Yazar: Samet Tosun Page 1 of 7

Vedat Alçay: ”Mutlulukların, kayıpların bizlerde uyandırdığı ortak bir duygu var”

''iki gözüm, bedel ödedik, sis, kahpe kader'' şarkıları ile büyük beğeni toplayan başarılı şarkıcı Vedat Alçay, bu hafta Abdussamed Tosun'la ''Biraz Bundan Konuşalım''a konuk olarak hakkında merak edilenleri cevapladı.

Abdussamed Tosun: Öncelikle biraz müzikal kariyerinden bahsedelim, müzik ile ne zaman tanıştın, herşey nasıl başladı ?

Vedat Alçay: Müzik hayatıma aslında kendimi bildiğim andan itibaren başladı diyebilirim . Hep hayallerime tutunarak yürüdüm bu yolda sabırlı ve azimli bir şekilde çünkü bir zamanı vardı ve o zamanı beklemek zorundaydım. Müzikle Gaziantep Şahinbey araştırma hastanesinde annem ameliyat masasındayken tanıştım. Çünkü o içerde ben dışarda yani kapıda kendimi ve hayatıma neler katacağını düşünerek kitap yazar gibi şarkı yazdım ve ilk göz ağrım “bedel ödedik” 

Abdussamed Tosun: Senin için müzik nedir? Müzik ile tanışman hayatının dönüm noktalarından biri diyebilir miyiz?

Vedat Alçay: Benim için müzik sonu olmayan bir sanattır Sanat ise o yazdığım duygulu şarkılarımın beni sevenlerimle bir ara getirmesi diyebilirim Evet kesinlikle hayatımın bir dönüm noktasıydı.

Abdussamed Tosun: Müzik senin hayatın diyebiliriz, o halde müziğin psikolojik olarak sende iyileştirici bir etkisi olduğunu söylemek mümkün mü?

Vedat Alçay: Tabi ki de zaten müziğe tutunma sebeplerimden en güzeli benim için iyileştirici bir güç olduğuna inanmış olmamdı ve hala öyle.

Abdussamed Tosun: O zaman en başa dönelim, Vedat Alçay kimdir? Nasıl bir ailede büyüdü? Bize biraz Vedat Alçay’ı anlatır mısın?

Vedat Alçay: Aslında Vedat alçay mütevazi ve kendi halinde yaşayan bir ailede, şehrin ışıltısından uzakta, kasaba bile olmayan bir köyde hatta bir mağarada gözünü açtı desek yeridir. Ama hayallerinden hiç bir zaman vazgeçmeyen duyanların asla yapamazsın demesine rağmen inancını kaybetmeden 14 15 yaşlarında küçük dünyasından, köyünden hayallerinin peşinden gelen kişi. Hayatta her zaman bakış açısı ve ilk kalemi kağıdı eline aldığında, yazdığı sözü “ Vazgeçmeyeceksin Vazgeçilmezinden Sen pes edersen Sen kaybedersin” diye savunan, buna göre yaşayan bir insandı diyebilirim.

Mutlulukların, kayıpların bizlerde uyandırdığı ortak bir duygu var!

Abdussamed Tosun: Birazda şarkılarından bahsedelim. Bedel ödedik, Sis, Kan Revan gibi bir çok şarkı yayınladın ve kısa bir sürede dinleyiciden güzel bir etkileşim aldın ve şarkıların milyonlarca görüntülenme aldı. Sen bu başarıyı neye bağlıyorsun?

Vedat Alçay: Kesinlikle yaşadığım gerçek duygulara ve kağıda döktüğüm samimi hislere. Çünkü her zaman kişilikler farklı olsada yaşadığımız acıların, mutlulukların, kayıpların bizlerde uyandırdığı ortak bir duygu var. Demek ki ben bunu beni milyonlarca izleyen her kişiye hissettire bilmişim. 

Abdussamed Tosun: Bizlere biraz “iki gözüm”ün hikayesinden bahseder misin ? Böyle bir proje nasıl ortaya çıktı ?

Vedat Alçay: Aslında her şarkımın bende güzel bir anısı ve hikayesi var. iki gözümde onlardan bir tanesi. Ahmet Kaya’ya olan hayranlığımı beni seven ve takip eden herkesin bildiğini düşünüyorum. Onu tanıdığım ve şarkılarını dinlediğim günden beri bende uyandırdığı duyguları tarif edemem. Birazda olsun onun duygularını hissedebilmeyi, onun gözünden ve onun hayatından yaşadıklarını kaleme almayı denedim.  Şarkımda da belirtiğim gibi kara kaşları ve hiç durmayan göz yaşları ve sonu kefenle biten bir hayatı vardı. Ona olan sevgim, düşündüğüm ve beni hüzünlendiren olayları kaleme dökmeme vesile oldu.

Abdussamed Tosun: Pandemi sürecinden dolayı şansız bir döneme geldin. Bugünleri nasıl geçirdin, senin için olumlu yada olumsuz yanları oldumu?

Vedat Alçay: İçimden bir kankaha attım şuan. Çünkü ben bedel ödediğimi düşünürken şarkıyla beraber ülkece bedel ödedik. Şarkının izlenme sayısına göre vaka sayısı yükseldi ve bu tabikide büyük olumsuzluklarla beni Başbaşa bıraktı sahnelerim ve konserlerim komple iptal oldu ama dediğim gibi hiç bir zaman vazgeçmedim. Ama olumlu yanlarıda oldu kendimle başbaşa kalıp ileriye dönük bir çok proje için küçükte olsa adımlar attım.

Abdussamed Tosun: Henüz çok gençsin. Bundan sonraki hedeflerin ve Vedat Alçay’ı nerede göreceğiz?

Vedat Alçay: Tabiki hayatın neler getireceği belli olmaz. Elbette hedeflerim var ama ileriye dönük ve süpriz diyelim. Çok daha iyi yerlerde diye özetleyebilirim.

Abdussamed Tosun: Sosyal medya kariyerin nasıl gidiyor? Orası da artık bir kariyer belgesi. Yaptığın işleri ve hayatını gösterebilmek adına bir fırsat. Nasıl bakıyorsun bu ortama?

Vedat Alçay: Sosyal medya, günümüzün özellikle benim gibi sanat icra eden kişiler için çok büyük bir fırsat. Artık gerekli bir mecra da diyebiliriz. Sesimizi duyurmamıza ve bir çok kitleye hitap etmemize, çok daha hızlı etkileşim sağlamamıza yardımcı oluyor elbette. Ama bunu en doğru şekilde kullanmak gerektiğine inanıyorum. Bir nevi dediğiniz gibi kariyer belgesi. Sosyal medyada yaptığımız işler ve yansıttığımız kişiliğimiz örnek oluşturacak davranışlardan ibaret olmalı diye düşünüyorum.İşimin de gerektirdiği sorumluluklardan kaynaklı tabi ki aktif kullanıyor ve özen gösteriyorum.

Röportaj:
Abdussamed Tosun
dskultursanat@yahoo.com

Fotoğrafçı Ahmet Karataş: ”Fotoğraf ve video kelimesi benim için o kadar çok şey ifade ediyor”

Abdussamed Tosun: Bize biraz yaptığın işten bahseder misin?
Ahmet Karataş: Merhabalar ben Ahmet, önce size yaptığım işten bahsetmek istiyorum. Fotoğraf ve video çekimleri ile uğraşıyorum. Gayet zevkli ve keyif aldığım bir iş diyebilirim. Çiftlerin en özel günlerinde en güzel anılarını ölümsüzleştirmek müthiş bir duygu, fotoğraf ve video kelimesi benim için o kadar çok şey ifade ediyor ki, belki üzerine sabaha kadar konuşabiliriz ama kısaca özetlemem gerekirse ‘’tutku ve zevk’’ diyebilirim.




