Yazar: Samet Tosun Page 2 of 7

SMA ile mücadele eden Minik Irmak’ın babası ile konuştuk! Peki siz minik Irmak’ın umudu olmak ister misiniz ?

Sosyal medya’da hergün binlerce paylaşım yapılıyor, yüzlerce çocuğumuzun ve ailelerinin yardım çığlıklarına şahitlik ediyoruz. İşte onlardan bir tanesi olan Irmak Eser’in ailesi ile görüştük ve bir nebze’de olsa seslerinin daha fazla kişiye ulaşması adına özel bir röportaj gerçekleştirdik. Her bebek bir mucize’dir, bende mucizelere inanan biri olarak yardımlarınızı Irmak Eser’den (diğer tüm çocuklarımızdan) esirgemeyin lütfen.

Samet Tosun: Öncelikle bizlere biraz kendinizden ve ailenizden bahseder misiniz?

Tugay Eser: Merhabalar ben Irmak’ın babası Tugay Eser, İstanbul Arnavutköy’de eşim ve iki kızımla birlikte yaşıyoruz. Bir kozmetik firmasında işçi olarak çalışıyorum.

Samet Tosun: Bizlere biraz SMA hastalığından bahseder misiniz? sanırım bu konuda bilinen ve bilinmeyen birtakım yanlışlar var, okuyucularımızın bu konuda doğru bilgi sahibi olmaları açısından.

Tugay Eser:  SMA hastalığı bebeklerin merkezi sinir sistemini ve iskelet kas sisteminin kontrollü kas hareketlerini etkileyen genetik, yani kalıtsal bir hastalığıdır. SMA hastalığı aynı zamanda çok nadir görülen bir hastalıktır.




Samet Tosun: Hastalığın varlığından ilk olarak ne zaman haberdar oldunuz? ve öğrendikten sonra neler hissettiniz?

Tugay Eser: Doğumundan 1,5 ay sonra el ve kol hareketlerinde azalma olması sebebi ile hastanede yapılan çeşitli tetkikler sonucu kas ağrılarının olduğu teşhisi konuldu. Hareketlerinde kısıtlılık artmaya başlamasıyla aile tekrar detaylı tahliller yapılması için hastaneye başvurdu. Irmak bu zaman zarfında 6 aylık oldu. Ve geç gelen teşhis sonucu ölümcül kas hastalığı olan Sma tip 1 hastası olduğu ortaya çıktı. O an neler hissettiğimizi, neler düşündüğümüzü anlatacak kelimeleri bulmakta inanın zorlanıyorum. Kızınızın adını dahi bilmediğimiz ölümcül bir hastalığa sahip olduğunu öğrenince insanın dünya başına yıkılıyor. Uzun süre ne yapacağımızı bilmeden donup kaldık. İnanın hissettiklerimi anlatmanın yaşadığım korkunun tarifi yok. Çok zor bir durum. Allah kimseye yaşatmasın.

Samet Tosun: Bize hastalık sürecini anlatır mısınız? neler yaşadınız ?

Tugay Eser: Irmak’ın teşhisinin çok geç konulması hastalığın vücutta çeşitli tahribatlara yol açmasına sebep oldu . Irmak bu sürede daha da kötüleşerek, özel bir hastanede yoğun bakıma alındı. Burada iki ay kaldı ancak durumu daha da kötüye gitti, kilo kaybetmeye başladı.

Doktorların durumunun normal olduğunu ve yaşamasının zor olduğunu söylemeleri üzerine, aile bu durumu sosyal medyada paylaştı ve duyarlı insanların olayı Sağlık Bakanlığı’na duyurması sonucu, Bakanlık olaya müdahale etti ve Irmak İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Burada yapılan tetkikler sonucunda doktorlar, Irmak’ın bakımsızlık ve açlık sonucunda bağırsaklarının birbirine yapıştığını tespit etti.

Irmak bu süreçte, İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yaklaşık üç ay yoğun bakım ünitesinde kaldı. Aile evlatlarının gözünün önünde eridiğini görüp kahrolurken bir yandan tadavi için çareler aramaya başladı.

Irmak yaşadığı talihsizliklerle savaşırken taburcu edildikten iki gün sonra Irmak’ın nabız ve nefesinin düşmesi sonucu tekrar hastaneye kaldırıldı. Irmak bebek ne yazık ki hastalığının dışında bir sürü ihmal ve hata ile de savaşmak zorunda kaldı.

22 Nisan 2021 günü yine bir ihmal yüzünden yaşanılan sorun sebebiyle yoğun bakıma kaldırıldı. Mucize bebeğimiz bu savaştan da galip çıktı ve 10 gün sonra yoğun bakımdan çıkarak evine ailesinin yanına kavuştu. Çok şükür şu an evimizde ancak tekrar bir ameliyat geçirmesi ve midesine tekrar bir pag takılması gerekiyor.

Samet Tosun: Son olarak başlatmış olduğunuz kampanya’dan bahsedelim, neler yapıyorsunuz, genel manası ile anlatır mısınız ?

Tugay Eser: Irmak’ın ailesi ve gönül elçilerinden oluşan güzel ailemizle sosyal medya üzerinden yardım kampanyası düzenliyoruz. Ayrıca yapılan afişleri, broşürleri, kumbaraları çeşitli yerlere dağıtarak Irmak’ın tedavisi için gerekli olan parayı toplayabilmek için çabalıyoruz. Hem ülkemizde hem de Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde gönüllü ailelerimiz var. Onlarla sesimizi her yere, her kitleye duyurmaya çalışıyoruz. Kermesler düzenliyoruz, açık arttırmalar yapıyoruz. Amacımız kızımızı bir an önce alması gereken ilaca kavuşturmak.

Eğer sizlerde de Irmak’a yardım ederek onun yaşamasına, nefes almasına sebep olan kahramanı olmak isterseniz Irmak’ın sosyal medya hesaplarını takip ederek başlayabilir, instagram hesabındaki taplink üzerinden gofundme, paypal, shopier ve iban yoluyla yardımlarınızı yollayabilirsiniz.

Irmak için ‘Irmak’a Umut Ol’ isimli yardım kampanyası başlatıldı. Bunun yanında ”Irmak’ın Yardım Mağazası” isimli sayfa’da satılan bütün ürünlerin gelirleri minik Irmak’ın tedavisi için kullanılacak. Sizlerde aşağıda bulunan Irmak’ın sosyal medya hesabına girerek yardım edebilir, minik yavrumuzun sağlığına kavuşmasına vesile olabilirsiniz.

Irmak’a Umut Ol

Irmak’ın Yardım Mağazası

 

Samet Tosun
dskultursanat@yahoo.com

Giray Gelenler ile yeni single çalışması öncesi bir sohbet gerçekleştirdik!

Samet Tosun: Giray Gelenler kimdir? nasıl bir ailede büyüdü? bize biraz Giray Gelenler’i anlatır mısın?

Giray Gelenler: 10 Mayıs Bursa Doğumluyum. Boğa Burcu erkeğiyim hem okul hayatıma hem de müzik eğitimime devam ediyorum. Hayal ettiğim ve arzuladığım her şeyi ailem destekledi. Mükemmel bir aileye sahip olduğumu düşünüyorum. Bana Gelince biraz içine kapanık ama duygularımı içe dönük taşıyan biriyim. Duygusal ve mantık arasında kalmam. Çünkü karakterim ve kişiliğim, kalp yolumdan geçer bu sebeple duygusallık tarafım ön plandadır.

Samet Tosun: Müzik hayatına nasıl girdi ve senin için nasıl bir öneme sahip ?

Giray Gelenler: Ailemin en büyük ferdi dedemin müzisyen olmasıyla başladı müzik aşkınla büyüdüm diyebilirim. müziğin her alanında yer almak istiyorum, hayalim aranjör olmak ve eğitimlerimi alıp kendi şarkılarımın aranjörlüğünü üstlenmek istiyorum. Müzik benim için bir hayat.

Samet Tosun: Bizlere biraz “Affetmem seni”nin hikayesinden bahseder misin ? Böyle bir proje nasıl ortaya çıktı ?

Giray Gelenler: Sözü ve Müziği Cumhur Çiğci’ye ait olan bir şarkı,  bu şarkının ilk demo kayıtlarını kendim seslendirmiştim. Şarkıdan çok fazla elektrik aldım, sonrasında Cumhur Çiğci Affetmem Seni şarkısının bana çok yakıştığını belirtti. Ve çalışmalara başladık, Aranjörlüğünü Emir Akra üstlendi , Mix & Mastering : Candar Köker , Yapımcımız Sezmüzik prodüksiyon , Sezgi Erciyes ve Klip yönetmenimiz Mücahit Pehlivan mükemmel bir ekiple çalıştım. Emeği geçen herkese teşekkür ederim. Burda sevgili Cumhur Çiğci’ye ayrı bir parantez açmak istiyorum Affetmem Seni eserinin çalışmalarında bana vermiş olduğu desteklerinden dolayı şükranlarımı iteliyorum. 27 Nisan Affetmem Seni isimli şarkımız Tüm dijital platformlarda yer alıcak.

