Kategori: Gündem Page 2 of 6

SMA ile mücadele eden Minik Esila’nın ailesi ile konuştuk!

Samet Tosun: Öncelikle bizlere biraz kendinizden ve ailenizden bahseder misiniz ?
Abdullah Annaç: 2 evladımı toprağa verdim birisi 1. 5 yaşında sma hastalığından öldü oğlum diğer kızım ise kalbi delikti doğduktan 10 gün sonra öldü şuan 4 kişilik bir aileyiz sağlıklı bir kızımız ve ölümcül kas hastalığı kampanyasını sürdüğümüz Esila bebeğimiz var.

Samet Tosun: Bizlere biraz SMA hastalığından bahseder misiniz ? sanırım bu konuda bilinen ve bilinmeyen bir takım yanlışlar var, okuyucularımızın bu konuda doğru bilgi sahibi olmaları açısından.
Abdullah Annaç: Sma hastası çocuklar günden güne kasları eriyor öksüremiyor yutkunamıyor ilerledikçe boğazları ve mideleri deliniyor oralardan besleniyorlar yurt dışındaki ilaç tedavisini aldıkları zaman normal insanlar gibi tedavilerine devam edebiliyorlar ama bununda zaman ve kriterleri var.




Samet Tosun: Hastalığın varlığından ilk olarak ne zaman haberdar oldunuz ? ve öğrendikten sonra neler hissettiniz ?
Abdullah Annaç: Hastalık tanısı 20 günlükken konuldu aynı hastalıktan evladımı kaybettiğim için Esila içinde aynı şeyleri hissettim ama çaresi umudu olduğunu öğrendim zaman kaybetmeden kampanya başlattık 8 ayda % 7 olabildik zamanımız daralıyor.

Samet Tosun: Bize hastalık sürecini anlatır mısınız ? neler yaşadınız ?
Abdullah Annaç: Neredeyse her günümüz hastanede geçiyor hastalık belirtileri günden güne artıyor bu çocuklar enfeksiyona açık bir çocuklar hemen herşeyi kapıyorlar çok zorlu bir süreç her an canları tehlikede çocuklarımızın Nezaman ne olacağı belli olmuyor.

Samet Tosun: Peki bu hastalığın tedavisi nasıl oluyor ? biraz tedaviden bahsedebilir miyiz ?
Abdullah Annaç: Yurt dışındaki Zolgensma gen tedavisi orda gerek görülen fizik tedavi vs ve çocuğun durumuna göre tedavisi yapılıp Zolgensma ilacı veriliyor çocuklar bu ilaç ile iyileşiyor normal bireyler gibi hayatlarına devam ediyorlar.

Samet Tosun: Son olarak başlatmış olduğunuz kampanya’dan bahsedelim, neler yapıyorsunuz, genel manası ile anlatır mısınız ?
Abdullah Annaç: Kampanyamızda insanlara ulaşıp zincir ulaştırmamız amaç yayınlar yapıp kumbaralar dağıtıyoruz bize yardımı dokunacak kişilere mesaj atma etkinliği yapıyoruz genel olarak çevremizden Esila için yardım istiyoruz esilayı anlatıyoruz ama yetemiyoruz genel manası bu paranın toplanıp esilanın ilacına kavuşması 🙏🏻

Esila’ya Nefes Ol

1.Uluslararası Sinema Sempozyumu Tamamlandı

Türk Dünyası Belgesel Film Festivali etkinlikleri kapsamında Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Araştırmaları Merkezi Öncülüğünde Düzenlenen 1.Uluslararası Sinema Sempozyumu Tamamlandı.

Türk Dünyası Gazeteciler Federasyonu öncülüğünde düzenlenen Türk Dünyası Belgesel Film Festivali etkinlikleri kapsamında,Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İletişim Araştırmaları Merkezi (ILAM) iş birliği ile “Kültür, Sinema İlişkisi ve Sinema Dilinde Kültür” başlığıyla düzenlenen 1.Uluslararası Sinema Sempozyumu üç günlük yoğun bir programla 14 oturum ve 42 bildiri ile tamamlandı.Sempozyum kapsamında, 51 fotoğraftan oluşan çevrimiçi fotoğraf sergiside düzenlendi.




