Röportaj: Abdussamed Tosun
dskultursanat@yahoo.com

Kaleme aldığı ”Armageddon – Şeytanın intikamı, Armageddon – Kızıl Karanlık ve Dehşet Döngüsü” ile büyük ses getiren yazar Ali Çiğdem ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Sosyal medya paylaşımları ile de dikkatleri üzerine çeken Ali Çiğdem’e sizlerin merak ettiği herşeyi sizler için biz sorduk. Röportajın tamamını aşağıdan okuyabilirsiniz.

Abdussamed Tosun: Merhabalar, bizler sizi yazılı ve görsel basından ve yazdığınız kitaplardan tanıyoruz ama tanımayanlar için bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Ali Çiğdem kimdir?
Ali Çiğdem: Ali Çiğdem, bu dünyada sürgünde olan ancak okuyarak ve yazarak yolunu ve kim olduğunu bulmaya çalışan, okudukça cehaletini ve acizliğini derinden idrak etmeye çalışan bir fani. Bir yandan öğretmenlik yapmaya alışan bir yandan gücü ve imkanları yettiğince okumaya ve kaleminden mürekkep damlayabildiği mizanda yazmaya çalışan biri.

Abdussamed Tosun: ilk olarak kitap yazmaya nasıl karar verdiniz? Sizi bu konuda etkileyen ya da ben kitap yazmalıyım dedirten şey neydi?
Ali Çiğdem: “Kitap yazmalıyım” düşüncesi kitaplarla hemhal olmaya başladığım lise çağında hasıl oldu. Bilhassa Edebiyat dersinde yüzlerce yıl önce yaşamış zatların eserlerinin ve hayatlarının hala okunuyor ve biliniyor olması beni derinden etkilemişti zira fani bir seyyah olan insanın ruhunun her bir zerresinde baki kalma arzusu vardır. Beni yazar olup ardından eser bırakmaya teşvik eden birinci husus buydu yazarları ve serlerini tanıdıkça bir yazarın milyonlarca insanla adeta konuşup onların zihinlerinde ve duygularında var olması beni etkileyen ikinci husus oldu.




Abdussamed Tosun: Yazdığınız ilk kitabınızdan bahsedelim, nasıl ortaya çıktı biraz hikayesinden bizlere bahseder misiniz? Ve kitabı ilk defa elinize aldığınızda neler hissettiniz?
Ali Çiğdem: İlk kitaplar zorluklar içerdiği gibi güzelliklerle de dolu. Yazar olma hayali kuran herkesin bunun hiç de kolay bir süreç olmadığını yüzlerine kapanan kapılarla, karşılaştıkları engellerle bizzat yaşayarak öğrenebileceği bir şey. Bunu yaşamayıncaya kadar bunun kolay bir süreç olduğu yanılgısı hakim. ilk kitabı yazarken başarısızlıkla sonuçlanan birçok denemem oldu her defasında yolunda gitmeyen bir şeyler vardı, hikaye bir türlü akıp gitmiyordu. Kelimeler, cümleler ve hayal gücü uyumsuz, birbiriyle didişen üç benzemez gibiydi adeta. Ancak bu üç unsur uyum içinde kol kola girdi mi işte o zaman ilhamın kapıları ardına kadar açılıyor sizin için. İlk kitabı yazdığım güne kadar bir türlü başlayamıyordum, kitabı girişi ve kurguyu bir türlü yapamıyordum hani klişe bir söz var ya “önemli olan başlamak” gerçekten de öyleymiş. İlk kitap bana yazarlık kapılarının anahtarını hediye etti diyebilirim. Kitap çıktığında ve onu ilk defa bir eser olarak elime aldığımda içimde müthiş bir tamamlanmışlık duygusu hissettim. Sanırım bu duyguyu parayla veya bir başka şeyle elde edemezsiniz. Benim için paha biçilmez bir duyguydu.

