Etiket: neşet ertaş

Eski şarkılar Cem Yenel’in sesi ile yeniden hayat buluyor!

Pop müziğin ikon olmaya aday genç ismi Cem Yenel, son dönemde yayımladığı şarkıları ile art arda viral olmaya devam ederken bir yandan da sosyal medya hesabından milyonlar izlenen cover çalışmalarını takipçileriyle buluşturuyor. Cem Yenel, Azerbaycan türküsü olan Ayrılık, Neşet Ertaş’tan Neredesin Sen, Teoman’dan İstanbul’da Sonbahar, Zeynep Dizdar’dan Vazgeç Gönül, Ahmet Kaya’dan Beni Vur, Volkan Konak’tan Dido, Nil Karaibrahimgil’den Akbaba gibi döneme damgasını vurmuş farklı müzik türlerine ait kült şarkıları kendine has tarzı ve vokali ile seslendiriyor.




Yılın yarısını İrlanda’da, yarısını Türkiye’de geçiren ve iki ülke arasında mekik dokuyan Cem Yenel, hem Türkiye’deki hem de İrlanda’daki arkadaşlarıyla mutfakta kahve içerken şarkılar söylüyor ve onların doğal reaksiyonunu da yansıtıyor. Her videosu milyonlar izlenen ve yüz binlerce beğeni alan sanatçı, sosyal medya hesabından başlattığı bu seriyi genişleterek tozlu şarkıları gün yüzüne çıkarmaya devam edecek. Son dönemde hem kendi şarkıları hem de cover çalışmaları ile hızlı bir yükselişe geçen Cem Yenel, hazırlıklarını tamamlamak üzerinde olduğu sürpriz projelerini yakın zaman sonra takipçileriyle buluşturacak.

“İlham Veren Ozanlar” için buluştular!

Söz yazarı ve besteci Murat Evgin, Serdar Öztop Anadolu Rock Orkestrası’nın konuğu olarak, geçtiğimiz akşam Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen “İlham Veren Ozanlar” temalı konserde sahne aldı.




Serdar Öztop’un, 20. yüzyıla damgasını vurmuş üç ozanımız; Aşık Veysel, Aşık Mahzuni Şerif, Neşet Ertaş’ın eserlerine yaptığı rock temelli orkestral düzenlemeler ve bu kültürün yansıması olarak yarattığı orijinal eserlerden oluşan “İlham Veren Ozanlar” temalı konsere; Cahit Berkay, Nejat Yavaşoğulları, Murat Evgin, Ogün Sanlısoy, Rojin, Ozan Bircan, Burak Gürpınar konuk sanatçı olarak katıldılar. Sanatçılar, konserin finalini tüm salonla birlikte söyledikleri Aşık Veysel’in “Keklik İdim Vurdular” türküsü ile yaptılar.

Usta sanatçı Neşet Ertaş’ın ”Garip Bülbül” isimli albümü yayında!

Usta sanatçı Neşet Ertaş’ın makara bantlara kaydedilmiş eski dönemlerde seslendirdiği hem kendi eserleri hemde halk türküleri ”Garip Bülbül” isimli albümde toplandı.




Toplamda 13 şarkı’dan oluşan albümde Neşet Ertaş’ın sevilen bestelerinin yanı sıra ustası yani babası Muharrem Ertaş’ın ”Suda balık oynuyor” adlı ritmik eseri, Aşık Veysel’in ”Bir kökte uzanmış” adlı eseri ve dillere pelesenk olmuş ”Bir çift turna gördüm” gibi halk türküleri Neşet Ertaş yorumu ile buluştu. ”Garip Bülbül” isimli albüm geçtiğimiz günlerde Kalan Müzik etiketi ile tüm dijital platformlardaki yerini aldı.

Yener Gedik, ”Ben çocukken elimde bağlama dilimde Neşet baba vardı”

Son dönemin iddialı çıkış yapan sanatçılarından biri olan Yener Gedik, sözleri ile dikkat çekti. Gedik, kendisi ile ilgili yaptığı samimi açıklamaların yanı sıra, müzik piyasası ile ilgili kullandığı ”Gerçekten isterdim ki bugün şarkı söyleyen herkes bu işin mutfağında yetişsin emek versin sonra yemek yesin ama malesef herkes için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.” ifadeleri kullanarak son dönemlerde müzik adı altında yapılanlardan rahatsızlığını dile getirdi.

