Etiket: radyo

Duayen radyocular öğrencilerle buluştu!

Geleceğin radyo programcılarını yetiştiren 3. Esenler Radyo Akademisi’nde dersler devam ediyor. Workshop programlarıyla deneyimli isimleri öğrencilerle buluşturan akademinin bu haftaki konuğu usta oyuncu ve seslendirme sanatçısı Sefa Zengin oldu.




Esenler Belediyesi tarafından bu yıl 3’üncü kez kapılarını açan Esenler Radyo Akademisi, sektöre radyo programcıları yetiştirmeye devam ediyor. 5 haftalık eğitim boyunca sektörün usta isimleriyle bir araya gelen öğrenciler, bu hafta workshop kapsamında usta oyuncu ve seslendirme sanatçısı Sefa Zengin’le bir araya geldi. Akademinin konuğu olmaktan mutluluk duyduğunu dile getiren Zengin, “Görüyorum ki akademi son derece faydalı olmuş. Öğrenciler bugün son derece yakın bir ilgi gösterdiler. Buradaki öğrencilere tüm çalışmalarında üstün başarılar dilerim” dedi.

Türkçeye özen gösterilmeli
Gençlerin Türkçeye özen göstermeleri gerektiğine vurgu yapan Sefa Zengin, “Seslendirme oyuncusu olmak isteyen bütün adayların ilk yapmaları gereken şey bunu her zaman söylüyorum, Türkçe. Türkçeye özen göstermeleri gerekiyor. Bunun için de çok sayıda kitap okumaları gerekiyor. Bu işi yapan hocaların yanında bolca vakit geçirmelerini tavsiye ederim” şeklinde konuştu.

Staj imkanı motivasyonlarını artıracak
Kurumsal iletişim ve Radyo Yöneticiliği dersi hocası Fatih Uslu ise, “Esenler Belediyesi’nin yıllardır radyoya verdiği değeri hepimiz görüyoruz. Geçen yıl da radyo akademisi derslerimiz vardı. Bu yıl da sayının biraz arttığını gördüm. Radyo aşığı gençlerle ders yapıyor olmak benim için ayrıca keyifli. Hepsi öğrenmeye istekli ve yetenekli. Yıllardır bu mesleğe gönül vermiş biri olarak arkadan yetişen öğrencilerin olmasını hep istiyoruz. Buradaki eğitimlerini tamamladıktan sonra da öğrencilere ulusal ve yerel radyo kanallarında staj imkânı sağlanması bu alana teşviki ve motivasyonu da artıracak bir unsur” ifadelerini kullandı.




Eğitim nerede iyiyse oraya geliyorum
Esenler Radyo Akademisi öğrencilerinden Rümeysa Yardım da Esenler Radyo Akademisi’nden aldığı eğitimlerden son derece keyif aldığını belirterek şunları kaydetti: “Gayet keyifli ve bilgilendirici bir akademi oldu. Bu akademiyi hazırlayanlara ayrıca teşekkür ediyorum. Ben Anadolu yakasından geliyorum. Eğitim nerede iyiyse oraya gelmeye çalışıyorum. Esenler uzak gibi görünse de gayet dolu dolu bir eğitim olması benim için çok önemli. Burada ders veren hocalarımız çok kıymetli. Bu hocalardan eğitim alıyor olmanın kıymetini bilmek lazım.”

Radyocu Selda Turgut: ”Çoğu zaman hakettiği halde popülerliği alamayan şarkıları da dinleyicilerle buluşturuyorum”

DS Kültür Sanat röportaj köşemizde bu hafta ağırladığımız isim Radyocu Selda Turgut oldu. Yaptığı radyo programları ile adından sıkça söz ettiren başarılı radyo programcısı Selda Turgut ile radyo ve müziğe dair keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Keyifli okumalar..

Abdussamed Tosun: Selda Turgut’un mikrofonla tanışma hikâyesini bizimle paylaşır mısınız?
Selda Turgut: Radyo ile tanışmam yani yolumun kesişmesi çok eskiye dayanıyor diyebilirim. Geçmişte kısa bir dönem müzik ile alakalı haftasonları top 10 programı sunmuştum. Buda elbette benim için güzel bir tecrübe olmuştu.

