Kategori: Magazin Page 1 of 132

Şarkıcı Vedat Alçay ve Memo’dan ilk ortak çalışma “Katilisin” yayında!

Müzik dünyasında son dönemin en çok konuşulan isimlerinden biri olan şarkıcı Vedat Alçay ile genç müzisyen Memo, ilk kez birlikte bir projeye imza attı. “Katilisin” adlı şarkı, Piazza Music etiketiyle tüm dijital platformlarda müzikseverlerle buluştu.




Söz ve müziği Memo’ya ait olan şarkının düzenlemesini Vedat Alçay üstlendi. Aranjesi Özkan Meydan, mix ve mastering’i ise Alican Özbuğutu tarafından yapılan şarkının video klibinin yönetmenliğini Enes Bilal Taşçı gerçekleştirdi.

Projeyle ilgili duygularını paylaşan Vedat Alçay, kardeşiyle aynı çalışmada yer almanın kendisi için ayrı bir anlam taşıdığını belirterek “Bugüne kadar emek verdiğim tüm projelerde bir heyecan vardı fakat bu seferki çok başka.. Çünkü öz kardeşimin yaptığı ilk proje. Dört yıl önce bir abi olarak ona bir söz vermiştim. Bir gün Mehmet yanıma geldi ve sözü müziği ona ait olan şarkıyı söyledi. O an tarifsiz bir gurur duydum ve ‘Hadi başlıyoruz’ dedim. Bu projeyi tüm dinleyicilerimize emanet ediyoruz. Hepimize şans getirsin” dedi.




Memo ise hayalini kurduğu ilk projesini hayata geçirmenin mutluluğunu yaşadığını dile getirerek “Bu şarkıyı 2022’de yazdım, 2025 yılında nasip oldu. Hazırda bekleyen çok güzel şarkılarım var, yakında onları da yayınlayacağım. Şarkı çıkarmak hep içimde vardı, hayalimdi. Bu noktaya Vedat abimin desteği sayesinde geldim, ona sonsuz teşekkür ederim. Bizi dinlemeye devam edin, çok güzel şeyler gelecek” ifadelerini kullandı.

ilahi ve ezgi sanatçısı Rıza Kara kalp krizi geçirdi!

“Mevlaya Gider”, “Bu Gece”, “Filistin” ve “Seyreyle Güzel” gibi eserlerle milyonlara ulaşan sevilen ilahi ve ezgi sanatçısı Rıza Kara, fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Yapılan açıklamada, sanatçının kalp krizi geçirdiği belirtildi.




Edinilen bilgilere göre, birkaç gündür rahatsızlık hisseden Rıza Kara, fenalaşarak yakınları tarafından hastaneye kaldırıldı. Yapılan kontroller sonucunda kalp krizi geçirdiği anlaşılan sanatçı, hemen ameliyata alındı. Doktorların müdahalesiyle hayati tehlikeyi atlatan Kara’nın sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. Sanatçı, yaşadığı süreci sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla sevenleriyle paylaştı.




Rıza Kara paylaşımında “Merhabalar kıymetli dostlarım, kısa bir süre aranızda olamadım. Geçirmiş olduğum kalp krizi nedeniyle ölümün ne kadar güzel olduğunu gördüm; korkulacak bir şey değilmiş. Fakat doktorlarımın çok ısrarı üzerine geri getirildim. Rabbim ‘henüz vadeniz dolmamış’ deyip tekrar geri gönderdi. Bu süreçte bir müddet yoğun bakımda, ardından serviste istirahat ettim. Şimdi evimde dinleniyorum, hamdolsun iyiyim. Bu süre zarfında arayıp soran, ziyaretime gelen, beni yalnız bırakmayan herkese çok teşekkür ederim. Yorgun kalbimde yeriniz de adınız da yazılı. Rabbime emanetsiniz” ifadelerini kullandı.

Neslihan: Hiç Sevmedim’in ardında derin bir hikâye var!

Bir döneme “Hiç sevmedim” şarkısı ile damgasını vuran sevilen şarkıcı Neslihan, müzik yolculuğunu ve şarkılarının ardındaki yaşanmışlıkları gazeteci Abdussamed Tosun’a anlattı.




Aslan, şarkının ortaya çıkış sürecini, “Bu şarkı, abla dediğim bir büyüğümün yaşadığı büyük bir kara sevdaya dayanıyor. Kavuşamadıkları bir hikâyeye tanıklık ettim ve bu yaşanmışlık beni o kadar etkiledi ki şarkıya dönüştü” sözleriyle özetledi. Sanatçı, müzikte his ve yaşanmışlığın önemine dikkat çekerek, “Bugüne kadar yazdığım şarkıların dinleyici üzerinde etkili olmasının nedeni, hepsinin bir yaşanmışlığın ürünü olması” dedi.




