleşme. Korkuya hazır olun, çünkü artık korkunun adı değişti: Zikir..

“Yeniden Başlamak” filminin galası yapıldı!

Başrollerde Eşref Ziya, Öykü Çelik ve Batuhan Ekşi’nin oynadığı, Kemal Yıldız’ın yönettiği “Yeniden Başlamak” filminin galası yapıldı. “The İmam” filminin devamı niteliğindeki yapımın AKM’de gerçekleştirilen gala gösterimine, film ekibinin ve oyuncuların yanı sıra siyaset, sanat ve sinema dünyasından çok sayıda davetli katıldı.




Filmin senaryosunu da kaleme alan yapımcı, oyuncu ve müzisyen Eşref Ziya, yaptığı açıklamada, çok heyecanlı olduklarını belirterek, “Uzun bir hazırlık dönemi ve 4-5 haftalık çekim sürecinden sonra güzel bir film ortaya çıkardık. Her şey istediğimiz gibi oldu. Hafızasını kaybetmiş bir adamın, sanal dünyasındaki hikayesini anlatmaya çalıştık. 2 saat 9 dakikalık bir sinema filmimiz var. İzleyicilerimizin beğeneceğini umuyorum. Gerçekten güzel bir çalışma oldu.” dedi.

Nazan Öncel’e anlamlı hediye!

Dün gece İzmir’de Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’ nda KerkiSolfej’in düzenlediği konserler kapsamında Kral Pop Radyo medya sponsorluğunda konser veren sanatçı Nazan Öncel’e sahnede Karşıyaka Belediyesi tarafından Bostanlı Mahallesi’ne Nazan Öncel adı verilen caddenin plaketi verildi.




İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Cemil Tugay’a sonsuz teşekkür eden sanatçı bu benim şimdiye kadar aldığım en kıymetli ödüldür, bu sorumluluğumun bilinciyle yolumuza devam edeceğiz, bu onurun bir paçası olan herkese ve beni buralara taşıyan sevenlerime minnettarım, ne mutlu bize” dedi. Uzun uzun ayakta alkışlanan sanatçı dinleyicilerine unutulmaz bir gece yaşattı. “İzmir’in dağlarına, denizlerine, kuşlarına, karıcalarına, kedisine köpeğine, çocuklarına, genç yaşlı bütün insanına benden selam olsun” dediği konserini biss ile tamamladı. Sanatçı KerkiSolfej’le çıktığı konser turnesine 14 Haziran Ankara Atılım Sahne, 16 Haziran İstanbul Açık Hava Tiyatrosu 21 Haziran Bursa Kültür Park Açıkhava Tiyatrosu konserleriyle devam edecek.

Tofaş Bursa Anadolu arabaları müzesinde yeni fotoğraf sergisi ”Doğa’nın sanatı: ipek”

Tofaş Bursa Anadolu Arabaları Müzesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Türkiye Kültür Yolu Festivali” Bursa organizasyonu kapsamında “Doğa’nın Sanatı: İpek” adlı fotoğraf sergisine ev sahipliği yapacak. 1850 yılında kurulmuş eski bir ipek fabrikasının endüstri mirasına sahip çıkılarak dönüştürülmesiyle 2002 yılında ziyarete açılan Tofaş Bursa Anadolu Arabaları Müzesi, Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında “Doğa’nın Sanatı: İpek” adlı fotoğraf sergisine ev sahipliği yapacak.




Fotoğraf sanatçısı Fahrettin Beceren küratörlüğünde müzenin Mancınıkhane binasında 1 Haziran’da açılacak sergide, ipekböceğinin oluşum ve dönüşüm aşamalarını yansıtan 60 adet fotoğraf yer alacak. Sergide ipekböcekçiliğinin yumurtadan başlamak üzere, koza örme ve nihayetinde ipek kumaşa dönüşme sürecinin her bir aşamasına, serginin aynı zamanda küratörlüğünü yapan Fahrettin Beceren’in objektifinden tanıklık edeceksiniz. İnce bir zanaatın ve sabrın sonucunu temsil eden fotoğraf karelerinde, ipekböcekçiliğinin doğadan ilham alan sanatını keşfedebilirsiniz. Sergi 1 Ekim 2024 tarihine kadar açık kalacak.