Abdussamed Tosun: Fotoğraf ve video kelimeleri senin için ne ifade ediyor? ilk olarak bu meslekle nasıl tanıştın yada bu iş senin için bir meslek mi yoksa tutku mu?
Ahmet Karataş: Hani şöyle bir geçmişe baktığımda hemen hemen 13’lü yaşlarıma tekabül ediyor sanırım, fotoğraf ve video ile tanışmam. Elbette imkanlar dahilinde fotoğraf ile başlayan bu güzel macera ilerleyen zamanlarda video ile birleşti ve kısa bir süre içerisinde bende bir tutkuya dönüştü. Orta okula giderken photoshop programlarına karşı aşırı bir ilgi oluşmuştu bende, tabi o zamanlar bende makine vs. bir şey yok. İnternet üzerinden fotoğraflar bularak photoshop üzerinde düzenlemeler yapıyordum. Daha sonrasında Kuşadası’nda turizm ve otelcilik bölümüne yerleştim. Okuduğum okulda tanıştığım İhsan Öz ve Alican Koçakgöl isimli benden yaşça büyük abiler ile grafik tasarım ve fotoğraf çekimi gibi belli başlı fotoğraf konusunda onların deneyimlerinden faydalandım. Daha sonrasında onlar ofis açarak reklam işlerine başladılar, bende okul çıkışlarında ofise giderek onlara yardım etmeye başladım. Orada yaptığım işlerle kendimi daha da geliştirme imkanı buldum. Ofisi açanlardan biri olan Alican abi ilerleyen zamanlarda kendini daha geliştirerek şirket kurdu ve bana bir çok konuda destek olarak bana da ilham kaynağı oldu. Akabinde elimde olmayan bazı nedenlerden dolayı okulu bırakmam gerekti ve yeniden Manisa’nın Sarıgöl ilçesine döndüm. Bir meslek icra etmem gerekiyordu ve ilçede dolaşırken bir fotoğrafçının camında iş ilanı gördüm, işte birçok şey o an değişmeye başlamıştı benim için.

İşe kabul edildim ve kendimi bu iş ile birlikte daha da geliştirme fırsatı elde etmiştim, parayı her daim kazanabilirdim ama bu tür deneyimler benim için çok önemliydi. Bir müddet sonra Sarıgöl Belediyesinde basın yayın müdürlüğünde işe başladım ve sanırım itiraf etmeliyim ki, bu iş benim hayatımın dönüm noktalarından biri oldu. Fotoğraf konusunda deneyimim ve bilgim elbette vardı lakin video ve kurgu konusunda diğeri kadar bilgi sahibi değildim ama bu öğrenemeyeceğim anlamına gelmezdi, gelemezdi. Hemen araştırmalar yaparak, kurslara katıldım, aldığım dersler sayesinde kendimi bu alanda da birazda olsa geliştirmeyi başarmıştım. Sonra ne mi oldu, çevremde bulunan insanlardan güzel tepkiler aldım hatta düğün işlerine girmemi, bu konuda gayet başarılı olabileceğimi söyleyenler oldu ve daha önceden de tecrübe ve deneyime sahip olduğum için neden olmasın diyerekten yeni bir maceranın içerisinde buldum kendimi, zaten fotoğraf ve video benim için bir tutku olmuştu, hayatımın tam da ortasında yer alan bu iş ile alakalı güzel ve farklı işler yaptım ve halende yapmaya devam ediyorum, hazırlamış olduğumuz düğün kliplerimiz özellikle en çok rağbet görenler arasında diyebilirim. Yaptığım işleri resmiyete dökerek hayallerimi bir adım daha ileriye götürdüğümü düşünüyorum bu konuda benden desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen kıymetli başkanım Necati Selçuk’a da çok teşekkür ederim.

Abdussamed Tosun: Yaptığın işlerle ilgili geri dönüşler nasıl, paradan ziyade o insanların mutlu olması senin mükafatın diyebilir miyiz?
Ahmet Karataş: Aldığım geri dönüşler o kadar güzel ki, benim bu konuda ki en büyük motivasyon kaynaklarımdan bir tanesi olduğunu ifade etmek isterim. Sarıgöl, küçük ve şirin bir ilçe olduğu için herkes birbirini burada tanır, mesela insanlar çarşıda yanıma gelerek yada denk geldiğimizde çekimlerin çok güzel olduğundan bahsediyorlar, başarı dileklerini iletenler oluyor tabi bunlar bizim için birer mutluluk sebebi oluyor.




Abdussamed Tosun: Insanların en özel anlarının şahidi olmak, o mutlu anları kayıt altına almak nasıl bir duygu?
Ahmet Karataş: insanoğlu yıllardır dünyada en kıymet gören varlık olmuştur elbette, bizim yaptığımız işlerinde bu denli önem arz etmesinin en önemli nedenlerinden bir tanesi de kıymetli oluşudur. Bizde bu kıymetli insanların en özel anlarına şahitlik ediyor ve mutluluklarına ortak oluyoruz. Gerçekleştirdiğimiz çekimler esnasında o kadar güzel ve ilginç şeyler oluyor ki, yaptığımız işin değeri bir kez daha ortaya çıkıyor. Aksilikler de yaşasak biz bu işe gönül verdik ve seviyoruz. Yeri geliyor yaşadığımız aksiliklerden dolayı tedirgin oluyoruz, üzülüyoruz yeri de geliyor öyle olaylar yaşıyoruz ki kendimizi gülmekten alamıyoruz. Böylesi farklı ve bir okadar da güzel bir iş bizimkisi.

Röportaj: Abdussamed Tosun
dskultursanat@yahoo.com

Sinan Atsan: ”Yeterli kapasiteye ulaştığımızda, yurt dışında da bir şeyler yapmak istiyoruz”

Abdussamed Tosun: İş hayatında sizin birçok projeleriniz var baktığımız zaman oldukça kaliteli ve başarılar ile dolu olduğunu görmekteyiz. Hazırladığınız projelerde en çok ne gibi sorunlar oluyor ve siz ne gibi çözümler ile başarıya ulaşıyorsunuz?
Sinan Atsan: İş hayatımızda evet bir çok projelerimiz oluyor. Projelerimizi titizlik ile takip ediyoruz. Hazırladığımız projelerimizde şu gibi sıkıntılar oluyor. Kişiliğimin özelliği nedeni ile, bir projeyi ve başarıyı tek başıma elde etmeyi sevmem. Elimizde Bir derece oluşturacak proje var ise, bu proje iki, üç veya daha fazla kişi ile başarıya ulaşmasını severim. Fakat bazen bu tür çoklu olmasından dolayı sıkıntılarımız doğuyor. Bende ilk önce sorunun kaynağını araştırıp, o sorun için bir adet değil birden fazla çözüm arayışına girer ve sırası ile uygulamaya başlarım. Bu tür çözümler her zaman başarıya götürür ve iki tarafında memnun kalmasını sağlar. Amaçlar, güzel proje yapmak evet ama o güzel projeleri her türlü sıkıntıyı hesaplayarak birden fazla çözüm maddeleri oluşturarak başarıya ulaşmaktır.




Abdussamed Tosun: İnşaat sektöründeki işlerinizde iç mimarlar ile çalışırken hangi projeler sizi başarıya taşıyacağınıza inanarak iş mutluluğu kazandırıyor? Örneğin; Günümüz Dünyasında artık teknoloji ile hazırlanan yani akıllı iç mekân sistemlerinin olduğu projeler hazırlanmakta. Size böyle projeler geliyor mu?
Sinan Atsan: İnşaat sektöründe iç mimar kullanıyoruz. Arkadaşlarımız çalışmalarını yaparken bende yeni ve modern evleri sürekli gezerek ve araştırarak yanlarına bulunuyorum. En çok yaptığım ise sade kahvemi alıp araziye oturup kuş sesleri su sesleri manzara güneş ve rüzgar hesaplayarak bölgeye en uygun ve en kullanışlı hangi mimari oturacak araştırması yaparım. Tabi ki en Önemlisi ev hanımları ile sohbet ederek hayallerindeki evi tasarlamaktır. Akıllı ev sistemleri gün geçtikte gelişiyor ve bizde buna tabi ki ayak uydurmak zorundayız. Artık her şey konfora dayalı. İnsan evinde evini huzurlu konforlu mutlu hissederse, kendi işlerinde de başarılı olur ve ülkemize katkı sağlar. Bu da bizi oldukça mutlu ediyor.