1.Uluslararası Sinema Sempozyumu büyük ilgi gördü

1. Uluslararası Sinema Sempozyumu’nun birinci gününde 4 oturumda, sinemanın ekonomik ve kültürel yapısı, yeşilçam sinemasını yeniden anlamak, sinema-mekan ilişkisi, sinemada ses tasarımı ana başlıklarında toplam 11 bildirinin sunuldu. İkinci gününde ise “Gelecek Tasarımcısı Sinema” ana başlığı altında Prof. Dr. Elif Asude Tunca’nın moderatörlüğünde başlangıç yapıldı. Etik değerler, gelecek zaman tasarımcısı bilim kurgu sinemasıkonularının işlendiği oturum ardından Prof. Dr. Serdar Öztürk “Türk Tarihinde Kahvehane Mekânı Örneğinde Alternatif Bir Kamusal Alan: Duygulanımsal Kamusal Alan” başlıklı sunumuyla yoğun ilgi gördü. Günün devamında gerçekleşen 4 oturumunda ise toplumsal bellek ve sinema, korku sinemasında yaratılan kültür, sinemada kadına bakış konu başlıkları ile ilgili 15 bildiri sunuldu.

14 oturumda 42 bildiri sunuldu

1.Uluslararası Sinema Sempozyumu farklı disiplinlerden birçok konuyu merkezine sinemayı alarak tartışıldı. Günün ilk oturumu Doç. Dr. Ahmet Güneyli moderatörlüğünde “Kültürlerarası iletişim ve dil eğitimi” konu başlığı ile yoğun ilgi gördü. Sinemada kültür ve toplum, kültür ve ideoloji, sanatlar arası etkileşim başlıklarıyla sinemanın diğer disiplinlerle olan ilişkisi irdelenerek, sinemanın nasıl bir köprü görevi gördüğüne vurgu yapıldı. Son oturumda ise Türk dizilerinin ülke dışında yarattığı etki ve kültürlerarası iletişime sağladığı katkı tartışıldı. Konuyla ilgili 6 oturumda 16 bildiri sunularak sempozyum tamamlandı. Böylece sempozyum boyunca 14 oturumda 42 bildiri sunulmuş oldu.

Dijital fotoğraf sergisine 5 ülkeden 43 fotoğraf sanatçısı katıldı

1.Uluslararası Sinema Sempozyumu kapsamında 5 ülkeden 23 katılımcıya ait 51 fotoğraftan oluşan çevrimiçi fotoğraf sergisinin galası da gerçekleştirildi. Sergide Türk dünyası ülkelerinin kültür, göç, insan, yaşayış ve aile kavramlarını içeren fotoğraflar sergilendi.

Doç. Dr. Fevzi Kasap: “Sanatçı ve akademisyenler, sempozyumun gelecek yıl da düzenlenmesi için bizleri cesaretlendirdiler.”

1.Uluslararası Sinema Sempozyumu Düzenleme Kurulu Başkanı ve Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, TV ve Sinema Bölüm Başkanı Doç. Dr. Fevzi Kasap, akademi dünyasında merkezine sinemayı alan sempozyum sayısının çok az olduğunu söyleyerek düzenledikleri 1.Uluslararası Sinema Sempozyumu ile bu boşluğu doldurmayı amaçladıklarını ifade etti. Sempozyumun sanatçı ve akademisyenler tarafından yoğun ilgi gördüğünü söyleyen Doç. Dr. Kasap, “Sanatçı ve akademisyenler, sempozyumun gelecek yıl da düzenlenmesi için bizleri cesaretlendirdiler. Bazı üniversiteler de önümüzdeki yıl ikincisi düzenlenecek sempozyuma ev sahipliği yapmak istediklerini ilettiler” değerlendirmesini yaptı.

