Etiket: samet tosun

Yazar Sıla Bulut: ”Her zaman için mutlaka bir umut vardır ve hiçbir zaman pes etmeyin”

Samet Tosun: Yazmak başlı başına cesaret isteyen bir iştir. Peki sen yazmaya nasıl başladın? Hani bigün oturuyordun ve bir anda ben kitap yazmalıyım mı dedin J

Sıla Bulut: Birkaç nedeni var: Onlardan ilki, kitap  yazacağıma yakın zamanlar da “acaba Atatürk’ümü nasıl gururlandırabilirim?” diye düşünüyordum. Mustafa Kemal Atatürk’te kitap okumayı çok seven bir lider. Belki dedim kitap yazabilirim.

ikincisi ise, 1. Sınıfımdan beri hayalim aslında kitap yazmak. 1. Sınıfım da  daha çok fabl tarzı kitaplar yazardım.

Samet Tosun: Peki en başa dönelim, Sıla Bulut kimdir? Nasıl bir ailede büyüdü? Bize biraz Sıla Bulut’u anlatırmısın?

Sıla Bulut: Sıla Bulut, her daim mücadele eden çok güçlü bir kız. Onu hep destekleyen çok güzel bir ailede büyüdü. Ailemi çok seviyorum. Onlar iyi ki varlar. Kitabımda ki sözümün de dediği gibi “en büyük mucize ailedir.”

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

Samet Tosun: Yeni çıkacak olan kitabınızdan bahsedecek olursak eserinizde okuyucularımızı neler bekliyor?

Sıla Bulut: Çok güzel şeyler bekliyor bence. Öncelikle tabii ki bir “farkındalık” olacak insanlar için. Benim insanlardan öncelik isteğim buydu zaten. Biz Özel Gereksinimli Bireylerin farkında olunması, ona göre hareket edilmesi ve ona göre insanlar da  yeni fikirlerin oluşması. Kısacası insanların daha çok bilinçleneceğini düşünüyorum.

Samet Tosun: En çok hangi tür kitapları okuyorsunuz ve hangi yazarları takip ediyorsunuz?

Sıla Bulut: Psikoloji, kişisel gelişim kitapları okumayı daha çok severim. Takip ettiğim yazarlar aklıma şimdilik Doğan Cüceloğlu geldi. Çok severim.

Samet Tosun: Birazda ileriye yönelik projelerinden bahsedelim? İleriye dönük neler düşünüyorsun?

Sıla Bulut: İleriye dönük güzel şeyler düşünüyorum. 2. Kitabımı çıkarmayı düşünüyorum. 1. Sınıfım da ki hayalimi tamamıyla gerçekleştirmek ve ilerletmek, devamını getirmek istiyorum.  Fabl yazmayı düşünüyorum.

Samet Tosun: Peki Sıla Bulut’un 1 günü nasıl geçiyor? Bize bir gün içerisinde neler yaptığını anlatırmısın?

Sıla Bulut: Okul zamanında, sabahın erken saatlerinde okula gidiyorum. Öğleden sonra eve geliyorum. Hemen ardından fizik tedaviye gidiyorum. Akşam eve geliyorum, yemek yiyorum. Ders çalışıyorum. Boş vaktim olursa eğer müzik dinliyorum.

Tatiller de ise, yine kalkarım kahvaltımı yaparım. Öğleden sonra dışarı çıkar kitap okurum. Akşam eve gelir yemek yerim. Biraz dinlenirim ailemle vakit geçiririm.

Bu şekilde.

Samet Tosun: Ülkemizdeki kitap okuma oranları hakkında neler düşünüyorsun?

Sıla Bulut: Maalesef ki çok düşük. Bu çok üzücü bir durum ama ne olursa olsun kitap okunmalı. Bilinçlenmek için, kendimize zaman ayırabilmek için kısacası kendi iyiliğimiz için mutlaka kitap okumalıyız.

Samet Tosun: Son olarak okurlarımıza söylemek istediğin bir şeyler var mı?

Sıla Bulut: Her zaman için mutlaka bir umut vardır. Hiçbir şey için hiçbir zaman pes etmeyin hep devam edin. Emin olun ki başarılı olacaksınız. Kendimize her zaman inanalım, güvenelim. Kendimize her daim değer verelim, kendimizi sevelim. Kendimizi sevmek asla bencillik değildir. Sizleri seviyorum güzel okuyucularım.

Röportaj: Samet Tosun
samettosun@dskultursanat.net

Ecem Dipdağ ile hakkında merak edilenleri konuştuk!

Samet Tosun: Hayatıma nasıl bir anlam kattım ? diye bir şey sorsam bana neler söylersin ?

Ecem Dipdağ: Hayatıma 2006 yılında eşim girerek anlam kattı. 2011 yılında evlenerek taçlandırdık. 2021 yılındayız ve 3 tane oğlum var, hayatıma anlam katan şeyler işte bunlar diyebilirim.

Samet Tosun: Bizlere biraz hayata bakış açından bahseder misin?

Ecem Dipdağ: Öncelikle hayata bakış açım evlatlarıma iyi bir anne olabilmek Hayat felsefem ise iyilik yapan iyilik bulur kötülük yapan kötülük bulur Ben asla iyilik yapmaktan vazgeçmeyeceğim Düşünsenize bugün varız yarın yokuz 🙂




Samet Tosun: Peki müzik ne zaman girdi hayatına yada şöyle sorayım, müzik ile ne zaman tanıştın ?