Abdussamed Tosun: Senin için radyo nedir? Radyo ile tanışman hayatının dönüm noktalarından biri diyebilir miyiz?
Selda Turgut: Bende radyonun yeri çok başkadır desem yalan olmaz. Benim için radyo tüm benliğim ile yüreğimi kıymetli dinleyicilerimle buluşturan bir paravan olarak atfetsem doğru bir ifade olabilir. Aslında hayatımın dönüm noktasından ziyade bu durumu benim için ikinci kez Yaradanın gel buradan tekrar devam et mesajını aldığım kadersel bir olay olarakta ifade edebilirim.




Abdussamed Tosun: O zaman en başa dönelim, Selda Turgut kimdir? Nasıl bir ailede büyüdü? Bize biraz Selda Turgut’u anlatırmısın?
Selda Turgut: Selda Turgut hayatını doğruluk ve dürüstlük üzerine inşaa etmiş edep çizgisine dikkat eden saygı ve sevgiyi emeği tüm makamlar ve mevkilerin üzerinde tutan insani boyutta herkesin birbirine sevgi aşılaması gerektiğine inanan canlı ve cansız dünyanın tüm varlıklarına katkı sunmayı yaşam felsefesi olarak gören kopya olmayan kendi şahsına münhasır biri.

Abdussamed Tosun: Birazda programlarınızdan bahsedelim. Programlarınız hakkında bizlere bilgi verir misiniz?
Selda Turgut: Aslında ortaya karışık bir proğram yapıyorum.Bazen kendimi bir show proğramında buluyorum doğal döngüsü ile bir bakıyorum dinleyicilerimden gelen bir mesaj yada o anki samimi etkileşimle bir şiirin bir düşüncenin içinde anlatırken buluyorum kendimi.Formatsız bir proğramın şahaneliğinde hep beraber yapıyoruz sevgili dinleyicilerimle.Farkındalık yaratacak proğram konuları söylenmesi zor ama bir şekilde değinilmesi gereken konularda da dobra dobra mikrofonumun ve kalbimin gücünü kullanıyorum.

Abdussamed Tosun: Radyo dışında neler yapıyorsun?
Selda Turgut: Radyo dışında yıllarca halk oyunlarında ekip başı idim. Küçük yaştan itibaren sazlı sözlü bir evin 4.ve tek kız çocuğu olarak şarkı söylemeyi seviyorum.Okuma ve yeni şeyler öğrenme her zaman bende aktif olan bir durum.Amatörce fatoğraf çekmek rehabilite ve huzur veren bir etkinlik.Maçları da denk geldiğimde keyifle izleyen biriyim. Hatta yeri gelirse futbol da oynarız maç da ederiz.:)Doğa ,yürüyüş ;sağlıklı yaşam dengesinde durmaya çalışıyorum.Bu arada üzerine okuduğum istanbul ünv.sosyal hizmetler bölümü de biraz daha farklı alanlarda kendimle ilgili bulunabileceğimin şimdiden sinyallerini veriyor.insana hizmet hakka hizmet.

Abdussamed Tosun: Genellikle hangi müzikleri veya şarkıcıları dinlemeyi tercih edersiniz? Moral kaynağım şu tarz müzik diye söyleyebileceğiniz bir müzik tarzı var mı?
Selda Turgut: Her taz müziğin kaliteki olan şarkılarını hem kendim dnlemeyi hemde dinletmeyi seviyorum. Bazen de köşede kalan ama aslında hakettiği popülerliği alamayan bazı şarkıları da dinleyicilerle buluşturuyorum.Emeğe saygı ve yola devam sloğanı ile .Yani cazz müzikten tutun Tür sanat müziğine ;rock ve etnik müziklere kadar çok büyük bir dinleme durumum var .:)

Abdussamed Tosun: Geçmişten günümüze baktığımızda radyolara ve radyoculara verilen değeri nasıl buluyorsunuz?
Selda Turgut: Çok geçmişe gidersek bilindiği üzere televizyonun ve internetin olmadığı zamanlarda insanlar haberleri radyodan takip ediyordu .Önemli olaylarda herks radyoya kulak kesilirmiş.Radyo halen en etkili iletişim araçlarından biri .Geçirdiğimiz doğal afetlerde de tekrar radyonun iletişim ve haberdar olma gücünü tekrar görmüş.Allah o kara günleri bir daha yaşatmasın dileğim budur tüm insanlık adına .

