Günümüzde herşeyin farklılaştığını gözlemlediğimiz konulardan birisi de yapılan bunca hizmetlere karşı halkın bu gidişattan memnun olmaması geliyor. Peki nasıl oluyor da bunca hizmetlere karşı memnuniyet duyulmuyor?..

Örneğin; Diyelim ki bir Başkanlık seçimi öncesinde Başkan olacak kişi doğal olarak hizmet için vaadlerindeki projelerini halkıyla paylaşır, Başkan olduğu takdirde bu projelerini hayata geçireceğini beyan eder.. seçildikten sonra da söz verdiği üzere bu vaadlerini sırasıyla tek tek yerine getirir ve her platformda ben söz verdim ve yaptım der..




Tabii bu örnek verdiğim yapılmış hizmetler için, birde sözünde durmayıp ta kendi insiyatifi doğrultusunda yapılmış öylesine diyebileceğimiz hizmetleri, Çok önemli bir hizmet yapmış gibi gösterenlerde var olduğunu görüyor ve biliyoruz.. Halkın memnuniyet duymadığı esasına gelince, herkesin hem fikir olduğu bir şey var oda “Eşitsizlik” olduğunu söyleyebiliriz.. burada konuyu biraz daha açarsak daha net anlaşılır olacak sanırım..

Mesela bir yer düşünün; oraya hizmet bir gidiyor, iki gidiyor, üç gidiyor!.. bu tarafa ise bir hizmet götürerek, halka sunarken genellemeye sokarak her yere hizmet götürdüklerini beyan edince, hizmet alamayan bölgelerde sitemler, şikayetler kaçınılmaz oluyor… O’da yukarıda belirttiğim gibi “Eşitsizlik” tepkisi halkın dilinde sakız olup, oy alınan bölgelere hizmet gidiyor, oy alamadıkları bölgelerede hizmet gitmiyor türünden sitemlerin ardı arkası kesilmiyor..




Bugünkü yazımın konusu itibariyle hizmetlerin eşit olarak ayrım gözetmeden yapılmasına ilişkin güzel bir kıssa ile yazımıza devam edelim..

Genç Kaymakam, yeni atandığı ilçeye bakmaya gitti. İlçeyi kendi başına gezdikten sonra, ara sokakta gördüğü çay ocağında, bir bardak çay içeyim diye oturdu.O anda 12-13 yaşlarında bir çocuk, ”amca boyayayım mı ? dedi.Ayakkabısı boyalı olmasına rağmen, çocuğu kırmamak için ”Tamam gel boya” dedi.Bu arada ”iyi boyarsan sana istediğin paranın iki katını veririm” deyince, o çocuk:”Ben hep aynı boyarım” dedi.Kaymakam, “nasıl yani?” deyince;




Öğretmenimiz: ”çocuklar, ne iş yaparsanız yapın, herkese aynı yapın. Ayrım yapmayın” diye tembih etti. Ben de bu parayla hasta anneme ilaç alacağım, sana ayrım yaparsam o ilacın annemin hastalığına şifası olmaz.

Genç Kaymakam, hayatının en iyi dersini almıştı. Ağlamamak için kendini zor tuttu ve Boyacı çocuğa cebindeki en büyük parayı verirken, bir de kartını verdi. Babası olmayan ve hem okuyan hem de hasta annesine bakmaya çalışan çocuğa ilgilenme sözü verdi.

Çocuğa o dürüstlüğü aşılayan öğretmeni de ziyaret ederek, ilçe de görev yaptığı sürece ilgi gösterdi. Boyacı çocuktan duyduğu “Herkese aynı hizmet” ifadesini meslek hayatında unutmamak ve hep uygulamak için makamında, masasında bulunan isimliğinin arkasına yazdırdı. Kişiye göre farklı hizmet vermemek için elinden geleni yaparak “İnsan olmanın, kuruş ile değil, duruş ile ölçüldüğünü” anlamış oldu… ne diyelim bizimde bildiğimiz bu yönde!.. Herkese aynı hizmet demek, Hakka hizmet demektir.. Kalın sağlıcakla…

Yüksel Itak
Köşe Yazarı