Etiket: sağlık

Kanserle mücadele de Türk doktora büyük ödül!

Dünya sağlık örgütü tarafından kanserle mücadele de dünyanın en iyileri arasında gösterilen Türk Doktor Yadigar Genç’e anlamlı ödül. Geçtiğimiz 5 yılın en fazla konuşulan kanserle mücadele konusundaki en başarılı Türk doktorlarından olan Yadigar Genç, Türkiye’ye sağlık ve kanserle mücadele konusunda ki çalışmalarından dolayı ödül almak üzere geldi.




Ülkeme ve milletime en iyi şekilde hizmet etmek ve faydalı olmak için elimden geleni yapıyorum diyen Genç, bu yıl 10-18 yaş aralığında durumu olmayan 5 Türk çocuğunu ücretsiz tedavi edeceğini belirtti. Kanserle mücadele ettiğim tüm süreç içerisinde tanık olduğumu duygusal olaylar ve gelişmeler beni oldukça duygusal bir süreçte ve derinlikte tutuyor. İyileştirdiğimiz her hastada bir kat daha fazla mutlu oluyorum. Uzun süredir Türkiye deki gazeteci bir dostumun önerdiği durumu olmayan 5 Türk evladımızın geleceği ve yaşamına dokunmak için bu konuda bir kara aldım. Bu yıl içerisinde bunu da uygulayacağım inşallah dedi.




Dünya Sağlık Ödüllerin de İnovatif kanser tedavilerinde başarı ödülü alan Yadigar Genç, kanserle mücadele de en başarılı doktorlar arasında gösteriliyor. Dr. Genç, kanser tedavilerinde geliştirdiği İnovatif tedavi ve Lazerle tedavi konusunda dünyanın en iyi 7 doktoru arasında gösterilmekte. Bu yıl Grevenbroich’de açtığı yeni klinik ile çalışmalarına tüm hızı ile devam eden Genç, Türkiye’den davet edeceği durumu olmayan 5 çocuk hastasına da tedavi konusunda ücretsiz hizmet vererek tedavilerini üstlenecek ve kanserden kurtulmalarında etkin ve önemli bir pay sahibi olmaya çalışacağını belirtti.

Türk doktorun Avrupa’da çığır açan ilçasız lazerli kanser tedavisi dünya tıp gündeminde!

Son 10 yıl klasik konvansiyonel kanser tedavilerinin başarı oranı kanser hücrelerinin evrim geçirmesinden dolayı gittikçe azalmaya başladı. Önümüzdeki 10 yılda kanserli hasta sayısının ise % 100 oranında artması kaçınılmaz ve istatistik olarak beklenen oran ve sayı olarak bilinmekte. Klasik konvansiyonel tedavilerin yerini Almanya da yaşayan dünyanın en iyi 7 kanser tedavi doktoru arasında gösterilen Dr. Yadigar Genç in geliştirdiği ve bir çok dalda ödül alan ilaçsız kanser tedavi yöntemi sağlık otoriteleri tarafından gündemden düşmüyor.




Yeni yöntem ile tedavide başarı şansı diğer tedavi yöntemine göre % 50 artmakta. Kanserli kök hücreler kendini kemoterapide kendini saklarken yeni yöntem ile kök hücreleri tespit edip imha etme yolu ile tedavide kesin sonuca en yakın yol uygulanmakta. Hasta olan bireye verilen ilaç ile 4 saat minimum 72 saat arasında vücutta dolaşım yaparak tüm kanserli ve kök hücrelere yapışmak sureti ile beraber dolaşımda yer almakta. Vücuda enjekte edilen damar yolundaki özel lazer ışını ile ise vücutta bir giyotin köprüsü oluşturulmakta ve dolaşımda o bölgeden geçen kanser hücreleri tamamı ile lazer giyotininde imha edilip patlatılmakta ve kanser hücrelerinin bir daha aktif hale gelemeyeceği şekilde imha edilmekte. Kanser hücreleri bir daha vücudun diğer bölgelerinde metastas yapamamakta ve hastalık sona ermekte.