Bugüne kadar pek çok sergi ve kültürel organizasyona ev sahipliği yapmış olan müze, 1850 yılında Köleyan ailesi tarafından ipek fabrikası olarak kurulmuştur. 1920 yılında İpekerler tarafından satın alınan yapı, 1979 yılına kadar üretim yapmaya devam etmiş, faaliyetlerinin sona ermesinin ardından Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmiştir. Fabrika binası ve çevresindeki yapılar 1998-2002 yılları arasında Tofaş tarafından restore edilerek Anadolu’da arabacılık tarihine ışık tutan bir müzeye dönüştürülmüştür. Tofaş Anadolu Arabaları Müzesi 22 yılda 1,2 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlamıştır.

Evidea’nın yeni marka yüzü Doğa Rutkay!

Türkiye’nin lider ev ve yaşam perakende markası Evidea, televizyon ve tiyatro dünyasının sevilen ismi Doğa Rutkay ile heyecan verici bir iş birliğine imza atıyor. Mutfak, ev tekstili, ev dekorasyon, tamamlayıcı mobilya, aydınlatma, banyo, elektrikli ev aletleri, ev ve yaşam olmak üzere toplam 8 ana kategoride geniş bir ürün yelpazesi bulunan Evidea, televizyon ve tiyatro dünyasının sevilen ismi Doğa Rutkay ile heyecan verici bir iş birliğine imza atıyor.




Evidea’nın yürüttüğü ve sektöre bir değer olarak kattığı başarılı pazar araştırmaları sonucunda, tüketicilerin marka ile yan yana görmek istedikleri isim olan Doğa Rutkay, bu kapsamlı ve renkli iş birliği çerçevesinde Evidea’nın marka yüzü oldu. Bir evin ihtiyacı olan tüm ürünleri tek çatı altında sunan, Türkiye’nin lider ev ve yaşam perakende markası Evidea’nın geniş ürün yelpazesi Doğa Rutkay’ın stil ve zarafetiyle buluşarak, tüketicilere ilham veren dekorasyon çözümleri sunmaya devam edecek.




Evidea, mağazalarında “Doğa Rutkay’ın Seçtikleri” adlı özel bir alan oluşturarak, ünlü oyuncunun tarzını ve zevkini yansıtan seçkin ürünleri sergileyecek. Bu özel alan, tüketicilere benzersiz bir alışveriş deneyimi sunacak. Tüketiciler, bu alanda, Doğan Rutkay’ın favori ürünlerini keşfederek evlerinde tarz oluşturmak için ilham alabilecek, ünlü oyuncunun beğenisi ve tavsiyesiyle hazırladığı seçkiyi takip ederek ev dekorasyonlarını yeniden şekillendirebilecekler.

Birgi Çekül Evi, tarihi ve kültürü geleceğe taşıyor!

Birgi’nin kalbine 21 yıl önce atılan tohum, bugün Türkiye’nin kültürel mirasına ilham kaynağı olan gölgesi geniş bir ağaca dönüştü. Sürdürülebilir bir miras bırakmak için çalışmalarına devam eden Birgi ÇEKÜL (Çevre ve Kültür) Evi 21’inci yılını özel bir etkinlikle kutluyor, geçmişten geleceğe uzanan mirasını sergiliyor.

ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma) Vakfı Genel Sekreteri B. Ilgın Sözen, “Birgi’nin mirası sadece Birgi’ye ait değil. Birgi tüm Türkiye’nin, hatta dünyanın mirasıdır. Birgi’nin doğal ve kültürel değerlerini koruyarak, gelecek kuşaklar için yaşanabilir bir kent olma özelliğini güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Dünyanın farklı yerlerinden gelen kültür kuruluşlarıyla iş birliği yapmak, Birgi’yi uluslararası bir kültür merkezi hâline getirmek istiyoruz’’ dedi. Sözen, yapay zekânın gücüyle kültür ve çevre mirasının korunması için çalışma başlattıklarını belirterek, ÇEKÜLGPT’ nin hayata geçirileceğini söyledi.