Haber: Hasret Dilek Delier

Health in Globe’dan Cüneyt Deniz: “Türkiye Sağlık Turizminde Lider”

Health in Globe Yönetim Kurulu Başkanı Cüneyt Deniz Sağlık Turizmi ile ülke ekonomisini değerlendirdi. Health in Globe Yönetim Kurulu Başkanı Cüneyt Deniz, hem sağlık sektöründe, hem de ekonomik anlamda ülkemize katkı sunma hedefi ile çalıştıklarını söyledi:

“Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Türkiye Cumhuriyetleri, Arap Yarımadası ve Afrika ülkelerinden gördüğümüz ilgi ile ortalama ayda 1000’in üzerinde cerrahi operasyon gerçekleştirmekteyiz. Health in Globe ailesi olarak hem sağlık sektöründe, hem de ekonomik anlamda ülkemize katkı sunma hedefi ile çalışmaktayız. Sağlık Turizm alanında etkin tedavi yöntemi ve düşük maliyet seçeneklerini taahhüt ederek hastalarımıza sunuyoruz. Alanında uzman doktorlarımız, profesyonel personelimiz, çözüm ortağı hastaneler ile birlikte kocaman bir aileyiz.”




”Türkiye, sağlık sektöründe son 20 yılda yaptığı sektörel yatırımlar ile dünyada ismini duyurdu. Kaliteli hizmet anlayışı ile geliştirilen ve yeni nesil teknolojileri bünyesinde barındıran özel ve devlet hastaneleri ile sağlık sektöründe rekabet üst düzeye çıktı. Ülkemizdeki bu gelişim İnsanların kaliteli sağlık hizmeti alabilmesi ve daha nitelikli tedavi görmesi açısından son derece önemlidir. Türkiye’nin her bölgesinde faaliyet gösteren 137 özel ve kamu hastanesi,14 üniversite ile birlikte çalışarak sağlıkta en iyi hizmeti vermeyi amaç edindik. Saygın ve güçlü hastane ağımızla hastalarımıza en kaliteli hizmeti vermeye özen gösteriyoruz. Standartlarımızı belirlerken en önemli kriterimiz “Önce İnsan” oldu. Bu anlayış doğrultusunda hizmet verebilmek adına sistemimizi kurguladık. Ülkemizin sağlık alanında son 20 yılda gösterdiği üstün performans ve gelişim uluslararası platformlarda da takdir ve kabul görmektedir.”




”Ülkemiz sunduğu kaliteli ve nitelikli sağlık hizmetlerinde diğer gelişmiş ülkeler ile kıyaslandığında ekonomik anlamda fiyat avantajı sağladığı görülmektedir. Ülkemiz bugün dünyada saç nakli, diş hastalıkları tedavisinde lider ülke konumunda bulunmaktadır. Uluslararası alanda takdir ve tercih edilmektedir. Deneyimli doktorları ile çeşitli cerrahi operasyonlarda da üst sıralarda yer almaktadır. Özellikle obezite cerrahisi, estetik ve plastik cerrahilerinde başarılı operasyonlarıyla saygınlık kazanmış doktor ve hastanelerimiz bulunmaktadır.”

Health in Globe’dan Dt. Mehmet Mertcan Genç: ”Pandemi döneminde insanlar kafayı dişlerine taktı”

Health in Globe’ın yeni nesil, güncel diş hekimliğiyle dünyaca ünlü bir başarıya sahip olmasını Health in Globe’ın başarılı Diş Hekimlerinden Mehmet Mertcan Genç detaylarıyla anlattı; Dijitalleşen dünyaya, çok zengin malzeme ve teknik kullanan diş hekimliğinin uzak kalması düşünülemez. Özellikle hastalarımızın en büyük talebi olan estetik görüntüyü, yeni materyal ve tekniklerin sayesinde daha kolay ulaşmaktayız. Özellikle pandemi döneminde dişlerini yaptırmak isteyen insan sayısı bir hayli arttı. İnsanlar yasaklardan dolayı evde kalınca aynalara bakıp kendisiyle uğraşmaya başladı. Bu da bizlere olan talebi genişletti.