Samet Tosun: Müzikten arta kalan zamanlarını nasıl değerlendiriyosun ?

Giray Gelenler: Çok sosyal bir hayatım yok açıkçası. Genellikle evcil biriyim kitap , spor ve müzikle zaman geçirmeyi daha çok seviyorum.

Samet Tosun: Peki müzik kariyerinde olmak istediğin yani hedeflediğin nokta neresi?

Giray Gelenler: İlk single çalışmam, tabiki zorluğunu biliyorum. Fakat kalbimle yapacağım herşeyin iyi olacağını düşünüyorum. Kendi şarkılarımın aranjörlüğünü üstlenmek istiyorum. Müzikteki en büyük hedef ruhunun kendine yakışmasıdır, yakışan herşey takdir toplar inşallah , takdir edilen işlere imza atarız. DS kültür sanat ekibine ve Samet Tosuna Teşekkürlerimi sunuyorum.

Röportaj: Samet Tosun
dskultursanat@yahoo.com

Ecem Dipdağ ile hakkında merak edilenleri konuştuk!

Samet Tosun: Hayatıma nasıl bir anlam kattım ? diye bir şey sorsam bana neler söylersin ?

Ecem Dipdağ: Hayatıma 2006 yılında eşim girerek anlam kattı. 2011 yılında evlenerek taçlandırdık. 2021 yılındayız ve 3 tane oğlum var, hayatıma anlam katan şeyler işte bunlar diyebilirim.

Samet Tosun: Bizlere biraz hayata bakış açından bahseder misin?

Ecem Dipdağ: Öncelikle hayata bakış açım evlatlarıma iyi bir anne olabilmek Hayat felsefem ise iyilik yapan iyilik bulur kötülük yapan kötülük bulur Ben asla iyilik yapmaktan vazgeçmeyeceğim Düşünsenize bugün varız yarın yokuz 🙂




Samet Tosun: Peki müzik ne zaman girdi hayatına yada şöyle sorayım, müzik ile ne zaman tanıştın ?

Ecem Dipdağ: 1999 Marmara Depreminde tanıştım Ondan öncesinde müzik öğretmenim bendeki yeteneği fark etti. Annem ise keşfedip çalıştırmaya başladı. 10 yaşında ilk öğrendiğim Türk Sanat Müziği eserlerinden ”Ömrümüzün Son Demi Son Baharıdır” artık lisede ise çok sevdiğim müzik öğretmenim Levent Akbaş desteğini benden hiç esirgemedi, bana sopranom derdi müziği bana daha da sevdirdi.

https://dskultursanat.net/kim-kimdir/ecem-dipdag-kimdir/

Samet Tosun: En başa dönelim, nasıl bir aile ve çocukluk geçirdin bize bahseder misin ?

Ecem Dipdağ: Çocuk olmanın en güzel yanı; istediğin zaman ağlayabilmekti. Büyüdükçe insanlar gizli gizli ağlıyor çünkü.

Samet Tosun: Sana gelen olumsuz eleştiriler oluyor mu ? peki bu seni olumsuz etkiliyor mu yoksa kendimi daha fazla nasıl geliştirebilirim diye çalışmalar yapıyor musun ?

Ecem Dipdağ: Tabiki olumsuz eleştiriler alıyorum ama beni etkilemiyor Meyve veren ağaç taşlanır

Samet Tosun: Müzik neden bu kadar önemli senin için ?

Ecem Dipdağ: Müzik ruhun gıdasıdır Şarkı söylediğimde mutlu oluyorum Müzik hayatın sevinci ruhun neşesi ve herseyidir demiş Mustafa Kemal Atatürk.

Samet Tosun: Peki müzikten önce ben ve sonra ben diye kıyas yapsak ne dersin ?

Ecem Dipdağ: Müzikten önce yine ben vardım Müzikten sonra da yine ben varım

Samet Tosun: Son olarak yeni projelerinden bahsedelim ? ve DS Kültür Sanat okurları için neler söylemek istersin ?

Ecem Dipdağ: Sizinle röportaj yapmaktan çok büyük keyif aldım Sevgili okurlariniza dergiyi takip etmelerini rica ediyorum Aşkla kalın sevgiyle kalın dostça kalın hoşçakalın.

Röportaj:
Samet Tosun
dskultursanat@yahoo.com

Azerbaycanlı kick boks şampiyonu Aykhan Mammadov ile hakkında merak edilenleri konuştuk!

''Biraz bundan Konuşalım''da bu hafa Azerbaycan kick boks şampiyonu Aykhan Mammadov ile hakkında merak edilenleri konuştuk.

Samet Tosun: Öncelikle kick boks’a nasıl başladığını merak ediyorum. Ailen nasıl yaklaştı ve seni kimler teşvik etti, kısaca neden kick boks ?

Aykhan Mammadov: Daha önce zaten belirli bir spor geçmişim vardı. Güreş, boks eğitimine çocukken devam ediyordum. Daha sonra üniversiteyi Kazandım. Giresun’a geldim, buradaki antrenörüm aziz Özdemir ile tanıştım. O da beni boksa yönlendirdi. Bu sporda başarılı olacağımı söyledi onunla çalışmalara başladık. Aynen tabi ki sporu genel olarak annem desteklemiyor, zaten maçlarım olduğunda anneme söylemiyorum babam her daim destekliyor ve seviyor, bazen beraber antrenman bile yapıyoruz. Kick boks bana göre bir yaşam tarzı çocuklukta yaptığım bütün sporları birleştirip en iyi şekilde yapabildiğim bir branş, bu sporu yaptığım da kendimi çok mutlu ve  rahat hissediyorum.

Samet Tosun: Şimdiye kadar kariyerinde kaç maça çıktın, bize biraz elde ettiğin başarılardan bahseder misin ?

Aykhan Mammadov: Çıktığım maçların sayısını zaten bilmiyorum. Çünkü uzun yıllardır Milli takım, avrupa, dünya, uluslararası, ülke şampiyonaları ve bölge şampiyonaları olmak üzere sayısız maçlara çıktık. Bunlardan tabiki Ülke bölge uluslarası dereceler elde ettik, daha kariyerin daha yeni başındayız bundan sonra daha büyük dereceler elde edeceğiz.

Samet Tosun: Aykhan Mammadov kimdir ? nasıl bir ailede büyüdü ? bize biraz Aykhan Mammadov’u anlatırmısın ?

Aykhan Mammadov: 1998’de Azerbaycan’ın Nahçıvan şehrinde dünyaya geldim. Şu an Giresun Üniversitesi’nde Siyaset bilimi ve kamu yönetimi okuyorum. Emekli bir ailenin en büyük çocuğuyum. İdealist biriyim , her zaman hedeflerimin peşinden koştum. Ailem spor da ve hayatımın her kısmında  bana destek oldu ve olmaya da devam ediyor. Onların yanımda olduğunu bilmekte banada güç veriyor. Çok sinirlenen birisi değilim, gülüp eğlenmeyi arkadaşlarımla şakalaşmayı seven samimi bir kişiliğe sahibim ama dışardan öyle gözükmediğimi de biliyorum.

Samet Tosun: Peki merak edilen bir diğer soruya gelelim, neden soğuk adam ? bir hikayesi var mı ?

Aykhan Mammadov: Aslında tamamen soğukkanlı biri olmamla alakalı, maç esnasında olsun, gerçek ve özel hayatımda hep soğukkanlı olduğum için, her zaman  kendimi  Her şartta ayakta hiçbir şey olmamış gibi devam etmeyi severim, O yüzden soğuk adam.

Samet Tosun: Kick boks nasıl bir disiplin gerektiriyor, bize biraz antreman rutinini anlatır mısın ?

Aykhan Mammadov: Kick boks, diğer sporlara bakıldığında daha bir zor, başarılı olmak için zor disipline sahip olup ve uyuman gerekiyor. Biz antrenmanlarımızı haftanın beş, altı günü program dahilinde  haftanın üç günü teknik çalışarak diğer iki gün Kondisyon ağırlıklı çalışarak, hafta sonunu da  kendi aramızda maç  yaparak haftayı bitiriyoruz.

Samet Tosun: Peki maça çıkarken nasıl konsantre oluyorsun, her maç öncesi yaptığın belli bir ritüel’in var mı?

Aykhan Mammadov: Bizim maç takvimleri daha önceden belli olduğu için maça hazırlanmamız ve kendimizi motive etmemiz için önümüzde  belli bir zaman oluyor. Ama biz hep ruh halimizi yüksek tutuyoruz ve tek lafımız var ”bu maçı yenceğiz”. Önemli olan inancımız, inancımız tam olduğu sürece, sıkı çalışmamız antrenmanlarımıza ara vermediğimiz sürece, Allahım bizim emeklerinizi yerde bırakmaz.