Abdussamed Tosun: Bir yazar olarak, kitap yazmak kolay mı? Yani her isteyene kitap yazabilir mi? Buradan kitap yazmak isteyen yazar adaylarına da hem fikir verelim hem de heyecanlarını paylaşalım.
Ali Çiğdem: Sanırım yazar olmak isteyen herkesin merak ettiği sorular bunlar. Yazar olmak öyle sanıldığı gibi kolay değil öncelikle çokça okumanız ve tefekkür etmeniz lazım. Belki bir cümle için onlarca kitap okumuş olmanız lazım. Heybesi dolu olmayanın çevresine verebileceği bir şey yoktur.




Abdussamed Tosun: Son kitabınızdan bahsedelim, Dehşet Döngüsü nasıl ortaya çıktı? Bizlerle paylaşabileceğiniz bir hikayesi var mıdır?
Ali Çiğdem: “Dehşetin Döngüsü” isimli yeni eserimizde okurları yeni bir macera bekliyor. Polisiye yönünün daha ağır bastığı ancak gerek Anadolu kültürü gerekse Mezopotamya kültüründeki halk korku folk kültüründen bolca istifade ettik. Bu romanın merkezinde bugün köylere gittiğinizde nerdeyse her evde görebileceğiniz bir Anadolu ve Mezopotamya kültürüne ait çok eski yaygın bir eşyaya var, ki bir zamanlar bu kültürel öğemiz şehirlerde de birçok evde süsleme eşyası olarak kullanılıyordu. Eminim özellikle seksenler ve doksanlar döneminin çocuklarının bu unutulmaz eşyaya dair iyi veya ürkütücü hatıraları mutlaka vardır. Çocukluğumuzda yaşadığımız çevreyi teşkil eden uyarıcıların bizim üzerimizdeki tesirleri kişiliğimizi ve tüm hayatımızın seyrini tayin eder, işte bu yüzden merhum Doğan CÜCELOĞLU şöyle der: “ insanın anavatanı çocukluğudur.” Bu eserde insanın zihninin derinliklerindeki korkuyu bu açıdan konuyu ele alarak yakalamaya ve okuru buradan hikayenin içine çekmeye çalıştık.

Abdussamed Tosun: Ali Çiğdem, Türkiye’nin sevilen yazarlarından bir tanesi bu aşirkardır. Peki gündelik hayatınız nasıl geçiyor neler yapıyorsunuz? Ali Çiğdem’in bir gününden bizlere bahseder misiniz?
Ali Çiğdem: Ben Fatih Sultan Mehmet gibi dünyanın güç ve ilimle yönetileceğine inanırım kendisi okumaya ve ilme fazla ağırlık verdikçe çevresindekiler onun bu halinin devlet adamlığını ve komutanlığını yumuşatacağını belirtince kendisi de “okumam kılıcımın keskinliğini artıracak aynı zamanda.” Diye cevap verir. O yüzden ben bir Müslümanın hayatında iki şeyi dengede tutması gerektiğini düşünürüm spor ve kitap ve ilimle hemhal olmayı. Sanırım bu hayatta vaz geçemediğim iki şey var spor ve kitaplar. Günlük hayatım yazmak için araştırma, okuma ve yazacaklarımı kurgulama üçgeninde gidip gelir. Eğer yazmıyorsam bilin ki yeni şeyler yazmak için okuyup kafamda kurguluyorumdur. Her zaman ama her zaman zihnimin bir köşesinde hiç bitmeyen bir kurgu arayışı vardı.

Abdussamed Tosun: Kaleme aldığınız kitaplar ile imza ve söyleşi günleri ile kitapseverlerle buluşuyorsunuz, bu buluşmalar esnasında size gelen tepkiler nasıl ve bunlar arasında yaşadığınız ve farklı olarak tabir edebileceğimiz bir olay yaşadınız mı?
Ali Çiğdem: tabi bir kitap her insanda farklı duygulara, tepkilere yol açar sanırım beni en çok etkileyen kitaplarımla tanışan gençlerin kitap okumayı sevmeleri, okumayı keşfetmeleri ve kitap okumanın internette gezinmekten veya bilgisayar oyunları oynamaktan daha zevkli olduğunu fark etmeleri. Sanırım bir öğretmen ve yazar için bundan daha iyi bir ödül olmaz.