Duygu Atakan’ın yeni radyosu belli oldu!

Uzun yıllar Süper FM’de yaptığı “Duygu’yla Radyodayız” programıyla reyting rekorları kıran ve sektöre yön veren müzik seçimleriyle de trendleri belirleyen Duygu Atakan’ın yeni adresi belli oldu. Kısa süre önce D’ATA Records isimli müzik yapım şirketini kuran Duygu Atakan, sevenlerine sürpriz yapmıştı. Şimdi de ikinci bir sürpriz ile yeniden sevenlerinin karşısına çıktı. Bugüne kadar birçok radyo’da çalışan başarılı radyocu Duygu Atakan’ın  yeni frekansı Radyo 45’lik oldu.




Atakan’ın 3 Temmuz pazartesi gününden itibaren Radyo 45’lik  frekanslarından dinleyicisi ile buluşacağı bildirildi. Duygu Atakan, hafta içi her sabah 06:45 – 09:00 saatleri arasında Türkiye’nin Nostalji Radyosu Radyo 45’likte mikrofon başında olacak. Haber Radyo 45’lik’in sosyal medya hesabından şöyle paylaşıldı; ”Türkiye’nin En Bulaşıcı Kahkahasını duymaya hazır mısınız? Duygu’yla Radyodayız 3 Temmuz Pazartesi gününden itibaren hafta içi her sabah 06:45 – 09:00 saatleri arasında Radyo45lik’te! Hadi, Duygu Atakan’a “hoşgeldin” diyelim.”

 

Türkiye’nin sevilen radyosu İstanbul FM, 29 yaşında!

Yıllardır müziğin değişmeyen adreslerinden bir tanesi olan İstanbul FM, bu sene kuruluşunun 29. yılını kutluyor. Birçok ünlü isminde sosyal medya hesapları üzerinden 29. yılını kutladığı istanbul FM’da değişim hızlı başladı. Geçtiğimiz aylar içerisinde bünyesinde gerçekleşecek olan yenilikler müzikseverleri heyecanlandırmıştı. ilk değişim logo ile başladı, yıllardır kullandığı logoyu değiştiren radyo yönetimi daha sade bir tasarım tercih etti.




Bir döneme damgasını vuran istanbul FM, yeniden o günlerine dönmek istiyor. Dinleyicileriyle bütünleşecek yeniliklerle birlikte, popüler müziğin yeniden zirvedeki adresi olmayı amaçlıyor. Müzik listesini de dinleyicileriyle birlikte belirleyen İstanbul FM’de, radyonun sosyal medya hesaplarından en çok istek alan şarkılar yayımlanacak. ‘Senin için’ mottosunu birçok alana taşıyan İstanbul FM, dinleyicilerinin tercih ettiği markalardan indirim almak için de çalışmalar yapacak.

Dinleyicileriyle bütünleşmeyi hedefleyen İstanbul FM, farklı bölgelerde ücretsiz konserler organize edecek. Bir yandan yeni çıkış yapan şarkıcıları desteklerken diğer yandan dinleyicilerine ücretsiz konser zevki yaşatacak olan İstanbul FM, yenilenen kimliği ile bu yıl adından söz ettirmeyi hedefliyor.

“Radyonun Yıldızları”nda ödüller sahiplerini buldu!

Esenler Belediyesi, 13 Şubat Dünya Radyo Günü’nde, birbirinden değerli radyo programcıları ve sanatçıları düzenlediği muhteşem gecede ödüllendirdi. Bu yıl 2. kez halk oylamasıyla en iyilerin belirlendiği “Radyonun Yıldızları Ödül Töreni”nde 24 kategoride ödüller sahiplerini buldu.