Samet Tosun: Gündelik hayatta neler yapıyorsun, Aykhan Mammadov’un 1 günü nasıl geçiyor bize anlatır mısın ?

Aykhan Mammadov: Genellikle günün dört 5 saat salonda oluyorum hem kendi antrenmanlarım hem de salonun diğer işleri de ilgileniyorum, arkadaşların ne zaman geçiyorum Playstation oynuyorum, okullar açık olduğu zamanda gündüzleri okulda oluyoruz, eğlenceli bir hayatım olduğunu söyleyemem ama yazları en çok sevdiğim olay yüzmektir, haftanın büyük kısmını plaj da geçirmeyi tercih ediyorum.

Samet Tosun: Beslenmende nelere dikkat ediyorsun, nasıl bir beslenme düzenin var anlatır mısın ?

Aykhan Mammadov: Beslenmede çok tüketmiyorum aslında yeme ve içmeme dikkat ediyorum genelde protein ağırlıklı beslemem gerekiyor zaten  bu konuların hepsini sayın hocam Dyt. Salih Gürel bizim için gerekli ayarlamaları yapıyor.  Ama sporun en zor kısmı da sanırım diyet kısmı olsa gerek.

Samet Tosun: Son olarak bundan sonraki hedeflerin neler, birazda gelecekten konuşalım ?

Aykhan Mammadov: Tabiki bu sene üniversiteyi bitireceğim, ek olarak maçlarımız başlıyor yoğun bir tempoyla çalışıyoruz. Önümüzde bir sürü Avrupa, dünya şampiyonları aynı zamanda 2021’de İslam oyunları var, bu seneki hedefim İslam oyunlarını kazanmak daha sonra geleceğe dönük planlar yaparsak çok büyük bir spor salonu açmayı düşünüyorum. Sadece kendim değil kendimden daha başarılı yetenekli , sporcular  yetiştirmeyi hedefliyorum ama tabiki bunlar 35 yaştan sonra,  çünkü uzun yıllar spor hayatıma devam edeceğim.

Samet Tosun
dskultursanat@yahoo.com

Bruda412 ile biraz müzik birazda hakkında merak edilenleri konuştuk!

Samet Tosun: Öncelikle biraz müzikal kariyerinden bahsedelim, müzik ile ne zaman tanıştın, herşey nasıl başladı ?

BRUDA412: Öncelikle merhabalar, müzik ile küçük yaşlarda tanıştım. Abilerimin müzisyen olması nedeniyle sürekli içli dışlı olduğum bir çocukluk geçirdim. Fakat müzikle uğraşacağım başlarda hiç aklıma gelmezdi. 2000lerin başlarında hiphop akımına tutuldum ve o dönem graffiti, dans gibi kollarını denerken bir yandan da birşeyler yazmaya başladım. Başlarda bu yazma olayı deneme şeklindeydi, daha sonra şiire evrildi, son olarak abimin ve arkadaşlarımın ısrarı üzerine ritmik sözler yazmaya başlayarak rap kariyerime başlamış oldum.

Samet Tosun: O zaman son yayınlanan albüm çalışmanız ‘’Ayna’’dan bahsedelim. Bize bu süreci anlatır mısın? Ne oldu, nasıl gelişti ?

BRUDA412: Ayna albümü uzun süreli bir birikimin ürünü oldu. Daha önceden 2015 yılında bir rap albümü ve 2018 yılında bir pop albümü yapmıştık. Aralarda single çalışmalar yayınladık fakat günümüzdeki hızlı tüketimden ötürü sanki artık yapmıyormuşuz gibi bir algı oluşmuştu. Hem bu süre içerisindeki gelişimimizi göstermek istedik, hem de uzun soluklu bir proje ile dinleyicilerimizin karşısına çıkarak doyurucu bir çalışma sunmak istedik.

Albüm hakkında bilgi verecek olursam iki konsept olarak düşünebiliriz. Bir geçiş albümü aynı zamanda. Toplamda yer alan sekiz şarkının yarısı trap ve sert şarkılardan oluşurken diğer yarısı daha pop janra ve duygusal şarkılar. Bu geçiş de bize BRUDA412’yi sundu diyebiliriz.

Ayrıca diğer albümlere göre daha fazla görsel sunacağımız bir albüm olacak. 3 klibimiz hazır ve 4. için de çalışıyoruz.

Samet Tosun: BRUDA412 kimdir? nasıl bir ailede büyüdü? bize biraz BRUDA412’yi anlatır mısın?

BRUDA412: Aslen Diyarbakır doğumluyum. 95 yılında İzmir’e taşındık o zamandan beri de İzmir’deyim. Kısa süreli İstanbul ve Zlîn (Çek Cumhuriyeti) maceralarım oldu fakat sonrasında yine ailemin yanına İzmir’e döndüm.

Geniş bir aile içerisinde büyüdüm, aile bağlarımız kuvvetlidir. Benim yaptığım müzik tarzı çok kültürümüzle bağdaşmasa da ailem hep destekçi olmuştur.

Kendimi tarif edecek olursam eğer, gelişim arayan bir insanım diyebilirim. Yaşadığımız yer rapte sürekli ghetto diye tabir edilen şekilde bir yerdi. Sokakları gördüm, insanları tanıdım. Bir yandan da başarılı bir okul hayatım oldu. Çok kez burs kazandım ve yurtdışına çıktım onlarca ülke gezdim. Gördüğüm her şeyi gözlemleyip tanımaya çalıştım. Daha otuzlarıma yeni yeni yaklaşıyorum ama dolu dolu bir hayat geçirdim diyebilirim. Bunun sonucu olarak da bir bakış açısı kazandım ve bunu insanlara aktarmaya çalışıyorum.

Samet Tosun: Peki benimde merak ettiğim bir konu var, neden BRUDA412 ? ve ne anlama geliyor, bir hikayesi var mı ?

BRUDA412: Bir dönüşümün ilk parçası olarak yeni bir mahlas duyurmam gerekiyordu. Abimle beraber aldığımız ortak bir karar sonucu artık solo işler de yapmaya başladık. Albümün geçiş olması da bununla ilgili aslında. Kendi tarzımı artık trap kültürüne evirdiğimi söyleyebiliriz. Yayınladığım bazı single’larla sound olarak sinyallerini vermiştim ve artık tamamen özgün bir stil yakaladığımı düşündüğüm için Toprak Kardeşler’den ayrı bir kariyer başlangıcı da yaptım. Bu tabi ki Toprak Kardeşler’in bitişi demek değil, fakat biraz insanların kafa karışıklıklarını da gidermek için mantıklı olabileceğini düşündük. Artık rapi de popu da adresinde dinleyebilecekler.

Bruda mana olarak urban sözlüğünde kardeş anlamına geliyor. Grup ismimizden de kaynaklı üstümüze bir kardeş yakıştırması oluyordu, bu hali de bizim kendi aramızda kullandığımız bir terimdi ve hem iyi bir anlam taşıması hem de sertliğe uygun olması sebebiyle mahlas olarak içime sindi. 412 hikayesi ise artık uzun yıllardır piyasada olmamızın tecrübesiyle ismi özelleştirmek istememden kaynaklı. Kullanacağım ismin tamamen bana özel olmasını dijital platformlarda ve arama motorlarında tamamen doldurabileceğim bir boşluk olmasını istedim. Rastgele seçilmiş rakamlar değil tabi ki, geldiğim yeri bana anımsatacak bir kod fakat isime eklenmesindeki bir diğer neden de teknik konular oldu diyebilirim. Umarım dinleyiciler de bu ismi beğenmişlerdir. 

Samet Tosun: Katıldığın yarışma programları (Yetenek sizsiniz Türkiye ve O ses Türkiye)’nin müzik kariyerine nasıl bir etkisi oldu ?

BRUDA412: Yarışmalar kariyerimiz açısından kesinlikle olumlu etki yaptı. Ama benim için daha önemlisi bizi müziğe daha bağlı hale getirdi. Yetenek Sizsiniz yarışmasına çıkmadan önce müzikten çok uzaklaşmıştım. Daha akademik hayatıma odaklandığım bir dönemdi ve orada yakaladığımız başarı daha fazla üzerine düşmemi sağladı. Sonrasında tanınmamız ve bulduğumuz imkanlarla geliştirmeye çalıştık. Ki o dönemde yarışmanın sağladığı imkanlar ile yaptığımız sahneler halen daha hatırlarda ve yeni izleyenler bile hayrete düşüyor. Bu bile bazen bana motivasyon kaynağı olabiliyor. Sonra tekrar bir O Ses Türkiye macerası oldu, orada daha bilinçliydik ve daha hazırlıklıydık diyebilirim. Fakat sonrasında ülkenin içine girdiği bazı durumlardan dolayı sürekli şanssızlıklar yaşadık. Yine de yılmadan üzerine koyarak gitmeye devam ediyoruz. Her geçen yıl bir öncekine göre hem daha güçlü hem de daha iyi hissediyorum.

