Tan Taşçı’nın merakla beklenen yeni albümünden 5. tekli yayında!

Tan Taşçı, 12 Eylül’de tamamını dinleyicisiyle buluşturacağı “Sende De Benden Var” albümünden şarkılarını yayınlamaya devam ediyor. Söz, müzik ve düzenlemesi Taşçı’ya ait olan, albümün beşinci teklisi “Giderken” TCTVL etiketiyle tüm dijital platformlarda yerini aldı.




Etnik Türk enstrümanlarının büyüleyici dokusunu, modern pop tınılarıyla buluşturan “Giderken”, yoğun duygusal atmosferi ve etkileyici sözleriyle öne çıkarken, Tan Taşçı’nın güçlü slowlarından biri olarak diskografisinde özel bir yer ediniyor.




“Sende De Benden Var” albümü, Tan Taşçı’nın kariyerinin en kişisel ve bütünlüklü projesi olarak, sanatçının imzasını taşıyan derinliği yüksek şarkılar ile dikkat çekiyor. Sanatçının titizlikle hazırladığı ve merakla beklenen yeni albümü için geri sayım devam ediyor.

Çilem Duman’dan Urfa türküsüne modern dokunuş!

Sanatçı Çilem Duman, geleneksel Urfa türküsü “Ayağında Kundura”yı modern bir yorumla yeniden seslendirdi. Operatik vokaliyle esere farklı bir ruh katan Duman’a, genç rapçi Orçun Baran sözleri ve vokaliyle eşlik etti.




Projenin klibi, yönetmen Ali Eşitmez imzasıyla İstanbul’un tarihi semti Balat’ta çekildi. Çalışma, Seyhan Müzik etiketiyle tüm dijital platformlarda müzikseverlerle buluştu. Eserin mix’ini Orçun Baran, mastering’ini ise Emre Kıral üstlendi.

Projeye dair konuşan Çilem Duman, türkülerle kurduğu bağı şu sözlerle dile getirdi: “Ben Anadolu’nun ruhundan yetişen bir sanatçıyım. Özümüz olan türküler benim için çok kıymetli. Gençlerle buluşmak için onların sevdikleri modern formatları da kullanıyoruz. ‘Ayağında Kundura’da opera, rap ve popu bir araya getirdik. Eminim dinleyicinin ruhuna işleyecek.”




Duman, türkülerdeki toplumsal hafızaya da dikkat çekerek, “Anadolu’nun duyguları, gerçek yaşanmışlıkları bu eserlerde saklı. Samimiyet ve gerçeklik onların ana temasıdır” dedi.

Sanatçı, projesiyle dinleyiciyi hem geçmişe hem de geleceğe taşıyan bir yolculuk hedeflediğini vurguladı: “Eskiden beslenip yepyeni bir yol açmak istiyorum. Opera vokallerim, rap bölümleri, pop ve elektronik düzenlemeler bir arada. Bu çok yönlü proje, dinleyiciye yeni bir kapı açacak.”

Fatma Turgut’tan aşkın sessiz vedası: “Güzel bir son”

Türk rock müziğinin güçlü sesi Fatma Turgut, dinleyicilerini biten bir aşkın ardından gelen o derin sessizlikle buluşturuyor. “Güzel Bir Son”, hüzünle kabullenişin iç içe geçtiği bir hikâye anlatıyor.




Sözleri Fatma Turgut ve Umut Er’in ortak kaleminden çıkan şarkının bestesi ve aranjesi Umut Er imzası taşıyor. Fatma Turgut, güçlü yorumuyla bu defa vedanın en zarif halini kelimelere taşıyor. “Güzel Bir Son”, Avrupa Müzik etiketiyle tüm dijital platformlarda yayınlandı.

Burcu Kısakürek’ten cesur bir hesaplaşma!

Pop, caz, elektro pop gibi birden fazla müzik türünü harmanladığı başarılı projeleriyle tanınan Burcu Kısakürek, yeni şarkısı ‘’Öyle Pişmanlıklar’’ ile müzikal yolculuğunda bu kez en derin duygulardan biriyle hesaplaşıyor: pişmanlık.