Esenler Belediyesi ev sahipliğinde, Radyo Esenler’in medya sponsorluğunda bu yıl 2.si düzenlenen ‘Radyonun Yıldızları Ödül Töreni’ radyo programcıları ve sanatçıları bir araya getirdi. 435 bin dinleyicinin oylarıyla, 24 kategoride geçtiğimiz yılın en iyi radyo programcıları, en iyi radyo istasyonları ve ses sanatçılarının ödüllendirildiği gece, Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşti. Heyecan dolu anların yaşandığı gecede, “Onur Ödülü” müzisyen Cengiz Özkan’a takdim edildi. Muhteşem geceye şarkıcı Ece Mumay, şarkıcı Bahadır Tatlıöz, şarkıcı Altay, şarkıcı Emre Kaya, şarkıcı Ozon Orhon, müzisyen Elif Kaya, müzisyen Bade Derinöz, Türk Halk Müziği sanatçısı Elif Buse Doğan, oyuncu Selen Görgüzel, oyuncu Sinan Güleryüz ve daha pek çok isim katıldı. Altay, Ekrem Düzgünoğlu, Orka Orkestrası ve Ozon Orhon ve Elif Buse Doğan ise şarkılarıyla geceye renk kattı. Geceye, Yunanistan, Irak, Azerbaycan, Almanya ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nden radyo programcıları da katıldı.

İşte ödül alanların listesi:
Yılın En İyi Spor Programı: Mehmet Ayan- Lig Radyo
Yılın En İyi Kadın Radyo Programcısı: Duygu Atakan- Süper FM
Yılın En İyi Çıkış Yapan Şarkıcısı: Altay
Yılın En İyi Müzik Grubu: Orka Orkestrası
Yılın En İyi Erkek Sanatçısı: Emre Kaya
Yılın En İyi Ulusal Radyosu: Radyo D
Yılın En İyi Show Programcısı: Doğancan Özadlı- Süper FM
Yılın En İyi Bölgesel Radyo Programcısı: Karakız- Radyo Ekin
Yılın En İyi Arabesk Radyosu: İstanbul’un Sesi
Yılın En İyi Erkek Radyo Programcısı: Serdar Gökalp- Alem FM
Yılın En İyi Spor Radyosu: Radyo Spor
Yılın En İyi Tematik Radyosu: Radyo 45’LİK
Yılın En İyi Konuk Programcısı: Kadir Çetin- Number 1 Türk FM
Yılın En İyi Halk Müziği Radyosu: Cem Radyo
Yılın En İyi Radyo Haber Spikeri: Seçil Gören- Kral FM
Yılın En İyi Yabancı Müzik Radyosu: Power FM
Yılın En İyi Slow Müzik Radyosu: Pal Nostalji
Yılın En İyi Kadın Sanatçısı: Ayla Çelik
Yılın En İyi İnternet Radyosu: Slow Time
Yılın En İyi Radyosu: Aksaray Kral FM
Yılın En İyi Uluslararası Radyosu: 106.3 FM Azerbaycan
Yılın En İyi Şiir-Edebiyat Programcısı: Umut Öztürk- Radyo 7
Yılın En İyi Uluslararası Türk Radyo Programcısı: Elif Ergün- Almanya Metropol FM
Yılın En İyi Haber Radyosu: CNN Türk Radyo
Ömür Boyu Başarı Ödülleri’nin sahipleri:
Radyo 34-Sarı Şeker Sema
Radyo 7- Erkan Koç
Melih’in Sevgi Çemberi
Radyo Turkuaz-Utku Erdoğan
Kral FM-Afrikalı Ali
Süper FM-Cem Arslan
Radyo Turkuaz-Gönül Dostu Füsun
Radyo Turkuaz- Hop Dedik Ayhan
Kral FM- Gönül Dostu Şener
Karnaval Medya- Tolga Gündüz

Z Kuşağı Medyada En Çok Hangi Mecraları Tercih Ediyor?

7. Uluslararası Akademik Araştırmalar Kongresinde katılan Alanya HEP Üniversitesi öğretim üyesi ve Radyo & TV Programcısı Doç.Dr. Mihael Kuyucu dünyada yükseliş trendine giren podcast yayıncılığı hakkında yaptığı araştırmayı yorumladı.