Samet Tosun: 2020 yılı gerçekten hepimiz için evlere kapandığımız bir yıl oldu. Peki sen pandemi sürecini nasıl geçirdin ? neler yaptın, nasıl değerlendirdin ?

BRUDA412: Başlarda bunun geçici bir durum olduğunu düşünmüştüm. Evde kaldığım dönemlerde kendimde çok enerji bulamıyordum sadece geçmesini bekliyor gibiydim. Fakat sonrasında bunun uzun süreceğini fark edince buna uygun bir “yeni normal” bulmak gerektiğini anladım ve ona göre hareket etmeye başladım. Bu süreci kendimi geliştirmeye adadım diyebiliriz.

 

Hem işlerimle ilgilendim, spor yapmaya döndüm ve müzikal anlamda gerçekten çok üretmeye başladım. Ayna bunun meyvelerinden oldu ve sonrası için de içime sinen güzel şarkılar biriktirdim. Dinleyici Ayna’yı dinliyor klipleri izliyorken ben yeni işleri hazırlıyor olacağım.  

Samet Tosun: Seni daha iyi tanıyabilme adına müzik dışında neler yapıyorsun ? BRUDA412’nin bir günü nasıl geçiyor ?

BRUDA412: Aslında bir rapçiye göre çok disiplinli yaşamak zorundayım. Müzik dışında Kıdemli Denetçi olarak çalışıyor ve mali müşavirlik yapıyorum. Bunu genelde çok yansıtmıyordum çünkü insanlar bir müzisyenin başka bir iş yaptığını görünce zor durumdaymışız gibi düşünmeye başlıyor. Fakat ben bu konuda farklı düşünüyorum. Müzikten geçimimi sağlayabilecek kadar kazanıyorum fakat yine de çalışıyorum. Geçmiş zamanları ele alırsak iz bırakan insanların hem bilim hem sanat alanlarında bir çok iş yaptığını görüyoruz. Kendimi geliştirmemin ve aktif olarak çalışıyor olmamın müziğimi de geliştirdiğini düşünüyorum. Ben bir dağ evine kapanıp gündemden uzaklaşarak ilham alabilecek birisi değilim.

Bu nedenle borsa, ekonomi, dijital reklamcılık, muhasebe gibi alanlara ilgiliyim. Bunlarla uğraşıyor ve çalışıyorum. Kalan vakitlerimde ise spor yapmaktan, arkadaşlarımla gezmekten ve stüdyoda vakit geçirmekten hoşlanıyorum. Enerjim yüksekken vaktimi verimli geçirerek çok yönlü bir insan olmaya çalışıyorum.

Samet Tosun: Yeni projelerinden de bahsedelim ama herkesin merak ettiği bir konuya açıklık getirelim, bundan sonra ne olacak ve müzikseverleri neler bekliyor ?

BRUDA412: Ayna sonrasında planladığımız bazı işler vardı. Öncelikle benim trap olarak bir albüme yetecek kadar hazırda şarkım var. Bunların şuan nasıl yayınlanacağı konusunda karar vermedik. Single şeklinde ya da bir albüm şeklinde olabilir fakat albümdeki “Kaybol”, “Yaramaz” gibi şarkıları sevenler için o tarzda çok güzel işler geleceğini söyleyebilirim. Ayrıca Erdal Toprak tarafından Sancak ve Taladro düetleri var. Ben de bu isimleri çok seven biri olarak heyecanla çıkmasını bekliyorum. Solo işler yapıyor olmamız insanları yanıltmasın, Toprak Kardeşler adından da anlaşıldığı gibi bir grup değildi, bir aileydi. Bugüne kadar yaptığımız bütün işlerde olduğu gibi beraber yapıyor olacağız. Toprak Kardeşler ismi ise 2021 yılı için bir prodüksiyon şirketi haline gelecek ve yetenekli genç isimlerin işlerini buradan paylaşacağız.

Bunlar dışında da sürpriz düetler olacak, hem benim tarafımdan hem de abim tarafından. Bu nedenle ilgilenenlere sosyal medya üzerinden gelişmeleri takip etmelerinin öneririm. 

Röportaj: Samet Tosun
dskultursanat@yahoo.com

Güzel müzisyen Birsen ile biraz müzik’ten biraz’da hakkında merak edilenlerden konuştuk!

Samet Tosun: Müzik hayatına nasıl bir anlam kattı diye bir şey sorsam bana neler söylersin ?

Birsen: Müzik benim hayatıma gerçekten çok şey kattı diyebilirim, özellikle müzik’te kendimi buldum.

 

Samet Tosun: Bizlere biraz hayata bakış açından bahseder misin?

Birsen: Hayata bakış açım sade ve şeffaf olmuştur ama insanların beni sevmesi bana göre sağlam duruşum ve asla boyun eğmeyişim’dendir desem doğru olur.

 

Samet Tosun: Peki müzik hayatına ne zaman girdi ?

Birsen: Müzik aslında doğuştan bir yetenekti ama ben bunu geç fark ettim eşimden ayrılıp  ayaklarımın üzerine durduğum anda itibaren kendimi bulmaya başladım.

Samet Tosun: Birsen kimdir ? nasıl bir ailede büyüdü ? bize biraz Birsen’i anlatırmısın ?

Birsen: Yokluk içinde bir hayat ve tabiki zamane şartlarına göre  pek iyi bir çocukluk yaşadım diyemem. İşci bir ailenin kızıyım ama  ailemde sanatla iç içeler tabiki benimde başka bir meslek seçmem zaten düşünülemezdi aileden gelen bir özellik belkide diyebilirim.

 

Samet Tosun: Sana gelen olumsuz eleştiriler oluyor mu ? peki bu seni olumsuz etkiliyor mu yoksa kendimi daha fazla nasıl geliştirebilirim diye çalışmalar yapıyor musun ?

Birsen: Bana gelen olumsuz yorumlar elbetteki olur oluyorda sanırım ben pek görmedim ama herkesin görüşü ve müzik tadı farklıdır bir  sanatçının en büyük hocası dinleyicisidir neden derseniz notu onlar verirler bende kendimi ona göre dahada geliştiriyorum olumsuz tepkiler benim eksigim diyorum ve daha iyisini yapıyorum yapmayada devam edeceğim.

 

Samet Tosun: Müzik neden bu kadar önemli senin için ?

Birsen: İnsan umutla yaşar umudun kaynagı ise sevgi, sevginin kaynağı ise hissetmektir.

Ben hissettiklerimi yazıyorum müzik benim ruhumu dinlendiren ve besleyen birşeydir.

Müziksiz hayat ruhsuz beden gibidir.

 

Samet Tosun: Peki müzikten önce ben ve sonra ben diye kıyas yapsak ne dersin ?

Birsen: Müzikten önceki birsen kimdi derseniz ben kendi yaptığım el işi peruklari üreten  enekci  birisi derdim, Müzikten sonraki birsen şuan ne durumda derseniz 

Sadece emekçi değil halkında duygularını müzik ile dile getiren yine emekçi bir parçası derim. Müzik seni dinleyen varsa güzeldir.

 

Samet Tosun: Son olarak yeni projelerinden bahsedelim ? ve DS Kültür Sanat okurları için neler söylemek istersin ?

Birsen: Sanat okulları çok degerli kurumlardır. Çocuklara sevgiyi aşılayan sanattır sanatı anlamayan insanlardanda merhamet beklemeyin. Sanat insanın mücevheridir. Sanattan kopmayalım çocuklarımıza sanatı aşılayalım. Herkesi sevğiyle selamlıyorum müzikle ve sanatla kalın hoşçakalın. Yazmak ise hayat bulduğunda şarkılarda değer bulur.

Röportaj: Samet Tosun
dskultursanat@yahoo.com

3.57 Squad ile haklarında merak edilenleri ve müziğe dair konuştuk!

Samet Tosun: Merhabalar, öncelikle kurulma sürecinden başlayalım, nasıl karar verdiniz ?

3.57Squad: Merhabalar, hali hazırda zaten küçüklüğümüzden beri yazıp çizdiğimiz şeyler vardı ancak bir türlü tam olarak bu işe girişememiştik. Olgunluk çağına geldiğimizde ise üniversitelerimizin farklı şehirlerde olması, yaptığımız işlerin yoğunluğu ve benzeri sebepler bu işe profesyonel anlamda geç başlamamıza sebep oldu. 2019’un son çeyreğinde bu işi bu kadar seviyorken artık en azından bir şarkımız olsun diyerek sözlerini önceden yazdığımız ‘Alfa’ adlı şarkımızı çıkarttık.

Samet Tosun: Peki kendi müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz ?