Sanatçının pandemi döneminde yazdığı ve isyankar ruhunu müzikle ifade ettiği yeni teklisi “Öyle Pişmanlıklar” bir hesaplaşma şarkısına dönüşüyor. Söz ve müziği Burcu Kısakürek’e ait olan şarkı, Ateş Berker Öngören’in modern ve cesur düzenlemesiyle bambaşka bir boyuta taşınıyor. Elektronik ve rap unsurlarla harmanlanan şarkı, dinleyiciyi kendi pişmanlıklarıyla yüzleşmeye davet ediyor.

Sanatsal Bir Görsel Dünya!

Şarkının iddialı görsel dünyası da en az müziği kadar etkileyici. Klipte, Umut Yıldırım’ın bir sanat galerisini andıran kısa videoları ve güçlü portreleri kullanıldı. Bu görsellerin konsept tasarımı, styling ve post-production süreçleri U Studio tarafından, videolar Burak Özen tarafından ve saç tasarımı Engin Çakmak tarafından gerçekleştirildi.




Burcu Kısakürek’in en cesur işlerinden biri olan “Öyle Pişmanlıklar”, GTR Müzik etiketiyle tüm dijital platformlarda yayınlandı.

Emre Fel’den albüm öncesi yeni şarkı!

Yeni Anadolu’nun temsilcisi başarılı sanatçı Emre Fel, merakla beklenen ikinci stüdyo albümü ‘’Eyvahlar Olsun’’ un habercisi ilk tekli olan ‘’Hayır Gelmez’’ şarkısını dinleyicilerle buluşturdu. Emre Fel’in özgün müzik yolculuğunda yeni bir dönemi işaret eden şarkı, Sonbahar aylarında yayımlanması planlanan yeni albüm ile ilgili de önemli ipuçları veriyor.




Sözü, bestesi ve düzenlemesi sanatçının kendisine ait olan “Hayır Gelmez” şarkısı Anadolu rock ruhunu hissettirirken aynı zamanda daha enerjik ve dinamik bir sound sunuyor. Bugüne kadar yayımladığı hit şarkılarla geniş bir hayran kitlesi edinen ve müzik listelerinde üst sıralara yerleşen Emre Fel, yeni şarkısı “Hayır Gelmez” ile başarısını bir adım daha ileri taşımaya hazırlanıyor.




Şarkının görsel dünyasını tamamlayan video klibin yönetmenliğini ise Samet Eruzun ve Ümit Şahin üstlendi. Kurgusu ve güçlü atmosferiyle dikkat çeken klip, bir judo salonunda çekilerek şarkının enerjisini görsel olarak da pekiştiriyor.

Güzel şarkıcı Öykü Gürman’dan yeni single!

Kendine has sesi ve çok yönlü sanat kimliğiyle iz bırakan Öykü Gürman, Pasaj Müzik etiketiyle yayınladığı yeni teklisi “Öderim Bedeli” ile müzikseverleri derin bir içsel yolculuğa davet ediyor.

Öykü Gürman, bu çalışmasında dinleyicisini duyguların en derinine davet ediyor. Parçanın nakaratında yer alan “Kadere de inat yediysem bir halt, öderim bedeli, ne kadar olabilir zarar?” cümlesi, bir yandan hayatla inatlaşan bir ruh halini yansıtırken, diğer yandan yaşanan her şeyin sorumluluğunu alma cesaretini, içsel bir kabullenişi ve kaderle barış içinde bir teslimiyeti ortaya koyuyor. Bu şarkıda isyan sessizce yerini farkındalığa, şikâyet şükre bırakıyor.




Bu parça; güçlü olmak zorunda kalanların, yorulsa da içsel dengeyi bulmayı seçenlerin, bazen susarak teslim olanların şarkısı. Gürman’ın sesi, bu içsel katmanları büyük bir samimiyet ve duygusal derinlikle dinleyiciye ulaştırıyor.

Söz ve müziği Özlem Güneykaya’ya ait olan bu şarkı; savrulmuş bir ruhun hayata tutunma çabasını, farkındalıkla gelen kabullenişi ve dingin bir teslimiyeti anlatıyor.




Melihcan Ataklar’ın duygu odaklı düzenlemesi, Yalçın Yakın’ın sıcak gitarları ve Aliş Kaygusuz’un dokunuşlarıyla parçanın ses evreni sade ama yoğun bir atmosfer yaratıyor. Kayıtlar, Fade Out Studios’ta Kerem Cakıroğlu ve Gökhan Doğum tarafından alındı.