Günümüz müzik piyasasını da değerlendiren Aslan, çoğu şarkının ticari kaygılarla üretildiğini vurguladı. Ancak buna karşın hâlâ kaygısız ve değerli müzik üreten isimlerin olduğunu belirtti. “Ben şarkılarımın kısa sürede milyonlara ulaşmasından çok, klasikleşmesini önemsiyorum. Kalıcı eserler zaman içinde değer kazanıyor. Şarkılarım da yavaş yavaş dinleyiciye ulaşıp büyüyor” ifadelerini kullandı.

Bodrum’da en iyi film ödülü sahibini buldu!

Bodrum Sinema ve Kültür Derneği tarafından; T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın değerli desteğiyle, Muğla Valiliği, Bodrum Kaymakamlığı, Muğla Büyükşehir Belediyesi, Bodrum Belediyesi ve Kos Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen Bodrum Uluslararası Film Festivali, Bodrum Nurol Kültür Merkezi’nin yapılan kapanış töreni ile sona erdi. Sinemanın yalnızca bir görsel anlatım değil; aynı zamanda bir kültür, hafıza ve ifade biçimi olduğunu hatırlatan bu özel gecede, ödüller de sahiplerini buldu.




Altı gün boyunca altı farklı mekanda gerçekleşen festivalde; 15 ülkeden 19 film 34 gösterim ve sinema sektöründen onlarca uluslararası konuğun katılımıyla gerçekleştirilen soru-cevap ve atölye çalışmaları ile binlerce sinemasevere ulaştı. Sunuculuğunu, her yıl olduğu gibi bu yıl da festivale gönülden destek veren, deneyimi ve samimiyetiyle organizasyona ayrı bir değer katan Hakan Bilgin ile genç ve enerjik sunumuyla geceye taze bir soluk getiren Nevcan Su Özer üstlenirken, yorumcu Şenay Lambaoğlu da güçlü sesiyle törene bambaşka bir renk kattı.

Festivalin yıllardır emekle büyüttüğü bu anlamlı gecede, Kültür ve Turizm Bakanlığı temsilcisi ile Bodrum Belediye Başkan Vekili de onur konuğu olarak yer aldı. Festivalin jürisi Hülya Uçansu, Fadik Sevin Atasoy, Reza Mirkarimi, Elise Jalladeau ve jüri başkanı başkanı Tony Gatlif, en iyi film ödülünün yanı sıra bir filmi de Jüri Özel Ödülü’ne layık gördü.

Kazanan Filmler ve Jüri Gerekçeleri!

Uluslararası yarışma seçkisinde öne çıkan yapımlardan yönetmenliğini Alexandros Voulgaris’in yaptığı Yunanistan yapımı “They Come Out of Margo / Margo” filmi Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü. En İyi Film ödülü ise; ödül heykelciğinin yanı sıra 10.000 Euro ödülüne hak kazanan, yönetmenliğini Elsa Kremser ve Levin Peter’ın yaptığı Avusturya – Almanya yapımı “White Snail / Beyaz Salyangoz” filmine verildi.

Jüri Özel Jüri Ödülü için Jürinin Gerekçeli Kararı.

“They Come Out of Margo sinematik bir sanat eseri. Bu cesur girişim, geleneksel hikâye anlatımının alışılmış tarzının dışına çıkarak büyücülük gibi etkisi güçlü bir konuyu ele alıyor. Herkes büyücülükten korkar. Bu film, yakamadıkları cadıların kızı olan bir kadının ruhunu anlatmaktadır.”




En İyi Film Ödülü için Jürinin Gerekçeli Kararı:

“Misha, Masha – onlar bizim çocuklarımız, kuzenlerimiz. Biz sanatçılar, sinemacılar olarak, çoğu zaman reddedilen, dışlanan, bastırılan, marjinalleştirilen ifade biçimlerine yakınız. Ve bu film, sanatın yaşayan bir ölü olmadığını kanıtlıyor.”

Bodrum Uluslararası Film Festivali, yalnızca gösterimlerden ibaret bir etkinlik değil; aynı zamanda düşünsel bir zemin, kültürel bir buluşma ve sanatsal bir meydan okumaydı. Festival süresince gösterilen her film, yalnızca bir hikâye değil; bir karşı duruş, bir hatırlayış, bir çağrı olarak Ege’nin kadim rüzgarları arasında katılımcıların belleğinde yer etti. Bodrum Uluslararası Film Festivali önümüzdeki yıl yeniden, sınırları aşan hikâyelerle, anlatılmamış seslerle ve sinemanın dönüştürücü gücüyle izleyicilerini bekliyor olacak.