Abdussamed Tosun: O zaman başa dönelim, Sinan Atsan kimdir? Nasıl bir ailede büyüdü, bize biraz Sinan Atsan’ı anlatır mısın?
Sinan Atsan: 18.01.1994 Salı günü Manisa’da doğmuş bir kişidir. Bundan 96 yıl önce Atatürk döneminde Türkiye’ ye göç etmiş bir Türk ailesinden gelmektedir. Babam memur annem ise ev hanımı olup bir başarılı kız kardeşim vardır. Aile apartmanında doğup büyüdük fakat iş gereği bizi şehir dışına attı. Babam Memurluğun yanı sıra çiftçilik ile uğraşmaktadır. Tabi ona dayalı olarak ve gelenek olarak bende uzun süre çiftçilik ile uğraştım ve bu 6 yaşımda başladı diyebilirim. Lise mezunu olup tabi bu sürede sürekli kendi ticari hayatımı sürdürmüştüm. Müzik hobimdir. Sahneyi almayı severim ve bu iş insanın duygularını dışarıya vurmasını sağlıyor, orada da başarılı işler yaptım. Çiftliği yaparken yani sıra inşaata başladım, tabi birde kuyumculuk var onu unutmamak gerekli. Kuyumculuk işini ise ortak şekilde yaptık fakat şehir değiştirmemden dolayı ortağıma bıraktım. Geriye gidersek 2013 yılı siyasete atıldım. Gençlik Kolları yönetim kurulu üyesi görevi yaparken, ilçe yöneticisi olarak devam ettim, farklı bir siyasi partide ise kurucu Gençlik Kolları Manisa İl başkanlığı yaptım. Bu görevleri İcra ederken büyük bir gurur ile yerine getirdim ve vatandaşıma hizmet ettim. Siyaseti işlerimden daha çok seviyorum desem yeri var. Ülke ve millet menfaati her zaman kendi menfaatimin önündedir. Şimdi ise gelecek dönemlerde, kişilik yapımında gerekli olarak olgunluğa ulaştığını düşünerek Belediye başkan adaylığına hazırlanmaktayım ve yatırımlarımı o yönde yapmaktayım. Mevcut olarak ise Aydın Kuşadası ve İzmir Çeşme ilçemizde inşaat sektörü ile uğraşıyorum.

Abdussamed Tosun: inşaat sektöründe de uzun bir tecrübeniz var bu sektörde çalışmalarınız nasıl gidiyor?
Sinan Atsan: Uzun süredir inşaat sektöründeyim evet. Çalışmalarımız şu an güzel gidiyor, müşterilerimizin memnuniyeti ve ülke ekonomisine katkı sağlamak beni daha mutlu ediyor.

Abdussamed Tosun: Öncü Yapı ismi nereden geliyor? Neden Öncü Yapı?
Sinan Atsan: Ben Öncülük etmeyi çok severim. Bu konuda da mimarilerimde müşterilerimiz için Huzura Öncülük Ediyoruz ve hayata değer katıyoruz. Öncü ismi buradan geliyor.

Abdussamed Tosun: Manisa dışında Aydın, Kuşadası’nın farklı noktalarında projeleriniz devam ediyor. Bunun haricinde şuan devam eden yada hazırlık aşamasında olan projeleriniz var mı?
Sinan Atsan: Manisa’da projelerimizi tamamladıktan sonra Aydın Kuşadası’na geçiş sağladık burada şu an devam projelerimiz Devam ediyor, buranın harici İzmir Çeşme ilçemizde hazırlıklarım başladı ve 1,5 yıl sonra hayata geçmeye başlayacak.

Abdussamed Tosun: Sadece Türkiye odaklı mı yoksa ilerleyen zamanlarda diğer Türk firmalarımız gibi Azerbaycan ve Bulgaristan gibi ülkelerde de faaliyetleriniz olacak mı?
Sinan Atsan: Sadece Türkiye odaklı değil, yeterli kapasiteye ulaştığımızda, yurt dışına nasipse açılmayı düşünüyoruz.




Abdussamed Tosun: Hayatınıza baktığınızda işte burası benim için bir dönüm noktası oldu dediğiniz bir yer var mı?
Sinan Atsan: Hayatıma baktığımda burası benim dönüm noktam dediğim aslında siyasettir J. Siyasette başarılı olursanız zaten hayatın her dönemi dönüm noktasıdır. Unutmayalım siyaset ticaretten daha zordur.

Abdussamed Tosun: Peki geçmişten bugüne baktığında, hayal ettiğin yerde misin?
Sinan Atsan: Geçmişten bugüne baktığımda hayal ettiğim yerde değilim çünkü hayaller sonsuzdur. Hayali kurduğunuz da sonu gelmez. Ben hedefimdeyim. Tavsiyede bulunayım. Hedefiniz büyük ve uzun olsun. Ama ona ulaşmak için araya ufak hedefler koyun. O zaman hem çok yorulmuyorsunuz hem de daha kolay ulaşıyorsunuz büyük hedefe.

Abdussamed Tosun: Yoğun bir iş temposu içerisindesin, Peki iş dışında neler yapıyorsun vaktini nasıl değerlendiriyorsun?
Sinan Atsan: Hafta içleri çok yoğun geçiriyorum iş olarak, ama hafta sonlarımı tamamen sevdiklerime ve kendime ayırıyorum. Çalışanlarımı da kati olarak çalışmalarına müsaade etmem. Boş zamanlarımı doğada gezerek değerlendirmeyi seviyorum. Bu keyifli röportaj için Abdussamed bey size teşekkür ediyorum. Okuyacak olan genç kardeşlerime yol gösterebilirsem mutlu olurum. Anlattıklarım ve tavsiyelerim ile başarılı olursalar, beni bulsunlar.

 

Röportaj: Abdussamed Tosun
dskultursanat@yahoo.com

Aybüke Eliballı: ”Piksellerin gerçeğe dönüştüğü bir dünyada hiç olmadığın biri gibi görünmek artık çok kolay”

Samet Tosun: Ünlülerin menajeri deyince insanların aklına olmadık hayaller geliyor, bize öncelikle menajer nedir, ne iş yapar bunlardan bahseder misin?

Aybüke Eliballı: En kapsamlı haliyle fenomeni  veya sanatçıyı bir marka olarak ele alıp; bu markanın konumunu güçlendirmek  için gereken her türlü işlerin yönetim sürecinin tamamını organize edip yöneten kişidir. Ve haklısın bazen hayal sınırlarını zorlayan durumlar yaşandığı olabiliyor 🙂

Samet Tosun: Geçmişe baktığımızda bu yola çıkarken seni destekleye insanlar oldu mu? Hani sen yaparsın, biz sana güveniyoruz diyerek, bir şeyleri başarmanda etken olan insanlar varsa biraz onlardan bahsedelim mi?

Aybüke Eliballı: O dönemlerde iki tane dostum vardı ve bu sektörle hiç alakaları olmadığı için yaptığım işleri, yaşadığım durumları anlamakta zorlanmalarına rağmen bana hep motive edici yaklaşımlarda bulundular. Moralim bozuk olduğu dönemlerde istediğimi elde edene kadar peşini bırakmayan bir yapım olduğunu bana hep hatırlattılar. Bu vesileyle buradan onlara teşekkür etmek istiyorum. 

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

Samet Tosun: Son dönemde iyice herşeyin dijitale dönüştüğü bir dünyada dijital medya’ya nasıl bakıyorsun?