Tedavide kullanılan partiküller lazer ışığına duyarlı, doğal ve yan etkisi olmadığından tedavi sürecinde diğer organlara yan etki yapmıyor. Vücuttan doğal yollar ile dışarı atılıyor ve hastaya hiç bir zararı bulunuyor. 2018 yılında iki ayrı Nobel ödülü alan tedavi yöntemi tedavide olumlu cevap verdiği kanser, diyabet, kronik karaciğer, böbrek rahatsızlığı, polinörotopi, fibramayalji, ms hastalığı gibi hastalıklarda çözüm sağlanmış birçok hasta tarafından da Avrupa tercih edilmekte ve Avrupa sağlık örgütü tarafından kabul edilen en yeni ve en iyi tedavi yöntemleri arasında kabul edilmekte.

Haber: Hasret Dilek Delier

Medikal estetik hekimi Zeynep Azaklı’dan estetik müdahaleler hakkında önemli bilgiler!

Medikal Estetik Hekimi Zeynep Azaklı, estetik tıbbi müdahaleler hakkında önemli bilgileri paylaşıyor. Estetik amaçlı müdahaleler, doğuştan veya sonradan meydana gelen görünüş bozukluklarını düzeltmek amacıyla yapılırken, bazı insanlar daha iyi hissetmek ve daha güzel görünmek için hiçbir görünüş bozukluğu olmasa bile bu tıbbi müdahalelere başvurabilmektedirler.




Estetik müdahalelerde en önemli noktalardan biri, doğal görünümü korumaktır. Medikal Estetik Hekimi Zeynep Azaklı, bu konuda, “İnternet ve sosyal medya, estetik standartlarını etkileyebilir ve bu standartlar genellikle abartılı olabilir. Doktorunuzun sizi doğru bir şekilde yönlendirmesi ve sizin de doktorunuza güvenmeniz önemlidir” diyor. Hyaluronik asit enjeksiyonları, estetik tıbbın temel yapı taşlarından biri olsa da sadece dolgu ile yüzü şekillendirmeye çalışmak sorunlara neden olabilir. Dozunda ve yeterli miktarda hyaluronik asit kullanmak önemlidir.

Yüz sıkılaştırma, cildin kolajen içeriğini artırma ve yüz hatlarını vurgulama amacıyla enerji bazlı cihazlar ve diğer tedavi yöntemleri de kullanılabilir. Yanak yağlarıyla ilgili olarak, Medikal Estetik Hekimi Zeynep Azaklı, ameliyatsız yanak inceltme işleminin ağız içinden yapıldığını belirtiyor. Yanak bölgesini inceltmek için yapılan bazı işlemlerde gereğinden fazla yağ alınması, şakaklarda çukurların oluşmasına ve yüzün daha yaşlı görünmesine yol açabilir. Bu nedenle, bu bölgedeki yağ yastıklarını sıkılaştırmak veya yağ depolanmasını azaltmak için mezoterapi ürünlerinden destek alınması öneriliyor.

Diyetisyen Beyza Nur Soyeşik’ten Kurban Bayramı’nda beslenme önerileri!

Kurban Bayramı’nda sağlıklı beslenme için tavsiyelerde bulunan Diyetisyen Beyza Nur Soyeşik, kurban etini, tüketeceğimiz zaman kızartma, kavurma yerine ızgara yada haşlama yöntemleriyle tüketmemizi önerdi. Diyetisyen Beyza Nur Soyeşik’ten Kurban Bayramı’nda doğru beslenme önerileri..




Eti hemen tüketmeyin!

Diyetisyen Beyza Nur Soyeşik, bayramın ilk günü et tüketimi ile ilgili yaptığı açıklamada, ”Öncelikle ne keserlerse kessinler veyahut satın alsınlar kesildiği anda tüketilmesini önermiyorum. Aksi takdirde henüz yumuşamamış et sindirim problemlerine sebep olur. Kesildikten sonra ilk 24 saat eti dondurmayalım ve tüketmeyelim.” dedi.

