Written By Samet Tosun
Categories:

Sevilen ilahi sanatçısı Seyfullah Çakmak ile Ramazan bayramına özel bir sohbet gerçekleştirdik, Ramazan bayramımız mübarek olsun.

Samet Tosun: Ramazan nasıl geçti ?

Seyfullah Çakmak: Ramazan, her zaman olduğu gibi maneviyatıyla, Rahmetiyle geldi, malum bu yıl Korona sebebiyle evlerimizdeydik ve geçtiğimiz Ramazanlarda yapmak isteyip fakat dünya meşakkatleri sebebiyle yapamadığımız ne kadar güzellikler varsa onları ifa ettik, bol bol ailemizle çocuklarımızla vakit geçirdik, inşaAllah bu mübarek kıymetli ayı en güzel şekilde manevi iklimine yakışır şekilde yaşamış bizden memnun ve razı olarak göndermişizdir.

Samet Tosun: Peki sende ah nerede o eski ramazanlar, bayramlar diyenlerden misin ?

Seyfullah Çakmak: E yani o eski Ramazanların tadı bambaşkaydı, Ben İstanbul da yaşayan çocukluğu geçmiş biri olarak bunu en yoğun şekliyle yaşayanlardanım, Camilerin mahyalarında yazılar yazılmaya başlayınca, kandiller yanmaya başlayınca heyecanlanır uyku uyuyamazdım, hele bu sene tamamen mahrum kaldık, dost ve akrabalarla iftarlar olmadı, camiler cemaate kapalıydı, yüreğimiz buruk bir Ramazan oldu, ama olsun Mevlamızın takdiri bu yöndeydi bize de boyun eğmek ve rıza göstermek düştü.

Samet Tosun: Peki bize biraz senin bayramlarından bahsedermisin ?

Seyfullah Çakmak: Elbette; Ben dedemin dizi dibinde büyüdüm, Bayram gelmeye yakın son 10 günü Ramazan’ın maneviyatına adeta maneviyat eklenirdi evimizde, Akrabalar içinde yaşça en büyük dedem olduğu için tüm akrabalar sabah bayram namazına müteakip bizde toplanır, hanımların bayrama özel yaptıkları tatlılar, börekler sofrada ve büyük ve kalabalık bir kahvaltı sofrası kurulurdu, sanki düğün evi gibi olurdu, e haliyle çocukluk ya o zamanlar biz o manzarada el öpüp harçlık kapma peşinde olurduk, hızlıca kahvaltı yapar tüm kuzenlerimle ve arkadaşlarımla beraber kapı kapı gezer şeker toplardık, hele bir keresinde bir komşunun zilini çaldık, bana dedi ki

-bir ilahi oku hepinize harçlık vereyim.

 tabi ben dururmuyum hemen girdim esere;

“Hiçe sayılıyor hak dini İslam

Kan gölüne döndü bak Afganistan

Bayram mı olurmuş gözyaşlarından

Bayramsa bayramınız mübarek olsun

Onulmaz yaralar merhem beklerken

Ayasofya mahkûm feryat ederken

Kudüs boynu bükük masum bakarken

Bayramsa bayramınız mübarek olsun.”

eser bitti gözlerimi açtım o komşumuz olan amca göz yaşları içinde boynuma sarıldı, dualar teşekkürler etti bize, tabi şekerimizi de harçlığımızı da fazlasıyla aldık ☺️☺️

Şimdi bunları bulmanız neredeyse imkansız, kimsenin kimseye güvenmediği bir dönemde yaşıyoruz, dolayısıyla çocuklarımızı sokağa gönderirken ikaz ve uyarı üzerine uyarı yapıyoruz. O sebeple bu manevi günlerin tadı bizim dönemimizle yavaş yavaş son buldu.

Samet Tosun: Bu ramazan ve bayram pek bir buruk geçti değilmi ?

Seyfullah Çakmak: Evet, biraz değil,fazlaca hüzünlü geçti, evlerden çıkmadık, hiç bir eş dost akrabamızı iftara davet edemedik davetlere gidemedik, camilerimiz mahzun kaldı, teravihleri evlerimizde münferit veya ailemizle kıldık şikayet ettiğimiz “o eski Ramazan’lar” ı dahi çok aradık çok özledik, bayram olmadı çünkü bayram namazı olmadan bayramın keyfini alamayanlardanım ben, evlerimizde kaldık kalıyoruz. Ta ki yöneticilerimiz Devlet büyüklerimiz tamam  serbestiz diyene kadar da kalmaya çalışacağız.

Samet Tosun: Bize çok kısa kendinden bahsedermisin?

Seyfullah Çakmak: Tabi; İstanbul doğumluyum, ilk ve orta okulu İstanbul’da okudum, ardından belli bir süre Kuran Kursu ve medrese hayatım oldu, 28 Şubat sürecinde kapanan kurslardan biride benim okuduğum medreseydi, ve ardından ailemin almış olduğu kararla Lise hayatı ve üniversite. Tabi bunlar yaşanırken 2004 yılında sahne hayatım başladı, “sevgim sana” adlı ilk albümüm çıktı, sahne hayatına yoğunlaştık, evlendik, askerlik derken iş kurduk ve bugünlere geldik, şu an 3 erkek evladım var, Allah onlara sağlıklı sıhhatli iman dolu, din-i İslam yolunda harcayacakları bir hayat İhsan eylesin.

Samet Tosun: Allah bağışlasın inşaAllah peki son olarak Ömer hocamıza bizden daha yakındın, bize biraz ömer hocamızı anlatırmısın ?

Seyfullah Çakmak: Ömer Hocam bizim abimiz gibiydi, çok kıymetli, kibirden gururdan uzak, herkese kardeşim diyen, küçükle küçük olabilen büyükle büyük olabilen biriydi, sohbete başladığında adeta yaşardı o anı. Hiç bir vakit, desinler bilsinler diye iş yapmaz “Allah bilsin yeter” derdi.Namaza çok önem verirdi, durduğu her namazı itina ile kılardı.Sahabeleri çok sever ve onları anlatırken içi titrerdi, en çok da Hazreti Hatice validemizi ve Hazreti Hamza yı…Ömer Döngeloğlu hocam gitti, yeri doldurulamaz bir kıymet gitti, bir Yıldız kaydı, Cenab-ı Mevlam Cennette o çok sevdiği sahabelere eş yoldaş etsin, Rahmet ve mağfiret nasip etsin…Son olarak kıymetli dostum bu röportajları iyi sakla bir gün olur bizde bu faniden göçüp gidersek anımız olsun sende…Buradan öncelikle sana çok teşekkür ediyor, DS Kültür sanat ailesine şükranlarımı sunuyorum, sizleri dinleyen okuyan takip eden dostlarınıza sonsuz sevgi saygı ve en derin muhabbetlerimi sunuyorum.Şimdiden Bayramınızı tebrik ediyor, Tüm İslam alemi için barış huzur, sağlık sevgi ve huzur getirmesini niyaz ediyorum.

SametTosun
samettsn@yahoo.com