Written By Yüksel Itak
Categories:

Efendim; bu haftada bir konu üzerine doğaçlama yapalım, yaparkende tam yerine denk getirip bir manzara koyalım.

Kimi bu manzaradan feyz alsın,

Kimiside miskin,miskin karalar bağlasın.

Başka bir deyişle “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna asalım”…

Efendim; geçmişten günümüze insanoğlunun bitip tükenmeyen istekleri, arzuları, hayalleri malûmunuz. bu normaldir. Lakin; bu istek, arzu ve hayallere daha çok hırs yapıp dozunu kaçıranlar,  doğrudan sapıp hakkaniyetten uzaklaşanlar, hedeflerine ulaşmak için hatta ve hatta daha fazla ileriye gidip tüm güçlerinin kendilerinde olma isteği ile Adalet terazisini aşma noktasına gelenlerin durumu ise pekte normal değil.. bu normal olmadığı gibi üstüne üstlük karanlık bir yola sapıp aydınlık ararlar. çünkü fazla hırs ve sahiplenme duygusu iç güdülerine gem vurulamaz hale getirir. ve iç dünyalarındaki yüksek dozdaki güç isteği onları maalesef ama maalesef acımasızca bitirme noktasına getirir.




Bu ve benzeri durumlara sebep olan nedenler işe doğruluktan uzaklaşmak, riyakârlık, sahtekarlık, ukalalık ve çok bilmişlik vesaire…

Kötülükler saymakla bitmez ama iyilikler yapıldıkça kötülükler ölür, biter, yok olurlar. çünkü hiç bir kötülükle yapılmış iş karanlıkta kalmaz er veya geç gün yüzüne çıkar…

Şimdi de yazımın başında belirttiğim gibi, bir konu üzerinden genel bir doğaçlamamızı  yaptık.. sonuna da manzarayı koyalım…

Vaktiyle köyün birinde ahalinin tarlaları ve meyve sebze bahçelerini suladığı bir su kaynağı varmış. Bu kaynak köyün ortak malıymış. Civarda başkaca su kaynağı olmadığından bütün köylü arazisini bu kaynaktan nöbetleşe sıra ile sularmış. Kimin ne vakit, ne kadar su kullanacağı belliymiş ve herkes kendi sırasını takip eder, komşularının hakkına da saygı gösterirmiş.

Ancak her köyde olduğu gibi bu köyde de açıkgöz bir adam varmış. Sebze bahçesi su kaynağının hemen yakınında bulunan bu adam,herkes gibi sırası geldiğinde gider, kaynaktan suyunu alırmış ama bununla yetinmeyip kaynak ile bahçesi arasına gizli bir su yolu kazmış.Kimseler farketmesin diye de su yolunun üzerini taşla tahtayla kapatıp üstüne de saman balyaları yığmış. Su , diğer vakitlerde bu saman altından aka aka açıkgözün tarlasına kadar gidermiş.




Yaz ortasında herkesin tarlası susuzluktan yanıp kavrulurken, onun ki fidanların boy üstüne boy attıkları, yemyeşil bir halde olurmuş.Üstelik bostanın ortasındaki sulama havuzu da, her zaman silme doluymuş. Köylüler “Bu işin içinde bir iş var.” diyerek araştırmışlar ve kısa bir süre sonra da bu uyanığın saman altından su yürüttüğünü farketmişler.

Sanırım bizim buradan kötülere karşı bir iyilik yapıp söyleyeyeceğimiz sonsöz şu olacak. Belki saman altından çok sular akıtabilirsiniz ama; gün gelir O suların içinde acımasız ve feryatlar içinde boğulursunuz. gelin doğru yolu seçin sizde kazanın, insanlıkta kazansın …

Kalın sağlıcaka…