Mümkünse haşlama yada ızgara!

Beyza Nur Soyeşik, eti tüketeceğimiz zaman uzak durmamız gereken ve tavsiye edilen tüketim şeklinden bahsetti. Soyeşik, ”Tüketeceğimiz zaman kızartma, kavurma yerine ızgara, haşlama yöntemleriyle tüketelim. Yanında bol salatamız da soframızda yer alsın.

Sütlü tatlıları tercih edelim!

Soyşik, bayram’da en çok tüketilenlerin başında gelen tatlılara da değindi. Şerbetli tatlılardan ziyade sütlü tatlıları tercih edelim diyen Diyetisyen Beyza Nur Soyeşik açıklamasında: ”Tatlı tüketimine gelirsek daha çok şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edelim. Özellikle diyabeti, tansiyonu olan hastalar baklavalardan uzak dursun. Diyelim ki dayanamadık baklava tüketmek istedik yanında asitli içecekler yerine bir bardak ayran tüketebiliriz. Bayramın tadını tabiki çıkaralım ama porsiyon kontrolümüzü elimizden bırakmayalım.” ifadelerini kullandı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Twitter hesabından paylaştığı videoda “Kalp damar ve diyabet hastaları ve yaşlılar öğlen ve akşam öğünlerinde 90 gramdan fazla et tüketmemeli. ” tavsiyesinde bulundu.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Twitter hesabından yaptığı paylaşım şu şekilde: Kalp damar ve diyabet hastaları ve yaşlılar öğlen ve akşam öğünlerinde 90 gramdan fazla et tüketmemeli. Bu gruptakilerle sindirim problemi olanların yiyeceği et pişirilirken etin yağı sıyırılmalı, ilave yağ kullanılmamalı.

Diyetisyen Beyza Nur Soyeşik ile sağlıklı beslenme üzerine bir röportaj!

Yazın gelmesiyle birlikte beslenmemize biraz daha önem verdiğimiz bugünlerde “sağlıklı beslenmenin önemi nedir? Doğru diyet nasıl olmalı ve diyette sıklıkla yapılan hatalar hangileri? Ve günlük hayatımızda kontrolsüz şekilde tükettiğimiz ürünlerin bize geri dönüşü nasıl olur?” gibi soruları sizler için uzmanına sorduk.




Röportaj: Abdussamed Tosun
dskultursanat@yahoo.com

Abdussamed Tosun: Beyza Nur, öncelikle senin hikayenle başlamak istiyorum. Nasıl bir ailede büyüdün? Mutfakla, yemekle aran nasıldı? Diyetisyen olmaya nasıl karar verdin? Kısaca bize biraz kendinden bahseder misin?

Beyza Nur Soyeşik: Merhaba ben Diyetisyen Beyza Nur Soyeşik. 23 yaşındayım. 2022 yılında Artvin Çoruh Üniversitesi ‘Beslenme ve Diyetetik’ bölümünden mezun oldum. Diyetisyen olmaya karar verme sürecim 14-15 yaşlarında başladı. Aslında o yaşlar tam olarak doğruyu ve yanlışı ayırt edemediğimiz yaşlar oluyor ve en çok o yaşlarda yeme düzensizliğine rastlıyoruz. Bende o yaşlarda yeme düzensizliği çekiyordum çünkü ideal kilomda olmama rağmen sürekli kilolu olduğuma dair söylemler oluyordu. Ailem yemek yemeyi seven bir aile ve annem çok güzel bir aşçıdır. İç Anadolu Bölgesinde yaşadığımız için yemekler hamur ve et ağırlıklı oluyor. Bu sebeple yemekle aram küçüklüğümde de oldukça iyiydi. Fakat lise çağlarımda kilolusun söylemlerinden ötürü kendimi aç bırakmaya başlamıştım. Bazen günlerce yemediğim oluyordu. Vücut aç kaldığı içinde bir süre sonra çok fazla yeme isteği oluşuyordu. Tabi bu süreç benim için kolay geçmemişti. Konstipasyon, şişkinlik, halsizlik, sürekli uyuma isteği, depresyon gibi hem ruhsal hem fiziksel hastalıklara yol açıyordu. Tam bu süreçte diyetisyen olmak ve doğru olanı öğrenmek istediğime karar verdim.