Ülkemizde ilk kez tapu kaydına “Kültür Evi” olarak yazdırılan Birgi ÇEKÜL (Çevre ve Kültür) Evi, 21 yaşında. 1997 yılında ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma) Vakfı tarafından satın alınan ve restorasyonunun tamamlanmasının ardından 24 Mayıs 2003’te açılan Birgi ÇEKÜL Evi’nin 21’inci yıl dönümü çerçevesinde bir dizi etkinlik gerçekleştiriliyor. Bu kapsamda düzenlenen “Birgi’nin Mirası Kadınların Kadrajında Fotoğraf Sergisi” ve “Birgi ÇEKÜL Evi El İşi Kursu Sergisi” etkinliğine ÇEKÜL Vakfı Genel Sekreteri B. Ilgın Sözen, Ödemiş Kaymakamı Fatih Aksoy, Ödemiş Belediye Başkan Yardımcısı Cumhur Şener, gönüllüler ve vatandaşlar katıldı.

21’inci yıl etkinliğinde konuşan ÇEKÜL Vakfı Genel Sekreteri B. Ilgın Sözen, Birgi ÇEKÜL Evi’nin hikâyesinin sadece bir binanın restorasyonu ve korunması olmadığını belirterek “Bu öykü aynı zamanda bir milletin kültürel mirasına sahip çıkma ve gelecek kuşaklara aktarma kararlılığının da simgesidir. Bu vesile ile bugün, yaşayan, korunan bir Birgi görüyorsak ÇEKÜL Temsilcimiz Emin Başaranbilek ve gönüllülerimizin özverili çabalarının sonucunda olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Hepsi bizim için çok değerli, sonsuz teşekkür ederim.” dedi.




Prof. Dr. Metin Sözen’in izinde geleceğe

Prof. Dr. Metin Sözen’in “Kamuoyu duyarlılığını güçlendirerek, kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel değerlere ve kimliklere sahip çıkılmasını sağlamak. Bu varlıkları özgün niteliğine dokunmadan, benzersiz kimliğini bozmadan ortaya çıkarmak, korumak, iyileştirmek, çağdaş bir anlayışla işlevlendirmek ve yaşatmak… Bir miras, bir belge olarak geleceğe aktarmak’’ cümleleriyle ÇEKÜL Vakfı’nın misyonunu bir kez daha hatırlatan B. Ilgın Sözen, “Birgi’nin mirası sadece Birgi’ye ait değil. Birgi tüm Türkiye’nin, hatta dünyanın mirasıdır. Birgi’nin doğal ve kültürel değerlerini korumak ve gelecek kuşaklar için yaşayan bir kent olma özelliğini sürdürülebilir kılmak, dünyanın farklı yerlerinden gelen kültür kuruluşlarıyla iş birliği yapmak, Birgi’yi uluslararası bir kültür merkezi hâline getirmek istiyoruz’’ dedi.

Çevre ve kültürü korumak için ÇEKÜLGPT

Vakfın 34 yıllık bilgi birikimini ve arşivlerini yapay zekâ uygulamasına taşıyacaklarını söyleyen Sözen ‘’ Kuruluşumuzdan bu yana geçen 34 yılda, Türkiye’nin sosyolojisi ve iletişim dili büyük bir değişim geçirdi. Akıllı telefonlarla doğan Z kuşağı 30 yaşına yaklaşırken, yepyeni bir kuşak da dünyaya geliyor. ÇEKÜL, bu değişime ayak uydurarak, henüz adı konulmayan bu yeni kuşağa ulaşmayı ve onları çevre ve kültürümüze sahip çıkmaya teşvik etmeyi hedefliyor.1990 yılında kurulduğumuzda, bugün kullandığımız birçok teknolojinin izi bile yoktu. 35 yıl sonra, hayatımızın her anında yer alan bu teknolojileri kullanarak vakfımızı geliştirmenin ve geleceğe taşımanın zamanı geldi. Bu amaçla, ‘ÇEKÜLGPT’ adında bir yapay zekâ projesi başlatıyoruz. Bu proje Türkiye’de sivil toplum kuruluşları arasında ilk olacak’’ dedi. Ödemiş Kaymakamı Fatih Aksoy, “inanıyorum ki BİRGİ çok daha güzel yerlere gelecektir. Birgi’nin daha fazla tanıtımının yapılması, farkındalığının artırılması, gençlerimiz ve vatandaşlarımızda bu bilincin oluşturulması için tüm kamu ve sivil toplum kurumlarımız ile çalışacağız. Emeği geçen herkese Birgili ve Ödemişliler adına şükranlarımızı arz ediyorum” dedi.