Aybüke Eliballı: Dijital medyanın tabiri caizse ‘’sahte’’liğini en yakından gören tarafta yer alanlardanım; bunun yanı sıra ‘’yeni gerçek’’ in bu olduğunu da kabul etmiş olanlardanım. Piksellerin gerçeğe dönüştüğü bir dünyada hiç olmadığın biri gibi görünmek artık çok kolay, telefon olsun bilgisayar olsun tablet olsun adı fark etmeksizin her ekran hayallerimizin bir aynasına dönüştü, -mış gibiler ile çevrildik. Dolayısıyla gerçek ve sahte içeriklerin, doğru ve yanlış donelerin ayrımını yapmak da çok zorlaştı. Hem fenomenlere hem de markalara kendi gerçek ve doğru taraflarını yansıtabilmeleri adına danışmanlık yapmak benim de kendimi gerçekleştirmeme olanak sağladı. Bu yüzden dijital ortamda fikirlerimle var olmaktan çok memnunum çünkü her gün kendini yenileyen bir oluşum ile ilgilenirken boş kalıp canınızın sıkılması mümkün değil.

Samet Tosun: Peki en başa dönelim, Aybüke Eliballı kimdir? Nasıl bir ailede büyüdü? Bize biraz Aybüke Eliballı’yı anlatır mısın?

Aybüke Eliballı: Memur bir çiftin iki kız çocuğundan büyük olanıyım. Annem  ve babam ayrılar ben annemle birlikte yaşıyorum. Küçüklüğümden beri hep meraklı, hareketli, girişken bir yapım vardı. Değişikliği seviyor oluşumdan dolayı tezgahtarlıktan garsonluğa, doktor asistanlığından kurum müdürlüğüne kadar birçok farklı sektörde çalıştım, ileri seviyede İngilizce bildiğim için turizm ve sağlık turizmi dahi yaptım. Bunların hepsinde her zaman yapılabileceklerin bir limiti vardı ama menajerlik yapmaya başladığımdan beri kendimi uçsuz bucaksız bir alanda gibi hissediyorum. Bu da sürekli üretmemi sağlıyor ve her ne kadar sebebinin anlaşılması güç zorlukları olsa da işimi gerçekten severek yapıyorum.

Samet Tosun: Son döneme baktığımızda herkes ünlü olmak istiyor, peki kolay yoldan ünlü olmak mümkün mü?

Aybüke Eliballı: 15 saniyelik görüntülerin insanların hayatını değiştirebildiği bir çağda evet kolay yoldan ünlü olmak mümkün. Eğer utanmayı, arsızlığı, deli saçması hareketleri yapmayı, rezil olmayı umursamıyorsanız tabii… Yani mesele sadece hızlıca ‘’ünlü’’ olmaksa – ben buna takipçi kasmak da diyorum – en kolay yolu bu. Ama doğru ve kaliteli bir ünlü olmak istiyorsanız zamana ihtiyacınız var. Çünkü insanların sizi kabullenerek her gün hatta günlerinin çoğu bölümünü sizi takip ederek geçirmelerini sağlamanız için onlara gerçekten sevdikleri bir şeyler sunuyor olmalısınız ki bu da öyle pat diye olması mümkün olan bir durum değil. Hiç tanımadığı insanlar ile iletişim kurmaya çalışarak onları gerek güldüren gerekse duygulandıran gerek bilgilendiren, gerekse bazı toplumsal konularda hislerine tercüman olmaya, sesleri olmaya çalışan tüm fenomenlere gerçekten saygı duyuyorum. Boş ve deli saçması paylaşımlar yaparak sırf ‘’takipçi kasmak’’ amacı güden kişilerin cirit attığı bir ortamda; gerçek bir amacı olan ve kendini geliştirmeyi önemseyen bilinçli fenomenlerin hakkını vermek gerektiğine inanıyorum. Bu cümlelerimden dans videoları çeken, makyaj videoları çeken, taklit-komedi videoları çeken fenomenleri yadırgadığım anlamı çıkarılmasın çünkü o videoları üretip çekmek ve editlemek başlı başına bir emek. Kastettikleri hepimizin ‘’yahu nasıl bunun bu kadar çok takipçisi olabilir aklım almıyor’’ dediğimiz kişiler. Tüm fenomenler filozof gibi olsun öğretmen gibi olsun özlü sözler öğütler havalarda uçuşsun da demiyorum, sonuçta hepsi gülmek neşelenmek amaçlı kullandığımız uygulamaların içerisindeki karakterler ; nasıl ki TV de belgesel kanalı başka haber kanalı başka ise fenomenlerin de bu çeşitliliği ve farklılıkları olmak durumunda.

Samet Tosun: Birçok ünlü isimle çalıştın ve halende çalışmaya devam ediyorsun, peki hepsini memnun etmeye çalışmak zor olmuyor mu? Bunu nasıl başarıyorsun?

Aybüke Eliballı: Arkadaş olamadığım kimseyle iş yapmıyorum ve bu da bana çok insan kazandıran bir çalışma prensibi. Memnuniyetsizliğin sebebi gerçekten o anki işin aksaklığıyla alakalıysa üzerime düşeni yapıp hızlıca toparlıyorum ama gereksiz kaprisler sebebiyle memnun olunmadığını görürsem yollarımı ayırmayı tercih ediyorum. Çünkü mental sağlığımı koruyabilmek hem kendi özel hayatımın hem de profesyonel hayatımın devamlılığı için çok önemli.

Eskiden böyle durumlarda hemen moralim bozulabiliyorken işim zamanla hobim oldu ve zorluklarının dahi tadını çıkarmaya ve bu süreçlerin detaylarındakileri görüp yeni şeyler öğrenmeye odaklanan birine dönüştüm. Bana ve çalıştığım fenomene veya markaya zarar vereceğini öngördüğüm hiçbir projeye sırf para kazanmak uğruna onay vermemek konusunda da netim. Bu samimiyetle yaklaşınca zaten karşılıklı memnuniyet kendiliğinden geliyor. 

Samet Tosun: Bugüne kadar kimlerle çalıştın ve şu an kimlerle yola devam ediyorsun?

Aybüke Eliballı: Çoğunlukla TV yüzleri ile çalıştım, özellikle Survivor ,MasterChef ve Gelinim Mutfakta yarışmacılarıyla. Bunun  yanı sıra lifestyle , blogger ve anne-aile fenomenler ile çalıştım. Tüm kategorilerde az önce de bahsettiğim gibi gereksiz kaprisler sebebiyle yollarımı ayırdığım kişiler oldu, şuan çalışıyor olduğum ve gayet keyifle ilerlediğim mikro ve makro kategorilerde olan kırka yakın isim var. 

Samet Tosun: Hayatımın dönüm noktası dediğin yer neresiydi?

Aybüke Eliballı: Bunu anneme bir türlü kabul ettiremesem de ÖSS ‘de ODTÜ İngilizce Öğretmenliği bölümünü kazanıp gitmemiş olmam hayatımın değiştiği gündür bence. Kendimi hiçbir zaman öğretmen olarak düşünemiyordum – ki hala öyle – hep daha hareketli daha aktif ve koşturmacalı bir çalışma hayatım olsun istiyordum. O kadar içten dilemişim ki izin günü bir yana mesai saati dahi olmayan bir işim var artık 🙂

Samet Tosun: Her zaman işler istediğimiz gibi gitmeyebiliyor, bu işin birazda zorluklarından bahsedelim. Bir menajer olarak kriz anlarında çözüm üretmek için neler yapıyorsun?

Aybüke Eliballı: İnan kolaylığını sorsan cevaplayamazdım. Çünkü kolay bir anı yok. Zorluklarından bahsetmek içinse sektörde geçirdiğim kadar vakit olması lazım desem yeridir. İşimin temelinde insan olduğu için yaşanılan krizlerin çözümleri çoğunlukla pratik zeka gerektiriyor, anlamsız inatlaşmalara mahal vermeden duruma göre yapılması gerekeni  yapıyorum ve fenomenin ve markanın mutlu ve mutabık olacakları sonuçlar ortaya çıkartıyorum.

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

Samet Tosun: İmkân olsaydı eğer dünyaca ünlü isimlerden hangisi ile çalışmak isterdin?