Health in Globe Diş Hekimi Mehmet Mertcan Genç; Bir diş doktorunun hastasından en çok duyduğu kelimeler sıralansa en çok duyduklarımız implant lamine zirkon gibi popüler tedaviler olacaktır. Lakin tedavilerimizin hepsi hastaya özel planlanmalı belki de yeni yöntemler yerine konvansiyonel tedaviler hem daha sağlıklı hem de daha başarılı sonuçlar verecektir. Bu sebeple her hastaya ezbere ve popüler tedaviler yerine en az yarım saat ayırarak tedavi ihtiyacını nasıl karşılayacağımızı anlatarak başlamalıyız. Her hastamızdan mutlaka muayene yaptığımızda panoramik röntgen de almalıyız. Özellikle implant planlamasının en önemli basamağını panoramik röntgen oluşturuyor.

Health in Globe; Maddi imkanlar göz ardı edemeyeceğimiz bir parametre lakin bu hastalara en iyi tedavi seçeneğini sunmamıza engel değil. Mehmet Mertcan Genç; ‘’Karar her zaman hasta ve hekimin ortak paydada bulunmalı belirlenmeli. Karar belgelenmeli. Lamine ve zirkon destekli kaplamalarda mock-up dediğimiz tedavinin sonucunu o seansta hastamıza gösterebileceğimiz çalışmalar hasta memnuniyetini sağlamada çok büyük katkı sağlamaktadır. Hastaya tedavi başında anlattığımız planlamada iyi veya kötü başarılı veya komplikasyonlu her olasılıktan bahsetmeliyiz. Her zaman en iyisini hedefleyerek yola çıkıyoruz. Bunun hasta ve hekim arasında bir takım çalışılması olduğu unutulmamalı.




Yaptığımız en güzel zirkon veya çok iyi uygulanmış implant tedavisi, ağız hijyeninin düşük olduğu vakalarda başarısızlığa uğrayabilmektedir. Hekim nasıl ki en iyi tedaviyi yapıp başarılı olmayı hastasını mutlu etmeyi hedefliyorsa, hastalarımızda kendi ağız hijyenini arttırmada bir o kadar özenli olmalıdır. Hastalarımızı bu konuda da bilgilendirmeli önerilerde bulunmalıyız. Başarısızlık da bu işin bir parçası. Bu sebeple hekim arayışında olan hastalarımıza sadece mutlu tablolar çizmek yerine biz istemediğimiz sonuçlarla da karşılaşsak problemlerinizi çözmek için de buradayız diyebilmeliyiz. Health in Globe ailesi olarak başarımız da buradan geliyor’’ dedi.

Dr. Burak Kavlakoğlu: ”Pandemi döneminde obezite arttı”

Health in Globe’ın başarılı doktorlarından Prof. Dr. Burak Kavlakoğlu, pandemi sürecinde değişen beslenme alışkanlığı ve uyku düzensizliğine bağlı olarak obezite riskinin arttığını dile getirerek; ‘’Bu süreçte evde yemek yapma oranı artmaya başladı, atıştırma alışkanlıklarımız çoğaldı, uyku düzensizliği de gece atıştırmalarını beraberinde getirince obezite riskinin artması maalesef kaçınılmaz oldu. Health in Globe olarak Obezite cerrahisindeki başarımızı dikkat ettiğimiz kriterlere bağladığımı söyleyebilirim” dedi.