 

Abdussamed Tosun: Çocukken yemeklerle aranız nasıldı, iştahlı bir çocuk muydunuz yoksa çok yemek seçer miydiniz? O yıllarda çok severek yiyip de hala vazgeçemediğiniz yiyecekler nelerdir?

Beyza Nur Soyeşik: Şimdi olduğu gibi çocukken de yemeklerle aram iyiydi. Sanılanın aksine diyetisyenlerin iştahsız ve az yediğine dair söylemlerinin doğru olmadığının kanıtıyım diyebilirim. Yaprak sarmasını küçükken çok severdim ve hala vazgeçemiyorum. Yaprak sarmasının benim için porsiyonu yoktur. Diğer tüm yiyeceklerde dengeyi kurabiliyor ve porsiyonunu ayarlayabiliyorum.

Abdussamed Tosun: Kahvaltıda ne yiyorsun? Güne nasıl başlıyorsun? Bizimle kendi beslenme alışkanlıklarını ve rutinlerini paylaşır mısın?

Beyza Nur Soyeşik: Bana göre kahvaltı günün en önemli öğünü diyebilirim. Çünkü neredeyse tüm besin ögelerini içeren bir öğün. Kahvaltı yapmadan önce iç organlarımı uyandırmak adına bir bardak su içerim. Kahvaltıda yumurtamı eksik etmemeye çalışırım. Az yağlı peynir, zeytin, domates ve en önemlisi yeşillikler benim için vazgeçilmezdir. Taze nane, roka, tere yemeye bayılırım. Bahçemizde de yetiştiririz. C vitamini açısından en yüksek besin olan yeşil biberi yaz aylarında taze taze tüketirim. Ekmek olarak doyurucu ve lif oranı yüksek tam buğdaylı ekmek tercih eder bazen evde kendim pişiririm. İştahımın olmadığı ve tatlı tüketmek istediğim zamanlarda kahvaltımda yulaf kasesi tercih ederim. Rutin olarak günlük bir fincan şekersiz türk kahvesi içerim. Evde olduğum günler kahvaltı akşam yemeği arasında birkaç tane ara öğün yaparım ve genellikle süt ürünleri ve meyve tercih ederim.

 

Abdussamed Tosun: Sağlıklı beslenme bilincin nasıl oluştu? Sağlıklı beslenmenin vücudunda, zihninde ve ruhunda yarattığı ilk farkı hangi noktada ve nasıl anladın?

Beyza Nur Soyeşik: Sağlıklı beslenme bilincim aslında spor yapmaya başladığım zamanlarda tam olarak oluştu diyebiliriz. Sağlıklı beslenmenin egzersiz ile bir bütün olduğunu düşünüyorum. Spor yapmaya başladığımda bedenime çok fazla emek verdiğimi gördüm ve bunun sadece hareketten ibaret olmaması gerektiğini anladım. İlk olarak paketli gıdaları hayatımdan çıkardım. Yağlı yiyeceklerden uzak durmaya başladım. Sağlıklı yiyecekleri bir bir tanıdım ve daha çok beslenme düzenime ekledim. Vücudumda yarattığı ilk fark istediğimi özgürce giyebilmek ve aynada kendimi sevebildiğimi farketmek oldu. Zihnimde ilk yarattığı fark ise kendimi daha güçlü hissetmek ve bir şeyi istediğimde yapabildiğimi farketmekti. İradeli olabiliyordum. Ruhumda yarattığı ilk fark ise bedenimin temiz olduğunu hissetmekti. Bunları farkettikten sonra bu düzeni bırakmayı hiç istemedim ama tabi ki her insan gibi benimde iniş ve çıkışlarım oluyor. Yine de bir şekilde o motivasyonu bulabiliyotum.