Aybüke Eliballı: Menajeri olmak hayali kurduğum birisi yok. Ama iyi bir yönetici olmak için önce en iyi yönetilebileceğin yeri bilmek gerektiğine inandığım için Kris Jenner ile çalışmak isterdim. Ondan öğrenilecek çok şey olduğunu düşünüyorum. Üstesinden gelemediği hiçbir problem olmadı, vizyonu güçlü, çok kıvrak zekalı bir kadın ve tam bir amazon ruhu taşıyor bence.

Samet Tosun: Birazda geleceğe yönelik hedeflerin ve projelerinden bahsedelim, neler yapmak istiyorsun?

Aybüke Eliballı: Daha önce hiç yapılmamış projeleri hedef alan, zihninde sürekli fikirler üreten ve bu fikirlerin doğru fenomenler veya markalar aracılığıyla hayata geçişini izlemekten keyif alan birisi olarak ülkemizde yapılmamış olan üç farklı proje fikrim var ve tüm proje ortaklarımız ile bunların hazırlığına odaklanmış durumdayız. Sessizlik yasasına inanan birisi olarak detay paylaşmaktan çekiniyorum ama bu yıl herkesin ilgi odağı olacak çalışmalar ile gündemi belirleyeceğiz diyebilirim.

Röportaj: SametTosun
dskultursanat@yahoo.com

Murat Meral: ”Tamam bu benim yapmam gereken iş dedim”

Samet Tosun: İnsanları güldürmek seni mutlu ediyor bunda hem fikiriz sanırım, peki böyle bir şey yapmak nerden aklına geldi?
Murat Meral:
Evet çok mutlu oluyorum sanki güldürmek benim görevimmiş gibi hissediyorum. İlk defa lise 1 de tiyatro oyununda 1 dakikalık rolümde repliği verir vermez insanların 1 dakika boyunca güldüğünü görünce tamam bu benim yapmam gereken iş dedim.

Samet Tosun: Geçmişten bugüne ilham aldığın birileri var mı?
Murat Meral:
Çok büyük hayranlık duyduğum Metin Akpınar, Şener Şen, rahmetli Kemal Sunal.

Samet Tosun: Peki en başa dönelim, Murat Meral kimdir? Nasıl bir ailede büyüdü? Bize biraz Murat Meral’i anlatır mısın?
Murat Meral:
Gümüşhane, Kelkit ilçesinin küçük bir köyünde çiftçi bir ailenin 5. çocuğuyum. Daha sonra Erzincan’a taşındık ilkokul, ortaokul ve liseyi burada okudum. Babam Erzincan’da esnaflık yaparak emekli oldu. Çok yaramaz bir çocuktum hatta şimdi ailem akrabalarım şaşkın halde nasıl okudum iş sahibi oldum ve evlendim diye.:) Çok uzatmayayım kardeşim üniversiteyi Muğla da okudum harita ve kadastro teknikerliğini bitirdikten sonra şantiyelerde ofislerde harita teknikerliği yaptım bu sırada işletme bölümünü bitirdim. Tiyatro oyunculuğuna üniversite hayatımda başladım 13 yıldır da tiyatro oyunculuğu ve yönetmenliği yaparak devam ediyorum. Eşim ile de tiyatro sayesinde tanıştık ve hala Muğla da yaşamımızı devam ettirmekteyiz.

Samet Tosun: Çocukluğunun mahalle kültüründen neler kaldı belleğinde?
Murat Meral:
Kalabalık bir aileydik 90’lı yılların komşuluk kültürünü sonuna kadar yaşadım diye bilirim. Herkes bir apartmanda aile gibiydi çok özlüyorum o yılları. O zamanlar mahallede olan her komşunun taklidi yapar gülerdik. Sokaklarda her türlü çocuk oyunlarını oynardık. Çok boş arsa vardı o arsaları futbol sahalarına çevirirdik. Çocukluğumun tüm anıları kafamda ve sanırım o kafamdakileri şuan hep canlandırıyorum.

Samet Tosun: Çektiğin videolar için izleyiciden gelen tepkiler ve yorumlar nasıl?
Murat Meral:
Videolara tepkiler çok iyi aşırı yoğun talep var bende şaşırıyorum. Ortalama 3000 bin yorum geliyorsa 3 veya 5’ i kötü geliyordur diye bilirim. Küfür ve olumsuz bir şey olmadığımdan videolarımda tepkiler genelde iyi oluyor. Hatta küfürsüz güldüre bildiğimi söyledikleri için çok başarılı buluyorlar.

Samet Tosun: Çok yorum yapılıyor, illaki aralarında olumsuz yorumlarda vardır, peki bu olumsuz yorumlar seni nasıl etkiliyor?
Murat Meral:
Vallaha samet can olumsuz yorumlar beni pişiriyor yani olgunlaştırıyor diye bilirim hatta saçma gelebilir nefsimi eğitiyorum diye bilirim. Çünkü hep amatör olduğumu hatırlatıp daha iyisini yapamaya çalışıyorum yani bu konuda profesyonel değilim olumsuz yorumlar hep gelecek en iyisi de olsa yine gelecek onun için bunu da bildiğim için çok kafama takmıyorum da olumsuz yorumları çoğunu tavsiye olarak görüyorum.

Samet Tosun: Gelelim can alıcı soruya, zor oluyormu bu tür içerikleri üretmek? Birazda bu içeriklerin zahmetinden bahsedelim?
Murat Meral:
Çok zor oluyor yani benim için daha da zor. Çünkü ben gündüz çalıştığım için içerik üretmek vaya düşünmek gündüzleri mümkün olmuyor kardeşim. Çoğunlukla öğlen yemek aralarımda ve akşam üretebiliyorum. Gece yatarken aklıma bir içerik gelir kalkar hemen çekerim. Çoğu video gece 2 de ve 4 de çekmişimdir sonra montaj yaparım olmadı bir daha çekerim videoyu derken günlük ortalama 4 saat falan uykuma ayırırım. Eşim bu konuda çok destek oluyor yazık onu da bazen gece birden uyandırırım. Uykulu kalkar bana yardım eder arkadaşlarım var bazen sağolsunlar dış mekanda video çekerken gelirler yardıma haklarını helal etsinler. 15 saniyelik bir içeriğin çekimi kardeşim mantoj falan derken 5 veya 6 saat sürdüğü oluyor. İçeriği bul düşün uyarla ve video al gerçekten çok zor kardeşim.

Samet Tosun: Hayatımın dönüm noktası dediğin yer neresiydi?
Murat Meral:
kardeşim benim hayatımın dönüm noktası düz lisede sınıf tekrarı yaptığım için meslek lisesine geçiş dönemimde oldu. Eğer meslek lisesine geçmeseydim şuan yaptığım mesleği yapmayacak olur, tiyatro ve video içeriği üretemez olurdum. Çünkü düz lisede kalmaya tekrar etseydim büyük ihtimalle atılırdım ve daha sonra çalışmak zorunda kalarak hiçbir şeye zaman ayıramazdım diye düşünüyorum. Yani Allah yardımcım oldu kardeşim nasibimiz neyse onu ala ala ilerliyoruz işte.

Samet Tosun: Peki Murat Meral’ın 1 günü nasıl geçiyor, neler yapıyor? Bize gündelik hayattaki Murat Merali anlatır mısın?
Murat Meral:
Ben Muğla Büyükşehir Belediyesinde görev yapıyorum kardeşim. Sabah 8:30 da işe gider akşam 17:30 da eve gelirim. Haritacı olduğumdan günü sahalarda yani arazide geçiriyorum. Yoğun bir iş tempomuz var. Gün içinde sosyal medyada yayınladığım her şeyi gece evde ayarlar gündüzde işte fırsat bulduğumda yayınlarım. Hafta sonları tatillerde eşimle zaman geçiririm. Gittiğim her yere eşimle giderim. Onların harici hep çalışıyorum diye bilirim kardeşim.