Gül Sunal Anamur’da yoğun ilgi gördü: Beni ve Kemal’i sarıp sarmaladılar!

Anamur Belediyesi tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen 1. Kitap Festivali, üçüncü gününde de kitapseverlerin yoğun ilgisiyle devam etti. Festival kapsamında gerçekleştirilen etkinliklerde, Yeşilçam’ın efsane ismi Kemal Sunal’ın eşi Gül Sunal ile kültür-sanat dünyasının önemli isimleri Anamurlularla buluştu.




Gül Sunal, festival kapsamında düzenlenen söyleşi ve imza gününde sanatseverlerle bir araya geldi. “Kemal, Hadi Gel Bi Kahve İçelim” adlı kitabını imzalayan Sunal, Anamurluların ilgisinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.




“Kitabım Anamurlu dostlarım tarafından büyük ilgi gördü. Dostlarım diyorum çünkü öyle güzel sarıp sarmaladılar ki beni… Kemal’i… Çok teşekkür ederim,” ifadelerini kullanan Sunal, etkinlik sonunda okurlarıyla hatıra fotoğrafı çektirdi.

“Güneşin Karanlığında Kosova” 5 Eylül’de vizyonda”

Türk sinemasının merakla beklenen yapımı “Güneşin Karanlığında Kosova”, 5 Eylül’de sinemaseverlerle buluşacak. Yönetmenliğini Haktan Özkan’ın, idari koordinatörlüğünü Canan Yılmaz’ın üstlendiği film; aksiyon, dram ve politik gerilim türlerini bir araya getiriyor.




Sadece bir ajan hikâyesi olmanın ötesine geçen yapım, Balkanlar’ın ruhunu, tarihî dokusunu ve Anadolu’nun yüzyıllık hikâyelerini çok katmanlı bir anlatımla beyazperdeye taşıyor. Film, Türk ajanlarının Balkanlar’da çıkması muhtemel büyük bir savaşı engelleme mücadelesini merkezine alırken, savaşın bireysel ve toplumsal etkilerini de gerçekçi bir dille aktarıyor.

Başrollerde Gökhan Tunalıgil, Ayhan Krüezi ve Ebru Taşçı yer alıyor. Tunalıgil’in canlandırdığı özel ajan Mirsad ile Taşçı’nın hayat verdiği Kosova İstihbarat Şefi Ayser, Kosova’ya yapılacak büyük bir saldırıyı durdurmak için güçlerini birleştiriyor. Mirsad’ın çocukluk arkadaşı Haris’i ise Ayhan Krüezi canlandırıyor. Karakterlerin geçmişe dayanan bağları, aksiyon sahnelerine güçlü bir dramatik derinlik katıyor.




Türkiye, Sırbistan, Bosna-Hersek ve Kosova’da çekilen film, Balkan coğrafyasının tarihî atmosferini yansıtarak hikâyeye görsel bir zenginlik kazandırıyor. Ümit Acar, Müge Ulusoy, Bora Sivri, Ali Düşenkalkar, Ayhan Işık ve Kosovalı sanatçı Sonay Buş gibi isimler de geniş oyuncu kadrosunda yer alıyor.

Çiçek Yapım imzasıyla çekilen ve CJ ENM Türkiye tarafından dağıtılacak olan “Güneşin Karanlığında Kosova”, savaş, dostluk, fedakârlık ve geçmişle yüzleşme temalarını işleyerek her kesimden izleyiciye hitap eden güçlü bir sinema deneyimi sunmayı hedefliyor.

Reklamcılığın Duayeni Oğuzhan Akay’dan sektöre dair çarpıcı mesajlar “reklamcılık iş değil, aşktır!”

Reklamcılık dünyasının duayen isimlerinden Oğuzhan Akay, 40 yılı aşkın sektör deneyimiyle reklamcılığın ruhunu ve değişen dinamiklerini değerlendirdi. İlancılık döneminden bu yana Hulusi Derici ile aynı çatı altında çalıştığını belirten Akay, sektördeki dönüşüme dair dikkat çekici açıklamalarda bulundu.