Kuyucu, Podcast yayıncılığı hakkında yaptığı araştırmada gençlerin Türkiye’de podcast içeriklerine olan ilgisinin her geçen gün arttığını söyledi. Özellikle pandemi dönemiyle birlikte daha fazla podcast dinlemeye başlayan gençler daha çok “eğlence” ve “bilgi” içerikli podcastler dinliyor.




Neden Podcast Avantajlı?

Doç.Dr. Michael Kuyucu, son yıllarda Spotify, Google ve Apple’ın da özel yatırım yapması sonucunda yaygınlaşan podcast yayıncılığı sayesinde küresel ölçekte içerik üretme avantajı sunan mecranın dünyada aynı zamanda gelir getirme potansiyeline de sahip bir mecra olduğunu söyledi. Podcast yayıncılığının pek çok nedenden dolayı gençler tarafından tercih edildiğini gösteren araştırmada gençlerin podcast dinleme tercihlerinin nedenleri ise şöyle:

Radyoya Tehdit Bir Mecra Olabilir

Doç.Dr. Michael Kuyucu’nun Türkiye’de üniversitelerde eğitim gören gençler üzerinde yaptığı araştırmaya katılanların yüzde 75,4 ‘i podcast yayıncılığının dijital ekonomi içinde bir yer edineceğine inandığını söylerken yüzde 24,6’sı bu yayıncılık türünün herhangi bir ciddi gelir modeli oluşturamayacağını düşünüyor.

Araştırmanın en ilgi çekici bölümü ise üniversitede eğitim gören gençlerin yüzde 81,6’sının dijital dönüşüm sayesinde podcast yayıncılığının geleneksel radyoculuğun yerini alma potansiyeline sahip bir mecra olduğunu düşünmesi. Araştırmaya göre gelecek beş yılda podcast yayıncılığına olan ilgi artarken geleneksel radyoya olan ilgide düşüş yaşanacak.

Podcast Yayıncılığı Radyo Yayıncılığının Yerini Alabilir / Tehdit Olabilir : %81,63

Podcast Yayıncılığı Radyo Yayıncılığının Yerini Alamaz /Tehdit Olmaz: %18.37

Araştırmasında gençlerin gündelik hayatlarında en çok Youtube ile zaman geçirdiklerini belirten Doç.Dr. Michael Kuyucu, gençlerin en çok kullanmayı tercih ettiği mecralar arasında podcast yayınlarının beşinci sırada yer aldığını söyledi. Geleneksel medya içinde televizyon gençlerin en çok tercih ettiği sekizince mecra iken geleneksel radyo en az tercih ettiği mecra.




Z kuşağının medya kullanım alışkanlıklarının önceki kuşaklara göre çok daha farklı olduğuna vurgu yapan Doç.Dr. Michael Kuyucu, “Bugüne kadar yapılan nerdeyse tüm araştırmalarda Z kuşağının kendine has tüketim alışkanlıklarına sahip oldukları ve bunun paydasında dijitalleşmenin olduğu bir gerçek. Medya araştırmalarında da Z kuşağı daha çok dijital medyayı tüketmeyi tercih ettiği ortada. Z kuşağı Youtube, Netflix, Instagram ve Tiktok gibi mecralarda televizyondan alacağı doyumun daha fazlasını alırken, geleneksel radyoyu da unutmaya başladı. Gençler, kendi istekleri ile değil ancak bulundukları bir yerde başkalarının seçimleri (örneğin arabada sürücünün tercih etmesi) doğrultusunda geleneksel radyoya maruz kaldıklarında radyo ile zaman geçirebiliyorlar. Kendi tercihleri ile işitsel medyadan bir içerik aradıklarında podcast yayıncılığına başvuruyorlar” yorumunu yaptı.