Health in Globe; ‘’kimlere obezite cerrahisi yapılmalı?’’ sorusuna açıklık getirdi:
Prof. Dr. Burak Kavlakoğlu: “Obezite cerrahisi yapacağımız hastalarda birtakım kriterlere dikkat etmemiz gerekir. Bu kriterler arasında en önemlisi vücut kitle indeksidir (VKİ). VKİ vücut ağırlığımızın(kg) boyumuzun metre cinsinden karesine bölünmesi ile oluşan bir değerdir. Bu değer 30’un üzerinde ise obeziteden bahsedilir. Obezite vücut kitle endeksi 30-35, 35-40 ve 40’ın üzeri olmak üzere 3 ana grupta ele alınır. VKİ >40 ise morbid obezite yani hastalıklı obezite söz konusu olup doğrudan ameliyat ile tedavi edilmesi şarttır. VKİ 35-40 arasında ise yandaş hastalık olup olmaması önem arz eder. Bu yandaş hastalıklar tip 2 şeker hastalığı, hiper tansiyon, kolesterol yüksekliği, trigliserid yüksekliği, HDL-iyi kolesterol düşüklüğü, uyku apne sendromu, yağlı karaciğer hastalığı (NASH), astım, reflü hastalığı, venöz staz hastalığı, idrar tutamama, ağırlığa sekonder eklem deformiteleridir.”




Health in Globe, Obezite cerrahisi ile tip 2 şeker hastalığı (metabolik cerrahi) cerrahisi arasında farkı şöyle açıkladı:
Prof. Dr. Burak Kavlakoğlu: “Obezite cerrahisinde İki mekanizmadan yararlanılır. Bunlardan birincisi hacim kısıtlayıcı mekanizma ikincisi ise hem kısıtlayıcı hem de ince bağırsaklardan emilimi bozucu mekanizmadır. Hacim kısıtlayıcı yöntemlerden ayarlanabilir mide bandı(kelepçe) günümüzde yarattığı komplikasyonlar nedeniyle çok nadir uygulanmaktadır. Bugün hacim kısıtlayıcı ameliyat olarak en sık tüp mide ya da mide küçültme ameliyatı olarak Türkçe’ye çevirdiğimiz Sleeve Gastrectomy ameliyatını uygulamaktayız. Bu ameliyatın avantajı sindirim sisteminde yer değişikliği olmadığı için vitamin ve eser element ihtiyacı uzun vadede olmadığı için, daha fizyolojik sonuçlar elde edilmesidir. Emilim bozucu ameliyat olarak günümüzde en sık gastric bypass dediğimiz ameliyat uygulanmaktadır. Sonuç olarak etkili bir kilo kaybı sağlanırken uzun vadede vitamin ve eser element takviyesi gereklidir. Obezitenin tedavisi amacıyla ameliyat uyguladığımız bu hastalarda yandaş olarak şeker hastalığı (Tip 2 diyabet) varsa, sleeve gastrectomy’den sonra %40-60; gastric bypass’tan sonra ise % 85-90 oranlarında düzelme sağlanabilmektedir.”

SMA ile mücadele eden Minik Irmak’ın babası ile konuştuk! Peki siz minik Irmak’ın umudu olmak ister misiniz ?

Sosyal medya’da hergün binlerce paylaşım yapılıyor, yüzlerce çocuğumuzun ve ailelerinin yardım çığlıklarına şahitlik ediyoruz. İşte onlardan bir tanesi olan Irmak Eser’in ailesi ile görüştük ve bir nebze’de olsa seslerinin daha fazla kişiye ulaşması adına özel bir röportaj gerçekleştirdik. Her bebek bir mucize’dir, bende mucizelere inanan biri olarak yardımlarınızı Irmak Eser’den (diğer tüm çocuklarımızdan) esirgemeyin lütfen.

Samet Tosun: Öncelikle bizlere biraz kendinizden ve ailenizden bahseder misiniz?

Tugay Eser: Merhabalar ben Irmak’ın babası Tugay Eser, İstanbul Arnavutköy’de eşim ve iki kızımla birlikte yaşıyoruz. Bir kozmetik firmasında işçi olarak çalışıyorum.