Samet Tosun: Bu işi yapmak isteyen yani içerik üreticisi olmak isteyenler için tavsiyelerin varmı? Neler söylemek istersin?
Murat Meral:
Yapmak isteyenlere söylemek istediğim olumsuzlukları görmezden gelerek yılmadan devamlı içerik üretsinler. En önemlisi çok şanslı değilsen her şey birden olmuyor profili özgün güzel içeriklerle altlık olarak doldurmalılar daha sonra bir videosu tutulduğunda yani trend olduğunda sayfaya gelecek olan insanlar profili girdiklerinde sadece bir video değil diğer videolarada yönlenince sosyal medyada kalıcı olurlar kardeşim. Her şey biden olmuyor onun için çok emek vermek gerekiyor kardeşim. Bu güzel röportaj için çok teşekkür ederim. Saygı ve sevgilerimle…

Röportaj: Samet Tosun
samettosun@dskultursanat.net

Yazar Sıla Bulut: ”Her zaman için mutlaka bir umut vardır ve hiçbir zaman pes etmeyin”

Samet Tosun: Yazmak başlı başına cesaret isteyen bir iştir. Peki sen yazmaya nasıl başladın? Hani bigün oturuyordun ve bir anda ben kitap yazmalıyım mı dedin J

Sıla Bulut: Birkaç nedeni var: Onlardan ilki, kitap  yazacağıma yakın zamanlar da “acaba Atatürk’ümü nasıl gururlandırabilirim?” diye düşünüyordum. Mustafa Kemal Atatürk’te kitap okumayı çok seven bir lider. Belki dedim kitap yazabilirim.

ikincisi ise, 1. Sınıfımdan beri hayalim aslında kitap yazmak. 1. Sınıfım da  daha çok fabl tarzı kitaplar yazardım.

Samet Tosun: Peki en başa dönelim, Sıla Bulut kimdir? Nasıl bir ailede büyüdü? Bize biraz Sıla Bulut’u anlatırmısın?

Sıla Bulut: Sıla Bulut, her daim mücadele eden çok güçlü bir kız. Onu hep destekleyen çok güzel bir ailede büyüdü. Ailemi çok seviyorum. Onlar iyi ki varlar. Kitabımda ki sözümün de dediği gibi “en büyük mucize ailedir.”

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

Samet Tosun: Yeni çıkacak olan kitabınızdan bahsedecek olursak eserinizde okuyucularımızı neler bekliyor?

Sıla Bulut: Çok güzel şeyler bekliyor bence. Öncelikle tabii ki bir “farkındalık” olacak insanlar için. Benim insanlardan öncelik isteğim buydu zaten. Biz Özel Gereksinimli Bireylerin farkında olunması, ona göre hareket edilmesi ve ona göre insanlar da  yeni fikirlerin oluşması. Kısacası insanların daha çok bilinçleneceğini düşünüyorum.

Samet Tosun: En çok hangi tür kitapları okuyorsunuz ve hangi yazarları takip ediyorsunuz?

Sıla Bulut: Psikoloji, kişisel gelişim kitapları okumayı daha çok severim. Takip ettiğim yazarlar aklıma şimdilik Doğan Cüceloğlu geldi. Çok severim.

Samet Tosun: Birazda ileriye yönelik projelerinden bahsedelim? İleriye dönük neler düşünüyorsun?

Sıla Bulut: İleriye dönük güzel şeyler düşünüyorum. 2. Kitabımı çıkarmayı düşünüyorum. 1. Sınıfım da ki hayalimi tamamıyla gerçekleştirmek ve ilerletmek, devamını getirmek istiyorum.  Fabl yazmayı düşünüyorum.

Samet Tosun: Peki Sıla Bulut’un 1 günü nasıl geçiyor? Bize bir gün içerisinde neler yaptığını anlatırmısın?

Sıla Bulut: Okul zamanında, sabahın erken saatlerinde okula gidiyorum. Öğleden sonra eve geliyorum. Hemen ardından fizik tedaviye gidiyorum. Akşam eve geliyorum, yemek yiyorum. Ders çalışıyorum. Boş vaktim olursa eğer müzik dinliyorum.

Tatiller de ise, yine kalkarım kahvaltımı yaparım. Öğleden sonra dışarı çıkar kitap okurum. Akşam eve gelir yemek yerim. Biraz dinlenirim ailemle vakit geçiririm.

Bu şekilde.

Samet Tosun: Ülkemizdeki kitap okuma oranları hakkında neler düşünüyorsun?

Sıla Bulut: Maalesef ki çok düşük. Bu çok üzücü bir durum ama ne olursa olsun kitap okunmalı. Bilinçlenmek için, kendimize zaman ayırabilmek için kısacası kendi iyiliğimiz için mutlaka kitap okumalıyız.

Samet Tosun: Son olarak okurlarımıza söylemek istediğin bir şeyler var mı?

Sıla Bulut: Her zaman için mutlaka bir umut vardır. Hiçbir şey için hiçbir zaman pes etmeyin hep devam edin. Emin olun ki başarılı olacaksınız. Kendimize her zaman inanalım, güvenelim. Kendimize her daim değer verelim, kendimizi sevelim. Kendimizi sevmek asla bencillik değildir. Sizleri seviyorum güzel okuyucularım.

Röportaj: Samet Tosun
samettosun@dskultursanat.net

Yazar Samet Koca; ”Bunu hem kendim hem de tüm yazar arkadaşlarım için istiyorum”

Samet Tosun: Biz sizi O’nun Bebeği Kitabınız ile tanıdık, sevdik. Nasılsınız?

Samet Koca: Merhabalar öncelikle çok teşekkür ederim. Bu tanışma bana da çok iyi geldi kitabımın okunması beni çok mutlu etti.

Samet Tosun: Malum bir pandemi süreci yaşadık, yaşıyoruz sizi nasıl etkiledi bu durum. Karantina dönemlerinde neler yaptınız?

Samet Koca: Maalesef tüm dünya için bir yıkım, bir üzüntü oldu Covid-19 pandemisi. Kısıtlandık, sosyal yaşamlarımızdan mahrum kaldık. Sevdiklerimizden, geniş ailemizden ayrı düşerek yaşadık uzunca bir süre. Bu süreçte evde kalıp işe ara verdiğim dönemler oldu benim de. Evde ailemle vakit geçirdim. Daha fazla kitap okuyabildiğim bir dönem oldu. Yazım süreci devam eden yeni kitabımı tamamladım.

Samet Tosun: Neler yapıyorsunuz ilk kitap sonrasında? diye soracaktım ki sizden güzel bir haber duymuş oldum böylece. Nedir yeni kitabın durumu?

Samet Koca: Kitabımı geçen yaz başında tamamladım ama malum salgın sebebiyle yayımcılık sektörü de bir sekteye uğradı. Evde kalıp kitap okunan dönemde mevcut kitaplara ulaşım sağlanmış oldu. Fakat yeni eserlerin basımı durdu. Bir çok kitabın basımı ertelendi… Bunlardan bir tanesi de benim kitabım oldu.

Samet Tosun: Yakın bir zamanda okuyabilecek miyiz peki yeni kitabınızı?

Samet Koca: Bir senelik ertelemenin ardından daha fazla vakit kaybetmeden basılmasını istiyorum artık kitabımın. Bunun için yayınevi görüşmelerim devam ediyor.

Samet Tosun: Bu güzel haberin ardından bize sabırla beklemek düşecek o zaman

Samet Koca: Ben de en az sizin kadar sabırsızım bu konuda. Aylarca yazdığım bir kitabın daha okuyucu ile buluşacak olması, fikir alışverişinde bulunmanın, duyguları paylaşmanın keyfini anlatamam.

Samet Tosun: O’nun Bebeği’nin devamı mı olacak yeni kitabınız?

Samet Koca: Sırada basılacak olan kitabım Aklımda Sen(ismi değişebilir). Merak edenler için bir bölümünü Wattpad platformunda paylaştım. O’nun Bebeği ile bağlantısı olmayan, yaşanan bir aşk hikayesinden yola çıkarak kurgulayıp yazdığım derin duygular besleyen bir kitap oldu. Anlatım tekniğiyle içime çok sinen sürprizli bir çalışma sizi bekliyor.

Samet Tosun: Yeni kitabın içeriği heyecanlandırdı doğrusu. O’nun Bebeği’nin devamını yazdığınızı duyurmuştunuz bir de.