 

Abdussamed Tosun: Sağlık beslenmenin önemi nedir, günlük hayatımızda kontrolsüz şekilde tükettiğimiz ürünlerin bize geri dönüşü nasıl olur?

Beyza Nur Soyeşik: Sağlıklı beslenmenin önemi saymakla bitmez çünkü bana göre hayatını düzene sokuyor. Kahvaltıda poğaça yiyip meyve suyu içmekle yumurta, avokado ve tam buğdaylı ekmek tüketmek aynı şey mi? Yerken hissettiğin şeyler bile aynı değil. Çünkü sağlıklı beslenirken hayatı kontrol eden sensin. Beslenmeni belirleyen, tabağını hazırlayan, buna karar veren sensin. Poğaça yerken karar veren ise katı yağlar. Karar verdikleri şey ise karın bölgende toplanmak. İşte kontrolsüz şekilde tükettiğimiz sağlıksız ürünlerin dönüşü tam olarak bu. Ve bu sadece görünen kısmı. Görünmeyen yani iç organlarında yarattıkları hasarlar kalp hastalığı, diyabet, böbrek, karaciğer hastalıkları olarak kendini belirgin bir şekilde gösteriyor.

 

Abdussamed Tosun: Beslenme düzenini sağlıklı hale getirecek bir insanın mutfağından eksik olmaması gereken gıdalar hangileri?

Beyza Nur Soyeşik: Mutfağımızı renklendiren, lif oranları yüksek mevsimine göre taze sebze ve meyveleri kesinlikle mutfağımızdan ve yemek masamızdan eksik etmemeliyiz. Bunun yanında protein açısından yüksek yoğurt, beyaz et, yumurta ve haftada 2-3 kez tüketmemiz gereken omega-3 oranı yüksek olan balık, sağlıklı yağlar içerek avokadonun olmasını tavsiye ederim. Enerji ihtiyacımızın büyük bit kısmını karşılaması için karbonhidrat olan yulaf, tam buğdaylı ekmek ve baklagilleri de eksik etmemeliyiz.




Abdussamed Tosun: Sağlıklı beslenmek isteyen kişiler bu konuda neler yapmalı ve nelerden uzak durmalı anlatabilir misiniz? Mesela neleri mutfaklarına sokmasınlar?

Beyza Nur Soyeşik: Spesifik olarak şundan uzak durmalılar diyemem çünkü insan doğasında neyi yasaklarsan ona çekilme arzusu vardır. Benim için yasaklı besin yok her zaman denge var. Sağlıklı beslenmek isteyen kişiler öncelikle bedenini dinlemeli buna göre sağlıklı bir beslenme planı oluşturmalıdır. Ben bedenimizin en iyi yol gösterici olduğuna inanırım. Çok fazla yediğimizde, acı bir besin tükettiğimizde, çok yağlı veya çok katı beslendiğimizde kesinlikle bedeninizden ters bir tepki alırsınız. Özellikle bir şeyler belirtmem gerekirse işlenmiş etler, hazır çorbalar, margarin, hazır et bulyonları mutfaklarına sokmasınlar diyebilirim.

 

Abdussamed Tosun: Doğru diyet nasıl olmalı ve diyette sıklıkla yapılan hatalar hangileri?

Beyza Nur Soyeşik: Doğru diyet kesinlikle kişiye özgü olandır. Yani komşunun diyetisyeni komşuna harika bir diyet listesi veriyor olabilir ama bu senin için doğru olacağı anlamına gelmez. Besinler aynı olabilir fakat miktarlar değişir. Diyette en sık yapılan hata kendini aç bırakmak ve hızlı bir şekilde kilo vermektir. Sonuçları tansiyon, karaciğer yağlanması ve verilen 10 kilonun 15 kilo olarak geri alınmasıdır. İlk olarak bu süreçte sabırlı olmalıyız ve başvurduğumuz beslenme uzmanının söylemlerini dikkate almalıyız.