“Reklamcılık bir iş değil, aşk ve tutku mesleğidir” diyen Akay, bugüne kadar yüzün üzerinde markayı ya oluşturduklarını, ya da sektörde lider konuma getirdiklerini ifade etti. Reklamcının marka ile kuyumcu titizliğinde ilgilendiğini vurgulayan Akay, “Markanın karatını ölçeriz, sıfırdan alıp büyütür ya da güçlü ise lider yaparız” dedi.

Son dönemde markaların influencer odaklı pazarlama çabasını da eleştiren Akay, “Takipçi sayısı uğruna markalaşmaya çalışanlar var. Ancak bu insanların hangi iletişim deneyimine güveniliyor? Sonuçta eski zamanlarda berberler diş de çekerdi ama sonrası malum… Aynı hesap,” ifadelerini kullandı.

Sektördeki profesyonellik anlayışına da değinen Akay, kurum içindeki kişilerin sunumlara cevap vermemesini eleştirerek, “O zaman hangi kurumsallıktan bahsediyoruz? Önce birbirimize adam gibi davranalım, emeğe saygı duyalım,” dedi.




Reklamcılar Derneği Onursal Başkanı, RYD ve TYS üyesi olan Oğuzhan Akay, bugüne dek sayısız reklamcı yetiştirdiğini belirtirken, “Evlatlarım ajans ve marka tarafında en üst düzey pozisyonlara geldi. ‘Vurun ulan, vurun biz yıkılmayız’ sözü var ya… İşte o ruh bizde hep var,” şeklinde konuştu.

Starlink uyduları sessiz bir silahlanma ve radyasyon tehdidi mi?

SpaceX’in küresel internet ağı kurma hedefiyle başlattığı Starlink projesi, dünya yörüngesinde giderek büyüyen bir dijital ağ oluşturuyor. 2025 Temmuz ayı itibarıyla yörüngedeki Starlink uydu sayısı 8 bini aşmış durumda. Ancak bu teknolojik büyüme, yalnızca iletişim alanında değil; askeri, çevresel ve sağlık boyutlarıyla da uluslararası kamuoyunun dikkatini çekiyor.




Starlink uydularının bir kısmının, askeri amaçlarla kullanılabilecek yüksek enerjili lazer sistemleri taşıdığına yönelik iddialar, son dönemde özellikle stratejik analiz platformlarında sıkça dile getiriliyor. ABD Savunma Bakanlığı’nın SpaceX ile çeşitli savunma ve gözetim projelerinde birlikte çalıştığı bilinirken, bazı askeri uzmanlar bu iş birliğinin sadece internet altyapısıyla sınırlı olmadığını savunuyor.

Yörüngeye yerleştirilen bu uyduların, hedef tespiti, düşman sinyallerini bastırma ya da uzay tabanlı müdahale sistemleri için kullanılabileceği iddiaları, sivil projeler üzerinden yürütülen askeri teknoloji yayılımı tartışmalarını alevlendiriyor. Konuya ilişkin SpaceX cephesinden ise bugüne kadar herhangi bir açıklama yapılmış değil.




Starlink uydularının yaydığı yüksek frekanslı radyo dalgaları, sağlık uzmanlarının ve çevrecilerin başka bir endişesini oluşturuyor. Elektromanyetik radyasyon, iyonlaştırıcı nitelikte olmasa da, özellikle uzun süreli ve yoğun maruziyet durumunda biyolojik sistemleri etkileyebileceği yönünde bulgular mevcut.

Uzmanlar, bu radyasyonun insan hücreleri üzerindeki etkileri kadar, kuş göçleri, böcek yön bulma mekanizmaları ve bitki gelişimi üzerinde de olumsuz sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor. Ancak bu konuda hâlâ yeterli bilimsel veri ve bağımsız araştırma bulunmaması, teknolojinin etkilerinin kamu denetiminden uzak bir biçimde yaygınlaştığı eleştirilerine yol açıyor.




Lazer silah iddiaları, radyasyon riski ve şeffaflık eksikliği bir araya geldiğinde, Starlink yalnızca bir internet projesi olmaktan çıkıyor; aynı zamanda jeopolitik, etik ve bilimsel bir tartışmanın merkezine yerleşiyor.

Page 3 of 478

Powered by WordPress & Theme by Anders Norén