 

Tasavvuf sanatçısı Seyfullah Çakmak: ”Radyolarımıza hakettiği değeri dün verdik bugünde vermeye devam edeceğiz”

Seslendirdiği ‘’Bismillah, Sevgili (s.a.v)’’ gibi çalışmalarla adından sıkça söz ettiren Tasavvuf ve ilahi sanatçısı Seyfullah Çakmak, yeni projeleri için vakit kaybetmeden kolları sıvadı. Yeni çalışmalarının hazırlıkları devam eden Çakmak son çalışması olan ”Sevgili (s.a.v)”i geçtiğimiz ağustos ayında yayınlamıştı.




Sevilen sanatçı üzerinde çalıştığı yeni projeleri ile ilgili yaptığı açıklamada: ”Güzel projelerimiz var, şuanda bahsedemiyorum lakin inşaAllah en kısa zamanda bu konu ile ilgili güzel haberler vereceğim.” ifadelerini kullandı. Radyolara da artık eskisi kadar değer verilmediğinden dem vuran Çakmak, ‘’Radyo bizim için her dönemde değerliydi ve halen de değerli, radyolarımız içinde güzel çalışmalarımız olacak ve radyolarımıza hakettiği değeri dün verdik bugünde vermeye devam edeceğiz’’ dedi.

Yusuf Sena Özdemir Röportajı

Samet Tosun: Öncelikle bizleri kırmayarak davetimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Nacizane nasılsın ?
Yusuf Sena Özdemir: Elhamdülillah gayet iyiyim. Teşekkür ederim. Allah (c.c) devletimize zeval vermesin. Eskiden büyükler birbirine selam verip halini hatrını sorunca hemen ardından “Allah (c.c) devletimize zeval vermesin” derlermiş. Yüce Mevlâ devletimizin, milletimizin iyiliğini daim kılsın.

Samet Tosun: Bize biraz kendinizden bahseder misiniz ? Yusuf Sena Özdemir kimdir ?
Yusuf Sena Özdemir: Uzun uzun özgeçmişimizi anlatmak yerine şöyle diyelim.İslamın ‘Oku!’ emrine binaen okuyama, sadaka-i cariye olur düşüncesiyle yazmaya, hem kendisinin hem kendisini dinleyenlerin gönlünün, dünyasının ve ukbasının bahar olması için radyo, tv ve sahnelerde konuşmaya gayret eden biri…

Samet Tosun:  iş dışında neler yapıyorsun ?
Yusuf Sena Özdemir: Sunuculuk haricinde kalan vaktimde okuma ve yazma ile vakti değerlendirmeye çalışıyorum. Bazı dönemlerde kendimi geliştirmek için kurslara katılıyorum. Yine vakit buldukça benim için faydalı olacak konferanslara katılıyorum. Önemli kişiler ile yapılmış olan röportajları okuyorum. Ropörtajları okudukça hem o kişiler ile konuşmuş gibi oluyorsun hem de farklı bakış açılarına şahit oluyorsun. Lisedeki bir hocamla vedalaşırken bana nasihat etmesini rica etmiştim. Hocam da ne oldum değil ne olacağım de demişti. Bu sebeple son nefese kadar oldum düşüncesinden uzak olup olacağım düşüncesiyle gayret etmeliyiz. Ayda bazen bir bazen iki defa konuşmacı olarak katıldığım programlar oluyor. Başka da meşguliyetlerimiz oluyor.

Samet Tosun: Peki neden radyo ?
Yusuf Sena Özdemir: Radyo programcılığının nasıl bir şey olduğunu anlatılanla anlamak pek mümkün değil. Gerçekten yaşayan iyi anlayabilir. Radyoda daha içten oluyorsunuz. Karşınızda kamera yok. Aklınız saçınızda, yüzünüzde veya kıyafetinizde değil. Tamamen anlattığınız konuya odaklanıyorsunuz. Radyonun en güzel taraflarından biri de siz dinleyiciyi görmüyorsunuz, dinleyici de sizi görmüyor. Sizi dinleyen kaç kişi var bilmeden en doğal halinizle program yapıyorsunuz. Sizi dinleyen sizden dolayı değil anlattığınız güzel şeylerden dolayı sizi dinliyor ve muhabbet duyuyor. Ama televizyonda sizi kameraya odaklamak için saçınız, gömleğiniz, kravatınız, ceketiniz, oturma şekliniz gözden geçiriliyor. Radyoda ise siz anlatacağınıza odaklanıyorsunuz, dinleyici de anlattığınıza…