 

Abdussamed Tosun: Kilo kontrolü dışında hangi durumlarda diyetisyene başvurulmalı?

Beyza Nur Soyeşik: Günümüzde diyetisyenlerin sadece kilo verdirdiğine dair büyük bir yanılgı var. Asıl olay şu ki aslında sadece kilo vermek için başvurulmamalıdır. Örneğin diyabeti olan, böbrek hastası, tansiyon hastası bireylerin kesinlikle bir diyetisyene ihtiyacı vardır. Kronik rahatsızlığı olan her birey kendi hastalığının sağlıklı beslenme düzenini kesinlikle bir diyetisyenden öğrenmelidir. Böylelikle sağlıklı toplumlar yetiştirebiliriz. Bilmeliyiz ki ruhsal, zihinsel ve fiziksel anlamda iyi bir ruh halinin olması sağlıklı beslenmekten geçer. Tüm bunların yanında sadece ve sadece sağlıklı beslenmeyi öğrenmek isteyen birisi de diyetisyene başvurabilir.

Abdussamed Tosun: Uzmana danışmadan evde kendi kendine uygulanan diyetleri nasıl yorumluyorsunuz? Bizim için uygun olmayan bir diyet listesini uyguladığımızda ne gibi sorunlarla karşılaşabiliriz? Sizin böyle bir danışanınız oldu mu?

Beyza Nur Soyeşik: Böyle bir danışanım oldu. Yine akran zorbalığı yüzünden kilo vermeye kalkmış ve bir arkadaşının diyet listesini uygulayıp hızlı bir şekilde kilo vermiş. Sonucunda ise tansiyon hastası olmuş. Nasıl bir hastalığımız olduğunda bunun uzmanına başvuruyorsak aynı şey yeme düzenimizde bir bozukluk meydana geldiğinde de diyetisyene başvurmalıyız. Bizim toplumumuz henüz diyetisyenin verdiği hizmeti fark etmiş değil. Hastalara neler öğrettiğimizi, hayatlarında nasıl büyük değişimler yarattığımızın farkında değiller. Bir çok hastalığın çıkış sebebi sağlıksız beslenmek ve biz insanlara hastalıkların meydana gelmemesi imkanını sağlıyoruz. Bu yüzden kesinlikle evde diyet uygulamak yerine devlet hastanesinin diyetisyenine ya da kendi bütçenizi de yormayan özel bir diyetisyene gitmenizi öneririm.

 

Abdussamed Tosun: Mesleğinizden arta kalan zamanlarda en çok nelere vakit harcar, ne yapmaktan zevk alırsınız?

Beyza Nur Soyeşik: Mesleğim artık yaşam tarzım haline geldi ve her şeyi onun için yapıyor gibiyim. Örneğin kitap okuyorsam genellikle sağlıklı beslenmek üzerine oluyor. Fakat bunun dışında yabancı dil öğreniyorum, yoga ve fitnessla ilgileniyorum.

 

Abdussamed Tosun: Son olarak hayat felsefenizin ne olduğunu sorabilir miyiz?

Beyza Nur Soyeşik: Hayat felsefem tam olarak şu: ‘‘ Bulunduğun anı tekrar yaşayamayacağının bilincinde olursan hayat sana daha anlamlı gelir. ’’ Bu yüzden anları kendine zehir etme, gittiğin yerde ne meşhursa ye, arkadaşlarınla o kahveyi iç, doğum günlerinde o bir dilim pastayı çöpe atma çünkü buna gerek yok. Önemli olan hayatın her alanında dengeyi yakalamaktır.

