Yakın bir zaman önce bir ziyaret için gittiğim Soma/Darkale’ de inanılmaz ve bir O kadarda tarihin iç içe örtüştüğü, cazibesi ve ilgi çekiciliği ile tarihin iz bıraktığı güzellikleri görünce kaleme almam kaçınılmaz oldu…

Dağın yamacında bulunan, Çarşının girişinden itibaren buram, buram tarih kokan Darkale Sokakları sanki geçmişini anlatırcasına yıllanmış Çınarların hışıltısı ile adeta içimize huzur veriyordu…

Darkale sokaklarında dağa doğru tırmanırken, yıkılmadım ayaktayım dercesine yıllara inat meydan okuyarak dimdik duruşlarıyla, zaman zaman gördüklerimiz karşısında hayretle baka kaldığımız Ahşap evler, Mekanlar, Tarihe not düşülmüş miraslar olarak sanki her biri bizlere yaşanmışlıklarını anlatır gibiydiler…

Bakın İbrahim Fidanoğlu’nun 18 Mart 2012 ‘de kaleme aldığı yazısında Darkale’nin geçmişini bizlere nasıl yansıtmış.




Darkale köyü, Soma’nın tarihte ilk yerleşimlerinin civarda kurulduğunu gösteren kalıntılarıyla öne çıkmış, zamanında 800 civarı hane sayısı ve üç camisi ile sırtını yasladığı sarp Tuzlutepe’nin eteklerinde, tarihin derinliklerinden günümüze uzanıp gelen yalnızlık ve hüznün sokaklarında dolaştığı; içinde sakladığı tarihi, eski dokusu ve yitmiş insan hikâyeleri ile eşsiz bir zenginlik taşıyan yorgun bir köydür. Köy, Soma ovasına hâkim Tuzlu,Temni ve Asarlı Tepe’nin Dibekderesi ile Çokluca çayı arasında kalan yamacı üzerine kurulmuştur. Osmanlı döneminde Minderviş, Kırkoluk ve Ulu Kapı diye anılan kapılardan girilen Darkale, o zamanlar bir kaza merkeziymiş. Zamanın, doğanın ve insanın bütün tahribatına rağmen Osmanlı döneminin sivil mimari özelliklerini yansıtması açısından halen son derece önemli bir yerleşimdir. Köye, Soma’nın eski çarşısından, yine tarihi bir cami olan Emir Hacı Hıdır Bey Camisi’ni takiben yukarı doğru tırmanarak yada Soma Jandarma Komutanlığı’nın önünden tepeye doğru çıkan kaldırım taşlı yolu takip ederek ulaşmak mümkündür. Köy Soma’dan yaklaşık 2 km. uzaklıkta bulunuyor.

Darkale’ye girişte solda, derenin hemen kıyısında eski bir hamam kalıntısı yer alıyor. Ancak oldukça harap olmuş durumda bulunuyor. Bir ara eski muhtar zamanında köydeki etnoğrafik malzeme ile müze haline getirilmeye çalışılmışsa da şimdi yıkılmak üzere… 2003 yılından beri bugüne kadar da fazla bir şey değişmemiş görünüyor diyebiliriz. Vadi boyunca yukarı doğru hafif bir rampadan ilerlerken sağda bir alabalık üretme tesisi var. Son yıllarda buna ilave olarak oldukça gösterişli bir alabalık restoranı daha açılmış. Her iki tesis de vadinin sağdaki yamacına yaslanmış bir konumda bulunuyor. Darkale köyü ise hemen solumuzda dik bir yamaç üzerine kurulmuş. Köyle ilk karşılaştığınızda vadinin soldaki yamacına sanki asılı duran onlarca ahşap ve kerpiç evi gördüğümüzde bir anlamda çarpılıyoruz; çünkü köy birden ve başımızı yukarı kaldırdığımızda karşımıza çıkıyor. Ayrıca da uzaktan bakıldığında, taşrada sanki ortaçağdan günümüze savrulup gelmiş özgün bir Anadolu yerleşiminin eşsiz ipuçlarını buluyoruz.




Köyün aşağıda kalan meydanında ise Kırkoluk Camisi yer alıyor. Caminin altından üç gözeden kaynayan su, caminin kütüklerden oluşan ve ana iskeletini oluşturan hatılların altında kırk oluk diye tabir edilen, mermerden bir panoya oturtulmuş çeşmelerden kanallara ve bir şadırvan benzeri havuza dökülüyor.

Kırkoluk Camisi, Selçuklu mimari özelliklerine sahip belki de beylikler döneminden kalma oldukça eski bir cami. Yapım tarihi olarak Hicri 1159 tarihi veriliyor. Cami Hicri 1239 yılında onarımdan geçmiş. Caminin içi oldukça sade… Mihrap ve çevresindeki renkli işlemeler orijinal… Dış giriş cephesinde yine muhtelif işlemeler ve Allah yazısı mevcut. 2003 yılında Kırkoluk Camisi bazı özel günlerde, bayram ve törenlerde ibadete açılıyormuş. Normal zamanda yamaçtaki köy içinde yer alan ve köy odasının hemen yanında yer alan camide ibadet yapılıyormuş…

Kısacası bu ve buna benzer nice güzellikleri içinde barındıran güzel ülkemizin tarihi mekanlarını gelecek nesillere nasıl not düşerek miras bıraktılarsa, bizlerinde bu yerlerin yaşaması için ve geleceğe miras bırakabilmemiz  için imzamızı atıp Tarihimize not düşmeliyiz. Kalın sağlıcakla..

Yüksel Itak
yukselitak@dskultursanat.net