3.57Squad: Daha çok deneysel ve çok yönlü diyebiliriz. Birbirine benzeyen şarkılarımız yok, dinleyen insanlar bunu görecekler. Daha tanınma aşamasında olduğumuz için bir şeyler deneyip kendimizi geliştirmekten kaçınmıyoruz. Gündemdeki müzik tarzlarını kendimizce harmanlayıp bir şeyler çıkartmaya çalışıyoruz ama aynı zamanda kendi tarzımızı da bir yandan korumaya çalışıyoruz. Türkiye’de bile switch beat kültürü yeni yeni oluşurken Ep’de iki adet switch beat içeren şarkımız var. Böyle radikal adımlardan çekinmiyoruz ve gelecekte de çok yönlü olmaktan hiç kaçınmayacağız diyebiliriz.

Samet Tosun: Birazda isimden bahsedelim, gerçekten farklı ve ilginç bir isim seçmişsiniz. 3.57Squad’ın bir anlamı var mı, nasıl ortaya çıktı ?

3.57Squad: Aslında ismin oluşmasında çok fazla etken söz konusu. Grubun ismini belirlerken bizimle direkt bağlantılı olmasını istediğimiz için tam karar verilen saati yapmak istemiştik. Saat tam olarak 03:57 olmasa da ona yakın dakikalardı. Ve o arada Crow’un aklına çok sevdiği bir silah olan 3.57 magnum geldi. 3.57’yi bu kadar önemli kılan durum ise türkçe rapin kurucu atalarından Boe B’nin kurucusu olduğu Islamic Force’un  ‘Analar Ağlatan’ şarkısındaki o ikonik ‘ Belimde 3.57 elimde cigara ‘ şarkı sözüdür. Hem bu kadar güzel denk gelince hem de ustalara saygı olunca içimize sinen bir grup ismi oldu.

Samet Tosun: Kendi müziğinizi yapmak mı yoksa popüler müziğe ayak uydurmak mı ?

3.57Squad: Müzik değişken bir kavram. 10 sene önce yapılan işleri bugünkü dinleyici kitlesine sunamazsınız. Eğer anlatacak bir şeyleriniz varsa arkada bir beat olduğu sürece müziğin tarzı çok da fazla önemli değildir. Fakat anlattığınız şeyleri başkaları da duysun istiyorsanız bunu güncele sadık kalarak yapmak zorundasınız. Ama ne kadar gündemi takip etmek zorundaysak bir o kadar da kendi tarzımızı korumak zorunda olduğumuzun farkındayız. Amacımız olabildiğince ikisini de dengede tutup o şekilde ilerlemek.

Samet Tosun: Birazda son çalışmalarınızdan olan ‘’Sar geceyi’’den bahsedelim. Müzikseverler işin mutfak tarafını merak ederler her zaman, süreçten biraz bahseder misiniz?

3.57Squad: Sar Geceyi, ‘HEVES’ isimli EP Albümümüzün müzik videolu çıkış videosu oldu. ‘Sar Geceyi’ bizim için albümdeki en nitelikli diyebileceğimiz parçaydı çünkü hem günümüz trap sounduna hem de bizim orjinal tarzımıza gayet uygundu. Şarkının altyapısındaki gergin keman ve bizim üstüne yazdığımız agresif sözler bizim için vurucu bir konsept ortaya çıkartmıştı. Müzik video aşamasında da her zaman olduğu gibi her çekiminden kurgusuna kadar Mehmet Can Atabay ile beraber kendi imkanlarımız dahilinde herhangi bir destek almadan yaptık.

Samet Tosun: Klip çekimleri nasıl geçti ? Çekimler sırasında anlatabileceğiniz farklı yada ilgi çekici bir olay yaşadınız mı ?

3.57Squad: Müzik videonun senaryosunu Crow ve PRE olarak bizler yazdık. Müzik videonun tamamını her zamanki gibi çok samimi dostumuz Mehmet Can Atabay çekti. Maalesef üçümüz de ayrı ayrı farklı işlerde aktif olarak çalıştığımız için çekim günlerini belirleme konusunda problem yaşadık. Zamanımız kısıtlıydı yapımcı şirkete verdiğimiz tarihe yetiştirmemiz gerekiyordu. Müzik videonun çekimlerinde kullanacak arabalardan birinin aniden tamire girmesi, trafik yoğunluğundan dolayı güneşe yetişemememiz, çekimleri bir günde bitirememek gibi bir çok aksilik yaşadık. Zorlu bir süreçti ama bu şartlar altında elimizden gelenin en iyisini yapıp olabildiğince içimize sinen bir iş sunmuş olduk.

Samet Tosun: Son olarak ilerleyen zamanlarda neler yapmak istiyorsunuz? Biraz bundan konuşalım.

3.57Squad: İkimiz de kendi özel hayatlarımızda yoğun süreçlerden geçiyoruz ama aklımız ve kalbimiz hala müzikle. Yapmak istediğimiz tek şey bu. Artık gereken teknik ekipmana sahibiz ve istediğimiz işleri daha özenli ve daha güzel bir şekilde hazırlayacak mentalitedeyiz. Şu süreci atlatır atlatmaz aynı hevesle kaldığımız yerden daha iyi bir şekilde devam edeceğiz. Aklımızda çok güzel ve kaliteli işler var. Bizi beklemede kalın.

Röportaj: Samet Tosun
dskultursanat@yahoo.com

Azerbaycan’da öğretmen olan Kebire Ramazanova ile merak edilenleri konuştuk!

Azerbaycan'da öğretmenlik yapan Kebire Ramazanova ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Bu röportaj şuan iki dil'de yayında!

Samet Tosun: Kendini tanımanın ilk yolu nedir sence ?

Kebire Ramazanova: Öğrencilerimi, işimi seven bir oğretmenim. Hayata büyük ümitlerle bakıyorum, dünyayı her zaman güzel görmeye çalışıyorum. Şiirleri, müziği, tabiatı çok seviyorum.

Samet Tosun: Bize biraz hayata bakış açından bahseder misin ?

Kebire Ramazanova: Her kes dünyaya kendi farklı penceresinden bakar, önemli olan bu pencereden dünyaya nasıl bakacağındır. güzel düşünen güzel görür. Hayatın problemleri dışında güzellikleride görmeye çalışıyorum. insan ne kadar zorluklardan geçsede, yine de başarı kazanacağına inanmalı, ümidini, insanlara karşı sevgisini kaybetmemeli.

Samet Tosun: Peki birazda hayallerinden bahsedelim, küçüklüğünden buyana hep öğretmen mi olmak istedin yoksa başka bir hayalin var mıydı ?

Kebire Ramazanova: Çocukluğumdan beri hep ögretmen olmak, öğrencilere ders anlatmayı hayal etmişimdir.  İnsanın eğer amacı varsa, Allahın izni ile mutlaka hayaline, arzusuna yetişir. Bende öğretmen oldum ve çok mutluyum. Her insan kendi sevdiği , hayal etdiği işi yapmalıdır ki, hayatdan yorulmasın, sıkılmasın. Şimdi öğrencilerimin bana ne kadar büyük değer verdiklerini , ve sevdiklerini görmek beni çok mutlu ediyor.

Samet Tosun: Kebire Ramazanova kimdir ? ve nasıl bir ailede büyüdü ? Bize biraz Kebire Ramazanova’yı anlatır mısın ?

Kebire Ramazanova: Ben Azerbaycan dili ve edebiyyat öğretmeniyim. Bizim aile de öğretmen ailesidir. Ama ben öğretmen ailesinde büyüdüğüm için değil, çocukları sevdiğim için ve hayalim olduğu icin bu işi seçtim.

Samet Tosun: Kitapları seviyorsun diye biliyorum, peki bir gün kitap yazmak ister misin ?

Kebire Ramazanova: Doğru biliyorsunuz kitapları, şiirleri çok seviyorum. Hatta düşünuyorum da belki bir gün bende kitab yazarim. Kendi fikirlerimi, dünyaya bakiş açımı, cemiyyetde gördüğüm doğruları ve yanlışları kitabda gösteririm. öyle bir kitap yazmak istiyorum ki, onu okuyan insanlar cevapsız sorularına cevap bulsunlar, manevi olarak çok yardımı olsun.

Samet Tosun: Bu edebiyat sevgisi nereden geliyor ? ve hangi yazarları severek okuyorsun, mesela bu benim kesinlikle kütüphanemde olmalı dediğin bir yazar var mı?

Kebire Ramazanova: Edebiyat sevgisi insanın ruhunda ve kalbinde olmalı. Benim de çocukluğumdan beri edebiyata karşı büyük sevgim var. Azərbaycanın çok büyük şairler, yazarları vardır. Edebiyatımız çok zengindir. Ben Azərbaycan edebiyyatını tercih ediyorum. Tabi ki, başka ülkelerinde eserlerini okuyorum, ama Azerbaycan edebiyatını tercih ediyorum her zaman. Türkiye yazarlarından da sevdiklerim var. Bir çok Türkiyeli şairler var ki, onların şiirlerini okumayı seviyorum.