Ünlü Doktor Suada Gasimova; PRP İnsan Vucudu İçin Bir Mucize

Ünlü Medikal Estetik Doktoru Suada Gasimova PRP’nin insan vücudunda yarattığı mucizelere değinerek büyük değişimleri gözler önüne serdi. Doktor Suada Gasimova;’’ Vücut ağırlığımızın 1/3’ünü damarlarımızda dolaşan kan oluşturur. Kanın hücresel elemanları dışında kalan “plazma” adlandırılan sıvı kısmı aminoasit, karbonhidrat, elementler gibi önemli maddeleri doku ve organlara taşır. Plateletler (trombositler) kanın önemli hücrelerinden biridir. Temel görevi kanın pıhtılaşmasını sağlamanın yanısıra büyüme faktörleri salgılayarak doku iyileşmesini sağlar. Trombosit bakımından zengin plazma tedavisi olarak bilinen PRP (Platelet Rich Plasma), kişiden alınan kanın birtakım işlemlerden geçirildikten sonra, gerekli vücut dokularına enjeksiyonu şeklinde uygulanan bir tedavidir.




Estetik alanda sık kullanılan PRP tedavisi saç dökülmesi, cilt gençleştirilmesine çaredir. Seyrek ve zayıf saçlara sahip bireylerin saçlarını tekrar eskisi gibi sağlıklı ve güçlü hale getirmesine katkı sağlar. Saç dökülmesinin tedavisinde kullanılan en etkili tedavi yöntemlerinden biri olarak tanımlanmıştır. Kişinin kendisinden 10 cc miktarında alınan venöz kanı mikrofiltrasyon ve santrifüj yöntemleri ile ayrıştırıldıktan sonra elde edilen trombosit hücrelerinden zengin plazma saç köklerine uygulanır. Doku yenilenmesini sağlayan bu uygulama saç köklerinin kendini onarmasına ve daha sağlıklı uzamasına yardımcı olur. Büyüme faktörü etkisiyle saç ekimi sonrası saç köklerini uygulanan alanda kılcal damarlarla destekler, saç köklerinin çevresinde yeni damarların oluşmasını sağlayarak çift etki yaratmış olur. İnce telli ve sağlıksız saçların daha kalın olmasına ve hızlı uzamasını sağlayan PRP tedavisi tamamen kaybedilmiş saçların yeniden çıkmasına hiçbir katkı sağlamaz, fakat zamanında tesbit edilen genetik saç dökülmesinin engellenmesine yardımcı olur’’ dedi.

Doktor Suada Gasimova; Cilt gençleştirme amaçlıyla kullanılan PRP tedavisi yüz, boyun, dekolte, eller, bacak içleri, kollar gibi vücudun birçok alanına uygulana bilir. Bu işlemin en olumlu özelliği hiçbir yabancı madde olmadan tamamen doğal bir gençleşme ve destekleyici etki sağlamasının yanısıra sivilce ve yara izlerinin tedavisinde de olumlu sonuçları bilinmektedir. Kollajen üretimini artırır, cilt sorunlarını giderir ve uzun süreli etkiye sahip olur. Özellikle lazer ve peeling gibi uygulamalar sonrası derinin hızla yapılanmasını sağlar. İlk seanslardan itibaren cildin kuru ve mat görünümünü düzelterek elastikiyetini arttıran bu tedavi, yaşlanma sürecini yavaşlatmak isteyen her bireyin güvene bileceği bir yöntemdir.




Kanser hastaları, hamileler, trombosit fonksiyon bozukluğu olan hastalara bu işlemi yapmak kontrendikedir. Bu nedenle, işlemi mutlaka bir doktor yapmalı, ek hastalıklar yönünden değerlendirilmeli ve hastanın işleme uygunluğunu teyit ettikten sonra karar verilmelidir. Uygulama zamanı antikoagulyan seçimi çok önemlidir. Kan pıhtılaşmasını engellemek için kullanılır ve santrifüj işlemi için kullanılan tüplerde jel halinde bulunan bir maddedir. Sterilizasyon kurallarına ciddi bir şekilde uyarak ruhsatlandırılmış ve tarihi geçmemiş bir ürün kullanmak önem arz etmektedir.

Powered by WordPress & Theme by Anders Norén