Abdussamed Tosun: Dünya üzerinde yaşamış ve ardında kalıcı izler bırakmış yazarlar var. Peki bunlardan sizin benimsediğiniz ve kendime örnek alıyorum dediğiniz bir isim var mı?
Ali Çiğdem: yazarlık serüvenime ciddi anlamda yön veren ve yelkelerimi şişirip adeta beni harekete geçiren Stephen King’in hakkını teslim etmek lazım. J. C. Grange’ın başarısı da benim için oldukça yol gösterici. Tabi bu liste uzayıp gidebilir ancak Polisiye, gerilim ve korku türü için bunlar benim için önemli yazarlar.

Abdussamed Tosun: Yazar Ali Çiğdem, sosyal medya’da farklı ve dikkat çekici paylaşımlar yapıyor. Peki yaptığınız bu paylaşımlar için belli bir hazırlığınız var mı?
Ali Çiğdem: Paylaşımlar gerçekten ciddi emek istiyor özellikle uzun inceleme araştırma yazıları günler süren hazırlıklar ve saatlerce yazma süreci istiyor lakin bu yazılar, paylaşımlar maalesef hak ettiği karşılığı görmüyor malumunuz insanlar sosyal medyada absürt manasız paylaşımlara daha fazla rağbet ve ilgi gösteriyor. insanlar için hiçbir karşılık beklemeden sadece ama sadece onların ufkunu genişletmek bel ki farkındalığını tetiklemek için yıllarca edindiğinizi bilgi ve birikimlerin yanında günlerce saatlerce emek verip bir şeyler paylaşıyorsunuz ancak insanlar onu beğenme veya paylaşma zahmetinde dahi bulunmuyor. Elbette burada amacınız beğeni almak değil zaten maksat bu olsaydı pek çok kişinin anlamak için kafa yormayacağı zor konular üzerinde yazıp çizmek yerine algoritmaya uygun içerikler hazırlardınız burada maksat içeriğin daha fazla kişiye ulaşmasına vesile olmak. Çoğu zaman bundan dolayı ssoyal medya hesabımı kapatmayı dahi düşündüm aslında bir karar almıştım sessizce köşeme çekilip kitaplarımla yaşamayı ve sadece yazmayı istiyordum ancak işlerin insanlık açısından pek de iyiye gitmediğini, deccal sisteminin barajın setlerini yıkarcasına boşaldığını görünce kendimi bazı şeyleri yapmak zorunda hissettim.




Abdussamed Tosun: Birçok yazarımıza sorduğumuz soruyu size de sormak istiyorum. Yazarların hayal dünyasının normal insanlara göre daha farklı gelişim gösterdiğine inanıyorum. Elinizde bir güç olsaydı neler yapmak ve neleri değiştirmek isterdiniz?
Ali Çiğdem: bir yazarı yazar yapan veya sanatçı yapan zaten herkesin bakamadığı bir ufuktan, pencereden bakabilmesidir ancak bu bir ayrıcalık veya meziyetten öte bir sorumluluktur. Eğer elimde olsaydı teknolojinin şu an evrilmekte olduğu yönünü, seyrini değiştirirdim zira teknolojiyi elinde tutanlar onu insanlığı yok edecek bir noktaya sürüklüyor.

Abdussamed Tosun: Bu serüvenin başına gidelim. Bu yola çıkarken neler yaşadınız? Size bu konuda destek olanlar oldu mu yoksa sürekli negatif insanlarla mı karşılaştınız? Serüvenin başını ve gelişen süreci bizzat sizin ağzınızdan dinlemek isteriz.
Ali Çiğdem: zor bir yola çıktığınızda bunu yapan herkes gibi karşılaşacağınız şey sizden başka kimsenin size ve yapacaklarınıza inanmamasıdır. Size inanan kişi sayısı birkaç kişiyi geçmez geriye kalan herkes olumsuz tavırlarıyla size engel olur ancak ne yaptığını bilen biri için bu engeller onu amacına ulaştıran birer basamak görevi görür.