Samet Tosun: İlk olarak sunuculuk yapmaya ne zaman başladın ? Bize biraz o günlerden bahseder misin ?
Yusuf Sena Özdemir: İlk olarak 2003 yılında sunuculuk yaptım. Programdan sonra herkes çok beğendiğini söylemişti. Ama ben çok heyecanlandım ve ağzım o kadar kurudu ki zor konuştum. İşin garip tarafı ise yanıma su almamışım 🙂
Her şeyin ilki ayrı bir hatıra barındırıyor ömür defterimizde…

Samet Tosun: Hayatta ben bunu asla yapmam deyipte yapmam dediklerini yaptığın oldu mu ?
Yusuf Sena Özdemir: Muhakkak oluyor. Misal bir çok defa düğünlerde artık sunuculuk yapmayacağım diyorum ama sonra yine yapıyorum. Tabi ki insan bulunduğu hale göre o an şunu yaparım veya yapmam diyebiliyor. Bazı düğün programlarında nefsanî davranışlarıyla sizi usandıran kişiler oluyor. Yine düğün programlarının pek ciddiyeti olmayabiliyor. Veya hiç sorun olmasa da çok vaktinizi alıyor. Misal bir program 19:00’da başlayacak denildiyse siz 18:30 da orada oluyorsunuz. Program 20:00’de veya 21:00’de başlayabiliyor. 22:30 veya 23:00’te de salondan çıkıyorsunuz. Belki toplamda 1 saat konuşuyorsunuz ama 4-5 saat vaktiniz gidiyor. Bu gibi sebeplerden dolayı düğünlerde artık sunuculuk yapmayacağım diyorum. Ama bazı sebepler yaptırıyor işte.

Samet Tosun: O sebepler nedir? Paylaşmak isterseniz öğrenmek isteriz.
Yusuf Sena Özdemir: Sizin de malumunuz biz programlarda sadece sırada şu var şeklinde bir sunum yapmıyoruz. Muhakkak konuyla ilgili bir şey anlatıyoruz. Ve sağlam eserlerden araştırma yaparak anlatılmayanları anlatmaya gayret ediyoruz. Bu da dinleyicinin ilgisini çekiyor. Bu sebeple sadece Bursa’da reklamsız 70 civarı programa sunucu olarak davet ediliyoruz. Bir programda, eskiden kapıların üzerine yazılan hayırlı sözlerden bahsettim. Biraz sonra salondaki fotoğrafçı olan kardeşimiz o sözü yazıp bana verir misiniz dedi. Yazdım verdim. Benim için o akşam en büyük mutluluk sebebi oldu bu durum.
Yine bir programda Kur’an-ı Kerim, çocuk eğitimi ve bilinçli müslüman olmak gibi konularda kısa öz anlatımlar yaptım. Programdan sonra salon şefi “benim de oğlumun sünnet düğünü olacak, gelir misiniz” dedi. Ben de gelirim dedim. O da bir şartım var “bu programda anlattıklarınızın aynısını anlatacaksınız” dedi. Bunun gibi daha nice misaller var. Bazen bir kişi için program yapıyorsunuz.

Samet Tosun: Bu mesleği seçmeseydin hangi mesleği yapmak isterdin ?
Yusuf Sena Özdemir: Tabi ki insan için en güzeli kabiliyeti olan mesleği seçmesi ve o meslekte çıraklık yapması sonra istikrarlı ve mahir olmasıdır. Şu mesleği yapsaydım demekle vakit geçirmemesidir. Böyle olursa toplumda, mesleklerde ilerleme olur. Allahu Teala bana konuşma ve biraz da yazma yeteneği vermiş. Bir de ilme, alime, kitaba karşı merak vermiş. Bu sebeple sunuculuk yapmasam kitapçılık yapardım