 

Usta oyuncu Tayfun Sav’a sanat hayatının 47. yılında anlamlı ödül!

Kültür, sanat ve edebiyat dergisi Ayar Dergi tarafından düzenlenen “Ayar Ödülleri”, Kadıköy Sineması’nda gerçekleştirilen görkemli bir törenle sahiplerini buldu.

Törende, farklı kategorilerde verilen ödüller sahiplerine takdim edilirken, yaşam boyu meslek onur ödülü, sanat hayatının 47. yılını geride bırakan usta oyuncu Tayfun Sav’a verildi. Rol aldığı Kurtlar Vadisi ve Kavak Yelleri gibi dizilerle hafızalarda yer eden Sav, ödülünü büyük alkışlar eşliğinde aldı.




Sav, ödül konuşmasında duygusal anlar yaşadı. Usta oyuncu, “47 yıllık sanat hayatım boyunca öğrendiğim en önemli şeylerden biri de insan olmayı başarmanın ve değerlerine sahip çıkmanın her şeyden önce geldiğidir. Yaradan’dan ötürü her canlıya saygı duymak, bayrağımıza ve ülkemize sahip çıkmak, bu toprakların değerlerini korumak hepimizin görevidir. Para elbette gereklidir ama asıl değer, geride bırakacağımız izlerdir. Sanat yoluyla gelecek nesillere eserler bırakabilmek, bu dünyadan göçerken arkamızda kalıcı ve anlamlı bir miras bırakabilmek çok kıymetlidir. Hepimizin sonunda varacağı yer bir avuç topraktır; önemli olan, bu topraklarda bıraktığımız eser ve izlerdir.” ifadelerini kullandı.

Sektörün kuralları onların sorunu, ben içimden geleni yapıyorum!

Müzik dünyasının samimi isimlerinden Murat Yürük, Gazeteci Abdussamed Tosun’a verdiği röportajda günümüz müzik piyasasına dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Doktorluk mesleğiyle de tanınan sanatçı, sosyal medya fenomenlerinden ticari baskılara kadar pek çok konuya eleştirel bir gözle yaklaştı.

Yürük, günümüzde müziğin markalar ve sosyal medya ile iç içe geçtiğini belirterek, “Müzisyen olmayan müzisyenler, anlamsız reklam projeleri ve zekasından şüphe ettiğim fenomenler… Bunların hiçbirini sevemem veya saygı duyamam” dedi.




Pop müzikte şarkıların ömrünün kısalmasına dikkat çeken Yürük, bunun hem piyasa dinamiklerinden hem de dinleyici alışkanlıklarından kaynaklandığını söyledi. Dijital platformların güçlü bir yönlendirici olduğuna vurgu yapan sanatçı, “Yine de iyi işler, uzun vadede dinleyicinin hafızasında kalabiliyor; rakamlar tek belirleyici değil” ifadelerini kullandı.

Ticari kaygılarla hareket etmediğini belirten Yürük, “Şarkılarımı insanlar severse mutlu olurum, sevmezlerse de kızmam. Ticari baskılara göre davranmak benim için çekici değil. Önemli olan, samimi kalabilmek” dedi. Dijital çağın hızlı tüketimine de değinen sanatçı, bu durumun şarkıların ruhunu gölgelediğini söyledi: “Milyonlara ulaşmak önemli ama benim için kalıcı olmak daha değerli. Bir şarkının anlamı insanların ruhunda iz bırakmalı.”



Sanatın dijital çağda kaybolmadığını, aksine demokratikleştiğini savunan Yürük, müziğin toplumsal rolünü ise şu sözlerle anlattı: “Müzik hem yön verebilir, hem motive edebilir, hem de toplumun ruhunu yansıtabilir. Bugün dijital çağın şarkıları, cinsellik ve suç gibi temaları işliyor. Yarın bu şarkılar, 2020’lerin ruhunu anlatan birer dönem hatırası olacak.”

Kendisini “müzik sanatının tarafında” gördüğünü belirten Yürük, sektörden ciddi gelir elde etmese de müziği tutkuyla sürdürdüğünü ifade etti: “Sektörün kuralları, sektörün sorunu. Ben ise kalpten gelen müzik üretmekten vazgeçmem.”

Güllü son röportajında “anneme kavuşacağım günü bekliyorum” demişti!

Arabesk müziğin sevilen isimlerinden Güllü evinin balkonundan düşerek hayatını kaybetti. Ani ölümü ile sevenlerini yasa boğan sevilen sanatçı, katıldığı bir televizyon programında annesine olan özlemini dile getirmişti.