Ödemiş Belediye Başkan Yardımcısı Cumhur Şener ise ÇEKÜL Vakfı yöneticilerine teşekkür ederek başladığı konuşmasında, “Birgi’nin bugün bulunduğu noktada olmasının en büyük sebebinin Prof. Dr. Metin Sözen olduğunu belirtti. Şener, Tarihi Kentler Birliği ile yaptıkları toplantıların Birgi için bir eğitim odağı olduğunu belirterek bugün UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesindeysek ve Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütünün 2022 En İyi Turizm Köyleri Listesinde yer alıyorsak ÇEKÜL Vakfı’nın ve Birgi gönüllülerinin bunda katkısı çok büyüktür. ÇEKÜL ile çalışmaya ve yeni projelerine katkı sağlamaya devam etmekten büyük mutluluk duyacağız” diyerek düşüncelerini ifade etti.

Atölye çalışmaları kalıcı sergi oldu

Yöreye özgü motiflerin yer aldığı “Birgi ÇEKÜL Evi El İşi Kursu Sergisi” ve yöre kadınlarının gözünden çekilen arşiv değerindeki “Birgi’nin Mirası Kadınların Kadrajında Fotoğraf Sergisi” kalıcı olarak Birgi ÇEKÜL Evi’nde sergilenecek. 21’inci yıl kutlamaları kapsamında gerçekleştirilen bu etkinlikler, Birgi’nin de önemli bir parçası olduğu Küçük Menderes Havzasının tüm değerleriyle geleceğe taşınabilmesi, koruma bilincinin gelişebilmesi için büyük önem taşıyor. ÇEKÜL Vakfı örgütlenme, eğitim, ağaçlandırma çalışmaları için bir merkez hâline getirdiği Birgi’de yerel yönetimler ve sivil örgütlerle geliştirdiği iş birlikleri sayesinde kent bütünde korunma sağladı.




Birgi’nin bu başarısı; UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine girmesi, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün 2022 En İyi Turizm Köyleri Listesinde yer alması gibi olumlu gelişmelerle pekişti. Birgi’nin komşusu Bozdağ’da, ÇEKÜL 7 Ağaç Ormanları Programı kapsamında 2012 yılından günümüze 1 milyon 10 bin fidan dikildi. ÇEKÜL Bilgi Ağacı doğal ve kültürel miras içerikli eğitim çalışmalarını Birgi’ye de taşıdı ve 2016 yılından bu yana 161 öğretmen ve 2 bin 319 öğrenciye ulaştı. Birgi ÇEKÜL Evi’nde aynı zamanda bir araştırma merkezine de bulunuyor. ÇEKÜL Bilgi Belge uzmanları tarafından sınıflandırılarak çocukların ve yetişkinlerin kullanıma açılan kütüphanesinde, ortalama 2 bin adet kaynak bulunuyor.

Ülkede ilk kez tapu kaydına kültür evi olarak yazdırıldı

Birgi ÇEKÜL (Çevre ve Kültür) Evi, Küçük Menderes Havzası’nda doğal ve kültürel varlıkların korunması çalışmalarına öncülük eden bir merkez olarak faaliyet gösteriyor. Sürekli zenginleşen kitaplığı, düzenlenen etkinlikleri ve eğitim çalışmalarıyla, ülkemizde ilk kez tapu kaydına kültür evi olarak yazdırılan bir “Kültür Evi” olma özelliğini taşıyor. Osmanlı Dönemi’nde Hacı Osman Medresesi’nin Müderris Odası olan tarihi yapı, Cumhuriyet Dönemi’nde Okuma Odası olarak kullanıldı. 1997 yılında ÇEKÜL Vakfı tarafından satın alınarak restorasyonu yapıldıktan sonra 24 Mayıs 2003’te kullanıma açıldı. 1996 yılında onaylanan Birgi Koruma Amaçlı İmar Planı, Birgi’yi Türkiye’de Koruma Amaçlı İmar Planı yapılan ilk belde yaparak, uzun soluklu koruma çalışmalarının başlangıcını müjdeledi.