Samet Tosun: Bizlere biraz SMA hastalığından bahseder misiniz? sanırım bu konuda bilinen ve bilinmeyen birtakım yanlışlar var, okuyucularımızın bu konuda doğru bilgi sahibi olmaları açısından.

Tugay Eser:  SMA hastalığı bebeklerin merkezi sinir sistemini ve iskelet kas sisteminin kontrollü kas hareketlerini etkileyen genetik, yani kalıtsal bir hastalığıdır. SMA hastalığı aynı zamanda çok nadir görülen bir hastalıktır.




Samet Tosun: Hastalığın varlığından ilk olarak ne zaman haberdar oldunuz? ve öğrendikten sonra neler hissettiniz?

Tugay Eser: Doğumundan 1,5 ay sonra el ve kol hareketlerinde azalma olması sebebi ile hastanede yapılan çeşitli tetkikler sonucu kas ağrılarının olduğu teşhisi konuldu. Hareketlerinde kısıtlılık artmaya başlamasıyla aile tekrar detaylı tahliller yapılması için hastaneye başvurdu. Irmak bu zaman zarfında 6 aylık oldu. Ve geç gelen teşhis sonucu ölümcül kas hastalığı olan Sma tip 1 hastası olduğu ortaya çıktı. O an neler hissettiğimizi, neler düşündüğümüzü anlatacak kelimeleri bulmakta inanın zorlanıyorum. Kızınızın adını dahi bilmediğimiz ölümcül bir hastalığa sahip olduğunu öğrenince insanın dünya başına yıkılıyor. Uzun süre ne yapacağımızı bilmeden donup kaldık. İnanın hissettiklerimi anlatmanın yaşadığım korkunun tarifi yok. Çok zor bir durum. Allah kimseye yaşatmasın.

Samet Tosun: Bize hastalık sürecini anlatır mısınız? neler yaşadınız ?

Tugay Eser: Irmak’ın teşhisinin çok geç konulması hastalığın vücutta çeşitli tahribatlara yol açmasına sebep oldu . Irmak bu sürede daha da kötüleşerek, özel bir hastanede yoğun bakıma alındı. Burada iki ay kaldı ancak durumu daha da kötüye gitti, kilo kaybetmeye başladı.

Doktorların durumunun normal olduğunu ve yaşamasının zor olduğunu söylemeleri üzerine, aile bu durumu sosyal medyada paylaştı ve duyarlı insanların olayı Sağlık Bakanlığı’na duyurması sonucu, Bakanlık olaya müdahale etti ve Irmak İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Burada yapılan tetkikler sonucunda doktorlar, Irmak’ın bakımsızlık ve açlık sonucunda bağırsaklarının birbirine yapıştığını tespit etti.

Irmak bu süreçte, İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yaklaşık üç ay yoğun bakım ünitesinde kaldı. Aile evlatlarının gözünün önünde eridiğini görüp kahrolurken bir yandan tadavi için çareler aramaya başladı.

Irmak yaşadığı talihsizliklerle savaşırken taburcu edildikten iki gün sonra Irmak’ın nabız ve nefesinin düşmesi sonucu tekrar hastaneye kaldırıldı. Irmak bebek ne yazık ki hastalığının dışında bir sürü ihmal ve hata ile de savaşmak zorunda kaldı.

22 Nisan 2021 günü yine bir ihmal yüzünden yaşanılan sorun sebebiyle yoğun bakıma kaldırıldı. Mucize bebeğimiz bu savaştan da galip çıktı ve 10 gün sonra yoğun bakımdan çıkarak evine ailesinin yanına kavuştu. Çok şükür şu an evimizde ancak tekrar bir ameliyat geçirmesi ve midesine tekrar bir pag takılması gerekiyor.

Samet Tosun: Son olarak başlatmış olduğunuz kampanya’dan bahsedelim, neler yapıyorsunuz, genel manası ile anlatır mısınız ?