Samet Tosun: Peki sence, Sen nasıl bir öğretmensin ?

Kebire Ramazanova: Ben her zaman kendi üzerimde çalışan, yenilikler etmek isteyen, öğrencilerini seven bir öğretmenim. Ben öğrencilerime hem oğretmen, hem de arkadaş gibi yaklaşıyorum. Onların her zaman problerini hall etmeye, onlara doğru yollar göstermeye, onları her zaman anlamaya çalışıyorum. Onları vatanını seven, milli değerlerine saygı besleyen, humanist insanlar kimi oluşmalarına çalışıyorum. Halkıma layık hizmet etdiğim için çok mutluyum.

Samet Tosun: Pandemi süreci Azerbaycan’da nsıl geçti ? neler yaptın, nasıl değerlendirdin ?

Kebire Ramazanova: Ben pandemi döneminde öğrencilerimi derslerinden geri kalmalarına müsade etmedim.  Pandemi döneminde okullar kapalı olduğu için online ders geçtik. Öğrencilerimiz elimizden geldiği kadar derslerden geri kalmadı. Şimdi ise her şeyin eski haline dönmesini, okulların açılmasını bekliyoruz.

Samet Tosun: Son olarak DS Kültür Sanat hakkında neler söylemek istersin ?

Kebire Ramazanova: Size işlerinizde her zaman başarılar diliyorum. Hazırladığınız güzel sorular işin teşekkür ederim. Sağ olun.

Azerbaycan Türkçesi

Samet Tosun: Kendini tanımanın ilk yolu nedir sence ?

Kebire Ramazanova: Şagirdlǝrini, işini sǝvǝn bir müǝllimim. Hǝyata böyük ümidlǝrlǝ baxıram, dünyanı hǝr zaman gözǝl görmǝyǝ çalışıram. Şeirlǝri, musiqini, tǝbiǝti çox sevirǝm.

Samet Tosun: Bize biraz hayata bakış açından bahseder misin ?

Kebire Ramazanova: Hǝrkǝs dünyaya öz fǝrqli pǝncǝrǝsindǝn baxar, önǝmli olan bu pǝncǝrǝdǝn dünyaya nǝcǝ baxmağındır. Gözǝl düşünǝn gözǝl görǝr. Hǝyatın pronlǝmlǝri ilǝ yanaşı gözǝlliklǝrini de duymağa çalışmışam. İnsan nǝ qǝdǝr çǝtinlinliklǝr çǝksǝ dǝ yǝnǝ dǝ uğur qazanacağına inanmalı, ümidini, hǝyata insanlara qarşı sevgisini itirmǝmǝlidir.

Samet Tosun: Peki birazda hayallerinden bahsedelim, küçüklüğünden buyana hep öğretmen mi olmak istedin yoksa başka bir hayalin var mıydı ?

Kebire Ramazanova: Uşaqlığımdan müǝllim olmaq, şagirdlǝrǝ dǝrs kǝçmǝyi arzulamışam. İnsan ǝgǝr qarşısına bir mǝqsǝd qoyarsa Allahın izni ilǝ mütlǝq o arzusuna çatar. Mǝn dǝ müǝllim oldum vǝ çox xoşbǝxtǝm. Hǝr insan öz sevdiyi, arzuladığı işle mǝşgul olmalıdır ki hǝyatdan yorulmasın. İndi şagirdlǝrimin mǝnǝ nǝ qǝdǝr böyük dǝyǝr verdiyini, sevdiklǝrini görmek mǝni çox xoşbǝxt edir.

Samet Tosun: Kebire Ramazanova kimdir ? ve nasıl bir ailede büyüdü ? Bize biraz Kebire Ramazanova’yı anlatır mısın ?

Kebire Ramazanova: Mǝn Azǝrbaycan dili vǝ ǝdǝbiyyat müǝllimiyǝm. Bizim ailǝ dǝ müǝllim ailǝsidir. Biz dǝ çox insan müǝllimdir, amma mǝn bu işi ailǝmizdǝ olan insanlarının çoxunun müǝllim olmasına görǝ yox yalnız öz sevdiyim üçün, uşaqlıqdan arzu etdiyim, sevdiyim üçün seçdim.

Samet Tosun: Kitapları seviyorsun diye biliyorum, peki bir gün kitap yazmak ister misin ?

Kebire Ramazanova: Doğru bilirsiz kitabları, şeiri çox sevirǝm. Çox zaman bir gün mǝndǝ kitab yazaram deyǝ düşünmüşǝm. Öz fikirlǝrimi, dünyaya baxışımı, cǝmiyyetdǝ gördüyüm doğruları, yanlışları o kitabta göstǝrmǝyi düşünmüşǝm. Elǝ bir kitab yazmaq istǝmişǝm ki, onu oxuyan insanlar cavabsız kalan suallarına cavab tapa bilsinlǝr, mǝnǝvi cǝhǝtdǝn onlara çox kömǝk olsun.

Samet Tosun: Bu edebiyat sevgisi nereden geliyor ? ve hangi yazarları severek okuyorsun, mesela bu benim kesinlikle kütüphanemde olmalı dediğin bir yazar var mı?

Kebire Ramazanova: ǝdǝbiyyat sevgisi insanın ruhunda, canında olmalıdır. Mǝn dǝ uşaqlığımdan ǝdǝbiyyata qarşı böyük sevgi duymuşam. Azǝrbaycanın çox böyük şairlǝri, yazıçıları vardır. Ǝdǝbiyyatımız çox zǝngindir. Mǝn daha çox öz ǝdǝbiyyatımıza üstünlük verirǝm. Başqa dövlǝtlǝrin yaradıcılarının da ǝsǝrlǝrini oxumuşam, amma Azǝrbaycan ǝdǝbiyyatını hamısından daha çox sevmişǝm. Türkiyǝli yaradıcılardan da tanıdıqlarım, sevdiklǝrim var. Bir çox Türkiyǝli şairlǝr var ki, onların şeirlǝrini oxumağı çox sevirǝm.

Samet Tosun: Peki sence, Sen nasıl bir öğretmensin ?

Kebire Ramazanova: Mǝn hǝr zaman öz üzǝrindǝ çalışan, yeniliklǝr etmǝk istǝyǝn, şagirdlǝrini sevǝn bir müǝllimǝm, hǝm dǝ dost kimi yanaşıram. Onların problemlerini hǝll etmǝyǝ, doğru yollar göstǝrmǝyǝ, onları hǝr zaman anlamağa çalışıram. Onları tǝlim-tǝrbiyǝli, vǝtǝnini sǝvǝn, milli dǝyǝrlǝrimizǝ hörmǝt bǝslǝyǝn, humanist bir insanlar kimi formalaşmaqlarına çalışıram. Xalqıma layiqli xidmǝt etdiyim üçün çox xoşbǝxtǝm.

Samet Tosun: Pandemi süreci Azerbaycan’da nsıl geçti ? neler yaptın, nasıl değerlendirdin ?

Kebire Ramazanova: Mǝn şagirdlǝrimi bu pandemiya dövründǝ, bu çǝtin zamanlarda tǝhsildǝn geri qalmalarına qoymadım. Pandemiyaya görǝ mǝktǝblǝr bağlı olduğu üçün dǝrslǝrimiz distant formada keçirildi. Bacardığımız qǝdǝr şagirdlǝrin gerilǝmǝklǝrinǝ icazǝ vermǝdik. İndi biz bütün müǝllimlǝr mǝktǝblǝrin açılmasını, dǝrslǝrin yǝnǝ ǝnǝnǝvi formada keçirilmǝsini arzulayırıq ve gözlǝyirik.

Samet Tosun: Son olarak DS Kültür Sanat hakkında neler söylemek istersin ?

Kebire Ramazanova: Sizǝ işlǝrinizdǝ hǝr zaman uğurlar, böyük nailiyyǝtlǝr arzulayıram. Hazırladığınız gözǝl suallar üçün tǝşǝkkür edirǝm. Sağolun.

Röportaj: Samet Tosun
Çeviri: Nigar Abbasova

Samet Tosun’un bu haftaki konuğu müzisyen Kemal Kutlu

Samet Tosun: Hayatıma nasıl bir anlam kattım ? diye bir şey sorsam bana neler söylersin ?

Kemal Kutlu: Sıradanlık’tan uzak kendimi bulduğum ve yaparken de çok mutlu olduğum, insanların da beni dinlerken mutlu olduğunu gözlemlediğim güzel bir anlam kattığımı düşünüyorum.

Samet Tosun: Bizlere biraz hayata bakış açından bahseder misin?