Samet Koca: O’nun Bebeği’nin devamını yazmaya başlamıştım ama kitap bastırmanın bu kadar uğraş gerektiriyor olması sebebiyle şevkim kırıldı ve şimdilik onu rafa kaldırdım. Kitap yazmanın sancısı bittiğinde maalesef bunu okuyucuya ulaştırma kaygısı içine düşmek geride bekleyen onlarca fikri ve yaratıcılığı baltalıyor maalesef.

Samet Tosun: Umarım bu konuda daha rahat olacağınız bir ortam oluşur sizin için.

Samet Koca: Bunu hem kendim hem de tüm yazar arkadaşlarım için istiyorum. Sonuçta bizler yazdıkça kendimizi ifade edip, yeni şeyler deneyerek gelişim sağlayacağız, anlaşılacağız.

Samet Tosun: Okuyucularınıza son olarak söylemek istediğiniz şeyler varsa onları da alalım

Samet Koca: Öncelikle tüm ülkemize yangın ve sel felaketlerinden dolayı geçmiş olsun diyorum. Ciğerlerimiz yandı, göz yaşlarımız aktı günlerce. İnşallah pandemi de son bularak tüm bu yaşananlar kötü geride kalır ve güzel günlere kavuşuruz. Yeni kitaplarda tekrar bir araya gelebilmek dileğiyle.

Röportaj: Samet Tosun
dskultursanat@yahoo.com

Arif Selçuk: ”Oyunculuğun eğitimi bitmez her zaman gözlem ve kendinizi geliştirmeniz lazım”

Samet Tosun: Merhabalar, oyunculuk kariyeriniz nasıl başladı ve nasıl devam ediyor ?

Arif Selçuk: Merhaba.oyunculuk kariyerime 2006 yılında ilk olarak Asi dizisiyle başladım.Kendi memleketimde çekiliyordu cast direktörün beni diziye uygun bir karekter olarak gördüğünden bir sezon Asi dizisinde yer aldım. Ardından başka dizilerde çekilince oyunculuk serüvenine baslamış oldum.Müjdat gezen kültür sanat merkezi, Kudret Sabancı Kamera önü oyunculuk eğitimi, diksiyon eğitimi at binme eğitimi de alarak kendımı bu yolda geliştirdim. Bu güne kadar birçok Dizi Sinema reklamlarda Rol aldım.

Samet Tosun: Peki oyunculuğun sizi besleyen tarafları neler ?

Arif Selçuk: Oyunculuğun sınırı eğitimi bitmez her zaman gözlem ve kendinizi geliştirmeniz lazım bende bu yolda kendime öğrendiklerimle hayatta cevremle işimle alakalı bırçok değişim oldu. Ve her oynadığım karekter farklı şeyler keşfetmemi sagladı.Kendime bişeyler kattı.ve bazen karekterlerin yaşamlarından dersler çıkardım.

Samet Tosun: Hayatınızın dönüm noktası diye tabir ettiğimiz yer neresiydi ?

Arif Selçuk: Lokantam vardı, normal bir yasam sürerken oyunculuk yapmak aklımda yokken kendımı ekranda   görünce  işte dedim bu işi yapmalıyım ve hayatım değişti. Böylelikle yaşadığım şehri bırakıp yeni bir hayata başlamama sebep oldu.

Samet Tosun: En başa dönelim, Arif Selçuk kimdir ? Nasıl bir ailede büyüdü ? Bize biraz Arif Selçuk’tan bahseder misiniz ?

Arif Selçuk: Hatay’da doğup büyüyen 3 erkek 1 kız toplam 4 kardeşiz. 4 kardeşin en büyükleriyim. Eğitim hayatım hep Antakya’da geçti Babam memur emeklisidir. Geniş bir ailemiz var, hatta diyebilirim ki Hatayda bir köy bizim akrabamızdır.Herkes tarafından sayılan sevilen bir ailemiz var.Çevremde herkese yardım etmeyi seven ağır kibar saygılı bir ınsanım.

Samet Tosun: Hiç mesleğinize dair pes ettiğiniz, geri çekilmek istediğiniz bir dönem oldumu ?

Arif Selçuk: 2017 yılında 2,5 yıl yurt dışında yaşadığımdan oyunculuğa ara verdim ve tekrar 2019 Türkiyeye dönünce iş alamayınca biraz üzüldüm ama pes etmedim kendimden ve oyunculuğumdan emin olduğum için umudumu hiç kaybetmedim. Şu ana kadarda şükür projelerle ekranlarda oldum.

Samet Tosun: Hangi tür filmlerde, hangi yönetmenlerle çalışmak isterdiniz ? Gerçekleşmiş veya gerçekleşmesini istediğiniz bir hayaliniz var mı bu yönde ?

Arif Selçuk: Her tür filmde oynarım. Bu güne kadar canlandırdığım karekterlerin tersine karekterlerde oynamak isterim çünkü hep kötü adamı oynadığım için izleyici beni kötüyü oynayan oyuncu olarak tanıdı. Hedefime gelince kendimi her zaman daha iyisini yapmak usta bir oyuncu olmak ve yıllar sonra bile anılmak.

Samet Tosun: Çekimler esnasında yaşadığınız ilginç olaylar var mı?

Arif Selçuk: Yani sette o kadar kendimle alakalı çok büyük bir şey olmadı hatırladığım ama başka Oyuncu arkadaşlarımın yapmış olduğu davranışlardan etkilendiğim  şaşırdığım oldu. Onuda anlatmayım, bende kalsın.

Samet Tosun: Son olarak geleceğe yönelik projelerinizden bahsedelim biraz, seyirciyi neler bekliyor ? sizi nerelerde göreceğiz?

Arif Selçuk: Zaten menajerle çalışıyorum. Yeni başlayan ve devam eden dizilere sunum yapıyor ve görüştüğümüz projeler var bir kaç tane sinema filmi görüşmemde var farklı karekterlerde hazırlık aşamasındalar, bakalım kısmet inşallah güzel bir projeyle yeniden ekranlarda olmayı bende çok istiyorum. Son olarakta bir kaç bir şeyler söylemek istiyorum. Bu keyifli sohbet için size ve ekibinize çok teşekkür ederim. inşallah daha güzel bir zamanda ve daha güzel yerlerde görüşmek dileği ile.

Röportaj: Samet tosun
dskultursanat@yahoo.com

Yönetmen Hakan Yusufoğulları: ”O an kendimle ve ekibimle duyduğum gurur paha biçilemez”

Samet Tosun: Film çekimlerini tamamladıktan sonra kamera arkasına geçip izlediğinde neler düşünüyorsunuz?

İnanılmaz keyif verici bir an oluyor gerçekten. Rahatlayıp bir ohh çekiyorum. Geçtiğimiz yolları, aştığımız zorlukları, uykusuz kaldığımız geceleri gözümün önüne getiriyorum ve işte bu! Başardım, hep birlikte başardık! Diyorum kendi kendime. O an kendimle ve ekibimle duyduğum gurur paha biçilemez. Ve her başarımın arkasında bu yetmez, daha çok işler yapmalıyım diyorum.

Samet Tosun: Hakan Yusufoğulları kimdir ? nasıl bir ailede büyüdü ? bize biraz Hakan Yusufoğullarını anlatırmısın ?

Hakan Yusufoğulları mütevazi bir ailenin mütevazi bir çocuğudur diyebiliriz. Öncelikle sahip olduğum ailem için çok şanslı hissediyorum kendimi. Birbirimize kuvvetli aile bağlarıyla bağlıyız ve her zaman birbirimizin arkasındayız. Bu dünyada en önem verdiğim şey onlar benim. Onlar bana insan olmanın ne demek olduğunu, haram lokma yememeyi, dürüstlüğü, insanlara iyilik yapmayı, karıncaya dahi zarar vermemeyi, en önemlisi de Allah sevgisini ve inancını aşıladılar. Ben de ömrüm boyunca onların yüzünü kara çıkarmamak için elimden geleni yaptım ve yapmaya devam edeceğim.