Güllü, konuşmasında “Evime gidelim buzdolabımı açalım, bir kutunun içinde bit kutu isot var. O isot’u ne atabiliyorum nede kullanabiliyorum. Annemin bıraktığı gibi buzdolabında, annem koymuş. O orda duruyor, onun orda durması bile benim için annemin o evde hala var olması demek. Bu geçmeyecek bir yara, anneme kavuşacağım günü bekliyorum” ifadelerini kullanmıştı.

 

 

Ayna Grubunun Avrupa turnesine vize engeli!

21-24 Eylül tarihlerinde Almanya ve Hollanda’da konserler vermesi planlanan Ayna, vize sorunları nedeniyle Avrupa turnesini iptal etmek zorunda kaldı.

Köln, Berlin, Frankfurt ve Amsterdam’da gerçekleşecek konser turnesi için Ağustos ayında vize başvurusunda bulunan ekip ilk başvurudan olumsuz yanıt aldı.




Yeniden başvuru yapan Ayna üyeleri, konser tarihlerine yakın bir zamanda da vize onayını alamayınca, Avrupa turnesini iptal etmek zorunda kaldı. Ayna, yeni konser tarihlerini belirlemek için çalışmalarını sürdürüyor.

Kurtlar Vadisi’nin Mito’su Tayfun Sav: Bir karakteri halkın kalbine işlediğinizde unutulmaz olur!

Gazeteci Abdussamed Tosun’un sorularını yanıtlayan usta oyuncu Tayfun Sav, Türk televizyonunun kült yapımlarından Kurtlar Vadisi’nde canlandırdığı “Mito” karakterinin hem kendi hayatında hem de Türk televizyon tarihinde taşıdığı özel anlamı anlattı. Sanat yaşamının 47. yılını geride bırakan Sav, rolün hem kendi hayatında hem de Türk televizyon tarihinde taşıdığı anlamı anlattı.




Tayfun Sav, “Mito benim için bir dönüm noktasıydı. Sadece bir karakter değildi; devletin derin dengelerini, istihbarat ilişkilerini, vatan sevgisini ve güç çatışmalarını yansıtan çok katmanlı bir roldü. Aradan 22 yıl geçmesine rağmen insanlar hâlâ sokakta bana o karakterin repliklerini hatırlatıyor. Bu bir oyuncu için en büyük ödüldür. Çünkü bir karakteri halkın kalbine işlediğinizde, zaman ne kadar geçerse geçsin, unutulmaz olur” sözleriyle, rolün kendisi için taşıdığı önemi vurguladı.




Türk televizyon tarihine damga vuran Kurtlar Vadisi, yayınlandığı dönemde milyonları ekran başına kilitleyen bölümleriyle hafızalarda yer etti. 2003 yılında başlayan dizi, derin devlet, istihbarat, derin devlet ve güç dengelerini işleyerek yalnızca bir televizyon yapımı olmaktan öteye geçti; toplumsal hafızada bir dönemin aynası oldu. Kurtlar Vadisi, sadece aksiyon sahneleriyle değil unutulmaz replikleri, güçlü kadrosu ve derin hikâyesiyle izleyicide iz bıraktı. Polat Alemdar, Süleyman Çakır ve Mito gibi karakterler diziyi bir fenomen haline getirdi.

İbrahim Erkal’ın “Unutmayacağım” eseri “Bildiğin gibi değil” filminde yeniden hayat buluyor!

Türk müziğinin unutulmaz isimlerinden İbrahim Erkal’ın eseri “Unutmayacağım”, bu kez sinema dünyasında yankı buluyor. İstanbul Film Festivali’nden “En İyi Senaryo” ve “En İyi Erkek Oyuncu” ödülleriyle dönen “Bildiğin Gibi Değil” filminin müziklerinde yer alan eser, filmin oyuncuları Serdar Orçin, Alican Yücesoy, Hazal Türesan ve yönetmen Vuslat Saraçoğlu tarafından seslendirildi.




Söz ve müziği İbrahim Erkal’a ait olan “Unutmayacağım”, filmdeki dramatik anlatımın kalbinde yer alarak izleyicilere unutulmaz bir deneyim yaşatıyor. Eserin kayıtlarında Anıl Şenarsoy (gitar) ve Onur Gündüz (ud) enstrümanlarıyla yer alırken, mix ve mastering çalışmaları Erman Aydöner tarafından gerçekleştirildi. Çalışmanın stüdyo kayıtları ise Lavega Project’te yapıldı.




Ulus Müzik etiketiyle yayınlanan “Unutmayacağım”, tüm dijital platformlarda dinleyicilerle buluşuyor. Film ise Streç Film yapımcılığında, İbrahim Erkal’ın doğum günü olan 10 Ekim’de vizyona girerek usta sanatçının hatırasını sinema perdesinde yeniden yaşatacak.

Page 1 of 132

Powered by WordPress & Theme by Anders Norén