Kemal kutlu: Hayatı moda tabir ile bir mücadele değil yardımlaşma olarak görüyorum. Yardımlaşma derken bunu sadece maddiyata indirgemeden fikir bazında gerek tecrübe gerek sevgi, saygı ve değer vererek yardımcı olma, olarak ele alıyorum. İnsanı sadece insan olarak sevmek bardağın hep dolu tarafını görmek optimistik bir bakış açısı ile insan merkezli bir sevgi sonuçta kusursuz dost arayan dostsuz kalır.

Samet Tosun: Peki müzik ne zaman girdi hayatına yada şöyle sorayım, müzik ile ne zaman tanıştın ?

Kemal Kutlu: Aslında tam tarihini bilmiyorum çünkü hep içinde büyüdüm desem mübalağa yapmış olmam babam darbuka çalar annemin sesi güzel evimizde pilak çalar lambalı radyo makara teyipler bulunmaktaydı ama sahne olarak net bir tarih vermek gerekirse 23 nisan 1985 çocuk korosunun solisti olarak ilk sahmemi yapmıştım.




Samet Tosun: En başa dönelim, nasıl bir aile ve çocukluk geçirdin bize bahseder misin ?

Kemal Kutlu: Biz dört kardeştik üç erkek ve bir kız, ben son erkek çocuk oluyorum. Küçük olmanın dezavantajları oldu tabi normalde evin Küçüğü ne isterse o olur en şımarık onlardır bizim ailede tam tersi idi zaten bizde büyük küçük sıralaması da bir garipti tam net değildi. Sebebi ise herkes ikizdi tek çocuk yoktu bizim aile de iki abim onlar ikizdi bende kız kardeşim ile hal böyle olunca arada kalan hep ben olmuş oluyordum birazda seksenler nesli ata erkil bir aile yapımız vardı abilerin varken sen konuşma sen sus biraz çekinik içe kapanık büyüdük bizim nesil biraz öyleydi ..simdikiler özgüven patlaması yaşıyor oda çok doğru gelmiyor bana ortasını bulmak lazım aslında Roma’nın hakkı Roma’ ya Sezar’ın hakkı Sezar’a ..kendimi bulmam kabuğumu kırmam İstanbul’a albüm yapmaya gitmeye kadar sürdü..Dal altında dal büyümüyor gurbet aileden uzak kalmak kendi ayakların üzerinde durmak daha doğrusu kendini bulmak ne yapmak istediğini bilmek yaşanan zorluklar tecrübeler insanı hayata hazırlıyor yetiştiriyor insanı yaşadığı tecrübeler olgunlaştırır yoksa zaman sadece armutları olgunlaştırır.

Samet Tosun: Sana gelen olumsuz eleştiriler oluyor mu ? peki bu seni olumsuz etkiliyor mu yoksa kendimi daha fazla nasıl geliştirebilirim diye çalışmalar yapıyor musun ?

Kemal Kutlu: Bizim insanımızın en belirgin özelliği zaten eleştiridir az okuyan bir toplumuz bilgi sahibi olmadan her konuda fikir sahibiyiz..olumlu eleştiriler elbette başımızın tacı bide eleştirinin kimden geldiğine bakarım .. müzik şiir tek kişilik bir serüven ben oldum artık buraya kadar denmez hiçbir zaman gitar çalıyorum günlük egzersizlerim var ama tabi bir viritüöz değilim istesemde olamam yani sekiz saat enstrüman ile uğraşamam sıkılırım ben besteciyim gitarım bana yol göstermek için çalıp söylemeyi çok severim şarkı bestelemeyi yeni şeyler üretmek gibi bir çabam kavgam var 300 aşkın şiirim hiç okumadığım bestelenmiş 70 e yakın şarkım var müziksiz bir günüm yok dinlemedigim bir günü hatırlamıyorum kendimide çok dinlerim hatalarım varmı daha iyi nasıl okurum diye ..Yunus Emre nin dediği gibi bu yol uzundur menzili yoktur geçidi çoktur derin sular var..




Samet Tosun: Müzik neden bu kadar önemli senin için ?

Kemal Kutlu: Kendimi bulduğum duygularımı ifade edebildiğim bir alan birde ister dinlenilsin ister dinlenilmesin tarihe bir not düşüyorum bir iz bırakıyorum bir kişi bile dinlese sesimi duysa yeter bana yarın bir gün. Hak tecelli ettiğinde sesim kalacak ismim kalacak çocuklarım dinleyecek torunlarım dinleyecek kliplerim izlenecek insanlar tarafından bir yâdı cemil olacağım.. bugün bir aşık Veysel ben onu hiç tanımadım o vefat ettiğinde dünyada bile yoktum..ama çok severim onu duydum dinledim ilham aldım bir Neşet Ertaş , Aşık Mahsuni , Barış Manço,Cem karaca, Ahmet Kaya hepsi eserleri ile hayattalar..bu sebepten önemli bir araç müzik insanlara ulaşmak için kalplere gönüllere girmek için.

Samet Tosun: Peki müzikten önce ben ve sonra ben diye kıyas yapsak ne dersin ?

Kemal Kutlu: Yukarıda da bahsettiğim gibi öncesi yok hayatında hep müzik olan ve müzik ile ortaya çıkan sesini duyuran bu şekilde var olan bir insanım.




Samet Tosun: Son olarak yeni projelerinden bahsedelim ? ve DS Kültür Sanat okurları için neler söylemek istersin ?

Kemal Kutlu: ilk albümümü 2008 yılında çıkardım 10 şarkılık bir albüm dü bir tane anonim hariç diğer besteler bana aitti..Son bir kez isimli single çalışmamıda 2019 un Aralık ayında çıkardım artık albüm devri bitti Türkiye’de ve dünyada single devri başladı hem daha özverili oluyor daha özenerek yapılıyor bir albümde en az 10 şarkı oluyor hepsinin aranjman stüdyo altyapı okuma çok dağılma oluyor hepsine aynı ilgi alakayı veremiyorsunuz ne kadar isteseniz de ama single daha oturaklı oluyor..daha önceleri hep kendi bestelerimle çıkış yapıyordum hiç anonim bir eser ile ortaya çıkmadım Sivas yöresine ait kâtip arzuhalim türküsünü Anadolu rock düzenlenmesiyle sevgili dostum Volkan karcı yaptı klibimizde montaj aşamasında yakında müzik severler ile buluşuyor. DS kültür sanat okurlarına selamlarımı ve sevgilerimi sunuyorum sanat okunması dinlenilmesi gereken bir kitaptır yeterki insan objektif olarak okusun dinlesin herkes kendisinden birşeyler bulacaktır.

Röportaj: Samet Tosun
samettsn@yahoo.com

Yaşam koçu Begüm Çapın ile ”Yaşam koçluğu” hakkında konuştuk!

Samet Tosun: Bizlere biraz hayata bakış açından bahseder misin ?

Begüm Çapın: Kendimi önemsiyorum. Dolayısı ile bakışım tamamen özgürlüğe dayalı. Kısıtlandığım bir alan düşünemiyorum. Bakışlarımı hayatın üzerine dikiyorum ve ne yapması gerektiğini söylüyorum. Yargılar benim için yoklar. İnsanları önemsiyorum. Hayat ile çok ilgilenemiyorum çünkü aynı yöne bakmıyoruz.

Samet Tosun: Yaşam koçluğu serüvenin nasıl başladı ? nasıl karar verdin ?

Begüm Çapın: İyi bir iletişimci olduğumun farkındaydım. Empati özelliğim yüksek, anlayış üzerine kurduğum bir yaşamım vardı. İnsanlar bana sürekli “ sana bunu neden anlattım bilmiyorum” cümlesini kuruyorlardı. Kick boks antrenörlüğü yapıyordum. Öğrencilerim ile çok güçlü bağlarım vardı. Bir nevi sporcu koçluğundan ziyade yaşam koçluğu yapmaya başlamıştım. Fakat kick boks yaparken yeterli vakti ayıramıyordum. Ben de artık daha fazlasını yapmam gerektiğini fark ettim. Sonra yaşam koçluğu geldi.

Samet Tosun: Peki neden yaşam koçluğu ?

Begüm Çapın: insanları önemsiyorum. Onların içinde çok daha fazlası olduğuna inanıyorum. ( bana kimse inanmamıştı.) Ben büyüyemeyen yetişkin çocukları büyütüyorum diyebiliriz. Onlardan birer bordo bereli çıkartmak boynumun borcu oldu gerekli özen ve değer gösterildiğinde inanılmaz şeyler yaptıklarını görüyorum. Tabi danışanlarıma inanılmaz demiyorum. Artık okuduklarında görecekler. Mutlu olduklarını görmek paha biçilemez. En önemlisi ise keşif duygusu yeni insanlar keşfetmek. Beraber büyümek. Yaşamlara dokunmak bilmediğin coğrafyalara seyahat etmek gibi. Doğru yapıldığında koştuğunuz o hedefler aşırı keyif duygusu veriyor.