 

Röportaj: Abdussamed Tosun

 

Abdussamed Tosun: Öncelikle biraz müzikal kariyerinden bahsedelim, müzik ile ne zaman tanıştın, her şey nasıl başladı ?
Yener Gedik: Bir Kırşehirli olarak müzikle tanışmam çok da zor olmadı açıkçası, çocukluğumdan beri hayalim bağlama çalmaktı. 9, 10’lu yaşlarda kursa gitmeye başladım ve içimdeki müzik aşkı ile çok çabuk öğrenip sesimide aşkıma dahil ettim ve ortaya Neşet Ertaş aşkı ile büyüyen bir genç çıktı. Daha sonra Kırşehir’de bulunan Neşet Ertaş güzel sanatlar lisesini uygulamalı sınavını kazanıp orda eğitimimi sürdürdüm.

 

Abdussamed Tosun: Senin için müzik nedir? Müzik ile tanışman hayatının dönüm noktalarından biri diyebilir miyiz?
Yener Gedik: Müzik benim hayatımın tam olarak kendisi demek desem yalan olmaz sanırım, sadece işim değil, tarif etmem gerekirse, aşkım, evim, sevgilim, yemeğim gibi bir çok örnekle bunu ifade edebilirim. Benim bu yapmış olduğum şey asıl beni ortaya çıkardı. Müzikle tanışmam gerçekten hayatımın en büyük dönüm noktası diyebilirim.




Abdussamed Tosun: O zaman en başa dönelim, Yener Gedik kimdir? Nasıl bir ailede büyüdü? Bize biraz Yener Gedik’i anlatır mısın?
Yener Gedik: Kırşehir’in Kaman ilçesinde dünyaya gelen iç Anadolu’nun bir evladı. 3 erkek kardeşiz bir küçüğüm ve benden olduğunca farklı bi ikizim var annemde Kırşehir’in kaman ilçesinden. Ailemden daha açık bahsedecek olursam babasız büyüdük ve hayat olduğu kadarından daha zordu. Annemiz hem annelik hem babalık yapmıştır, hala da yapmaya devam etmektedir. Müzik hayatına daha çabuk atılmak istedim lakin hayat şartları bunu ertelemem gerektiğini önce çalışıp aile büyüklüğü yapmam gerektiğini söyledi.

 

Abdussamed Tosun: Birazda yeni şarkından bahsedelim. Öncelikle son zamanlarda dinlediğim nadir güzel şarkılardan bir tanesi diyebilirim, emeğinize sağlık. Şarkının hikayesinden bahseder misin ? Böyle bir proje nasıl ortaya çıktı ?
Yener Gedik: Öncelikle şarkımı beğendiğiniz için teşekkürlerimi sunuyorum. Açıkçası bu projenin çok bi hikayesi yok. bi çok şarkı, türkü, şiir seslendirdim ve projeler yaptım ama eksik olan bişey vardı. Büyüdüğüm yetiştiğim topraklara ait bi iz bırakmak istedim, bilinsin ve hatırlansın diye. Her şey çok spontane gelişti yapmak istedim ve yaptım.

Abdussamed Tosun: Şarkının mutfak aşamasından başlayarak, müzikseverlerle buluşuncaya kadar geçen zamanı anlatır mısın ?
Yener Gedik: Gerçekten isterdim ki bugün şarkı söyleyen herkes bu işin mutfağında yetişsin emek versin sonra yemek yesin ama malesef herkes için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Ben daha 9 yaşında iken elim de bağlama dilimde Neşet Baba vardı. Birgün okuldan kaçıp Neşet Ertaş’ın konserine gittim ve orada söz verdim kedime, bende birgün orda aynı sahnede şarkılar söyleyip, türküler okuyacağım diye ve kendime verdiğim sözü tuttum. Hatta orada sahneye de çıktım, Neşet Ertaş türküsüde okudum. Velhasıl lise bitikten sonra İzmir’de üniversiteyi kazanıp konservatuar okumaya başladım ama orda işler istediğim gibi olmadı. Çünkü insanlara kendimi sesimi aşkımı ispat edemedim ve kendimi yıllarca sokaklara attım sokak müzisyenliği yaptım. Yağmur çamur soğuk demeden ayarlarca yıllarca son sesime kadar şarkı söyledim ve insanlar bana ulaştı o mekan bu mekan orası burası o şehir bu şehir derken çocukken bağlama çalan, üniversite hayatı yolunda gitmeyen, sokaklarda o perişan olan adam talep görmeye başladı ve kendimi sahnelerde buldum. Artık şarkılarım olsun kliplerim olsun isteniyor ve bende sevenlerimi dinleyicilerimi bundan mahrum etmiyorum, etmeyeceğim.

Abdussamed Tosun: Klip çekimlerinden bahsedelim, nerede nasıl çekildi biraz anlatır mısın ?
Yener Gedik: Klip çekimlerini olduğunca işine hakimi işinin hakkını veren yönetmenlerle yapıyorum. Çekim yerlerini olabildiğince şarkının kendisiyle bütünleşebileceği yerleri seçmeye özen gösteriyorum. Çünkü bu gerçekten önemli bir konu, enerjisi olan bir şarkıyı terkedilmiş bir viranede yapamazsın. Yada yoğun dram duygu içeren bi şarkıyı teknede bi parti konsepti ile yapamazssın.