Ecem Dipdağ: 1999 Marmara Depreminde tanıştım Ondan öncesinde müzik öğretmenim bendeki yeteneği fark etti. Annem ise keşfedip çalıştırmaya başladı. 10 yaşında ilk öğrendiğim Türk Sanat Müziği eserlerinden ”Ömrümüzün Son Demi Son Baharıdır” artık lisede ise çok sevdiğim müzik öğretmenim Levent Akbaş desteğini benden hiç esirgemedi, bana sopranom derdi müziği bana daha da sevdirdi.

https://dskultursanat.net/kim-kimdir/ecem-dipdag-kimdir/

Samet Tosun: En başa dönelim, nasıl bir aile ve çocukluk geçirdin bize bahseder misin ?

Ecem Dipdağ: Çocuk olmanın en güzel yanı; istediğin zaman ağlayabilmekti. Büyüdükçe insanlar gizli gizli ağlıyor çünkü.

Samet Tosun: Sana gelen olumsuz eleştiriler oluyor mu ? peki bu seni olumsuz etkiliyor mu yoksa kendimi daha fazla nasıl geliştirebilirim diye çalışmalar yapıyor musun ?

Ecem Dipdağ: Tabiki olumsuz eleştiriler alıyorum ama beni etkilemiyor Meyve veren ağaç taşlanır

Samet Tosun: Müzik neden bu kadar önemli senin için ?

Ecem Dipdağ: Müzik ruhun gıdasıdır Şarkı söylediğimde mutlu oluyorum Müzik hayatın sevinci ruhun neşesi ve herseyidir demiş Mustafa Kemal Atatürk.

Samet Tosun: Peki müzikten önce ben ve sonra ben diye kıyas yapsak ne dersin ?

Ecem Dipdağ: Müzikten önce yine ben vardım Müzikten sonra da yine ben varım

Samet Tosun: Son olarak yeni projelerinden bahsedelim ? ve DS Kültür Sanat okurları için neler söylemek istersin ?

Ecem Dipdağ: Sizinle röportaj yapmaktan çok büyük keyif aldım Sevgili okurlariniza dergiyi takip etmelerini rica ediyorum Aşkla kalın sevgiyle kalın dostça kalın hoşçakalın.

Röportaj:
Samet Tosun
dskultursanat@yahoo.com

Samet Tosun’un kaleminden ”internet in, televizyon out”

Bunun farkında olan televizyon kanalları bu pazardaki payını alabilmek için dijital dünyadaki yerini almaya başladı!

Son zamanlarda herşeyin olduğu gibi televizyonunda pek bir öneminin kalmadığını söyleyebilirim. Televizyon kanalları alıntı ve kopya projeleri izleyicinin önüne sürerek bu konuda bir beklenti içerisine girmesi ayrıca reklam sürelerinin beklenenden daha uzun sürmesi vb. nedenlerden dolayı geleneksel medya olarak adlandırılan televizyon için hazin son mutlak başarısızlık.Televizyonda çıkan reklamlardan sıkılanlar için büyük bir alternatif haline gelen dijital platformlar hızla yayılmaya devam ediyor. Bunun en güzel örneği ise tüm tüm dünya’da yayın yapan ve dünya pazarını elinde bulunduran Netflix oldu.

Yayınladığı yerli, yabancı diziler ve filmlerle olay olan platform, Türkiye pazarınada girerek Türk dizileri hazırlamaya başlayarak kısa bir süre içerisinde bu pazarda önemli bir payında sahibi oldu.Türkiye pazarından payını isteyen bir diğer dijital platform ise Blu tv oldu. Hiç azımsanmayacak kadar takipçisi olan ve hazırladığı proje dizileri ile iddasını sürdürüyor. Haa birde Puhu tv var, onu atlamak olmaz, özellikle yayınladığı Fi ve Çi isimli kitaplardan uyarlanan dizi ile çok büyük bir çıkış yakaladı. Hatta bu dizi daha sonrasında Show tv’de yayınlanmıştı. Netflix ve Blu tv’nin hazırladığı projelerin daha kaliteli olması izleyiciyi yeni dünya’ya çekmeye devam ediyor. Bunun farkında olan televizyon kanalları bu pazardaki payını alabilmek için dijital dünyadaki yerini almaya başladı bile, bunun en bilindik örneğini geçtiğimiz aylarda Fox tv gerçekleştirdi.

Yeni projelerini Foxplay üzerinden izleyici ile buluşturan kanal, bu pazarda bende varım dedi. İlerleyen zamanlarda ben inanıyorum ki tüm kanallar böyle bir adım atacaklar. Şöyle bir geçmişe baktığımızda Türkiye’nin 1970’lerde başlayan televizyon yolculuğu sanırım yavaş yavaş yerini yeni nesil medya olarak kabul edilen dijital platformlara bırakıyor. Sosyal medya yasaklarının ise yeni nesil medyayı nasıl etkileceğini önümüzdeki zaman dilimi içerisinde izleyerek göreceğiz.

Samet Tosun
samettosun@dskultursanat.net

Powered by WordPress & Theme by Anders Norén