Samet Tosun: Peki Begüm Çapın kimdir ? nasıl bir ailede büyüdü, bize biraz Begüm Çapın’ı anlatır mısın ?

Begüm Çapın: Begüm dağınık bir ailede büyüdü. Anne babası ayrı, bir ablası var. Özgüveni anneden aldı. İnişli çıkışlı bir hayatı oldu. Aile ayrı olsa bile Begüm alabileceği kadarını bünyesine kattı. Asla sıkıştırılmadığı bir ailede büyüdü. Ne yapması gerektiğine çok fazla karışılmadı. Begüm Dünya’nın merkezine koydu kendini. Bir hiç olduğunu her daim hatırlattı kendine. Kimseden üstün olmadığını bildi. Begüm kendine katamadığı şeyler için üzüldü. Daha fazlası için hep çalışıyor. İyi bir insan olabilmek öyle kalabilmek adına yoğun bir savaş veriyor. Mutluluğu kimsede aramıyor. Kendi ile başbaşa vakit geçirebiliyor. Umut kapısı hep açık. İnançlı , cesaretli, bağımsız, ilkeleri olan, egosu ile yıllarca mücadele etmiş ve en aza indirgemek için elinden geleni yapmış birisi. Başarısızlıkları onun başarısı oldu. Begüm’e hayatta başarılar diliyoruz

Samet Tosun: O zaman birazda bu konu ile ilgili okuyucuların akıllarındaki soruları cevaplayalım. Yaşam koçluğu hangi alanda etkilidir ?

Begüm Çapın: Yaşam koçluğu tedavi etmez. Öncelikle en önemli noktası bu yaşam koçu kişinin hedefleri ile arasında köprü oluşturur. Kendini keşfetmesini sağlar. Bir uyanışın öncüsü gibi düşünebiliriz. Farkındalıkların artması için çalışmalar yapar. Kişi ile beraber bir bütün olduğunu söyleyebiliriz. Anlat derdini ohhh bırak koç düşünsün. Sen arkana yaslan planlara uy gerisi gelir. Ben uzman yaşam koçuyum. Hayatın hemen hemen her alanında çalışabiliyorum. Biz yaşam koçları psikolojik rahatsızlıkları olan bireyler ile çalışamayız. Doktora gidiyor bize hedefleri doğrultusunda geliyorsa problem yok. Onun dışında hedefi olmayan, bir amaç bulamayan, plan yapamayan kişiler bizimle beraber çalışırlar. Fakat ben yaşam koçu olarak disiplinliyimdir. Disiplin olmazsa olmaz. Hayatı ve kendini değiştirmek kolay değildir. Sabır ve disiplin ister. Onu benimle çalışırlarken hissediyorlar. Ben yok sular kesik istediğinizi yazamadım hocam. Yok efendime söyleyeyim unuttum gibi şeyleri kabul etmiyorum. Sakıp Sabancı’nın dediği gibi çalışmak, çalışmak, çalışmak.

Samet Tosun: Yaşam koçluğunun toplumumuzdaki yeri, önemi ve günümüzdeki gelişimi hangi aşamada anlatır mısın biraz ?

Begüm Çapın: Yaşam koçluğu İngiltere kökenli Dünya üzerinde birçok ülkede önemli seviyede çalışmalar yapılıyor. Şirketlerde bile yaşam koçları var. Şuan Türkiye’de bu işi yapıyoruz. Benim şirketim var. Şirket olması gerekmekte önemli aldığınız hizmetin faturasını istemeniz önemlidir. Burada işin profesyonelliği ortaya çıkıyor. Türkiye’de hala gelişme aşamasında eğitim alınıyor evet ama kişi kendi gelişimini ne kadar tamamladı. Hadi yaşam koçu olalım diye el ele verip eğitim aldığınızda siz birçok noktayı aşamadıysanız geçmiş olsun o iş biraz zor. Her meslekte olduğu gibi okulunu okuyup, eğitimini alınca bitmiyor. Toplumda ise oldukça önem teşkil etmesi gerekir aslında bir örnek ile belirtmek istersem en basit hali ile spor yaparken mutlaka bir koça ihtiyaç duyuyoruz. Sakatlanmamak, hedefe ulaşmak, istikrar sağlamak için. E hayatımızı ele alalım ne kadar geniş bir kapsamdan bahsediyoruz burada da çalışılması önem teşkil etmektedir. Gelişim konusunda ise giderek artış var. İnsanlar bunu bir meslek olarak kabul etti. Fakat çok yaygın değil. Yukarıda belirtmiş olduğum sebepler çok önemli koçlar gelişime açık olmalı ön yargısız olmalı. Bu işi benimsemeli.

Samet Tosun: Bu işi yaparken eminim sende kendini geliştiriyorsundur, en çok hangi konuda daha önce farkında olmadığın şeyler öğrendin ?

Begüm Çapın: Bu işe başlarken ve eğitim alırken tahminimin ötesinde bir gelişim sergilediğimi fark ettim. Ben farkında olmadığım bir şey öğrendiğimi görmedim. Ama işin kurulumu ile alakalı çok şey öğrendim. 8 yıldır psikoloji üzerine çalışıyordum zaten. Koçlukla sınırları öğrendim bu önemliydi. Bazı yapmak istediklerimi yapamıyormuşum meğerse ama daha fazla eğitim almam gerektiğini öğrendim tabi sınır olmadığını gördüm eğitimi aldım bitti yapamazmışsın onu fark ettim. Benim farkındalıklarımsa kendi yaşadıklarımdan kaynaklıydı. O sebeple eğitim içerisinde verdiğim seanslarda da çok başarılı sonuçlar alıyordum.




Samet Tosun: Bir atasözü var, terzi kendi söküğünü dikemezmiş derler. Sende öyle misin, bu konuda neler yapıyorsun ?

Begüm Çapın: Gayette dikiyor. Aslında şöyle oluyor, sen daha bilinçli olarak atlatıyorsun bazı şeyleri. Evet bunu yaşıyorum ama bu bir süreç diyebiliyorsun kendine ve böyle bir iş yaparken aaaaa depresyona girdim ben küstüm diyemiyorsun. Sorumlulukların olduğu için ona göre davranmalısın. Ben kendimi akışa teslim ediyorum. Edemediğim noktada doktorumla iletişime geçiyorum.

Samet Tosun: Gelecek ile ilgili projelerinden bahseder misin ? neler yapmak istiyorsun ?

Begüm Çapın: Gelecekte psikoloji alanında olmayı hedefliyorum. Doktorluk istiyorum cinsel terapist olarak çalışmak var kafamda. Koçluğu bırakmayacağım ama doktor olarak devam etme düşüncesinden çıkamıyorum. Çünkü hedefler her daim olmalı. Yurtdışında adımın bilinir olmasını istiyorum. Ve gençler benim en önem verdiğim topluluk özellikle onlar için çalışmak istiyorum. Onların kaygıları, umutsuzlukları, hayalleri bunlar için onlara yol gösterici olmak istiyorum. Ve çılgınca gelecek belki ama psikoloji alanında yeni bir buluşa imza atmak istiyorum. Çok çalışmam lazım çok

Samet Tosun: Gelelim seninle ilgili merak edilenlere, boş zamanlarını nasıl değerlendiriyorsun ?

Begüm Çapın: Boş zamanlarımda fotoğraf çektirmek en büyük hobim. Bir youtube kanalım var oraya video çekiyorum kısa bilgiler veriyorum. Spor yapıyorum. Bolca kitap okurum.

Samet Tosun: Son zamanlarda okuduğun en etkili kitap hangisiydi ?

Begüm Çapın: Albert Camus – Yabancı




Samet Tosun: Son olarak DS kültür sanat okurları için bir şeyler söylemek istersin ?

Begüm Çapın: Hayat senin tahmin ettiğinden daha uzun. Günler senin düşündüğünden daha güzel. Sen bir sanatçısın hayat tablonu istediğin renge boyamakta özgürsün. İstediğin ne varsa hayal et lütfen. Yaşamını kimseye emanet etme. Mutlu olmak istiyorsan git ve onu al. Kimseden seni iteklemesini bekleme motivasyon senin içinde, kimseden seni çıkartmasını bekleme düştüğün zaman diğer kendi elini tut ve ayağa kalk. Eğer yeterince hayal eder adımlarını atarsan zor ama güzel olduğunu fark edeceksin. Sen çok özelsin ve bu özelliğe uygun davranmalısın. Gelişim her şeydir lütfen pes etme. Kendini planla ve kontrol et. Hayat akıp gidebilir ya savrulursun yada o sandalda ahenkle yol alırsın. Durmak yok devam edeceğiz. Tüm bu olanlar daha iyiye ulaşman için. Sizleri seviyorum benim bordo berelilerim kalp.

 

Samet Tosun
dskultursanat@yahoo.com

Page 2 of 7

Powered by WordPress & Theme by Anders Norén