Tugay Eser: Irmak’ın ailesi ve gönül elçilerinden oluşan güzel ailemizle sosyal medya üzerinden yardım kampanyası düzenliyoruz. Ayrıca yapılan afişleri, broşürleri, kumbaraları çeşitli yerlere dağıtarak Irmak’ın tedavisi için gerekli olan parayı toplayabilmek için çabalıyoruz. Hem ülkemizde hem de Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde gönüllü ailelerimiz var. Onlarla sesimizi her yere, her kitleye duyurmaya çalışıyoruz. Kermesler düzenliyoruz, açık arttırmalar yapıyoruz. Amacımız kızımızı bir an önce alması gereken ilaca kavuşturmak.

Eğer sizlerde de Irmak’a yardım ederek onun yaşamasına, nefes almasına sebep olan kahramanı olmak isterseniz Irmak’ın sosyal medya hesaplarını takip ederek başlayabilir, instagram hesabındaki taplink üzerinden gofundme, paypal, shopier ve iban yoluyla yardımlarınızı yollayabilirsiniz.

Irmak için ‘Irmak’a Umut Ol’ isimli yardım kampanyası başlatıldı. Bunun yanında ”Irmak’ın Yardım Mağazası” isimli sayfa’da satılan bütün ürünlerin gelirleri minik Irmak’ın tedavisi için kullanılacak. Sizlerde aşağıda bulunan Irmak’ın sosyal medya hesabına girerek yardım edebilir, minik yavrumuzun sağlığına kavuşmasına vesile olabilirsiniz.

Irmak’a Umut Ol

Irmak’ın Yardım Mağazası

 

Samet Tosun
dskultursanat@yahoo.com

Sakine Soydan: ”Sorunlu bir cildin önüne geçmek sizin elinizde”

Güzellik koçu Sakine Soydan güzellik ve ciltler hakkında bilgiler verdi. Ankara’da 23 yıldır güzellik, güzellik ürünleri ve güzellik cihazları üzerine çalışmalar yapan ve güzellik koçluğu alanında kendini geliştiren, eğitimler veren güzellik koçu Sakine Soydan, cilt güzelliğinde kullanılacak ürünleri almak için en doğru adresin eczaneler ve yetkili bayiler olduğunu söyledi.




Sakine Soydan, “Doğru ürün kullanımının yanı sıra sıklıkla olmasa da cildi temizlemek, basit ama anında çözüm bulunan klinik uygulamalar yapmak da sizin yaşınız ilerlerken cilt yaşını sabit tutan bir hamle olur. Pürüzlü ya da sorunlu bir cildin önüne geçmek sizin elinizde ve ayrıca kimse unutmamalıdır ki; çirkin kadın yoktur, bakımsız kadın vardır” dedi.

Güzellik Koçu ve Uzman Sakine Soydan 23 yıllık tecrübesiyle güzelliğinize güzellik katıyor

Her yaştan kadın için güzellik ve estetik çok önemlidir. Özellikle cilt sağlığını koruyabilmek ve her yaşta canlı ve parlak bir cilt sahibi olabilmek için kadınlar birçok farklı uygulama yapmaktadır. Yapılan tüm uygulamaların amacı ilerleyen yaşlara rağmen her zaman canlı ve dinamik bir cilde sahip olabilmek içindir.




Ankara’da kaliteli ve hijyenik hizmet sunan bir Estetik ve Güzellik Merkezi arıyorsanız Sakine Soydan’a ulaşabilirsiniz. Güzellik Koçu ve Uzman Estetisyen Sakine Soydan’ın tecrübeli ellerinden güzelliğe dair her tür uygulamayı bulabilirsiniz. Profesyonel uzmanlar tarafından yapılan tüm uygulamalarda en net ve kalıcı sonuçlar alınmaktadır.