Samet Tosun: Elinde bir imkan olsaydı dünyaya nasıl bir mesaj vermek isterdinin ?
Yusuf Sena Özdemir: “İnsanı, hayvanı, bitkiyi ve cansız varlıkları menfaatsiz sevelim ve onlara merhamet edelim” derdim. Bugün insanlar insana, hayvana, bitkiye ve cansız varlıklara değer vermeyi unuttu. Değer vermedikçe de değerini kaybediyor insan… Bir de büyüklerin şu sözünü söylerdim “Hayat her şeyi tecrübe edip yaşayacak kadar uzun değil. Tecrübe etmiş kişilerin tecrübesinden istifade et” Neden böyle bir mesaj derseniz? Çünkü insanlar çok para kazanma hırsıyla ve ben bilirim , ben yaparım, benim nasihate ihtiyacım yok düşüncesiyle az olan ömrünü çok hızlı tüketiyor. Oysa tecrübe ve nasihatleri kendinize klavuz yaparsanız az ömrünüz adeta çok olur, zaman kıymetlenir.

Samet Tosun: Kitaplarla aran nasıl? En son hangi kitabı okudun ?
Yusuf Sena Özdemir: Kitaplara sormak lazım 🙂 Bazı kitapların bizimle arası iyi bazısının iyi değil. Biz hep okuduğumuzu aramızın iyi olduğunu sanıyoruz. Bir kitabı bir kere okumuş isek onunla aramız iyi değil demektir. Bazı büyükler bir kitabı en az üç kere okumadan okudum saymazlarmış. Bu sebeple bir kere okuduğumuz kitabı biraz beğenmemiş oluyoruz. O zaman aramız her kitapla iyi olmuyor demektir. Veya her kitabın bizimle arası iyi olmuyor. Bir de okuduğumuz ile amel ediyorsak aramız iyidir. En son daha önce de okuduğum İmam Gazâlî’nin (rah.) ‘Hakikate Giden Yol (el-Münkiz Mine’d-Dalâl)’ kitabını ve Jules Verne’ye ait olan ‘Seksen Günde Dünya Gezisi’ kitabını okudum. Şu sıralar rahmetli Ahmed Davudoğlu’nun ‘İslâmı Tâmir Dâvasında Din Tahripçileri’ kitabını okuyorum. Büyükler ilim amel içindir demişler. İnşallah okuduğumuzu amel etme niyetiyle okur ve amel ederiz.

Samet Tosun: Kahvenin günlük hayatındaki yeri hakkında ne söylemek istersin ?
Yusuf Sena Özdemir: Günde en fazla bir defa tercihimdir. Sürekli kahve içeyim diye bir isteğim olmuyor. Ama muhabbetli dost meclislerinde aranıyor…

Samet Tosun: Ve son olarak DS Kültür Sanat okurları için neler söylemek istersinin ?
Yusuf Sena Özdemir: Allahu Teala Süleyman (a.s)’ı mal ve ilim konusunda serbest bırakmış. O da ilmi tercih etmiş. Rabbimiz o zaman hem ilim hem mal vermiş. Bu sebeple son nefese kadar ilmi tercih etmelerini arzu ederim. İlmin de sadece faydalı olanını tabi ki. Alemlerin sultanı (s.a.v)Rabbimize ilim ver diye değil “ilmin hayırlı olanını ver” diye dua etti. Ancak ilim tek başına gariptir. Amel ve ihlas gerekir. İlmi baş tacı yapanın hiçbir zaman sırtı yere gelmez. Bugün bazıları okuduğu faydalı bir kitapta anlamadığı bir kaç kelimeye rastlasa o kitabı okumayı bırakıyor. Oysa Hz. Ali (radıyallahu anh) bir harf için köleliği göze almış. Bu sebeple bazen zor da olsa okumayı göze almalıyız…

Samet Tosun: Tekrardan çok teşekkür ederim, bizleri kırmayarak nazik davetimizi kabul ettiğiniz için.
Yusuf Sena Özdemir: İnşallah daha güzel yerlerde tekrardan görüşmek dileğiyle ile hoşçakalın.
İlginiz için ben teşekkür ederim. Hayırla kalın.

 

Samet Tosun

samettsn@yahoo.com

Powered by WordPress & Theme by Anders Norén