 

Abdussamed Tosun: Son olarak yeni projelerinden bahsedelim, müzikseverleri ne gibi sürprizler bekliyor?
Yener Gedik: Evet, çok güzel projelerimiz var ama en önemlisi kendime ait olan bir eser. Kendi kalemimden kendi kalbimden bir şarkı geliyor. Hem gençlerin hemde belli bir yaşın üzerinde bulunan insanlarımızın bıkmadan dinleyebileceği bir eser olacak, lütfen takipte kalsınlar.

Usta sanatçı Neşet Ertaş’ın hayatı sinema perdesinde!

Neşet Ertaş’ın yaşamını beyaz perdeye taşıyacak film için mahkemeden karar çıktı. Neşet Ertaş’ın filminin çekilmesini istemeyen ailesi, babalarının film yapılmaması konusunda vasiyeti olduğu gerekçesi ile konuyu mahkemeye taşımıştı. Mahkeme, 2012 yılında vefat eden Neşet Ertaş’ın hem özel hem de müzik hayatına dair bilinmeyenlerinin anlatılacağı filmle ilgili kararını verdi.




Mahkeme, itirazı reddederek ‘Garip Bülbül, Neşet Ertaş’ adlı filmin çekilebileceğine hükmetti. Senaryosunu Fulya Özcan ile Mert Dikmen’in yazdığı filmin çekimlerine başlandı. Yakın bir tarihte gösterime girmesi planlanan filmde Ertaş’ın gençliğini Bektaş Dolu, yaş aldığı yılları Ramazan Bağgül canlandıracak.

23 Aralık’ta sinemalarda!

Filmin başrol oyuncusu Ramazan Bağgül sosyal medya hesabı üzerinden film ile ilgili bir paylaşım yaparak, altına ”23 Aralık sinemalarda hayırlısı ile” notunu düştü.

“Ahirim Sensin” türküsünün gerçek hikayesini biliyor musunuz?

Bir dönem baba-oğlun arası Neşet Ertaş’ın Leyla isminde bir kıza aşık olması ile bozuldu. Aralarında bir gerginlik doğan baba ve oğul çareyi türküler aracılığıyla iletişim kurmakta buldu. Bu aşık atışmasının sonucunda ise binlerce kez dinlenen ve her dinleyişinde insanları bambaşka diyarlara götüren “Ahirim Sensin” türküsü ortaya çıktı.




Bu aşık atışmaların hikayesi aslında Neşet Ertaş’ın Leyla’ya aşık olduğunu babasına söylemesi ile başlar. Baba Muharrem Ertaş, duruma şiddetle karşı çıkar ve oğluna ‘evladım’ hitabıyla bir türkü yazar:

“Temiz ruhlu, saf kalplisin şöhretsin
Hakkın vardır evlenmeye evladım
Mevlam sana yapanları kahretsin
Aslı bozuk alma dedim evladım

Dokunsalar nazif tene kir gelir
Bizden önce ceddimize ar gelir
Köle olmak şanımıza zor gelir
Aslı bozuk alma dedim evladım”

Babasının sevdiği kıza ‘aslı bozuk’ demesi Neşet Ertaş’ı inanılmaz bir şekilde yaralar. O da babasına ‘analar insandır, biz insanoğlu’ diyerek yazdığı türküyle cevap verir:

“Ulu arıyorsan analar ulu
Sevmişiz biz onu olmuşuz kulu
Analar insandır biz insanoğlu
Aslı bozuk deme gel şu insana

Aşkı kimden aldın sevgiyi kimden
Aslı bozuk deme gel şu insana
Soracak olursan eğer ki benden
Aslı bozuk deme gel şu insana

Yazımızı felek yazdı Mevlâdan değil
Senin dediklerin evladan değil
Her hata suç bende Leyla’dan değil
Aslı bozuk deme gel şu insana”

Muharrem Ertaş, oğlunun ‘ulu ana’ göndermesine boyun eğer ve ‘Küsmedim Neşedim kahrettim sana’ sözleriyle üzüntüsünü anlatır:

“Küsmedim Neşedim kahrettim sana
Baban değil miydim sormadın bana
Olan olmuş yavrum ne deyim sana
Sen aklını yitirmişin evladım”

Neşet Ertaş babasının karşı çıkmalarına rağmen Leyla ile evlenir. Ancak bir süre sonra ayrılırlar. Bu ayrılığın sonucunu ve hikayesini anlatan “Ahirim Sensin” türküsü günümüze kadar ulaşır.

Powered by WordPress & Theme by Anders Norén