Sakine Soydan: “23 yıldır estetisyenlik ve medikal kozmetik uzmanlığı yapıyorum. Cilt, kozmetikler, bakım protokolleri, kalıcı makyaj, cilt hastalıkları, epilasyon uzmanlık alanlarım. 18 yıl medikal kozmetik uzmanı olarak bir firmada çalıştıktan sonra, altı yıldır da kendi işletmemde hizmet veriyorum. Merkezimizde kalıcı makyaj uygulamaları, lazer epilasyon, iğneli epilasyon, dermapen uygulaması, cilt bakımı, protez tırnak yapımı, manikür, pedikür, ipek kirpik uygulamaları uzman ve sertifikalı personelimiz tarafından uygulanmaktadır. Salonumuz pandemi koşullarına uygun haftalık dezenfekte edilip, randevu saatleri birer saat aralıklarla verilmektedir. Her müşteri için tek kullanımlık ürünler kullanılmaktadır. Müşterilerin  yanlarında bir yakınları olmaması konusunda uyarılıyor Salonumuz Ankara Çankaya Tunalı Hilmi caddesindedir. Müşteri memnuniyeti, sağlık, hijyen koşulları en önem verdiğimiz hususlardandır” dedi.




Güzellik Koçu ve Uzman Estetisyen Sakine Soydan, farklı birçok uygulama yapmakta. Profesyonel cihazlar ve en kaliteli malzemeler ile yapılan cilt bakımlarında her cilt türü ve her sorunlu cilt yapısı için en uygun olan yöntem ve malzemeler kullanılmakta. Lazer epilasyon son yılların en önemli hizmetlerinden birisidir. Lazer epilasyon uygulamaları için Sakine Soydan ile görüşmeden sürece karar vermeyin. En kaliteli hizmet, en uygun fiyatlar üzerinden sizlere sunulmakta.

Engellilerin Sesi Oyuncu Murat Can Bozarslan’ın 3 Aralık Dünya Engelliler Günü Mesajı

Engelleri aşmak bir inanç meselesidir. Fiziki engellerin değil, kalplerdeki engellerin sorun olduğu bilincinin tüm topluma yayılması ve zihinlerdeki engellerin kaldırılmasının engellerin bizim bir parçamız olduğu gerçeğinin idrak edilmesini sağlamaktır. engeller el ele verildiğinde azalır. 3 aralık dünya engelliler günümüz kutlu olsun sevgi ve saygılarımı sunarım.

Engellilerin sesi oyuncu Murat Can Bozarslan

Minik Sare’nin umudu sen olmak ister misin ?

Minik Sare binlerce SMA hastasından sadece birisi, O’da diğerleri gibi bir yardım elinin kendisine uzanmasını bekliyor. Tedavi için gerekli oaranın miktarı yüksek, zaman ise kısıtlı ve her geçen saniye minik Sare’nin aleyhine işliyor. Sare Aras, henüz daha 13 aylık olmasına rağmen minicik bedeni ile büyük bir yaşam mücadelesi veriyor. Sare bebeğe henüz daha 4 aylıkken SMA Tip1 tanısı konuldu.




SMA bir çeşit kas hastalığı, bu hastalık zaman içerisinde kişinin hareket kabiliyetini tamamen minimuma indiriyor. Sare’nin iyileşebilmesi için bir şans var. Amerika’da mevcut olan bir ilaç ve tedavi yöntemi ile sağlığına kavuşabilir. Bu tedavi için de yüksek bir maliyet tablosu ailenin önüne çıkartılıyor, ve  bu tedavi’nin 2 yaşından önce yapılması gerekiyor.




Sare Aras için ‘Sareye Umut Ol’ isimli yardım kampanyası başlatıldı. Bunun yanında ”Sarenin Umut Mağazası” isimli sayfa’da satılan bütün ürünlerin gelirleri minik Sare’nin tedavisi için kullanılacak. Sizlerde aşağıda bulunan Sare’nin sosyal medya hesabına girerek yardım edebilir, minik yavrumuzun sağlığına kavuşmasına vesile olabilirsiniz.

Sareye Umut Ol

Sarenin Umut Mağazası

 

Page 2 of 6

Powered by WordPress & Theme by Anders Norén