7 Bölge 7 Kent Projesi ile kimlikli kentler

ÇEKÜL Vakfı, 1990’ların başında 7 Bölge 7 Kent Projesi kapsamında Türkiye’nin tarihi ve kültürel mirasının korunup yaşatılması için önemli bir girişim başlattı. Proje Kemaliye, Midyat, Talas, Kastamonu, Akseki, Birgi ve Mudanya gibi pilot kentlerde uygulanarak zamanla Kendini Koruyan Kentler Programı’na dönüştü ve Anadolu’daki kimlikli kentleri kapsadı. Birgi ÇEKÜL Evi’nde yerel üretimi desteklemek için düzenlenen kurslar ve atölyelerle yöreye ait geleneksel motifler kadınların elinde yeniden şekilleniyor, ÇEKÜL Dükkân’da (www.cekuldukkan.org) satışa sunuluyor.

Yazar Ahmet Serhat Arvas’ın yeni kitabı ”Dijital İşgal 2 – Tekillik Tehlikesi” çıktı!

Kaleme aldığı ”Kılıç Hakkı Ayasofya, Osmanlıya Atılan İftiralar, Dijital İşgal ve Transhümanizm” ile geniş bir okur kitlesine ulaşan başarılı yazar Ahmet Serhat Arvas, yeni kitabı olan ”Dijital İşgal 2 – Tekillik Tehlikesi” Riyâz Yayınevi etiketi ile tüm kitaçılarda ve dijital platformlardaki yerini aldı.




Kitap Hakkında:

“Küresel çete dünyayı yaşanmaz hale getirdi. Gıdayı ve havayı zehirlediler. Doğal yerine yapayı, gerçek yerine sanalı pazarladılar. Karşı çıkanlara bilim düşmanı ve âsi dediler. Şeytani oluşumun son planı iklimi ve salgınları bahane ederek dünyayı sıfırlamak. Bunu da dijital takip sistemlerini kullanarak yapmayı planlıyorlar. Yapay zekâ üzerinden yeni algı oyunları tasarlanıyor. Dijital kölelere dönüşmemek için mücadele etmeliyiz. İnsanları ve hayvanları zehirleyen, sapkınlığı normalleştiren, ormanları ve tahıl ambarlarını yakan, özgürlükleri kısıtlayan ve dijital diktatörlük ile birlikte yeni bir dünya düzeni kurmak isteyen küresel çeteye boyun eğmeyeceğiz. Dijital işgale direnmek bir insanlık vazifesidir.”

Oyuncu Ahmet Uğurlu kimdir?

1952 yılında Konya’da doğan Ahmet Uğurlu, Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nden mezun olmuştur. Sanat hayatına Devlet Tiyatroları’nda başlayan Uğurlu, 13 yıl boyunca burada çeşitli oyunlarda yer alarak başarılı bir kariyere imza attı. Tiyatronun yanı sıra sinema dünyasında da önemli roller üstlenen sanatçı, “Mine” filmi ile sinema kariyerine adım attı.




Ahmet Uğurlu, Derviş Zaim’in yönettiği “Tabutta Rövaşata” filminde canlandırdığı ‘Mahsun’ karakteri ile büyük bir çıkış yakaladı ve birçok ödül kazandı. Kariyeri boyunca Faint Sound, Avcı, Memleket Meselesi, Döngel Kârhanesi, Yol Ayrımı, ve Behzat Ç. gibi birçok dizi ve filmde rol aldı. Performanslarıyla izleyicilerin kalbinde taht kuran Uğurlu, Türk sinema ve tiyatro dünyasında iz bırakan bir sanatçı oldu.

Uğurlu’nun en çok bilinen performanslarından biri olan “Tabutta Rövaşata” filmi, 33. Altın Portakal Film Festivali başta olmak üzere, 1997 Selanik Film Festivali, 9. Ankara Uluslararası Film Festivali, Türk Eleştirmenleri Birliği tarafından da ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülüne layık görüldü. Ahmet Uğurlu, sanat kariyeri boyunca gösterdiği üstün performanslar ile sayısız ödüle layık görüldü.

Page 5 of 478

Powered by WordPress & Theme by Anders Norén