Samet Tosun: Korku sinemasına geçiş nasıl oldu? Korku sinemasına karşı olan ilgin nereden geliyor?

Tesadüf eseri bir başlangıç oldu diyebiliriz. Fakat senaryolarımı yazdıkça ve yönettikçe korku sinemasında olan başarımın farkına vardım ve bunun üzerine gitmeye başladım. İnsan yeteneği neyse o yöne doğru ilerlemeli, dans edebiliyorsanız daha çok dans etmeli, sesiniz güzelse veya beste yapabiliyorsınız daha çok şarkı söylemeli daha güzel besteler yaratmalısinız bu sizin insanlara verebileceğiniz bir hediyedir. Ben de yapmış olduğum ve ileride yapmaya devam edeceğim filmlerle insanlara nacizane hediyemi sunmayı planlıyorum.

Samet Tosun: Yayınlanan tanıtımlar gerçekten iddialı ve ürkütücü diyebilirim. Peki nedir bu filmi diğer filmlerden farklı kılan unsurlar?

Bu filmde sevgili Alminamızın muhteşem oyunculuğu ön plana çıkıyor tabi. Ülkemizde çocuk oyuncu kullanarak çekilmiş korku filmi sayısı yok denecek kadar az. Diğer farkı ise Zebun serinin ilk filmi, doğal olarak izledikten sonra devamında ne olacak acaba sorusu da canlanıyor izleyicinin aklında. Filmin tamamını izlediğinizde sadece korku değil aynı zamanda kaliteyi de hissedeceğinize oldukça eminim.

Samet Tosun: Bu tür filmler ile ilgili en çok merak edilen sorulardan birtanesi de çekimlerde ya da sonrasında paranormal şeyler yaşadınız mı?

Evet yaşadık fakat bunu filmin konusuyla ne derece bağlaştırmalıyız bilemiyorum. Hakkında konuşmak çok doğru olmaz sanırım.

Samet Tosun: Türk sineması korku türünde nasıl? Türkiye’de korku filmi denince hep aklımıza cinler geliyor bunun sebebi nedir?

Türk sinemasının korku türünde geçmişte başarıları kadar çok fazla başarısızlığını gördük hepimiz. Fakat biz HM imzasını atmış olduğumuz bütün seneryolarimizin arkasındayız, filmleri izlediğinizde beğeneceğinizi düşünüyoruz. Yapmış olduğumuz projelerimize güvenimiz tam. Türk sinemasında cinlere yer verilmesi bizim inancımıza paralel olduğu içindir. Turkler olarak aslında oldukça cesur bir milletiz. Bizim insanımızı örnek veriyorum televizyondan çıkan uzun saçlı bir kızla korkutmak pek mümkün değil, hadi ordan derler:) fakat inançlarımız, dualarımız, bunlar bizim hayatımızın içinden bizi anlatan düşünceler.

Samet Tosun: Türk sinemasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Yapımcılar ve seyircilerin ortak beklentilerle ilerlemediğini biliyoruz. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?

Prodüksiyonda vesaire eksiklikler görüyor musunuz? Seyircinin beklentisinin yüksek olması iyi bir şey. Biz yapımcılar da bu beklentiyi karşılamak için daha sıkı daha çok çalışıyoruz ve sonuç olarak da daha güzel projeler ortaya koyuyoruz. Prodüksiyonda zaman zaman eksikliklerin olması oldukça normal. İçinde insan olan her yerde eksiklik ve hata olması kaçınılmazdır. Önemli olan bunların farkında olmak, yeniden düzenlemek ve yeniden tekrar etmesini önlemek.

Samet Tosun: Korku sinemasına devam etmek ister misiniz? Yakın zamanda yeni projeleriniz var mı?

Korku sinemasına devam edeceğim evet. Üzerime tam oturmuş bir gömlek olarak görüyorum bunu ve Allah’ın izniyle çok yakında yeni projelerimizle tanışacaksınız.

Samet Tosun: Sinemaya gönül vermiş yeni oyuncu ve yönetmen adaylarına tavsiyelerin nedir ?

Kendilerini gelistirmekten asla vazgeçmesinler. Ben bu işi yapıyorum ben çok başarılıyım gibi düşüncelere kapılmak yerine ben bu rolü daha iyi nasil oynarım veya ben bu filmi daha iyi nasıl çekerim demekten asla vazgecmesinler. Film dizi sektöründe ilerlemek zorlu bir yol, taşlarla ve topraklarda dolu. Bu yola kimlerle çıktığına çok dikkat etmeli insan. Unutmayın ki herkes kendi ekmeğini yer. Zora düştüğünüz, karanlıkta kaldığınız durumlarda hayatın mucizelerle dolu olduğunu unutmayın ve asla pes etmeyin.

Röportaj: Samet Tosun
dskultursanat@yahoo.com

SMA ile mücadele eden Minik Esila’nın ailesi ile konuştuk!

Samet Tosun: Öncelikle bizlere biraz kendinizden ve ailenizden bahseder misiniz ?
Abdullah Annaç: 2 evladımı toprağa verdim birisi 1. 5 yaşında sma hastalığından öldü oğlum diğer kızım ise kalbi delikti doğduktan 10 gün sonra öldü şuan 4 kişilik bir aileyiz sağlıklı bir kızımız ve ölümcül kas hastalığı kampanyasını sürdüğümüz Esila bebeğimiz var.

Samet Tosun: Bizlere biraz SMA hastalığından bahseder misiniz ? sanırım bu konuda bilinen ve bilinmeyen bir takım yanlışlar var, okuyucularımızın bu konuda doğru bilgi sahibi olmaları açısından.
Abdullah Annaç: Sma hastası çocuklar günden güne kasları eriyor öksüremiyor yutkunamıyor ilerledikçe boğazları ve mideleri deliniyor oralardan besleniyorlar yurt dışındaki ilaç tedavisini aldıkları zaman normal insanlar gibi tedavilerine devam edebiliyorlar ama bununda zaman ve kriterleri var.




Samet Tosun: Hastalığın varlığından ilk olarak ne zaman haberdar oldunuz ? ve öğrendikten sonra neler hissettiniz ?
Abdullah Annaç: Hastalık tanısı 20 günlükken konuldu aynı hastalıktan evladımı kaybettiğim için Esila içinde aynı şeyleri hissettim ama çaresi umudu olduğunu öğrendim zaman kaybetmeden kampanya başlattık 8 ayda % 7 olabildik zamanımız daralıyor.

Samet Tosun: Bize hastalık sürecini anlatır mısınız ? neler yaşadınız ?
Abdullah Annaç: Neredeyse her günümüz hastanede geçiyor hastalık belirtileri günden güne artıyor bu çocuklar enfeksiyona açık bir çocuklar hemen herşeyi kapıyorlar çok zorlu bir süreç her an canları tehlikede çocuklarımızın Nezaman ne olacağı belli olmuyor.

Samet Tosun: Peki bu hastalığın tedavisi nasıl oluyor ? biraz tedaviden bahsedebilir miyiz ?
Abdullah Annaç: Yurt dışındaki Zolgensma gen tedavisi orda gerek görülen fizik tedavi vs ve çocuğun durumuna göre tedavisi yapılıp Zolgensma ilacı veriliyor çocuklar bu ilaç ile iyileşiyor normal bireyler gibi hayatlarına devam ediyorlar.

Samet Tosun: Son olarak başlatmış olduğunuz kampanya’dan bahsedelim, neler yapıyorsunuz, genel manası ile anlatır mısınız ?
Abdullah Annaç: Kampanyamızda insanlara ulaşıp zincir ulaştırmamız amaç yayınlar yapıp kumbaralar dağıtıyoruz bize yardımı dokunacak kişilere mesaj atma etkinliği yapıyoruz genel olarak çevremizden Esila için yardım istiyoruz esilayı anlatıyoruz ama yetemiyoruz genel manası bu paranın toplanıp esilanın ilacına kavuşması 🙏🏻

Esila’ya Nefes Ol

Page 1 of 7

Powered by WordPress & Theme by Anders Norén